Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Ben Annemin Allah Yolunda Hediyesiyim

M Çevrimdışı

MuslimAlmani

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ben Annemin Allah Yolunda Hediyesiyim


615585802.gif


ONLİNE DİNLE
Ubeydullah Arslan
[D]18693[/D]

jihadmin . com sunar
 
halid.bin.velid Çevrimdışı

halid.bin.velid

Üyeliği İptal Edildi
Banned
bilgi için sagol akhi Ubeydullah Arslan...vallah çok güzel anlatmış insan içine işliyor sözleri maşallah rabim ayaklarını sabit kılsın
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
ah ahh güya bizde müslümanız :( yok böyle bir şuur sübhanALLAH ALLAHu akberrr

RABBİM,bizi de kendi katına bir hediye olarak kabul buyur aminnnn
 
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
:(:(:(:(amin:(:(:(Rabbimiz:(amin:(bizi terbiye et:(:(:(bizi bize bırakma:(:(eğer bizi bize bırakırsan muhakkak biz sapıtırız:(:(:(
 
C Çevrimdışı

cihad_38

Üye
İslam-TR Üyesi
ebu kutame henüz şehid olmamış gençten eğer şehid olursa kendisine şefaat edeceğine söz vermesini istemiş şart koşmuş.
Tevhid akidesini benimseyen muvahhidler "ŞEFAAT YA RASULULLAH" sözünü söylemezler.
alıntı yaptığım kısımda evet cevap verilmiş,yani peygamberimiz bile ancak Allah izin verdikten sonra şefaat edebilir denilmiş.
ama ebu kutame eğer Allah izin verirse bana şefaat et demiyor,ısrarla sözünü unutma diye sesleniyor. bir yanlışlık yok mu?
evet şimdi o genç de Allah izin verirse şefaat edecektir denilecek. yani ebu gutame şefaatin ancak Allah izniyle olacağını bilerek bu sözü söylemiştir denilecek,
ama zaten hiç bir müslüman şefaat ya rasulullah derken Allah izin vermesede peygamberimiz şefaat edebilir demiyor ki ! aynen ebu gutamenin o gence seslendiği gibi herşeyi bilerek rasulullah'a sesleniyor.
 
I Çevrimdışı

ismt

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Ebû Hanife şöyle diyor:

"Dua eden bir kimsenin: Filanın hakkı için veya nebilerinin ve Rasûllerinin hakkı için veya Beytü'l-Haram ve Meş'ari'l-Haram hakkı için senden istiyorum demesi mekruhtur." (ez-Zebîdî, İthafu's-Sâdeti'l-Müttekîn bi Şerhi'l-ihyail Ulûmi'd-Din, CM, s. 285; Aliyyu'l-Kârî, Şerhu'l-Fıkhi'l-Ekber, s. 198; ibnu Ebi'l-'izz el-Hanefî ,Şer-hu'l-Akideti't-Tahâviyye, s. 297.)


Şeyhül-islâm ibn Teymiyye şöyle diyor:

Ebu Hanife ve arkadaşlarının söylediği "Allah'tan yaratıkları vasıtasıyla bir şey istenmez" şeklindeki bu sözün iki anlamı vardır: Birincisi: Bu, bir kimsenin yaratıkları zikrederek yemin etmesine mani olan diğer imamların görüşüne uygundur. Çünkü yaratığı zikrederek yaratığa yemin etmek engellenince yaratığı zikrederek yaratıcıya yemin etmenin engellenmesi daha evla ve daha doğru olur. Peygamber'in Sünnetinde de ifade edildiği gibi bir kimsenin yaratıkları zikrederek yemin etmesi onları yaratıcısına şirk koşmak demektir. Peygamber salAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Allah'tan başkasıyla yemin eden kimse şirk koşmuştur." İkincisi: Saygı duyulan bir kimseyi zikrederek dua etmektir. Mesela Peygamberler hakkı için diye dua etmek gibi, Bu konu ihtilaflıdır. Ebu Hanife ve arkadaşlarından bunun caiz olmadığı daha önce geçmişti, insanlardan bunu caiz görenler de vardır. ( el-Kaidetu'l-Celiyyefi't-tevessuli ve'l-Vesile, S. 83-99. 90)

Büyük âlim Ali İbn Ebi'l-'lzz el-Hanefî -Allah rahmet eylesin-"Şerhu'l-Akîdeti't-Tahâviyye" isimli eserinde şöyle diyor:

Dua ederken dünyada Peygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem- ve başkalarını şefaatçi kılmaya ve bu yolla dilekte bulunmaya gelince; bunun ayrıntılı bir şekilde ele alınması gerekir.

Şöyle ki:

Dua eden kimse bazen "Peygamberinin hakkı için" yahut "filanın hakkı için" diyerek Allah'ın mahlukatından herhangi bir kimseyi zikredip Allah'a yemin etmektedir. Bu iki yönden sakıncalıdır:

1 - Evvela bu Allah'tan başkasının adı ile yemin etmektir.
2- ikinci olarak herhangi bir kimsenin Allah'ın üzerinde hakkı bulunduğuna inanmaktır.

Allah'tan başkası adına yemin etmek de caiz değildir. Allah'ın kendisi üzerinde bir hak olarak belirlemiş olması hali dışında, kimsenin de Allah üzerinde herhangi bir hakkı yoktur. Yüce Allah'ın şu âyetinde buyurduğu gibi: "Müminlere yardım etmek bizim üzerimizde bir haktır." (Rum: 47)

İbn Ebi'l-İzz sonra şöyle diyor:

Bazen de; "filanın sen'in nezdindeki makamı hürmetine" yahut ta: "Peygamberlerinin, Rasûllerinin ve velilerinin yüzü suyu hürmetine" diye bir ifade kullanılır. Bundan kasıt ise, "Filan kişinin Senin yanında değeri, şerefi ve mevkii vardır. İşte bundan dolayı bizim duamızı kabul buyur" demektir. Ancak bu da sakıncalıdır. Çünkü eğer Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem hayata olduğu sırada ashab-ı kiram bu şekilde tevessül etmiş olsalardı şüphesiz ölümünden sonrada böyle tevessül ederlerdi. Ancak onlar, Peygamber hayata iken onun duası ile tevessül ediyorlardı. Ondan kendilerine dua et¬mesini istiyorlardı, kendileri de onun duasına amin diyorlardı.

Nitekim yağmur duası olayı ile ilgili rivayette ve diğerlerinde bunu görüyoruz. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem 'in vefatından sonra Ömer radıyAllahu anh yağmur duasına çıktıkları sırada şu şekilde dua etmişti.

"Allah'ım, bizler kuraklıkla karşı karşıya kaldığımızda Peygamberimiz ile sana tevessül ediyor, sen de bize yağmur yağdırıyordun. Şimdi de peygamberimiz'in amcası vasıtasıyla sana tevessül ediyoruz."

Bu ise, biz onun Rabbine duasıyla, onun şefaatiyle ve onun dilemesiyle sana tevessül ediyoruz, demektir. Yoksa onunla sana yemin ediyoruz, yahut onun Sen'in nezdindeki mevkii dolayısıyle Sen'den diliyoruz, demek değildir. Çünkü maksat bu olsaydı elbetteki Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem 'in mevkii, amcası Abbas'ın radıyAllahu anh mevkiinden çok çok daha büyüktür.

Bazen de dua edenler: Benim Rasûlüne bağlılığım, ona olan sevgim ve imanım için; diğer peygamberlerine, Rasûllerine imanım için ve onları tasdik ettiğim için... gibi ifadeler kullanırlar. Bunlar dua sırasında tevessül ve şefaat istemek üzere kullanılan ifadelerin en güzel olanlarındandır." (İbn Ebi’l-İzz, Şerhu'l-Akîdet'i-Tahâviyye, s. 294-297.9)
 
Üst Ana Sayfa Alt