Çevrimdışı
ben suriye'den Halid
bir bir anlatmak isterdim size yaşananları
hangi kelimeden yana kullanayım hakkımı?
oysa sizler imanınızı kalbinize hükümdar kılmıştınız
ensar ve muhacire övgü dolu bakışlarınızı nedir bizden alıkoyan?
mekke'den hicret eden Ammar'a da vatan haini mi dediniz?
Fatıma'nın babası için attığı çığlıklarla sarsılırken kalbiniz
bizim şiddetli depremlerimizde yerinizden firar edebildiniz mi?
ben suriye'den Halid
bütün çocukların vekaletini verdiği kirli ellerin sahibiyim
güneşin üzerimize doğmadığı bir günün bitiminden yazıyorum
rüzgarın yüzümüzü yalarkenki mayhoş tada hasretliğimi yazıyorum
burada oyuncak yok
burada oyuncak bizleriz
sizin son sesteki müziklerinizi bastırır bizim nağmelerimiz
hoş, hangi ritim bir tankı bastırabilir öyle değil mi?
tankların sustuğu bir anda yazıyorum
olur da sesimi duyamaz, bizden gafil kalırsınız diye
duyup da görmezden gelme ihtimalinizi taşımaz benim yüreğim
ben suriye'den Halid
insanlığı sınıfta bırakan imtihan diyarından yazıyorum
gözlerimle anlatırım doyumsuzluğunu kafirlerin
öyle yüzümdeki yaralara aldırmayın
hangi çocuk düşmemiştir ki zaten küçüklüğünde?
yoksa bu umarsızlığınızı başka nasıl açıklayabilirdim küçüklerime?
ben suriye'den Halid
ırkı bir kenara itmiş, hala insan kalabilmiş kesime yazıyorum
ben bütün dilsizlerin, çığlıksızların sesiyim
ses tellerimi olağanca gücüyle zorlayan benim
hani o paçalarından kir akan
ama gözyaşlarıyla pür-i pak olan çocuk
işte o benim!
ben suriye'den Halid
size içinizden, derinlerinizden sesleniyorum
bakmayın böyle küçük göründüğüme
hepinizin vicdanından bir parçayı elimde tutabilecek kadar
ve onu sızlatıp derbeder edebilecek kadar güçlüyüm ben
benim adım Halid
benim adım Yusuf
benim adım Halep
benim adım Suriye
Filistin, Irak, Afganistan, Bosna...
ben arap değilim
kürt, türk, alman, özbek, afgan...
ben ırktan soyutlanan bir miniğim
benim adım Halid
insanlığın ölmediğine inanan yüreğimden yazıyorum
benim adım Halid
üzerimize sabrı yağdır diyen bir topluluktan yazıyorum
benim adım Halid
size Cennet'e giden yolu tarif etmek için yazıyorum...
Ümmü Erva
bir bir anlatmak isterdim size yaşananları
hangi kelimeden yana kullanayım hakkımı?
oysa sizler imanınızı kalbinize hükümdar kılmıştınız
ensar ve muhacire övgü dolu bakışlarınızı nedir bizden alıkoyan?
mekke'den hicret eden Ammar'a da vatan haini mi dediniz?
Fatıma'nın babası için attığı çığlıklarla sarsılırken kalbiniz
bizim şiddetli depremlerimizde yerinizden firar edebildiniz mi?
ben suriye'den Halid
bütün çocukların vekaletini verdiği kirli ellerin sahibiyim
güneşin üzerimize doğmadığı bir günün bitiminden yazıyorum
rüzgarın yüzümüzü yalarkenki mayhoş tada hasretliğimi yazıyorum
burada oyuncak yok
burada oyuncak bizleriz
sizin son sesteki müziklerinizi bastırır bizim nağmelerimiz
hoş, hangi ritim bir tankı bastırabilir öyle değil mi?
tankların sustuğu bir anda yazıyorum
olur da sesimi duyamaz, bizden gafil kalırsınız diye
duyup da görmezden gelme ihtimalinizi taşımaz benim yüreğim
ben suriye'den Halid
insanlığı sınıfta bırakan imtihan diyarından yazıyorum
gözlerimle anlatırım doyumsuzluğunu kafirlerin
öyle yüzümdeki yaralara aldırmayın
hangi çocuk düşmemiştir ki zaten küçüklüğünde?
yoksa bu umarsızlığınızı başka nasıl açıklayabilirdim küçüklerime?
ben suriye'den Halid
ırkı bir kenara itmiş, hala insan kalabilmiş kesime yazıyorum
ben bütün dilsizlerin, çığlıksızların sesiyim
ses tellerimi olağanca gücüyle zorlayan benim
hani o paçalarından kir akan
ama gözyaşlarıyla pür-i pak olan çocuk
işte o benim!
ben suriye'den Halid
size içinizden, derinlerinizden sesleniyorum
bakmayın böyle küçük göründüğüme
hepinizin vicdanından bir parçayı elimde tutabilecek kadar
ve onu sızlatıp derbeder edebilecek kadar güçlüyüm ben
benim adım Halid
benim adım Yusuf
benim adım Halep
benim adım Suriye
Filistin, Irak, Afganistan, Bosna...
ben arap değilim
kürt, türk, alman, özbek, afgan...
ben ırktan soyutlanan bir miniğim
benim adım Halid
insanlığın ölmediğine inanan yüreğimden yazıyorum
benim adım Halid
üzerimize sabrı yağdır diyen bir topluluktan yazıyorum
benim adım Halid
size Cennet'e giden yolu tarif etmek için yazıyorum...
Ümmü Erva
