aykut kuşkayanın seslendirdiği oldukça güzel bir ezgi hep dinlerim... :öptüm:///
şiir-söz: a. halet çelebi - özdemir asaf
müzik: şafak tavkul
ibrahim
ibrahim, içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrahim, güneşi evime sokan kim
hazana durmuş bahçelerin
solgun aydınlığında gül
düşmüş çilelerin son yaprağı da
kucağına gül
bin nemrut yüklendi omuzlarına
bir nemrut'un ocağını
bin uşakla harlasalar ateşi
yine dönüşür ibrahim'e gül
yanmaktadır, yakılmaktadır
kor olmuştur yürekler
yeter ihya için bir selamın
bağdat ile şam'a gül (kısaltılmıştır...)
şiirin tahlili:Kapitalizmin insanlığı esir aldığı, sözde demokrasilerin, oligarşik diktalara dönüştüğü çağımızda, insanların önüne, dünyevi putlar koyan bu kapitalist zihniyeti, usta şair Asaf Halet Çelebi, “İbrahim” şiirinde çok güzel anlatıyordu.
Şiirin ilk mısralarında,
“İbrâhim içimdeki putları devir, elindeki baltayla/ Kırılan putların yerine yenilerini koyan kim” diyen Çelebi, Hz. İbrahim’in kırdığı putlara vurgu yaparak, onun putları bir bir nasıl yok ettiğini hatırlatıyordu. Çelebi, “Kırılan putların yerine yenisini koyan kim” derken, kapitalizmin hayatımızın içinde var ettiği yeni putlara dikkat çekiyordu.
Cahiliyye dönemindeki putları yapanlar belliydi, peki bu yeni putları kim yapıyordu ? Çelebi, bu yeni putların kim tarafından yapıldığını biliyordu. İnsanların hayatına yeni putlar koyan, kapitalist düzenden başkası değildi. İspanya’da Lorca’yı kurşuna dizerek İspanya’yı karanlığa boğanlarla, insanlığın önüne, dünyevi zevk ve ihtirasları koyanlar aynı zihniyetin ürünüydü. Çelebi, bu zihniyeti şiirin ikinci kıtasında “Güneş, buzdan evimi yıktı, koca buzlar düştü/
Putların boyunları, kırıldı/ İbrahim, putları evime sokan kim” diye sorarak izah ediyordu. Çelebi, “Buzdan evler” derken modern hayatın bizden alıp götürdüklerini kastediyordu. “Buzdan evler” modern hayatın putlarının, sıkça konuşulduğu çokça tapıldığı yerlerdi. Allah’a sığınmakta sonuncu, fakat dünyevi zevklerin peşinde koşmakta birinci olan nefsimize esir düştüğümüz yerlerdi ”buzdan evler”.
Güneş’in bu evlere girerek putları yıkması da, “buzdan dünyamıza” doğacak olan Allah’ın Nuru’ndan başka bir şey değildi. Şiirin 3.mısrasında şair “Asma bahçelerinde dolaşan güzelleri, / Buhtunnasır put yaptı” derken Babil kralı Buhtunnasır’ı kastedmekte ve Babil’in “Asma bahçelerine” değinerek, maddi dünyanın albenisine vurgu yapmaktadır. Buhtunnasır’ın kendisine put edindiği dünya nimetleri “Asma bahçelerde dolaşan güzeller” üzerinden anlatılmaktadır. İnsanlığın büyük çoğunluğu maalesef bugün, Buhtunnasır gibi, düşünmekte ve yaşamaktadır.
Şair diğer mısrada ise, “Ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı” derken, manevi güzellikleri kast etmekte ve asıl güzelliğin kendisinde kaldığını “ahiret” inancıyla perçinlemektedir. Asaf Halet Çelebi, bu yeni dünyayı, Hz. İbrahim üzerinden çok güzel anlatmıştır. Çelebi, İnsanlığın zamanla nasıl ‘put’a tapar bir hale geldiğini, şiirin gücüyle aktarmıştır.
Dünya döndükçe bu iki şair, bıraktıkları eserlerle anılmaya ve okunmaya devam edecek, insanlığı cahiliye dönemine mahkum eden ve yeni putlara tapınmalarını sağlayan bu zihniyet ise, layık olduğu yeri elbet bulacaktır.
şiir-söz: a. halet çelebi - özdemir asaf
müzik: şafak tavkul
ibrahim
ibrahim, içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrahim, güneşi evime sokan kim
hazana durmuş bahçelerin
solgun aydınlığında gül
düşmüş çilelerin son yaprağı da
kucağına gül
bin nemrut yüklendi omuzlarına
bir nemrut'un ocağını
bin uşakla harlasalar ateşi
yine dönüşür ibrahim'e gül
yanmaktadır, yakılmaktadır
kor olmuştur yürekler
yeter ihya için bir selamın
bağdat ile şam'a gül (kısaltılmıştır...)
şiirin tahlili:Kapitalizmin insanlığı esir aldığı, sözde demokrasilerin, oligarşik diktalara dönüştüğü çağımızda, insanların önüne, dünyevi putlar koyan bu kapitalist zihniyeti, usta şair Asaf Halet Çelebi, “İbrahim” şiirinde çok güzel anlatıyordu.
Şiirin ilk mısralarında,
“İbrâhim içimdeki putları devir, elindeki baltayla/ Kırılan putların yerine yenilerini koyan kim” diyen Çelebi, Hz. İbrahim’in kırdığı putlara vurgu yaparak, onun putları bir bir nasıl yok ettiğini hatırlatıyordu. Çelebi, “Kırılan putların yerine yenisini koyan kim” derken, kapitalizmin hayatımızın içinde var ettiği yeni putlara dikkat çekiyordu.
Cahiliyye dönemindeki putları yapanlar belliydi, peki bu yeni putları kim yapıyordu ? Çelebi, bu yeni putların kim tarafından yapıldığını biliyordu. İnsanların hayatına yeni putlar koyan, kapitalist düzenden başkası değildi. İspanya’da Lorca’yı kurşuna dizerek İspanya’yı karanlığa boğanlarla, insanlığın önüne, dünyevi zevk ve ihtirasları koyanlar aynı zihniyetin ürünüydü. Çelebi, bu zihniyeti şiirin ikinci kıtasında “Güneş, buzdan evimi yıktı, koca buzlar düştü/
Putların boyunları, kırıldı/ İbrahim, putları evime sokan kim” diye sorarak izah ediyordu. Çelebi, “Buzdan evler” derken modern hayatın bizden alıp götürdüklerini kastediyordu. “Buzdan evler” modern hayatın putlarının, sıkça konuşulduğu çokça tapıldığı yerlerdi. Allah’a sığınmakta sonuncu, fakat dünyevi zevklerin peşinde koşmakta birinci olan nefsimize esir düştüğümüz yerlerdi ”buzdan evler”.
Güneş’in bu evlere girerek putları yıkması da, “buzdan dünyamıza” doğacak olan Allah’ın Nuru’ndan başka bir şey değildi. Şiirin 3.mısrasında şair “Asma bahçelerinde dolaşan güzelleri, / Buhtunnasır put yaptı” derken Babil kralı Buhtunnasır’ı kastedmekte ve Babil’in “Asma bahçelerine” değinerek, maddi dünyanın albenisine vurgu yapmaktadır. Buhtunnasır’ın kendisine put edindiği dünya nimetleri “Asma bahçelerde dolaşan güzeller” üzerinden anlatılmaktadır. İnsanlığın büyük çoğunluğu maalesef bugün, Buhtunnasır gibi, düşünmekte ve yaşamaktadır.
Şair diğer mısrada ise, “Ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı” derken, manevi güzellikleri kast etmekte ve asıl güzelliğin kendisinde kaldığını “ahiret” inancıyla perçinlemektedir. Asaf Halet Çelebi, bu yeni dünyayı, Hz. İbrahim üzerinden çok güzel anlatmıştır. Çelebi, İnsanlığın zamanla nasıl ‘put’a tapar bir hale geldiğini, şiirin gücüyle aktarmıştır.
Dünya döndükçe bu iki şair, bıraktıkları eserlerle anılmaya ve okunmaya devam edecek, insanlığı cahiliye dönemine mahkum eden ve yeni putlara tapınmalarını sağlayan bu zihniyet ise, layık olduğu yeri elbet bulacaktır.