Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Bilgi Güvensizliği Sorunu Nasıl Çözülür?

M Çevrimdışı

muhteva002

Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşlerim, benim şöyle bir sorunum var: Şimdi ben günümüzde olan çoğu bilginin(Siyaset,Tarih,sanat vs) hep uydurma yalan olduğuna inanıyorum. Özellikle dünyayı kafirlerin yönettiğine(sebepsel olarak) inandığım için her bilginin onlar tarafından uydurulduğuna inanıyorum. Bunun zararı ise sadece Kuran'a tam inanıp, hadis ve alimlerin yazılarına şüphe ile bakmama sebep veriyor. Yani Kuran'a inanıyorum ama mesela bir hadisin hadis olup olmama noktasında çok şüpheye giriyorum. Aklıma şu geliyor: "Sonuçta kafirler dünyayı yönetiyor, bu adamlar istese hadisleri değiştirebilir, uydurabilir. Sonuçta Allah sadece Kuran'ın değişmeyeceğine söz vermiş, hadislerin değil. Bunun dışında önemli islam alimlerine de güvenemiyorum. Ne bilim İmam Gazali gibi önemli alimlerin yazdığı kitaplar hakkında "belki onu da değiştirdiler" gibi sorular aklıma geliyor. Hatta aklıma "Belki Gazali diye biri yok, belki Mevlana diye biri yok onu da kafirler uydurdu." diyorum. Çünkü kafirler hani günümüzde bazı çakma hocalar çıkartıp 100 cümle kurdurup, 99'unu doğru söyletip,1 yanlışla imanı götürmeye çalışıyorlar ya. İşte benim de kanıtım bu oluyor. Yani ben bir şeyin hadis olduğu bilsem %100 inanırım asla reddetmem. Ama asıl sorun "O hadis mi?" İmam gazali gerçek mi? bu da benim kendimi kafir hissetmem dinden çıktığımı hissetmeme sebebiyet veriyor. Ve panik atak yapıyorum. Bazı geceler bu sorunu çözemediğim için uyuyamıyorum. Bu bilgi güvensizliğini nasıl yenerim?
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Es selamu aleykum kardeşim,

Ayet ve sahih hadisler için zaten kafa karışıklığı olmaz inşaAllah. Uydurma denilenler de araştırma sonucunda ne oldukları netleşiyor elhamdülillah. "Kalan hadisler" konusunda tereddüt yaşayacak olursanız, bu hadisler size rehber olabilir sanıyorum. Konu "tahrif edilmiş kitap sahiplerinin" söyledikleri ile ilgili ama, mantıken bu yaşadığımız durum da benzer hale gelmiş durumda:

“Ehl-i Kitap’ı ne tasdik edin, ne de yalanlayın. ‘Allah’a ve bize indirilene iman ettik.’ deyin.” (Abdurrezzâk, Musannef, 6/111; Buhârî, İtisâm 25, Tevhid 51)

“Ehl-i Kitap’ın size haber verdiklerini tasdik de etmeyin, yalanlamayın da. ‘Allah’a ve Resulüne inandık.’ deyin. Böylece verilen haber batılsa tasdik etmemiş, doğruysa da onu yalanlamamış olursunuz.” (Abdurrezzak, Musannef, 6/111; Ahmed b. Hanbel, 4/136; Ebû Dâvud, İlim 2)

Sizde şüphe oluşturan hadisleri esaslı bir şekilde araştırdıktan sonra hala şüphe duygusunu atamazsanız, tavsiye edebileceğim yegane yol bu olur. Benim de misal, duyduğum ve merak ettiğim, araştırmak üzere not aldığım ama sırası gelmediğinden, kısmet olmadığından hala araştıramadığım hadisler var. Bunlar zihnimin bir köşesinde ve "acaba gerçek mi, olabilir mi; yoksa uydurma mı?" diye zaman zaman dönüp duruyor. Bunları haklarında gerçek bir bilgi sahibi oluncaya dek, işte: ne reddediyorum, ne sahih gibi savunabiliyorum. Tam bu aktardığım hadislerdeki durumdayım.

İslami kimliği olan kişiler için ise, onlar hakkında olumsuz şekilde söylenilenlerin iftira olmasından endişe ediliyorsa: söz konusu edilen yanlışlarının yanlış olduğunu kabul ettikten sonra, gerisi çok da önemli değil. Hani bugün aramızda yaşayan batılları yayan hoca(!)lar gibi "gözümüz görüyor, kulağımız duyuyorken" gördüğümüzü reddedecek olsak, olacak iş değil. Ancak tarih, bizler için bir gayb ve evet, belki de bazı şeyler günümüze dek yanlış gelmiş olabilir... Burada o "kişiyi" nasıl değerlendirdiğimiz değil de, o kişi için "bahsi geçen inançlarını" nasıl değerlendirdiğimiz, o inançlara bizim sahip olup olmayacağımız, hak verip vermeyeceğimiz önemli. Kim Allah katında ne yapmış, bunlar bize sorulmayacak; bunlar Allah ile o kişiler arasında. Biz: bize ulaşan, onlara ait olduğu söylenen, onlar hakkında gerçek veya iftira olan "batıl fikirlere" ne gözle bakıyoruz, ondan sorumluyuz sadece.

Bu arada, "falanca kişinin şu şu şirkleri var" dediğimizde, keşke onları savunanların düşüncesi de böyle olsa idi. Yani, "öyle şeyi kim söylerse şirktir, ama o kişi onu dememiştir, iftiradır, o öyle şey söylemez" diye "kişi hakkında hüsnü zan" yapsa... Yani şirki tanısa ve reddetse de, sadece sevdiğine yakıştıramasa, sevdiğinin bunu yaptığına inanmasa... Allah katında gerçekte kötü birini "kimliğine olan hüsnü zandan ötürü" hataen sevenlerde vebal olmaz Allah'ın izni ile. Ancak şirklerini bile bile, şirklerini seve seve, şirkleriyle kabul edenler; kısaca şirki seven, şirki kabul edenler: onların tevbe etmeden kurtuluşu çok zor.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bu arada söylemeyi unuttum:

Sahih hadisler konusunda da vesvese gelirse eğer;

Allah-u Teala, Kur'an'ı bizler için rehber olarak indirmiş ve "onu koruyacağını vaad etmişken", Kur'an'da "bizleri yönlendirip durduğu sünneti, dolayısı ile hadisleri korumayacağı düşüncesi" bu dinin "tümünün korunmuş olduğu" sebebi ile mantıksız kaçıyor. Evet, uydurmalar da araya "bizler için sınav sorusu olarak" karışmış ama araştırarak en temel konularda orta yol çok kolaylıkla bulunabiliyor elhamdülillah. Bu da Rabbimizin merhameti. Sınav olarak ortaya bu sorunu koymuş, evet ama süreci de kolaylaştırmış elhamdülillah.

Bu sebeple hakkında görüş birliği olan sahih hadisler konusunda tümden rahat olun Allah'ın izniyle. Tekraren: O hadislere bizi Kur'an ile yönlendiren Allah, yönlendirdiği Kur'an'ı korurken; bizleri kendisine yönlendirdiği hadisleri korumamış olması düşünülemez. Yeter ki bize düşen kısmı, yani ilim yolunda "okumayı, araştırmayı, bilenlere sormayı" hakkıyla gerçekleştirmiş olalım Allah'ın izniyle.
 
M Çevrimdışı

muhteva002

Üye
İslam-TR Üyesi
"Ancak tarih, bizler için bir gayb ve evet, belki de bazı şeyler günümüze dek yanlış gelmiş olabilir... Burada o "kişiyi" nasıl değerlendirdiğimiz değil de, o kişi için "bahsi geçen inançlarını" nasıl değerlendirdiğimiz, o inançlara bizim sahip olup olmayacağımız, hak verip vermeyeceğimiz önemli. Kim Allah katında ne yapmış, bunlar bize sorulmayacak; bunlar Allah ile o kişiler arasında."

"Bu da Rabbimizin merhameti. Sınav olarak ortaya bu sorunu koymuş, evet ama süreci de kolaylaştırmış elhamdülillah."

Allah razı olsun hocam. Yukarıda belirttiğiniz 2 ayrı metin sorumun cevabını çok net veriyor. Tekrar Allah razı olsun.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
"Ancak tarih, bizler için bir gayb ve evet, belki de bazı şeyler günümüze dek yanlış gelmiş olabilir... Burada o "kişiyi" nasıl değerlendirdiğimiz değil de, o kişi için "bahsi geçen inançlarını" nasıl değerlendirdiğimiz, o inançlara bizim sahip olup olmayacağımız, hak verip vermeyeceğimiz önemli. Kim Allah katında ne yapmış, bunlar bize sorulmayacak; bunlar Allah ile o kişiler arasında."

"Bu da Rabbimizin merhameti. Sınav olarak ortaya bu sorunu koymuş, evet ama süreci de kolaylaştırmış elhamdülillah."

Allah razı olsun hocam. Yukarıda belirttiğiniz 2 ayrı metin sorumun cevabını çok net veriyor. Tekrar Allah razı olsun.
Amin ecmain kardeşim.
 
Rhodium Çevrimdışı

Rhodium

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bilimi rehber edinmek lazım. Çünkü bilimsel bilgiler evrensel ve herkes için doğrudur. Newton yasalarının kafiri Müslümanı olmaz. Bu durumda "bilgi" bilime dayandığında doğru ise güvenilirdir.

Leonardo da vinci Osmanlı zamanının en ünlü sanatkarlarındandır. Leonardo da vinci karşısına koyabildiğimiz tek sanatçı mimar Sinan. Oda sadece leonardo ile mimari sanat anlamında koyabiliyoruz. Mimar Sinan bir yeniçeri yüzbaşısı. Enderun mektebine gitmemiş. Yani saray eğitimli değil. Ama bu gün onun dehasını ve cami yapıların da ki sanatı hayranlıkla izliyoruz.

Demek ki "bilimsel bilgi ve sanat" bizim için güvenilir alanlarıdır.

Bizans imparatoru, hz. Peygamberin (sav) mektubunu aldıktan sonra imparator İslamı önce kabul etmişti. Ama yönetici heyet oylamada bizansın Hristiyanlığı bırakıp İslama geçmesini kabul etmedi. Bizans belki o zaman İslamı kabul etse idi bu gün çok başka bir insanlık tarihi olacaktı.
İşte siyaset böyle sağlam olmayan bir iş. Çoğu zaman menfaate dayanan bir taraf.

Dünyada bir medeniyet: bilimsel bilgi ve sanatla uğraştığında siyaset yapmadığında: her daim gelişir ve bilgi de güvenilir olur.

Burada önemli olan dünyanın bilgisine senin güvenip güvenmemen değil senin ortaya attığın bilgi ve işlere dünyanın güvenip güvenmediğidir. Sonuçta dağlara küsemezsiniz.

İslam kolaydır. Kolaylıklar dinidir. Yalındır. Anlaması ve yaşaması hafif bir arzuya bakar. İbadetler ve kuran okumak anlamak erdemli olmak ve ahlaklı olmaktır.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Dediğimizde bu öğüt güzeldir. Hadisler de böyle güzel öğütler içerir. Sağ el ile yemek yemek gibi sünnetler de güzel ve mantıklı davranışlardır.

Ancak bütün bu kolaylıklar "Tevhid inancı" ve "Allaha teslimiyet" ile bu ön kabul ile şekillenir.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Ayetler ve sahih hadisler ile çelişmediği sürece, bilimin (aklın, deneyin, gözlemin) rehberliği çok önemlidir evet.

Sadece "kendisi ile İslam'a dair bilgileri doğrulamak istediğimiz bilimi kim doğrulayacak?", işte onu unutmamak gerek. Nitekim bugün: birkaç sene önce "yumurta kolesterol yapar, yemeyin" derken, sonraları "kolesterol yapmaz, her gün yiyin" diyebilen bir bilim var ortada.

Bu arada neyseki bilimin ilgi alanı sadece evren ve evrenin işleyişi... Temel itikadi konularda yer almayan bu tartışma ve konulardan, temel itikadı sarsacak düzeyde etkilenmemek şartı ile bunları araştırmak güzel şeyler. Sadece nerede durup, nerede ilerleyeceğimize çok dikkat etmek gerek.
 
Üst Ana Sayfa Alt