Bir Gaflete Dalmak

bir gaflete dalıyor ruhum, sızım sızım sızlıyor
bir duaya davetiye yolluyor ellerim, başım eğik
ne Meryem gibi adanmışım Rabbe
ne de Enes gibi küçücükken hibe edilmişim övülmüş peygambere.
korkarım, hayatım biraz eksik olacak
içinde ne Habil'in muazzam kurbanı
ne de Nuh'un yüz yıllar süren tebliği olacak.
korkarım, ibadetlerim biraz yarım kalacak.
ne ayaklarıma kıyabileceğim geceler boyu
ne de oğlumu yatırıp kayanın üzerine ona kıyabileceğim.


bir gaflete dalıyor gözlerim, yavaş yavaş kapanıyor
bir dirilişe merhaba diyor dilim, sesim titrek
ne Eyüp' gibi sabır deryasında yüzüyorum
ne de Musa gibi başımı çevirmişim dünyadan
korkarım, ömrüm biraz gaflet kokacak
içinde ne Adem'in hatasını kabullenişi
ne de Hacer'in tevekkülü olacak.
korkarım, cümlelerim biraz eksik kalacak
içinde ne Ebu Bekir gibi bir teslimiyet
ne de Ömer gibi cengaverlik olacak.


bir gaflete dalıyor zihnim, ince ince eriyor
bir çırpınışa yürüyor ayaklarım, ellerim soğuk
ne İbrahim gibi yerle yeksan edebildim putları
ne de Yakub gibi bana düşeni kabullenebildim.
korkarım, dünyam biraz karanlığa boğulacak
içinde ne Yusuf'un yükselişi
ne de Bünyamin'in vuslatı parlayacak.
korkarım, maneviyatım biraz sönük kalacak
içinde ne Osman'ın hayası
ne de Sad'ın arşı titreten ölümü olacak.