Çevrimdışı
BİR GEMİ HİKAYESİ
İslam bir gemidir. Onun sahibi Allah, kaptanı Allah rasûlüdür. Mü'minler ise leventleridirler. Gemi sahibi hareket etmeden önce kaptana bir tâlimatnâme vermiştir. O tâlimatnâmede nelere dikkat etmeleri gerektiğini, fırtınalarda nasıl davranacaklarını, düşmanla karşı karşıya geldiklerinde ne yapmaları gerektiğini belirtmiştir.Leventlere de kaptanın drektiflerinden ayrılmamalarını, şâyet tâlimatta bir şey bulamazlarsa o konuda kaptan ne derse ona göre hareket etmelerini emretmiştir. Eğer leventler gemi sahibinin emir ve yasaklarına, kaptanın drektiflerine uyarlarsa, gemi serin selâmet menzile ulaşır.
Fakat gemi sahibinin emir, yasak ve tavsiyelerini kulak ardı ederler, yerine getirmezlerse, kaptanın drektiflerine göre hareket etmezlerse binbir bela ve musîbetlerle karşılaşırlar, dalgalarla boğuşurlar, düşman saldırılarında ayrılığa düşerler ve mağlup olurlar.. Dönüşte gemi sahibi hepsini hesaba çeker. Kaptan, leventlerin tâlimatnâmeyi önemsemediklerini, kendi drektiflerine uymadıklarını belirtir ve leventlerden dâvâcı olur. Gemi sahibi de herkesten tek tek hesap sorar.
İşte ey müslüman! Gemi İslamdır. İslâm'ın sahibi Allah'tır. Kaptanı peygamber efendimizdir. Tâlimatname Kur'an'dır. kaptanın direktifleri peygamber efendimizin sünnetidir. Leventler de sensin, benim, biziz. Eğer rabbimizin emir ve yasakları doğrultusunda hayat sürer, peygamber efendimizi klavuz edinir, onun sünnetini hayatımızda tatbik edersek, kurtuluşa ereriz. Şâyet Kur'an'ın emir ve yasaklarına aldırmaz, peygamber efendimizin sünnetini beğenmezsek, ayrılığa düşer ve parça parça oluruz. O zaman da düşmanlar aç kurtlar gibi üzerimize saldırırlar ve bizleri mağlup ederler. Tıpkı günümüzde olduğu gibi.
Fakat tâlimatnâme yâni Kur'an hâlâ sapasağlam elimizdedir. Kaptan yâni Allah Rasûlü hayatta değilse de onun sünneti de elimizdedir. Şâyet Kur'an'a döner, Allah Rasûlünün sünnetini ihyâ edersek, her şey yeniden rayına oturur ve birliğimizi sağlarız. Bir olduk mu her şey bitmiştir. Artık emniyet bizlerde, korku da düşmanlarımızda olur.
Haydi öyleyse! Silkelenmenin, kendimize gelmenin vakti geldi de geçiyor. Yeni bir şahlanış için ayağa kalkın!
İslam bir gemidir. Onun sahibi Allah, kaptanı Allah rasûlüdür. Mü'minler ise leventleridirler. Gemi sahibi hareket etmeden önce kaptana bir tâlimatnâme vermiştir. O tâlimatnâmede nelere dikkat etmeleri gerektiğini, fırtınalarda nasıl davranacaklarını, düşmanla karşı karşıya geldiklerinde ne yapmaları gerektiğini belirtmiştir.Leventlere de kaptanın drektiflerinden ayrılmamalarını, şâyet tâlimatta bir şey bulamazlarsa o konuda kaptan ne derse ona göre hareket etmelerini emretmiştir. Eğer leventler gemi sahibinin emir ve yasaklarına, kaptanın drektiflerine uyarlarsa, gemi serin selâmet menzile ulaşır.
Fakat gemi sahibinin emir, yasak ve tavsiyelerini kulak ardı ederler, yerine getirmezlerse, kaptanın drektiflerine göre hareket etmezlerse binbir bela ve musîbetlerle karşılaşırlar, dalgalarla boğuşurlar, düşman saldırılarında ayrılığa düşerler ve mağlup olurlar.. Dönüşte gemi sahibi hepsini hesaba çeker. Kaptan, leventlerin tâlimatnâmeyi önemsemediklerini, kendi drektiflerine uymadıklarını belirtir ve leventlerden dâvâcı olur. Gemi sahibi de herkesten tek tek hesap sorar.
İşte ey müslüman! Gemi İslamdır. İslâm'ın sahibi Allah'tır. Kaptanı peygamber efendimizdir. Tâlimatname Kur'an'dır. kaptanın direktifleri peygamber efendimizin sünnetidir. Leventler de sensin, benim, biziz. Eğer rabbimizin emir ve yasakları doğrultusunda hayat sürer, peygamber efendimizi klavuz edinir, onun sünnetini hayatımızda tatbik edersek, kurtuluşa ereriz. Şâyet Kur'an'ın emir ve yasaklarına aldırmaz, peygamber efendimizin sünnetini beğenmezsek, ayrılığa düşer ve parça parça oluruz. O zaman da düşmanlar aç kurtlar gibi üzerimize saldırırlar ve bizleri mağlup ederler. Tıpkı günümüzde olduğu gibi.
Fakat tâlimatnâme yâni Kur'an hâlâ sapasağlam elimizdedir. Kaptan yâni Allah Rasûlü hayatta değilse de onun sünneti de elimizdedir. Şâyet Kur'an'a döner, Allah Rasûlünün sünnetini ihyâ edersek, her şey yeniden rayına oturur ve birliğimizi sağlarız. Bir olduk mu her şey bitmiştir. Artık emniyet bizlerde, korku da düşmanlarımızda olur.
Haydi öyleyse! Silkelenmenin, kendimize gelmenin vakti geldi de geçiyor. Yeni bir şahlanış için ayağa kalkın!
