Soru Bir Münazara İçin Tasavvuftaki Şirklerle İlgili Çok Sağlam Delillere İhtiyacım Var, Yardımcı Olur musunuz?

yarın inşallah , tasavvuhçu biriyle ( bu konuda uzman ) buluşacağım.tasavvuhta ki şirklerden bahsetmiştim oda bana dedi ki, ( onun bana mesajını size kopyalıyorum)
Rabitaya sirk dedik tamam, rabitayi butun tasavvuf ehli uygilamiyor ki, tarikat ehillerinin bazilari tatbik ediyor. Tarikatte olan yanlisi tasavvufa yormaylim.

kaynak dogru olduktan sonra kabulumdur, inat birisi degilimdir, yanlis biliyorumdur, yanlisimdan vazgecerim.


küçük yazılar onun mesajı. yarın ona çok sağlam deliller götürürsem. tamamen vazgeçecek. ben de islam tr ye çok teşekkür edeceğim, birini daha kazanacağımız için.

Bu faydalı olabilir:

https://www.islam-tr.org/konu/caiz-ve-sirk-olan-tevessul-istigase-ve-sefaat.7356/

Hocam keşke böyle bir işe kalkışmasaydınız. Ki kalkışmışsınız, bence siz o kişiye bir kaç kitap önerin onları okusun zaten eğer ki gönlünde meğil varsa -anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az misali- düzelir İnşeallah. Ayrıca ona bizlerin Abdulkadir Geylani, Cüneydi Bağdadi gibi zühd ve takva sahibi insanlarla değil, şirk'e batmış ve arınması zor görünen tasavvuf sapıklarıyla düşmanlığımızın olduğunu belirt ve o gibi kimseleri açıkta "Tekfir" ettiğimizi söyle. Ayrıca şimdi çoluk-çocuğun elinde dolaşan "Müellifi: Abdulkadir Geylani" yazan kitapların onun olmadığını belirt -çünkü bu kitaplar şirk içeriklidir-. Ona üç hayırlı nesilde -Ashap, Tabin ve Onlara Tabi Olanlar- Tasavvuf'un yerinin olmadığını anlat. Tasavvufun dinimize sonradan girdiğini ve Yahudilerde ki "Ruhbalıkla" benzerliklerini anlat. Zira Allah Teala şöyle buyuruyor;

----------------------------------------
Sonra onlara izleri üzere rasûllerimizi peşpeşe gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da peşlerinden gönderdik ve ona İncil'i verdik. Ona uyanların kalplerine de şefkat ve merhamet kayduk. Kendiliklerinden uydurdukları ruhbanlığa gelince Biz, onu onlara farz kılmadık. Ancak Allah'ın rızasını kazanmak için kendileri uydurdular. Ama ona da hakkıyla riayet etmediler. Biz, onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik. Ama onlardan çoğu fâsıktır. (Hadîd Sûresi 27)

Abdurrahman b. Nâsır es-Sa'dî Rahimehullah bu Ayet'i Kerimeyi şöyle tefsir etmiştir;

"Kendiliklerinden uydurdukları ruhbanlığa gelince..." Ruhbanlık, bir tür ibadettir. Bunu kendiliklerinden ibadet diye ortaya attılar, onu kendilerine vazife bilip birtakım birtakım sorumluluklarla kendilerini yükümlü tuttular.
"Biz onu onlara farz kılmadık." Allah, bunu onlara farz kılmamıştı. Bunu kendilerine şart koşan kendileriydi. Maksatları da Allah'ın rızasını elde etmekti.
"Ama" bununla birlikte "ona da hakkıya riâyet etmediler." Ne onun gereğini yerine getirdiler, ne de haklarını eda ettiler. Böylece iki bakımdan yanlış yaptılar: (Bir,) kendiliklerinden böyle bir ibadet uydurdukları için, (iki,) kendilerine farz kıldıkları işi gereği gibi yerine getirmedikleri için. İşte onların çoğunlukla görülen durumu budur.
Bununla birlikte aralarından Allah'ın emriüzere dosdoğru yürüyenler de vardır. Bundan dolayı Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Onlardan iman edenlere ise mükafatlarını verdik." Yani İsa aleyhisselam'a iman etmeleriyle birlikte Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'e de iman edenlern hepsine Allah imanına uygun mikâfatlar vermiştir. "Ama onların çoğu fâsıktır."

(Teysîru'l-Kelâmi'r-Rahmân fı Tefsîri Kelâmi'l-Mennân, Saife 163-164)

-Tefsirin sadece -Ruhbanlıkla- ilgili bölümünü aldım.-
----------------------------------------
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

Her ümmetin bir ruhbanlığı vardır, benim ümmetimin ruhbanlığı, cihaddır.”

Ahmed bin Hanbel Müsned
----------------------------------------

Zaten senin arkadaşın İtikadı sağlam ise, tasavvuf kitaplarını okuduğunda -bunların arasında Abdulkadir Geyleni'nin olduğu iddia edilen kitaplarda var ki onun değil- tasavvuftan tiskinir. İnan şuan İslam Şeriat Devleti olsa, çoğu tasavvufçuların kafası gider -istisnalar-. Nasıl olduğunu anlamak istersen "IŞİD"ine bakman yeterli, adamlar türbeleri yerlebir ediyorlar. Dinde aşırıya gidenleri, Allah'tan başka -diriye hiç bir yarar sağlayamayacak- ölmüş kişilerden meded umanların kafalarını vuruyorlar. Bu ve bu gibi aşırıcıların "İslam Devleti" tarafından neden kafasının vurulduğunu anlamak için "Haccac bin Yusuf (Rahimehullah)'ın" ve yaşadığı döneme göz atman yeterli olacaktır İnşeallah.

Hocam, son olarak karşında ki şahsa, Ferit Aydın'dan bahset. Bu adam eski Nakşi Şeyh'lerinden -Tevhid'e dönmüş birisi-. Sen daha önce duymadıysan bu isimi sende araştır İnşeallah.

Benim sana tavsiyem eğer bir tasavvufcuyla tartışacak seviyeye gelmediysen -ki bunun için hocaların hocası olman gerekir-, benim sadece bu yazdıklarımı arkadaşına iletmekle yetin. Sonra sana uyduruk, menkibe kitaplarından okuduğu hadisler, batîl teviller söyler sende daha önce karşılaşmadığın için ne onaylayabilirsin ne de kabul edersin. Neticede o ve efradı tartışmayı kendilerinin kazadığını düşünür. Hocam tecrübe konuşuyor, kulak verirsen iyi edersin.

Talha bin asım el turki, böyle bir şeye keşke kalkışmasaydın demişsiniz bence hayırlı bir iş,
Rakibim , ilahiyattan mezun olmuş biri. Ewlenince kocası tarikat ehlindenmiş, o da şimdi onlardan biri.
Sizin mesajınızı ve forumda ki bilgileri yarın internet cafeden çıktı alacağım, kendisine vereceğim, hatta kendisine buraya üye olmasını söyleyeceğim.
Benim elimde de en güçlü delilim bu forum var, kesinlikle islam tr ye güveniyorum.
Ben baş edemezsem burası ve siz baş edersiniz inşallah.

Abla tasavvufun esasının zühd ve takva üzere yaşamak olduğunu, bu esas tasavvuf şeklinin büyüklerini (mesela Abdülkadir Geylani) takib edenlerin yoldan saptığını ve bu yoldaki büyükleri bile kendi hevalarına göre yonttuğunu anlatabilirsin