Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

BU ZAMANDA FAİZ HARAM OLURMU....!

E Çevrimdışı

ebumuhammed

Üye
İslam-TR Üyesi
BU ZAMANDA FAİZ HARAM OLURMU....!

Bazı zevatlar gazete ve tv lerde boy gösterip faiz haram değildir,zaman ve şartlar bazı hükümlerin uygulamasını farklılaştırır diyor,maalesef bu safsataya ilim ehli geçinen bazı kişilerde onay veren konuşmalar yapıyor, bunları izleyen bilinçsiz kişilerde inanıp konuyu dahada vahim duruma getiriyor.
bu konudaki sadir olan delilleri aşağıda aktarıyorum,iman ehline düşen ise ayet ve hadislerin gereğince iman ve amel etmektir,zira o faiz yiyen mekke toplumunun islamda önder olanları bu emirlere iman etti bu emirlere tabi olarak arınıp allah rızasına erişti. hidayet ALLAH cc tandır.

Bu ümmetin evvelİ neyle ıslah oldu ise,sonra gelenlerde o şeyle ıslah olur.O gün dinde olmayan bugün de dinde değildir. (İMAM MALİK RHA)

2/188. Aranizda mallarini zi haksizlikla yemeyin;
bildigini z halde gunaha girerek insanlari n mallarind an
bir kismini yemek icin onu hakimlere aktarmayin.

2/275. Faiz yiyenler mahserde ancak seytanin carptigi
kimsenin kalktigi gibi kalkarlar . Bu, onlarin, "Zaten
alisveris de faiz gibidir" demelerin dendir. Oysa Allah
alis verisi helal, faizi haram kildi. Kime Rabb'inden bir
ogut gelir de faizcilik ten geri durursa, gecmisi
kendisine dir, onun isi Allah'a aittir. Kim faizcilig e
donerse, iste onlar cehenneml iktir, onlar orada temelli
kalacaklardir.

2/276. Allah faizi eksiltir, sadakalar i bereketle ndirir.
Allah pek nankor olan hicbir gunahkari sevmez.

2/277. Inanip yararli isler isleyenle rin, namaz kilip,
zekat verenleri n Rab'leri katinda ecirleri vardir. Onlara
korku yoktur ve onlar uzulmeyec eklerdir.

2/278. Ey Inananlar! Allah'tan sakinin, inanmissa niz,
faizden arta kalmis hesabdan vazgecin.

2/279. Boyle yapmazsan iz, bunun Allah'a ve peygamber ine
karsi acilmis bir savas oldugunu bilin. Eger tevbe
ederseniz sermayeni z sizindir. Boylece haksizlik etmemis
ve haksizlig a ugramamis olursunuz .

3/130. Ey Inananlar! Faizi kat kat alarak yemeyin.
Allah'tan sakinin ki basariya erisesiniz.

4/29. Ey Inananlar! Mallarini zi aranizda haksizlik la
degil, karsilikl i riza ile yapilan ticaretle yeyin, haram
ile nefsinizi mahvetmey in. Allah suphesiz ki size
merhamet eder.

4/30. Bunu kim asiri giderek haksizlik la yaparsa, onu
atese sokacagiz . Bu, Allah'a kolaydir.

4/31. Size yasak edilen buyuk gunahlard an kacinirsa niz,
kusurlari nizi orter ve sizi serefli bir yere
yerlestiririz.

4/160-1. Yahudiler in haksizlik larindan, coklarini Allah
yolundan menetmele rinden, yasak edilmiske n faiz almalari
ve insanlari n mallarini haksizlik la yemelerin den oturu
kendileri ne helal kilinan temiz seyleri onlara haram
kildik. Onlardan inkar edenlere, elem verici azap
hazirladik.

30/39. Insanlarin mallari icinde artsin diye verdiginiz
her hangi bir faiz Allah katinda artmaz; fakat, Allah'in
rizasini dileyerek verdigini z herhangi bir sadaka boyle
degildir. Iste onlar sevablari ni kat kat artiranlardir.

FAiZDEN SAKINMAK
l — Ebu Hüreyre (r.a) Resululla h sav'ın şöyle dediğini rivayet etti:
— -Helaka götûren yedi şeyden sakının.*
— «Onlar nedir? Ya Resulallah diye sorduklarında şöyle buyurdu:
1 — Allah'a ortak koşmak.
2 — Sihir (büyü) yapmak.
3 — Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı bir şahsı haksız yere adam Öldürmek.
4 — Faiz yemek.
5 — Yetim malı yemek,
6— Düşmana hücum anmda harpten kaçmak, 7 — İffetli, namuslu ve zinadan habersiz mu'min kadınlara zina isnat ederek iftirada bulunmak.» Buhari,muslum,ebu davud ve nesei

2 — Semüre b. Cündüb. Nebi (s.a.v.)'in (bir gün) şöyle dediğini rivayet etti;
— «Bu gece (rüyamda) gördüm ki, bana iki melek geldi. Beni temiz bir yere (Arz-ı Mukaddes'e) çıkardılar. Beraber gittik ve kandan bir nehrin kenarına geldik. Nehrin içinde duran bir adam vardı. Nehrin kenarında da önünde taşlar bulanan bir adam duruyordu . Nehrin İçkideki odam dönüp çıkmak istediğinde kenardaki, onun ağzına bir taş atıp vuruyor ve onu olduğu yere çeviriyordu. Böylece çıkmak için her gelişinde kenardaki adam onun ağzına bir taş atıyor, o da gerisin geri olduğu yere dönüyordu.- Ben:
— «Bu nehirde gördüğüm nedir?- diye sordum:
— «Faiz yiyicidir» diye cevap verdiler. (Buhari,buyu babi)
3 — Ibn Mes'ud (rA)'un şöyle dediği rivayet edildi: Resu-lullah (s.a.v.) ;— .Faiz yiyene de, yedirene da (alana da. verene de) lanet etti.. (Muslum,Nesei,Tirmizi,İbn Mace,


4 — Cabir b. Abdullah (r.a.)'dan söyle rivayet edildi: Resululla h (s.a.v.) :
— .Faiz yiyene, yedirene, yazana şahitlerine lanet etti. onlar (günahta) eşittirler, dedi. (Müslüm ve diğerleri)
5 — E b u H ü r a y r e (r.a.) 'den Resululla h (s.a.v.) 'm söyle buyurduğu rivayet edildi:
— -Büyük günahlar yedi tanedir ı
1 — Allah'a ortak koşmak.
2 — Haksız yere bir şahsı öldürmek,
3 — Faiz yemek,
4 — Yetim malı yemek,
5 — Harpten kaçmak.
6 — Namuslu kadınlara zina isnat edip iftirada bulunmak,
7 — (islam yurduna) hicret ettikten sonra tekrar gayri muslim ülkesine dönmek.. (Bezzar,)

6 — Avn, babası E b u C u h a y f e (r .a.) 'den şöyle rivayet etti: Resulıülah (s.a.v.):
— -Vücuduna dövme yapana ve yaptırana, faiz yiyen ve yedirene lanet etti. Köpek parasını ve saniyeler in ücretini yasakladı. Resim yapanlara da lanet etti.* Buhari,ve Ebu Davud*
7 — Abdullah b. Mes'ud (r.a.)'un şöyle dediği rivayet edildi:
— «Faiz yiyen ve yediren, şahitleri, katipleri —eğer faiz olduğunu biliyorla rsa— süs için dövme yapan ve yaptıran, zekâtı geciktiri p vermek İstemeyen ve hicretten sonra musluman iken tekrar dinden dönen kimseler, Muhammed (sav.)'in dili ile lanetlenm iştir.» Ahmed,İbn Mesruk
8 — Ebu Hüreyre ir .a.)'den Nebi tsjt.v.)'in şöyle dediği rivayet edildi:
— «Dört kimse vardır ki, onlar cennete sokmamak ve cennet nimetleri nden tattırmamak Allah'ın hakkıdır. Bunları Devamlı içki içen, faiz yiyen, haksız olarak yetim malı yiyen ve anasına babasına asi olan kimselerd ir.*Hakim
9 —Abdullah b. Mes'ud (rA.)'dan Nebi (s.a.v.)'in şöy-le buyurduğu rivayet edildi:
— «Faiz yetmiş üç bölümdür. Bunların en aşağısı, kişinin anası ile zina etmesi gibidir.- (Hakim)

10 — Yine Ibn Mes'ud (r.a.)'dan Nebi (s.a.v.)'in şöyle bu-yurduğu rivayet edildi:
— .Faiz yetmiş küsur bölümdür. Allah'a ortak koşmak da böyledir.» Bezzar
Bu hadisi i b n M â c e de sahih senedle:
— -Allah'a ortak koşmak da böyledir- ibaresini zikretmed en rivayet etmiştir.
11 — E bu Hüreyre (r .a.) Resululla h (s.a.v.)'m şöyle dediğini rivayet etti -.
— «Faiz yetmiş bölümdür. Onların en aşağısının vebali, anası ile zina eden kimsenin vebali gibidir.» (BEYHAKİ)
12 — Abdullah b. Selam (r.a.) Resululla h (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
— «Bir adamın faizden elde edeceği bir dirhemin (vebali) Allah katında müslümanlıgında yapacağı otuzüç zina (vebalinde n) daha büyüktür.. (TABERANİ KEBİRDE)
Bu hadis sahih olup, l b n Ebi'd-Dünya. B ağ a v l ve diğerleri Abdullah 'dan mevkuf olarak şöyle rivayet etmişlerdir: Abdullah dedi kî:
— -Faiz yetmisiki günah olup, en küçüğü müslümanlığında anası ile zina eden kimsenin günahı gibidir. Faizden kazanılan bir dirhemin vebali, otuz küsur zinadan daha şiddetlidir.»
(Abdullah devamla) şöyle dedi: Allah kıyamet günü salihlere (iyilere) ve günahkârlara ayağa kalkma izni verir, fakat faiz yiyenlere vermez. Onlar ancak delilikte n şeytanın çarptığı kimseleri n kalkması gibi kalkarlar .*
13 — A b m e d (îbn Hanbel). «ceyyid isaadla» K â' b 'ü I - A h -
bar'ın-
— -Otuzüç defa zina yapmam. Allah'ın yediğimi bildiği bir dlr-faiz yememden daha iyidir- dediğini rivayet etti.


14 — Gasil'ül-melaike —melekler tarafından yıkanmış— olan
Hanzale'nin oğlu Abdullah (r.a.)'dan Resululla h (s.a.v.)ın şöyle buyurduğu rivayet edildi;
— <Blr kimsenin bilerek yedigi bir dirhem faiz, otuzaltı defa zina yapmaktan daha şiddetlidir.- (Ahmed,Taberani kebir de
Hafız M ü n z i r i der ki: A b d u 11 a h 'in babası H a n -z a l e «Gasil'ül-melaike» lakabını almıştır. Çünkü o. U h u d mu-bareresinde cünüptü. Başının bir tarafını yıkamıştı. Harp gürültülerini işitince savaşa katıldı ve şehit oldu. Resululla h (s.a v.);
— •Melekleri n onu yıkadığını gördüm* buyurdu.

15 — E n e s b. Malik (ra.)'in söyle dediği rivayet edildi: Resululla h (s.a.v.) bize hitapta bulunup, faizden bahsetti. Günahı-nın büyüklüğüne ibaretle şöyle buyurdu :
_ Bir kimsenin faizden elde edecegi bir dirhemln vebali. AIlah katında günah olarak, o kümenin yapacağı otuzaltı zinadan daha büyüktür. En ziyade günah da müslüman bir kimsenln ırz ve şerefi hakkında işlenen gunahtır.*İbn Ebit Dünya ve Beyhaki
16 — Ibn Abbas (r.a.)'dan Resululla h (s.a.v.)'ın şöyle dediği rivayet edildi:
— -Her kim. bir zalime bir hakkı iptal etmek İçin batıl bir şeyle yardım ederse, Allah ve Resulünün taahhüdünden uzaklaşmış olur. Her kim. bir dirhem faiz yerse bunun günahı otuzüç defa zina yapmak gibidir. Vücudu haramla beslenen kimseye de en layık olan cehennemd ir.» (Taberani ve Beyhaki)
Beyhakİ ; -Her kim bir zalime yardım ederse...» cümlesini zikretmed en: -Faiz yetmiş küsur kısımdır. Onların en hafifi, müslû-manlığında anası ile zina yapan kimse gibidir. Bir dirhem faiz. otuz-bes defa zina yapmaktan daha şiddetlidir- dedi ve hadisi tamamladı.
17 — Beri b. Azib (r.a.) Resululla h (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etti:
— «Faiz yetmişiki kısımdır. En aşağısı bir kimsenin anası ile zina etmesi gibidir; En büyük günah. bir kimsenin, müsluman kardeşininin ırz ve şerefine dil uzatmasıdır.» (Taberani,evsat)
18 — E bu H ur ey re (r.a.)'den Resululta h (s.a.vJ'ın: — -Faiz yetmiş günahtır. En hafifi, bir kimsenin anası İle zina etmesi gibidir- dediği rivayet edildi, (İbn Mace ve Beyhaki)
19 — îbn Abbas (r.a.)'ın şöyle dediği rivayet edildi: Resu-lullah (s.a.v.). meyveleri n olgunlaşmadan satın alınmasın» yasıkladı ve:
— «Bir beldede faiz ve zina ortaya çıkınca oradakile r, Allah'ın azabını kendileri ne helal kılmış olurlar* buyurdu. (Hakim)
20 — Ibn Mes'ud (r.a.)'un Nebi (s.a.v.)'den bir hadis nakledere k bir bölümünde Resul-i Ekrem'in şöyle dediğini rivayet etti:
— 'Hiçbir toplumda zina ve faiz ortaya çıkmamıştır ki, kendileri ne Allah'ın azabını helal kılmış olmasınlar.- (Ebu Ya la)
21 — Amr b. As (r.a.)'dan «Resulullah s.a.v.'ın şöyle buyurduğunu duydum- dediği rivayet edildi:
— «Hiçbir toplum yoktur ki, aralarında faiz ortaya çıksın da bir kıtlık yılı İle cezalandırılmış olmasınlar. Yine hiçbir toplum yoktur ki. aralarında rüşvet ortaya çıksın da korku İle cezalandırılmış olmasınlar.(Ahmed,)
22 — Ebu Hüreyre (r.a.)'den şöyle rivayet edildi: Resu-
lullah (s.a.v.) buyurdu ki:
— 'Miraca çıkarıldığım gece yedinci kat göğe çıktığımızda üzerime baktım, bir de ne göreyim! Gök gürültüsü, şimşekler ve yıldırımlar! Daha sonra karınları evler gibi büyük ve karınlarının dışın-dan İçindeki yılanlar görülen bir kavme geldim ve
— -Ya Cebrail Bunlar kimdir? diye sordum. Cebrail:
— 'Onlar faiz yiyenlerd ir» dedi. (Ahmed)

23 — Yine Esbehani Ebu Harun e l - A b d l tarihiyle
—ki ismi Umara b. Cüveyn olup zayıf bir ravidir— Ebu Said el-Hudrl (r.a.)'den söyle rivayet etü :
— «Resululllah (s.a.v.) (miraç gecesi) semaya çıkarıldığı zaman dünyâ semasına baktı, bir de gördü ki, karınları büyük evler gibi şişmiş adamlar var. Onların karınlan sarkmış, kendileri de her akşam ve sabah ateşe atılan Firavun hanedanının gelip geçenlerine karşı dizilmişler. (Esbahani)
— -Ey Rabbîmlz! (Biz bu azaba razıyız) Hiçbir zaman kıyameti koparıp azabımızı artırma* diye yalvarıyorlar.
— «Ey Cebrail! Bunlar kim?- diye sordum.
— «Bunlar, senin ümmetinden faiz yiyenlerd ir ki. (kıyamet günü kabirleri nden) delilikte n dolayı ancak şeytan çarpan kimsenin kalkması gibi kalkarlar» dedi.
24 — ibn Mes'ud (r.a)'dan Rasululla h (sa.v.)'ın şöyle buyurduğu rivayet edildi.
— «Kıyamet yaklaşınca, faiz, zina ve içki çoğalacaktır.» (Taberani)
25 — Kasım b. Abdulvahi d el-verrak'ın şöyle dediği rivayet edildi: .Abdullah b- Ebu Evfa (r.a.)'ı çarşıda sarraflar da gördüm. O :
— «Ey Sarraflar topluluğu! Size müjdelerim- dedi. Onlar;
— «Allah seni cennetle müjdelesin, biri ne ile müjdeliyorsun ey Ebu Muhammedi- dediler. Abdullah :
— -ResuIullah (sav) ateşle müjdelenin, buyurdu, dedi. (Taberani)

26 —Avf b. Malik (ra)'den Resululla h (sav.)'ın soyle
buyurduğu rivayet edildi:
— -Bağışlanmayan şu günahlardan sakının:
l — Ganimet malından çalmak. Kim, ganimet malına hıyanet
ederse kıyamet günü onunla getirilir .

2 — Faiz yemek. Her kim faiz yerse kıyamet günü çarpılmış bir deli halinde dirilir. Sonra Resululla h (s.a.v.) su âyeti (bakara 275) okudu;
— «Faiz yiyenler, delilikte n ancak şeytan çarpan kimseleri n kalkması gibi kalkarlar .» (Taberani)
£ s b e h a n i 'nîn £ n e s 'den rivayeti de şöyledir: Resululla h (s.a.v.) :
— -Faiz yiyenler kıyamet günü iki yanını sürükleyen (yüzüstü sürünüp, emekleyen) bir deli halinde gelir- buyurdu. Sonra da:
— «Onlar, delilikte n ancak şeytan çarpan kimseleri n kalkması gibi kalkarlar* (Bakara 275) âyetini okudu.
27 — Abdullah b. Mes'ud (r.a.) Nebi (s.a.v.)'nin şöyle buyurduğunu rivayet etti:
— «Çok çok faiz alan hiçbir kimse yoktur ki. onun işinin sonu fakirlik olmasın.- (İbn Mace ve Hakim)
H â k i m 'in bir rivayeti de şöyledir: -Faiz, ne kadar çok olsa bile sonu darlıktır.»
28 —Ebu Hüreyre (r.a.)'den Resululla h (s.a.v.)'ra şöyle buyurduğu rivayet edildi:
— «Öyle bir zaman gelecek ki, insanlard an faiz yemeyen hiçbir kimse kalmayaca k. Onu yemeyenle re de tozları bulaşacaktır.» (Ebu Davud ve İbn Mace)
29 — Ubade b. S a m i t (r a.)'den Resululla h (s.a.v.)'ın söyle buyurduğu rivayet edildi:
— .Ruhumu elinde olan Allah'a yemin ederim ki, benim ümmetimden birtakım İnsanlar gecelerin i küfran-ı nimet, azgınlık. oyun ve eğlence île geçirip, haramları helal saymaları, metres edinmeler i, içki İçmeleri, faiz yemeleri ve İpek giyinmele ri sebebiyle maymunlar ve domuzlar gibi sabahlarl ar.» (Ahmed)
30 — Ebu Umame (r .a.)'den Nebi (sA.v.)'nin şöyle buyurduğu rivayet edildi:— .Bu ümmetten bir topluluk gecelerin i yemek, içmek, eğlence ve oyunla geçirirler de maymun ve domuz suretinde sabahlarl ar. Onlar felakete ve taş yağmuruna tutulurla r.* insanlar sabahleyi n;
— «Bu gece filan oğullan felakete uğramış ve filan oğullarının yurdu yerle bir olmuş- derler. L u t kavminin üzerine yagdırıldıgı gibi onların ve yurtlarının üzerine taş yağdırılır. Yine oradaki kabileler in ve yurtlarının üzerine Ad kavmini helak eden öldürücü rüzgar gönderilir. (Bütün bunlar) İçki içmeleri. İpek giyinmele ri, metres edinmeler i, faiz yemeleri sebebiyle olur.
Hadisin ravilerin den Cafer, burada zikredile n günahlardan birini unuttuğunu söylemiştir. (Ahmed)

Buraya kadar topladığım hadisler "Tergib ve Terhib"adlı eserden Allah İmam Munzir den Razı olsun.

EbuDavud 4876 — Said bin Zeyd (r.a)dan; Resûlüllah (s,a.v)d.en, rivayet olunduğuna göre şöyle buyurmuş:
«Ribanın en çok veballisi haksız yere mümin'in ırzına dil uzatmak, saldırmaktır.»

Darimi 2538. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Ebu Kays'tan, (O) Huzeyl'den, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasululla h (Sallallah u Aleyhi ve Sellem) faiz yiyenle yedirene lanet okumuştu.Ebu Davud,buyu,Nesei talak ,Tirmizi,buyu,İbn Mace,ticaret,Müsned

188- Birbirini zin mallarını aranızda haksız yere yemeyin. İnsanların bir kısım mallarını, bile bile günaha girerek yemek için onları hakimlere de aktar mayın.
Bir kısmınız diğer bir kısmınızı mallarını haksız yere yemesin. Günah olduğunu bile bile insanların mallarından bir kısmını lıararn olarak yemeniz için mallarınızı hakimlere de aktarmaym .
* Abdullah b. Abbas, Mücahid, Katade, Süddi ve İkrime gibi miifessir ler bu âyeti "Haksız olduğunuz haide muhakemey e girişmeyin." şeklinde izah etmişlerdir. Bu hususta Peygamber efendimiz denşu hadis-i şerif rivayet edilmekte dir.
'
Birgün Resululla h (s.a.v.) odasında otururken dışandan bir takım tartışma
sesleri duydu. Çıkıp ta o tartışanların yanına gitti ve onları dinledikt en sonra şöyle dedi: "Ben de bir insanım, bana, anlaşmazlığa düşenler geliyorla r. Bir kısmınız diğerinden daha güze! konuşarak dâvâstnr daha güzel savunabil ir ben de onun haklı olduğuna kanaat getirip lehine hüküm vermiş olabiliri m. Herhangi bir miislümanın hakkını, haksız olana verecek olursam verdiğim bu şey, haksız kişi için cehennem ateşinden bir parçadır. Artık onu ister alsın ister bırak-.sın."'Buharı, K. el-Ahkam. bab: 29, 31, K. cl-Mezalim, bah: 16/Müslim, K. el-Akdiye, bab: 5, Hadis No: 1713)
Bazı müfessirler ile bu âyetin mânâsının, "Hakimlere rüşvet venneyin," demek olduğunu söylemişlerdir.

275- Faiz yiyenler, yerlerind en, şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar . Bu onların: " Alış veriş te aynen faiz, gibidir." demelerin den-dir. Halbuki Allah, alış verişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Kim, rabbin-den öğüt gelir de yaptığını terkeders e, geçmişte aldığı onundur. Ve onun işi Allaha aittir. Kim de tekrar faizciliğe dönerse işte onlar, cehenneml iktirler. Orada ebedi olarak kalacakla rdır.
Faizi almak vermek ve yemek sureliyle faizle muamele yapanlar, kıyamet gününde kabirleri nden, ancak şeytanın çarptığı, sara hastalığına yakalanar ak kendini yerden yere atan kişinin kaltığı gibi kalkarlar . Onların, kabirleri nden bu şekilde kalkmalarının sebebi, inkâr etmeleri ve iftirada bulunarak "Alışveriş te faiz gibidir. Niçin bu haram olsun?" demelerin dendir. Halbuki Allah, alış veriş suretiyle ticari kazancı helal, faizi ise bütün çeşitleriyle haram kılmıştır. Kim. rabbinden bir öğüt ve korkutma geldikten sonra faiz yemekten vaz geçerse, haram hükmü gelmeden önce olan olmuştur. Ve onun işi allaha aittir. İsterse onu affeder, isterse azabeder. Kim de haranı kılındıktan sonra tekrar faiz yerse onlar cehenneml iktirler. Orada edebi olarak kalacakla rdır.
* Ayet-i kerimede, "Faiz yiyenler, yerlerind en, şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar ." Duyurulma ktadır. Arapçada "Faiz1 kelimesi (riba) lafzıyla ifade edilmiştir. Bu kelimenin mânâsı "Artmak ve fazlalaşmak." demektir. Mallarını faize verenler, onları bu yolla artırmak istedikle ri için faize "Riba" denmiştir. Faiz yiyenleri n, yerlerind en şeytanın çarptığı kimse gibi kalkacakl arı beyan edilmiştir. Burada ifade edilen "Yerler"den maksat, Mücahit!, Abdullah b. abbas, Said b. Cübeyr, Katade, Rebi' b. Enes, Dehhak, Süddi ve İbn-i Zeyde göre kıyamet gününde dirildikt cn sonra kalkacakl arı kabirlerd ir. Kıyamet gününde faizciler in alametler i, şeytanın çarpmış okluğu kişi gibi, saralı bir şekilde olmalarıdır.
Taberi diyor ki: "Eğer denilecek olursa ki "Âyet-i kerimede, faizi bizzat yiyenler zikredilm ektedir. Ticaretle rinde faizü işlem yapan ve onu fiilen yemeyenle r de bu âyetin beyan ettiği cezaya çarptırılacaklar mıdır? Cevaben denilir ki: "Faizi sadece yiyenler değil, her türlü faizli muamelede bulunanla r bu ayetin 275- Faiz yiyenler, yerlerind en, şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar . Bu onların: " Alış veriş te aynen faiz, gibidir." demelerin den-dir. Halbuki Allah, alış verişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Kim, rabbin-den öğüt gelir de yaptığını terkeders e, geçmişte aldığı onundur. Ve onun işi Allaha aittir. Kim de tekrar faizciliğe dönerse işte onlar, cehenneml iktirler. Orada ebedi olarak kalacakla rdır.
Faizi almak vermek ve yemek sureliyle faizle muamele yapanlar, kıyamet gününde kabirleri nden, ancak şeytanın çarptığı, sara hastalığına yakalanar ak kendini yerden yere atan kişinin kaltığı gibi kalkarlar . Onların, kabirleri nden bu şekilde kalkmalarının sebebi, inkâr etmeleri ve iftirada bulunarak "Alışveriş te faiz gibidir. Niçin bu haram olsun?" demelerin dendir. Halbuki Allah, alış veriş suretiyle ticari kazancı helal, faizi ise bütün çeşitleriyle haram kılmıştır. Kim. rabbinden bir öğüt ve korkutma geldikten sonra faiz yemekten vaz geçerse, haram hükmü gelmeden önce olan olmuştur. Ve onun işi allaha aittir. İsterse onu affeder, isterse azabeder. Kim de haranı kılındıktan sonra tekrar faiz yerse onlar cehenneml iktirler. Orada edebi olarak kalacakla rdır.
* Ayet-i kerimede, "Faiz yiyenler, yerlerind en, şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar ." Duyurulma ktadır. Arapçada "Faiz1 kelimesi (riba) lafzıyla ifade edilmiştir. Bu kelimenin mânâsı "Artmak ve fazlalaşmak." demektir. Mallarını faize verenler, onları bu yolla artırmak istedikle ri için faize "Riba" denmiştir. Faiz yiyenleri n, yerlerind en şeytanın çarptığı kimse gibi kalkacakl arı beyan edilmiştir. Burada ifade edilen "Yerler"den maksat, Mücahit!, Abdullah b. abbas, Said b. Cübeyr, Katade, Rebi' b. Enes, Dehhak, Süddi ve İbn-i Zeyde göre kıyamet gününde dirildikt cn sonra kalkacakl arı kabirlerd ir. Kıyamet gününde faizciler in alametler i, şeytanın çarpmış okluğu kişi gibi, saralı bir şekilde olmalarıdır.
Taberi diyor ki: "Eğer denilecek olursa ki "Âyet-i kerimede, faizi bizzat yiyenler zikredilm ektedir. Ticaretle rinde faizü işlem yapan ve onu fiilen yemeyenle r de bu âyetin beyan ettiği cezaya çarptırılacaklar mıdır? Cevaben denilir ki: "Faizi sadece yiyenler değil, her türlü faizli muamelede bulunanla r bu ayetin
beyan ettiği hükme dahildir. Ancak, âyetin indiği zaman faizciler in, faizden elde ettikleri gayr-i meşru kazancı en çok yeme ve içmelerinde kullandıkları için âyette "Faiz yiyenler ifadesi yer almaktadır. Yoksa bütün faizle muamele yapanlar bu âyetin kapsamına gimıektedirler. Nitekim şu âyet-i kerîme ve şu ha-dis-i şerif bu hususu ortaya koymaktadırlar. Allah leala buyuruyor ki: "Ey iman edenler, Allahtan korkun ve eğer iman ediyorsanız i'aizden arta kalanı bırakın." (Bakara suresi, 2/278)Peygamber efedimiz de hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur.
"Allah, faizi yiyene de yedirene de şahidine de kâtibine de lanet
eder."<neseî K. ez-Ziynet. hah: 25 / Ebu Davuıi K. cl-Buyü bab: 4, hadis No: 3333 Müslim, K- el Müsakat. bab: 105. 106, Hadis No. 1597, 1598
>
276- Allah, faizi mahveder, sadakaları ise artırır. Allah, hiçbir günahkâr nankörü sevmez.
Allah, faizi eksiltir ve yok eder.Sada kaların sevabını ise kat kat artırır. Sadaka verilen malı artırır. Allah, inkârda ısrar edenleri, ikaz ve nasihatla ra aldırmayarak günah işlemeye devam edenleri asla sevmez.
* Allah tealanın, faizi mahvetmes i, ya onu tamamen imha etmesi veya onun karıştığı malın bereketin i göndermesiyle olur. Resululla h (s.a.v.) efendimiz bir hadisi şerifinde:"Faiz çoğalsa dahi sonunda eksilmeye mahkumdur ." buyurmuştur(Ahmed b. Hanbel, Müsned, CI S, 395, 424)
Sadakalar bunun aksinedir . Çünkü Allah onlara bereket verir ve onlan artırır. Nitekim bu hususta Allah teala diğer âyetlerinde şöyle buyurmuştur: "Mallarını Allah yolunda harcayanl arın durumu: Her başağında yüz tane olmak Üzere yedi başak veren bir tanenin durumuna benzer. Allah dilediğine kat kat verir. Allah, lütfü geniş olan ve her şeyi bilendir."(Bakara suresi, 2/261
) "O kimdir ki, Allah için güzel bir ödünç takdim etsin de, Allah ona karşhğmı kat kat versin? Rızkı daraltan da Allahtır. bol veren de. Yine ona döneceksiniz."' Bakara Suresi. 2/245)*
Peygamber efendimiz de bu hususta söyle buyuruyor:
"Kim, helal kazancından bir hurma kadarını sadaka olarak verirse ki - Allah, ancak helal maldan olan sadakayı kabul eder. - Allah onu sağ eliyle (güzelce) kabul eder. Sonra onu, sizden birinin atının tayını beslediği gibi besler. Öyle ki, o dağ gibi olur."Buharı, K. ez-Zekat, bab: 8 / Müslim. K. ez-Zekat bab: 63,64 Hadis No. 1014

Diğer bir rivayette de şöyle buyurmuştur.:
"Şüphesiz ki Allah, sadakayı kabul eder. Onu sağ eüyle alır ve sizden birinizin alının tayını besleyip büyüttüğü gibi o sadakayı büyütür. Öyle ki, bir lokma uhut dağı gibi olur. Bunu, aziz ve celil olan Allahın kitabında doğrulayan

âyetler: "Bunlar, kullarının tevbesini ve sadakaları ancak Allahın kabul ettiğini ve tevbeleri çokça kabul eden ve çok merhametl i olanın sadece Allah olduğunu bilmezler mi?"(Tevbe surcsi, 9/104) "Allah, faizi mahveder, sadakaları ise artırır. Allah, hiçbir günahkâr nankörü sevmez."( Bakara suresi, 2/276) âyetleridir."'Tirmizi, K. ez-Zekât, bab: 28 Hadis No. 262

277- Şüphesiz ki iman edenlerin, şalin amel işleyenlerin, namazı kılıp zekatı verenleri n, rablcri katında mükifaatları vardır. Onlar için korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir de,
Allahı ve Resulünü tasdik eden ve Allahm, kendileri ne emrettikl eriyle amel eden, namazı bütün erkânıyia birlikte kılan ve mallarından, farz kılınmış olan zekatı verenleri n, âhirette rableri katında mükâfaatlan vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar, dünyada biraktıklan şeylere de üzülmezler.
278- Ey iman edenler, Ali ah t an korkun ve eğer iman ediyorsanız faizden arta kalanı bırakın.
Ey iman edenler, emirlerin e itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Al-lahtan korkun ve alacağınızdan, ana paranın üzerine ilave edilen faizi terkedin, almayın. Eğer sözünüzde, işinizde ve imanızda samimi kişiler iseniz bunu böyle yapın.
* Suddi, ibn-i Cüreyc ve İkrime, bu âyet-i kerimenin, nüzul sebebi hakkında şunları söylemişlerdir: Bir kısım insanlar İslama girmeden Önce mallanın faize vermişlerdi. Bunlar, faizin bir kısmını almışlardı diğer kısmı duruyordu . Allah teala bu âyet-i kerimeyi indirerek onların daha önce almış oldukları faiz-leri affettiğini ve geriye kalan faizi de almalarının haram olduğunu bildirdi. Faize mal veren kişilerin, Abbas b. Abdul Multalib ve Muğire oğullarından bir kişi olduğu, faizle mal alanların da Sakiyf kabilesin den Amr oğulları olduğu rivayet edilmiştir. Diğer bir rivayette ise mallanın faize verenleri n Amr oğullan olduğu, alanların da Muğİre oğullan olduğu bildirilm ektedir.
279- Eğer böyle yapmazsanız Allah ve Resulü tarafından, size karşı harp ilan edilmiş olduğunu bilin. Şayet tevbe ederseniz, sadece sermayeni z sizindir. Böylece haksızlık etmemiş ve haksızlığa da uğramamış olursunz.
* Ayet-İ kerimede zikredile n ve "Bilin" diye tercüme edilen(fezenu ) kelimesi iki şekilde okunmuştur.
a- Bütün Medine halkı bu kelimeyi, sülasî fiilden türetilmiş bir ernir kabul etmişler ve (fezenu ) şeklinde okumuşlardır. Bu kıraata göre bu ifadenin mânâsı şöyledir: "Şayet sîzler, bu emredilen i yapmazsanız, Allah ve Resulü tarafından size savaş açılmış olduğunu bilin.
b- Küfe kurralann m tümü ise bu kelimeyi, rubai fillerden türetilmiş bir emir kabul ederek ( fezenu ) şeklinde okumuşlardır. Bu kıraata göre bu ifadenin mânâsı şöyledir: "Şayet sizler, ernroluna nı yapmazsanız, Allah ve Resulüne kargı savaştığınızı diğer insanlara ilan edin."
Taberi : "Bu kıraatlardan birinci kıraatin tercihe şayan olduğunu söylemiştir, zira, savaş ilan etrne, faiz yiyenleri n hakkı değil Allah ve Resulünün hakkıdır. Nitekim bu hususta, Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: "Şayet, faizli muamele yapan kimse, bundan vazgeçmeyecek olursa, müslümanların imanının bu kimseyi tevbe etmeye çağırması gerekmekt edir. Eğer vazgeçerse mesele yoktur. Aksi taktirde imam onun boynunu vurur. Bu hususta Katade de şunları söylemiştir: "Gördüğünüz gibi Allah, faiz yiyenleri öldürmekle tehdit etmiş ve onlar nerede bulunurla rsa bulunsunl ar, kanlarını heder etmiştir. Reb' b. Enes te Allah tealanın bu âyet-i kerime ile, faiz yiyenleri öldürmekle tehdit ettiğini söylemiştir.
Ayet-i kerime, faizin korkunç bir cinayet olduğunu ortaya koymaktadır. Bu cinayetin büyüklüğünü anlamak için, Kur'an-ı Kerimin, faizciler i nasıl vasıflandırdığını dikkatle incelemek yeterlidi r. Kur'an-ı Kerim, faizciler i, Şeytanın çarptığı, sara hastalığına yakalanmış, kendini yerden yere atan ve aklından zoru olan deliler gibi sağa sola yalpa yapan bir kimseye benzetmiştir.
Faizciler ise, Kur'an-ı Kerimin bu tasvirine rağmen faizin zararlarını yok
gibi göstermeye çalışmaktadırlar. Allahım, bu kadar kötü olduğunu bildirdiği faizi meşru gören ve onunla muamele yapanların, Allah ve Resulünün kendileri ne karşı savaş ilan ettiğim beyan eden âyete rağmen faizle iştigal ederek rablerine karşı savaşmayı basit bir olay gibi gösterenlerden ve o faizi helalmiş gibi takdim etmeye çalışanlardan daha zalim ki olabilir? Hangi müsliiman, bu tehdidi duyduktan sonra faizli muameleye devam etmek ister? Bu âyet-İ kerimeyi duyduktan sonra yaptığından vaz geçip tevbe etmeyen, bu korkunç cinayeti işlemeye devam eden kişilere yazıklar olsun. İmanla faiz birbirini n zıddıdır. Hiç bir zaman birleşmezler.
Cabir b. Abdullahın rivayetin de bu hususta Peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor Cabir diyor ki:
"Resululla h (s.a.v.) faizi yiyene, yedirene, yazana ve şahitlerine lanet etti. Ve "Onlar eşittir" buyurdu."(Müslim, K. el-Müsakat. bab: 106, Hadis No. 1598/Ebu davud, K. el-Buyü bab: 4 Hn. 3333)
Peygamber efendimiz diğer bir hadis-i şerifinde de buyuruyor ki: '
"Ben isra ve miraç gecesinde, karınlan evler kadar büyük olan bir topluluğun yanma vardım. Karınlarında yılanlar vardı. Bu yılanlar dışarıdan görünüyordu. Dedim ki: "Ey Cebrail, bunlar kimdir?" dedi ki: "Bunlar, faiz yiyenler-dir."( İbn-i Mace, K. et Ticaret, bab: 58, Hn. 2273/Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.2 S. 353, 363
)
Peygamber efendimiz bir diğer haclis-i şerifinde de şöyle buyuruyor:"Faizde yetmiş günah vardır. En hafifi, kişinin, anası ile zina etmesi gibi-dir.-( İbn-i Mace, K. el-Ticaret, bah: 58 HN. 2274)

NİSA SURESİNDEN

29- Ey iman edenler, mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Ancak kendi rızanızla yaptığınız ticaretle yemeniz helaldir. Birbirini zin canı* na kıymayın. Şüphesiz ki Allah, size karşı çok merhametl idir.
Ey iman edenler, mallarınızı aranızda, faiz alma, kumardan kazanma gibi haksız yollarla yemeyin. Ancak kendi rızanızla yaptığınız ticaretle veya bağışta bulunmakl a yemeniz helaldir. Birbirini zin canına kıymayın. Şüphesiz ki Allah, size karşı çok merhametl idir. Birbirini zin kanını dökmenizi yasaklama sı da merhameti nin gereğidir.
* Ayel-i kerimenin "Ey iman edenler, inallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyi." kısmı müfessirler tarafından iki şekilde izah edilmiştir:
a- Abdullah b. Abbas ve Süddi, âyetin bu bölümünü şu şekilde izah etmişlerdir: "Ey irnan edenler, inallarınızı aranızda faiz, kumar, gasp ve zulüm gibi, Allahm haram kıldığı yollarla yemeyin. Ancak razı olacağınız bir ticaret yoluyla kazanacağınız mallan yeyin."
b- İkrime ve Hasan-ı Basri ise âyet-i kerimenin bu bölümünün, insanların, misafir olma ve ikram edilme yoluyla da birbirler inin mallanın yemelerin i yasakladığını, ancak alış veriş yaparak birbirler inin mallarını yiyebilec eklerini beyan etliğini fakat daha sonra Nur suresinin şu âyeti inerek bunu neshettiğini ve müminlerin birbirler inin mallarını misafir olurken ve ikram edilirken yiyece-bileceklerinin anık mubah olduğunu söylemişlerdir. "Kör için bir güçlük yoktur, topal için bir güçlük yoktur, hasta için bir güçlük yoktur. Sizin de kendi evleriniz de ve babalarınızın evlerinde veya annelerin izin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kızkardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalannızın evlerinde veya daymlannızın evlerinde veya teyzeleri nizin evlerinde veya anahtarla rı emanet edilip tasarrufu nuza verilen evlerde veya dostlarınızın evlerinde yemek yemenizde de bir günah yoktur. Birlikte veya ayrı ayn yemenizde de bir günah yoktur. Evlere girdiğiniz zaman kendinize selam verin. Bu, Allah nezdinde mübarek ve terniz bir selamlaşmadır. Aklınızı kullanasınız diye Allah, âyetleri size işte böyle açıklıyor."*431
Taberi diyor ki: "Bu görüşlerden tercihe şayan olanı birinci görüştür. Allah teala bu âyetle müminlere haram kıldığı şekilde birbirler inin mallarını yemeyi yasaklamıştır. Zira haksız yere mal yemenin mânâsı budur. Ayetin mânâsı bu olduğuna göre bunun aksini iddia ederek onun mânâsının, kişinin mümin kardeşi tarafından ikram edilen yemeği yasaklama k olduğunu ve daha sonra da neshedild iğini söyleyenlerin görüşünün bir anlamı yoktur. Zira yemek yedirmek, misafirle re ikramda bulunmak, müşriklerin de Övülen amellerin dendi. Is-
Nur suresi. 24/61
lam da geldi bu tür amelleri yapmaya davet etti. Hiçbir zaman bunları yasaklama dı. O halde ayetin mânâsının bu gibi ikram ve ihsanlard a bulunmayı yasaklama k olduğunu söylemek yersizdir .
Taberi diyor ki: "Bu âyet-i kerime, îicaret ve sanat yoluyla, nzık talep etmeye karşı çıkan bazı cahil mutasavvıflan tekzib etmektedi r. Âyet-i kerime, rıza ile kazanılan ticaretin helal olduğunu beyan etmektedi r. Bu hususta Katade diyor ki: "Tecaret, onu doğrulukla ve takva ile yapanlar için Allahın nzıklann-tlan bir nzık ve helal kıldığı şeylerden bir şeyctir. Bize rivayet edilirdi ki: "Güvenilen ve dürüst bir tacir kıyamet gününde arşın gölgesinde bulunacak olan yedi sınıftandır."'441
Âyet-i kerimede, nza ile yapılan ticarette n kazanılan malın helal olduğu zikredilm ektedir. Âlimler, ticaretin hangi şekilde yapılmışı halinde rıza ile yapılmış olacağı hususunda iki görüş zikretmişlerdir:
a- Kadı Şüreyh, İbn-i Şirin, Şa'bi, Hz. Ali Abdullah b. Mes'ud, Ebu Ziir'a ve Abdullah b. Abbastan nakledile n bir görüşe göre bu âyette zikredile n "Rıza ile yapılan ticarette n maksat, alış veriş yapan taraflard an herbirini n, alış veriş akdini yaptıktan sonra o muameleyi yaptıkları yerden ayrılıncaya kadar, birbirler ini alış verişi bozup bozmamakt a serbest bırakmalarıdır. Bunlara göre taraflar bir mecliste sözle alış verişi bitirdikt en sonra tekrar onu bozabilme hakkına sahiptirl er. Bu hususta Muhammed b. Şirin diyor ki: "Biri diğerine bir bornoz satan iki kişi anlaşmazlığa düştüler. Biri: "Ben bu adama bir bornoz sattım. Beni razı etmesini İstetilin. Fakat o beni razı etmedi "dedi. KacJi Şüreyh dedi ki: "O seni razı ettiği gibi sen de onu razı et." Satın alan adam dedi ki: "Ben ona dirhemler ini verdim fakat o razı olmadı." Şüreyh dedi ki: "O seni razı ettiği gibi sen de onu razı et." Adam yine dedi ki: "Ben onu razı ettim fakat o razı olmadı." Bunun üzerine Şüreyh dedi ki: "Alış veriş yapan iki tarif adi yaptıkları yerden ayrılmadıkça onu bozup bozmamakt an serbes' ...er."
Taysele diyor ki: "Ben çarşıdaydım .-.ü (r.a.lda oradaydı. Bir kız çocuğu geldi ve bir dirheme meyve satın almak i1 .edi. Ben de d:ıiıemi alıp meyveyi ona verdim. Sonra kızcağız "Bu meyveyi inmiyorum d'.nemimi bana ver." dedi. Ben direnim. O sırada Ali gel ip dirhem' alarak kıza .erdi."
Bunlar, görüşlerine deli! olara1, Resululla hı,ı şu hadis-i şerifini zikretmişlerdir. Abdullah b. Ömer diyor ki: ' Resululla h $öyle buyurdu: "Her alış veriş yapın iki taraf, bulundukl arı yerden yrılmadıl.ça aralarında satış diye bir şey yoktur."14''1 Ancak birbirler ini rnuhay^ " *••' ualan müstesnadır." Ebu Hureyre
(44) Bkz. tbn-i Mace, K. et-Ticarât. bab' l. Hadis No: 2139 / Tirmizi. K. cl-Büyü. bak 4, Hadis No: 1209
(45) Bkz. Tiımizi, K. el-Büya', hah: 26, Hadis No: 1245
de Resululla hın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir. "Alış veriş yapan iki kimse birbirler inden razı olarak ayrılırlar."'4")
Abdullah b. Abbas diyor ki: Resululia h bir adama bir şey sattı. Sonra ona dedi ki: "Alış verişi bozup bozmamayı tercih et." Adam da "Geçerli olduğunu tercih ettim." dedi.
Resululia h da: "İşte alış veriş böyle olur," dedi.(47) Evet, bu görüşte olanlar alış veriş yapan iki tarafın, akdi yaptıkları yerden ayrılıp fiilen gitmedikl eri takdirde bu âyette belirtile n ve Resululla hın hadisleri nde açıklanan "Rıza ile bir alış veriş" olmayacağını söylemişlerdir.
b- İmam Malik, Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve İmam Muhammede göre ise bu âyetle zikredile n "Rıza İle yapılan ticaret"ten maksat, tarafların alış veriş akdini yapmadan önce nzalanyla akdi bitirmele ridir. Bunların, alış veriş yaptıktan meclisten ayrılmadan önce bu rızalarının bozulup bozulmama sı veya birbirler ini akdi bozup bozmamakt a serbest bırakmaları, rızanın ortadan kalkmasını gerektirm ez. Bunlara göre taraflar, nzalanyla alış veriş akdini yaptıktan sonra akdi yaptıkları mecliste, taraflard an birinin, akitten caydığını söyieyrek onu tozması caiz değildir. Bunlar, görüşlerine delil olarak şunu zikretmişlerdir. "Alış veriş te nikah akdi gibi, sözle yapılan akillerde ndir."
Âlimler, "Nikah akdi yapıldıktan sonra, taraflard an birinin, diğerini, ak-din gereğini yapmaya mecbur edeceği hususunda hiçbir ihtilaf yoktur. Taraflar akdîn yapıldığı meclisten ayrılmamış olsaiar dahi akit iki tarafı da bağlayandır. Alış verişin hüKmiı de böyledir." demişlerdir.
Resululia h, "Alış veriş yapan iki taraf ayrılmadıkça akdi bozup bozmamakt a serbestti rler." hadisinde n maksat ise "Akdi yapma sözlerinden ayrılmadıkça." dernektir . "Akdin yapıldığı meclisten ayrılmadıkça." demek değildir.
Taberi bu görüşlerden birinci görüşün tercihe şayan olduğunu söylemiş ve bu vaziyette zikredile n "Rıza İle yapılan ticarette n maksadın, ticaret yapan tarafların, akdi yaptıkları yerden ayrılıncaya kadar rızalarının devam etmesi olduğunu beyan etmiş bu itibarla akil yapan taraflar akit meclisind en ayrılmadıkça akdi bozup bozmamakt a serbest olacaklarını söylemiştir.
Zira bu hususta Resululla h (s.a.v.)in şöyle buyurduğu sahih bir haberdir. "Alış veriş yapan iki taraftan herbiri ayrılmadıkça diğer tarafa karşı muhayyerd ir. Ancak muhayyer bırakıl arak yapılan alış verişler müstesnadır."'4"1 Diğer bir rivayette hadisin sonu şöyledir: "Yahut da taraflard an biri arkadaşına "Seç" de-
(46) Bkz. Ebu Davud. K. ei-Büyıı1, Nıh: M, llaılıs No: 3458
(47) Rk/.. Buhari, K. el-Büyu, hüh. 43
(4S) libıı Davud, K. ol-Rüyu' h. 51, Haıhs No: 3

160-161- Yahudiler in zulmetmel eri ve bir çok kimseleri Allah yolundan alıkoymaları, yasaklandıkları halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle daha önce kendileri ne helal kılınan temiz şeyleri onlara haram kıldık. .Onlardan kâfir olanlara, can yakıcı bir azap hazırladık.
Yahudiler in, Peygamber leri öldürmeleri gibi zulümleri, Allah'ın dininden bir çok insanları alıkoymaları, kentliler ine yasaklanm asına rağmen faiz almaları, rüşvet olarak veya Allah'ın kitabını değiştirme karşılığında para alarak haksız yere insanların mallarını yemeleri sebebiyle, daha önce kendileri ne helal kıldığımız iemiz şeyleri hanım kıldık. Biz onlardan kâfir olanlara can yakıcı bir azap hazırladık ki o da cehennem azabıdır.
Şu âyet-i kerimede Yahudiler e yasaklana n şeylerden bir kısmı zikredilm ektedir. "Biz, Yahudiler e, tırnaklı her hayvanı haranı kıldık. Onlara sığır ve davarın sırt, bağırsak ve kemik yağlarının dışında iç yağlarım da hanım kıldık. Azgınlıklarından dolayı onları bu şekilde cezalandırdık. Şüphesi/, ki biz, doğru söyleyiniz."|22Sl
Ayet-i kerimede, Yahudiler in, işledikleri dört günahtan dolayı kendileri ne daha önce helal kılınan şeylerin haram kılındığı beyan edilmiştir. İşledikleri bu günahlardan biri, zulmetmel eridir. Bu zulümlerinin mahiyeti ise bundan önceki yüz elli beş, yüz eli i altı ve yüz elli yedinci âyetlerde zikredile n, Allah'a verdikler i hadi bozmaları, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, Peygamber leri haksız yere öldürmeleri, "Kalblerim iz kapalıdır." demeleri, inkarcılıkla bulunmala rı. Meryem'e zina iftirasında bulunmala rı ve "Biz, Meryemuğlu İsa Mesihi öldürdük." demelerid ir. Bu günahlardan bir diğeri ise insanları Allah'ın yolundan çokça alıkoymalarıdır. Bundan maksat ise, Allah'a karşı bâtıl şeyler uydurup onun, Allah'tan olduğunu iddia etmeleri, Allah'ın kitabını değiştirmeleri, mânâlarını gerçeğinden saptımıalan, Hz. Muhammed'in Peygamber liğini inkâr etmeleri ve onun gerçek halini bilmeyen cahil insanlara açıklamamaları ve böylece insanları saptırmalarıdır.
Yahudiler in işlemiş oldukları günahlardan bir başkası da daha ünce izah edildiği gibi faiz almalarıdır.
Yine Yahudiler in işlemiş oldukları günahlardan biri de İnsanların mallarını haksız yere yemelerid ir. Bundan maksat ise verecekle ri hüküm karşılığında rüşvet almaları, kendileri herhangi bir şey yazarak "Bu Allah kalındandır." demek suretiyle para almaları ve benzeri murdar kazançlar sağlamalarıdır. İşte bu günahlar yüzünden Allah teala onları cezalandırmış ve onlar için helal kıldığı şeyleri haram kılmıştır,
Âyet-i kerimenin sonunda: "Onlardan kâfir olanlara can yakıcı bir azap hazırladık." buyurulma ktadık. Burada ifade edilen "Onlar"dan maksat, Yahudiler . "Onlardan kâfir olanlar"dan maksat, Hz. Muhammed'in Peygamber liğini inkâr edenler ve "Can yakıcı azap"f:ın maksat ise cehennem azabıdır.
228 En'am suresi,6/146

RABBİMİZ BU FENA İŞLERDEN CÜMLEMİZİ MUHAFAZA ETSİN amin
selam ve dua ile
 
E Çevrimdışı

Ehlibeytedavet

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Can kardeşlerim Maşallah güzel açıklamalar ve güzel yorumlar ancak Buna en güzel iki cümleyle cevap vermek doğru derim

''İslam bir yönetim şeklimidir ki zamana yada konuma topluma göre değişiklik göstersin''

Selametle Kalın İnşallah
 
ruveyda Çevrimdışı

ruveyda

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Ehlibeytedavet ' Alıntı:
''İslam bir yönetim şeklimidir ki zamana yada konuma topluma göre değişiklik göstersin''

kardeş bu cümleni anlıyamadım.....evet islami kurallar zamana ve mekana göre değişmez..ama baştaki kelimeni anlıyamadım.selametle
 
E Çevrimdışı

Ehlibeytedavet

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bu tür cevapların ardı arkası kesilmez sanki islam bir yönetim şeklidir ki toplum uçuruma gittiği için haram olan helal sayılsın yahu bunu derim.Yani bu zamanda faiz helal nasıl denilir zaman ne olursa olsun haramsa haramdır demek isterim can

selametle kalın inşallah
 
F Çevrimdışı

fecrislam

Üye
İslam-TR Üyesi
Haramı kimse helal kılamaz Rabbi'miz dışında
Helalı kimse haram kılamaz Rabbi'miz dışında

ALLAH cc bizlere bildirmiştir bazı haramların bize ne zaman az bir miktarda uygulayacağımızı müstesna diyerek belirtmiştir.
müminler gerçek rehberlik edenlerin fikirlerine baksın haramı helal edenlerin değil.insanlara soruyorum yoksa size haramı yapıp uygulamak daha mı kolay geldi yoksa tabi helal leri yapmak haramı işlemekten daha kolay ve daha basittir.
nefs dir bu kardeşim nefs bizler insanmıyız acaba demiyorlar adeta bir hayvandan daha beter nefslerine zulüm edenleri görmüyormusunuz?
günümüzde başka çare bulamadılar haramları işlemek için yok şu haramı yapsak mekruhmudur? caizmidir ?
kardeşim onun haram olduğunu sende biliyorsun nedir seni bu haramı işlemek için yol aratan hırs
imam şafi sana dese zina caizdir ve sen bunu yapsan şafimi seni kurtaracak
kardeşlerim zaman ahir zaman imanı kalpte tutmak çok önemli elde kor ateş tutar gibi resulün bir hadisi
imanı elde tutmak eldeki kor ateş gibi olacaktır .
ve o günlerdeyiz
tek çare lailaheillallah muhammed resullallah
çare o bu değildir

kuran ve sahih hadislerdir sahih hadis!!!!
 
F Çevrimdışı

fecrislam

Üye
İslam-TR Üyesi
ve böyle uzun anlatımlar bu zamanda insanların aklını zihnini karıştırır.
kısa ve öz olmalı helal ise neler helaldir
haram ise neler haramdır ?
yok bu neden haram olmuş demeyin ki derseniz onlarında cevabı var
vesselam
 
A Çevrimdışı

Alphan

Üye
İslam-TR Üyesi
Faiz Gayet tabii Haramdir.

Ancak Faiz Riba'nin sadece bir türüdür.

O halde izininiz ile su eklemeyi yapmak istiyorum:

Kapitaldeki her türlü haksiz artis RIBADIR !..
Sekli semali ne olursa olsun !..
 
Nusaybah Çevrimdışı

Nusaybah

Üye
İslam-TR Üyesi
as salamu alaikum,
Allaah razi olsun, tam aradigim yazi.
Bu yaziyi nerden buldun akhi ebumuhammed?
 
Üst Ana Sayfa Alt