S
Çevrimdışı
suatt
Misafir
İslâm ümmetinin düşmanları sömürgeci kafirler geçen asrın sonlarına doğru İslâm ümmetine (onu temsil eden Osmanlı Devleti şahsında) "hasta adam" teşhisinde bulundular. 1918'de birinci dünya savaşı sonunda bu hasta adamın sırtı yere geldi. Daha sonra üzerinde oynanan çeşitli operasyonlar neticesinde bu hasta adam komaya düştü. Adeta ölüm döşeğinde bitkisel hayat süren dev bir et, kemik yığını haline geldi.
Bu ümmetin çağdaş düşmanları sömürgeci kafirler dün ‘hasta adam’ dedikleri bu ümmete bugün "komadaki adam" teşbihinde bulunuyorlar. İşte onların bu teşbihini, mesela geçen senelerde ölen Almanya'nın eski başbakanlarından Willy Brand'ın bir demecinde geçen şu sözlerinde görmekteyiz: "Şu Müslümanlar topluluğu sadece göz kapaklarını bir kıpırdatıverselerdi, Sırplar bu saldırıları ve katliamları onlara yapamazlardı."
Evet, İslâm ümmeti bugün çok vahim bir koma hali yaşıyor. İslâm ümmeti için kafir başbakanın sarf ettiği sözler, naslarda geçen; "bir vücut gibidir" teşbihine de mutabık düşmektedir. Zira Rasul (sav) bu konuda şöyle demişti:
"Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir uzvu rahatsız olursa diğer uzuvlar da bu yüzden rahatsız olurlar. Uykusuzluk ve humma ile (yüksek ateş ile) onun için birbirlerini yardıma çağırırlar." (Müslim, Buhari)
İşte bu dev vücut, bugün komada. Uzuvlarında olan hasar ve tahribata karşı diğer uzuvları harekete geçemiyor. Onun meyyit (ölü) gibi hareketsiz oluşu, düşmanlarına cesaret veriyor. Onu tamamen ortadan kaldırmak, paramparça etmek, yok etmek için saldırmak isteyen irili ufaklı düşmanlarına cesaret veriyor. İşte bitler-pireler, akrepler, yılanlar-çıyanlar gibi haşarat ve itler, köpekler çakallar gibi hayvanlar onun tepesine üşüşmüşler, onu tahrip etmeye, yok etmeye çalışıyorlar. İşte, dünyanın en aşağılık zelil yaratıkları mukabilinde hatta onlardan da aşağılık olan yaratıklar, kafir Yahudiler, Sırplar, Ermeniler, Rumlar, Hindular ve bunlara yataklık eden Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa ve benzeri sömürgeci kafir devletler İslâm aleminin ve Müslüman toplulukların başına çullanmışlar, İslâm aleminin servetlerini kapışıyorlar, Müslümanları kesiyorlar, katlediyorlar, ırzlarına tecavüz ediyorlar ve her yönden, saldırı üstüne saldırı yapıyorlar. Fakat bu dev vücut bütün bu olanlara karşı bir tepki, bir direnç ortaya koyamıyor.
İrili ufaklı düşmanlarının İslâm alemine ve Müslüman topluluklarının başına üşüşmelerini Rasul (sav) 1400 yıl önce şöyle tasvir etmişti:
"Bir gün gelecek (kafir) milletler sizin başınıza oburların yemek çanağına üşüştükleri gibi üşüşecekler. (Orada bulunanlar) dediler ki; O gün biz az olacağımız için mi böyle olacak ya Rasulallah? Rasulullah (sav) dedi ki; Hayır o gün siz çok olacaksınız, lakin siz selin üzerinde sürünüp giden çer çöp gibi olacaksınız. Zira Allah heybetinizi (korkunuzu) düşmanlarınızın kalbinden çekip alacak ve sizin kalbinize 'vehen' yerleştirecek. Dedikler ki; Vehen nedir ya Rasullallah? Rasulullah (sav) dedi ki; Dünya sevgisi ve ölümü kerih görmek (ölüm korkusu). (Ebu Davud)
Düşmanları (kafir millet ve devletler) İslâm ümmetine böylesine saldırırken bu ümmetin başında bulunan ve 50'ye yakın devlet denilen varlıkların konum ve tutumları nedir?
O varlıklar koma halindeki bu dev vücudun başında türemiş urlara benziyorlar. Bunlara uzaktan bakıldığında 50'ye yakın kafaya benzemektedirler ve böylece bu vücuda acayip bir görünüm vermektedirler. Bir vücutta 50'ye yakın kafanın bulunması elbette o vücutta hayra sebep verecek, iflah edecek değildir. Ancak esasen bunlar sadece kafaya benzerler. Zira kafada gören gözler, duyan kulaklar ve çalışan beyinler vardır. Fakat bunlarda bu görünmüyor. Onlar sadece kafa görünümündeki urlardır. Bu urlar, değil bu vücuda saldıran düşmanlara karşı koyacak, bilakis vücutta saldırılara karşı oluşturulabilecek en ufak bir direniş ve mukavemet alametlerini dahi yok etmek için vücudu daha da tahrip etmeye çalışan; yani bu vücudun hayatiyet unsurları ile onu tamamen yok etmek için çalışan mikrop yuvalarıdır. Evet bu kendilerine devlet denilen karton, piyon varlıklar, bu ümmetin baş ağrılarıdırlar. Bu ümmetin bünyesindeki düşman odaklarıdırlar.
Bu ümmetin çağdaş düşmanları sömürgeci kafirler dün ‘hasta adam’ dedikleri bu ümmete bugün "komadaki adam" teşbihinde bulunuyorlar. İşte onların bu teşbihini, mesela geçen senelerde ölen Almanya'nın eski başbakanlarından Willy Brand'ın bir demecinde geçen şu sözlerinde görmekteyiz: "Şu Müslümanlar topluluğu sadece göz kapaklarını bir kıpırdatıverselerdi, Sırplar bu saldırıları ve katliamları onlara yapamazlardı."
Evet, İslâm ümmeti bugün çok vahim bir koma hali yaşıyor. İslâm ümmeti için kafir başbakanın sarf ettiği sözler, naslarda geçen; "bir vücut gibidir" teşbihine de mutabık düşmektedir. Zira Rasul (sav) bu konuda şöyle demişti:
"Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir uzvu rahatsız olursa diğer uzuvlar da bu yüzden rahatsız olurlar. Uykusuzluk ve humma ile (yüksek ateş ile) onun için birbirlerini yardıma çağırırlar." (Müslim, Buhari)
İşte bu dev vücut, bugün komada. Uzuvlarında olan hasar ve tahribata karşı diğer uzuvları harekete geçemiyor. Onun meyyit (ölü) gibi hareketsiz oluşu, düşmanlarına cesaret veriyor. Onu tamamen ortadan kaldırmak, paramparça etmek, yok etmek için saldırmak isteyen irili ufaklı düşmanlarına cesaret veriyor. İşte bitler-pireler, akrepler, yılanlar-çıyanlar gibi haşarat ve itler, köpekler çakallar gibi hayvanlar onun tepesine üşüşmüşler, onu tahrip etmeye, yok etmeye çalışıyorlar. İşte, dünyanın en aşağılık zelil yaratıkları mukabilinde hatta onlardan da aşağılık olan yaratıklar, kafir Yahudiler, Sırplar, Ermeniler, Rumlar, Hindular ve bunlara yataklık eden Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa ve benzeri sömürgeci kafir devletler İslâm aleminin ve Müslüman toplulukların başına çullanmışlar, İslâm aleminin servetlerini kapışıyorlar, Müslümanları kesiyorlar, katlediyorlar, ırzlarına tecavüz ediyorlar ve her yönden, saldırı üstüne saldırı yapıyorlar. Fakat bu dev vücut bütün bu olanlara karşı bir tepki, bir direnç ortaya koyamıyor.
İrili ufaklı düşmanlarının İslâm alemine ve Müslüman topluluklarının başına üşüşmelerini Rasul (sav) 1400 yıl önce şöyle tasvir etmişti:
"Bir gün gelecek (kafir) milletler sizin başınıza oburların yemek çanağına üşüştükleri gibi üşüşecekler. (Orada bulunanlar) dediler ki; O gün biz az olacağımız için mi böyle olacak ya Rasulallah? Rasulullah (sav) dedi ki; Hayır o gün siz çok olacaksınız, lakin siz selin üzerinde sürünüp giden çer çöp gibi olacaksınız. Zira Allah heybetinizi (korkunuzu) düşmanlarınızın kalbinden çekip alacak ve sizin kalbinize 'vehen' yerleştirecek. Dedikler ki; Vehen nedir ya Rasullallah? Rasulullah (sav) dedi ki; Dünya sevgisi ve ölümü kerih görmek (ölüm korkusu). (Ebu Davud)
Düşmanları (kafir millet ve devletler) İslâm ümmetine böylesine saldırırken bu ümmetin başında bulunan ve 50'ye yakın devlet denilen varlıkların konum ve tutumları nedir?
O varlıklar koma halindeki bu dev vücudun başında türemiş urlara benziyorlar. Bunlara uzaktan bakıldığında 50'ye yakın kafaya benzemektedirler ve böylece bu vücuda acayip bir görünüm vermektedirler. Bir vücutta 50'ye yakın kafanın bulunması elbette o vücutta hayra sebep verecek, iflah edecek değildir. Ancak esasen bunlar sadece kafaya benzerler. Zira kafada gören gözler, duyan kulaklar ve çalışan beyinler vardır. Fakat bunlarda bu görünmüyor. Onlar sadece kafa görünümündeki urlardır. Bu urlar, değil bu vücuda saldıran düşmanlara karşı koyacak, bilakis vücutta saldırılara karşı oluşturulabilecek en ufak bir direniş ve mukavemet alametlerini dahi yok etmek için vücudu daha da tahrip etmeye çalışan; yani bu vücudun hayatiyet unsurları ile onu tamamen yok etmek için çalışan mikrop yuvalarıdır. Evet bu kendilerine devlet denilen karton, piyon varlıklar, bu ümmetin baş ağrılarıdırlar. Bu ümmetin bünyesindeki düşman odaklarıdırlar.