Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Çalışma Hayatında İyiliği Emretme Kötülükten Sakındırma Meselesi Nasıl Olmalı?

E Çevrimdışı

eliflammim

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Merhaba arkadaşlar. Ben konfeksyon işçiliği veya ara sıra da hizmet işlerine girip çıkıyorum öyle aşırı uzun çalıştığım yerleştiğim bir işim olmadı. Ama çalıştığım yerlerde dikkatimi bazen : çalışanların birbirine karşı saygısızlığı , çalışanların kendi konuşma dillerindeki saygısızlıklar küfür etmeleri vs gibi , veya işte yapılan israflar dikkatimi çekti örneğin dürüst çalışmama işi tam dürüst yapmama gibi. Ben zaten iş hayatına ve sosyal hayata karşı biraz adaptasyon sorunu yaşadığım bir süreçteyim bunları görüpte ilgili unsurlara cephe aldığım , kendimi uyarmaya hazırladığım heran ve mesafe koyduğum zamanlarda ; kendim strese girdiğimi ve zaten daha yeni işe girmişken dışlandığımı farkettim , yani tıpkı insanların bu tavrına mesafeli olmam gibi insanlarında bana mesafeli davrandığını iletişimden uzaklık. Bir arkadaşıma danıştım bu durumu oda dedi ki “değiştiremiceğini biliyorsan uyarmanın anlamı yok ancak değiştirebiliyorsan uyar”. Bir yanım haklı buldu arkadaşımı çünkü uyarırken amaç kendimi düzeltmek uyarmak aslında ; e bunu yaptığımda elime stres geçiyordu , en sonunda da bu stres ayaklarımın işe geri gitmesine ve sırf insanları uyardığım sebepler gerekçesiyle işi bırakmama ve dolayısıyla parasız kalmama ve (yemeden içmeden tüketmeden duramadığım için)aileme yük olmama ; insanlara hayır yapamamama bana verilen zamanı yaratlı işlerle iyiliğe çevirmememe yol açıyordu. Yani beni kötü yönde değiştiriyordu sorumluluklarımdan bu gerekçeyle uzaklaşmak.

Ama bir yandan da bu yaptığım hareketin kısa vadede görüntüsüydü. Belkide uzun vadede o uyardığım kimsenin hidayetinde bir katkım olcaktı , veya çektiğim acı ve yalnızlık sebebiyle uzaklaştığım sorumluluklarım ve yaptığım sorumsuzluklar ; belkide uzun vadede daha yararlı olcaktı benim için ; belki acıya yalnızlığa daha dayanıklı olmam sebebiyle veya düşüncelerime bu kadar sarılmamın verdiği özgüven sebebiyle. Bunun kazanımları daha ciddi olcaktı

Ama bir yandanda annesinden geçimini sağlayan kendi ayakları üzerinde duramayan bir birikimi olmayan birisi olduğumu unutupta ; zaruri ihtiyaçlarımın köşeye atıp bunlar yokmuş gibi davranıp ; o işyerinde tüm bu sıkıntıları yaşicağımı bile bile uyarmam ; kendime haksızlık edip dahada ilerde kayıpmı olcaktı ?

Benim bu konuda aklım çok yetmediği için şu önermeye yanaştım ; efendimiz aleyselam bile cahiliye gibi bir devirde muhammedül emin olmuş. Yaşadığım işyeri ortamı çevre cahiliye ; 1500 yıl önce yokmuymuş ? E efendimiz bize örnek gösterilen kişi bu tip bir çevrede ‘güvenilir’lakabını almış insanların bu şekilde takdirini kazanmış. E birilerinin size güvenilir demesi için evvela sizin o kişilere güvenmeniz yüz dönmeniz gerek. Demekki efendimiz girdiği ortamlarda insanların bu tip şeylerini görmek büyütmek yerine ; onların içindeki güvenilir yerleri görmüş olmalı. Onların iyi taraflarını cevherlerini gözünde büyütmüş olmalı ki ; insanlarda ondaki bu güvenilirliği görebilmiş olmalılar. Ama bir yandan küfreden birine “sen küfürbaz oldun” diyebilmekte o kişiye güvenmek değilmidir o kişinin yanlışını görceğine güvenmek ? Evet ama burda ne söylediğinden çok nasıl dediğin devreye giriyor . Ben o kişiler hata işlediğinde ufakta olsa o stres ile içimdeki öfke ile söylediğimde , bu karşıdaki insana yansıyor ve onun hatasını güvendiğim için söylememden çok ona büyüklenmek için bunu yaptığımı anlıyıp ters tepiyor. Bende dolayısıyla o insana güvendiğimi dile getirmekken “sen küfürbaz oldun” demek : dolayısıyla bu güvenimi ifadem ona karşı güvenimi pekiştircekken ; bendede ters etki yapıyor ve onun bir sonraki hatasını bekliyorum.

Tabi şöyle birşeyde var ; belki ne kadar karşıdaki kişiye en güven duyduğumuz en merhamet duyduğumz anda dahi o kişiyi uyarsak ; içinde çokazda olsa büyüklük barındırabilir kamil olamadığımzdan ; yine tam tersi ne kadar fazla büyüklük için uyaralım çok az da olsa ona güven olabilir. E hiçmi uyarmayalım o zaman ? Hangi ölçüye göre uyaralım ? Cevabı sayın hocalarıma bırakıyorum ;
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Es selamu aleykum kardeşim. Hoca değilim ama, yazmak istedim.

Ne kadar uyaralım:

Akraba ile bağı koparmayacak kadar.
Müslüman ile küslük oluşturmayacak kadar.
Kafirler ile iletişimlerde, tebliğ imkanını tümden kapatmayacak kadar.

Kısaca, bıktırmayacak kadar.

İletişim bağlarını koparır iseniz, onu onarmak çok çok zordur. O zorluk derecesine gelmeden önce durmalısınız. Gerekirse bir dönem ara verip (bu sırada olan durumlarda sadece yüz ifadeniz ile memnuniyetsizliğinizi belli eder veya uzakta gelişen bir durum ise duymamış gibi yaparsınız), dinlenme sonrasında tekrar hatırlatmalarınıza başlarsınız. Kişilere nefs yaptırmadan (yani benliklerini savunma durumuna geçirmeden) eleştiri yapmak çok zordur. Ama zamanla daha iyi olunabilecek bir şey bu; kimse mükemmel olmasa da, elinden gelenin en iyisini yapmaya devam ettiği sürece Allah'ın izni ile daha az kızdırarak tebliğ yapabilir hale gelebilir. Stres yönetimi, empati, etkili söz söyleme sanatı gibi kişisel gelişime dair videolar da faydalı olacak cinstendir.
 
Üst Ana Sayfa Alt