Cihâdın Hükmü
Cihâd eden kimse, —diğer ibâdetlerde olduğu gibi— dünyada, —yapması icâbeden bir vecîbeyi yerine getirmiş ve bu— borçtan kurtulmuş olduğu gibi; âhirette de, sevap ve saadete nail olur. Şerahsî'nin Muhıytı'nde de böyledir.
Bazı âlimler: "Cihâd, düşman topluluğu saldırmadan önce, nafile; düşmanlar saldırdıktan sonra ise, farz-ı ayn'dır." demişlerdir.
Âlimlerin ekserisi ise: "Cihad, her halde, farzdır: Düşmanın saldırmasından önce, farz-ı kifâye; saldırmasından sonra ise, farz-ı ayındır." demişlerdir. Sahih olan kavil de budur.
[al-Fatawa al-Hindiyyah (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 4/137-138]