Cecenistan
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُم مَّن قَضَى نَحْبَهُ وَمِنْهُم مَّن يَنتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلًاMü’minlerden öyle adamlar vardır ki, ALLAH’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir. (Ahzâb Sûresi 23)
إِنَّ شَرَّ الدَّوَابَّ عِندَ اللّهِ الصُّمُّ الْبُكْمُ الَّذِينَ لاَ يَعْقِلُونَ
Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların ALLAH katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir. (Enfâl Sûresi 22)
أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللّهِ لاَ يَسْتَوُونَ عِندَ اللّهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
Siz hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram’ın bakım ve onarımını, ALLAH’a ve âhiret gününe iman edip ALLAH yolunda cihad eden kimse(lerin amelleri) gibi mi tuttunuz? Bunlar ALLAH katında eşit olmazlar. ALLAH zâlim topluluğu doğru yola erdirmez. (Tevbe Sûresi 19)
قُلْ إِن كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ اللّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُواْ حَتَّى يَأْتِيَ اللّهُ بِأَمْرِهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticâret ve beğendiğiniz meskenler size ALLAH’tan, peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık ALLAH’ın emri gelinceye kadar bekleyin! ALLAH fasık topluluğu doğru yola erdirmez.” (Tevbe Sûresi 24)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انفِرُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الأَرْضِ أَرَضِيتُم بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الآخِرَةِ إِلاَّ قَلِيلٌ
Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size “ALLAH yolunda sefere çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız.Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir. (Tevbe Sûresi 38)
Hz. Osman (radiyalahu anh) anlatiyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'i dinledim söyle diyordu:
"ALLAH yolunda bir günlük ribât, diger menzillerde (ALLAH yolunda geçirilen) bir günden daha hayirlidir."
Tirmizî, Fedâilu'l-Cihâd 26; ( 1667, 1664, 1665); Buharî, Cihâd 73; Müslim, Imaret 163; Ibnu Mâce, Cihâd 7, Nesaî, Cihâd 39, 6, 39).
[Fadâle Ibnu Ubeyd (radiyalahu anh) anlatiyor:
"Her ölenin ameline son verilir, ancak ALLAH yolunda ölen murâbit müstesna.
Çünkü onun ameli kiyamet gününe kadar artirilir.
Ayrica o, kabir azabina da ugratilmaz."
Tirmizî, Fedâilu'1-Cihad 2,(1621); Ebu Dâvud, Cihâd 16, (2500).
Hz. Enes (radiyalahu anh) anlatiyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ögleden evvel veya ögleden sonra bir kerecik ALLAH yolunda yola çikis, dünya ve içindeki her seyden daha hayirlidir."
Buharî, Cihad 5, 6, 73, Rikak 2, 51; Müslim, Imâret 112- 115, (1880); Tirmizî, Fedâilu'l-Cihâd 17, (1648, 1649, 1651); Nesâî, Cihâd 11, 12,(6,15); Ibnu Mâce, Cihad 2,(2755-2757).
Ebu Hüreyre (radiyalahu anh) anlatiyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"(Müslüman erkeklerden) kim, ALLAH yolunda, ilâ-yi kelimetullah için, devenin iki sagimi arasinda geçen müddet kadar savasacak olsa cennet kendisine vacib olur."
Tirmizî, Fedâilu'l-Cihâd 21, (1657); Ebu Dâvud, Cihâd 42, (2541); Nesâî,Cihâd 25, (6, 26); Ibnu Mace, Cihâd 15, (2792).
Muâz Ibnu Cebel (radiyalahu anh) anlatiyor:
"Içinden samimi sekilde ALLAH yolunda cihâd yapmayi temenni eden bir kimse, bilâhare ölse de, öldürülse de sehid sevabi kazanir.
Kim de ALLAH yolunda yara alsa veya ALLAH yolunda -düsmanin sebep olmadigi- bir musibetle bile yaralansa bu yara, kiyamet günü, en büyük hâli içinde rengi zaferân renginde, kokusu da misk kokusunda olarak gelir.
Kimin vücudunda, ALLAH yolunda iken çikan, iltihab gibi bir yara açilacak olsa bu da onun için Sehidlik mührü olur."
Tirmizî, Fedâilu'l-Cihâd 21, (1657); Ebu Dâvud, Cihâd 42, (2541); Nesâi, Cihâd 25, (6, 26).
Iskencenin dayanilmaz bir hal aldigi, müsriklerin siddetli baski yaptiklari bir zaman Habbab Kabe'nin gölgesinde örtüsüne bürünmüs oturan Hz. Peygamber'in yanina geldi; "ALLAH'a bizim için dua buyurmaz misin" dedi: Hz. Peygamber yüzü kipkirmizi halde dogruldu, söyle buyurdu: "Sizden önceki ümmetlerde bir adam demir tarakla taranir ve sinirleri kemiginden siyrilirdi da bu iskence onu diniden döndürmezdi. Testere basinin saç ayirimina konur ve iki parçaya bölünürdü; bu da o adami dininden döndürmezdi. ALLAH muhakkak bu dini tamamlayacaktir. San'â'dan kalkan yolcu Hadramevt'e içinde ALLAH korkusundan baska hiç bir korku olmadan gidebilecek" (Buhârî, Menâkibu'l-Ensâr, 29).
Başımızı koyacak bir dam, üstelik dört duvarı var ve sıcak. Duvarlı damımızın içinde bir banyo var, üstelik suyu var hem de sıcak. Bu duvarlı evde bir de SECCADEMİZ VAR, HEM DE BİRBİRİNDEN PAHALI KUMAŞLARDAN!!!
Onların damı kimi zaman var, kimi zaman yok. Var olduğu zaman da dört duvarı olmaz pek. Çünkü orası ya yıkılmıştır ya da öylesine bir yerdir. Onların banyoları yok! Var olanların da suyu yok; suyu varsa sıcak değil. Onların SECCADELERİ VAR, AMA KUMAŞ DEĞİL TOPRAK!!!
Ve en büyük farkımız ONLAR NE DURUMDA OLURSA OLSUNLAR EĞER BULURLARSA SOĞUK SU İLE ALDIKLARI ABDEST İLE, TOPRAKTAN SECCADELERİNE VARIP, RAHMAN İLE BULUŞMAYA GİDERLER, MİRACA ÇIKMAYA GİDERLER!!!