Çözüldü Cihada Gidecek Olan Kimse, Bu Durumu Yakınlarına Bildirmesi Şart mıdır?

أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleyküm ve Rahmetullah.
Bir adam cihad farz-ı ayn olduğunda cihada çıkmak için kimseden müsaade almasına gerek yok bilindiği üzere. Ailesi, akrabaları İslâm'dan uzak yaşantıda olan insanlarsa cihada gideceğine dair bunlara sözlü olarak açıklama yapması gerekir mi? Yoksa fitne ve büyük olay çıkacağını bilerek yazılı olarak mektup vs... bıraksa caiz olur mu? Veya direkt olarak hiçbir şey söylemeden/yazmadan habersiz çekip gitse hükmü nedir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh,

Cihad farz-ı ayn olduğu zaman, Mustakbel mucâhid, tabii ki üzerine cihadın farz olduğu diğer kişilere de bu izzetli ameli yerine getirmelerini nasihat ederek, bunun için hazırlık içerisinde bulunmalarını, kendlerini cihada hazır tutmaları için fiziki, maddi ve manevi hazırlamalarını tavsiye etmesi uygun olur.
Cihada gitmek üzere olan Mucâhid, cihad'a giderken ister cihad farz-ı ayn olsun ister farz-ı kifâye olsun yakınlarına daha doğrusu güvendiği dostlarına, sırdaşlarına gideceği yer hakkında yaklaşık bir haber verebilir, veda mektubu, vâsiyet mektubu tavsiyeler içeren bir yazı hazırlaması güzel olur, mustehabdır. Fakat bu durum illa muslumanın üzerine bir şart, borçtur denemez. O zamanki şartlar değerlendirilerek karar verilecek bir durumdur.
Fakat Mucâhid, bu vâsiyet manasındaki sözlerini mektub bırakıyor ise, belli bir zaman kendisi yolculuğa çıktıktan, yerine ulaşmasına yakın veya yola çıktıktan sonra bildirmesi veya mektubunu ondan sonra ortaya çıkartıp ilgili kişilere teslim etmesini söyleyebilir. Aksi durumda câhil kişiler şikayette bulunarak mucâdelenin hem nereye, ne amaçla gittiğinden bilgi verebilir. Hem yakalanmasının sebebi olabilirler. Bu aynı zamanda mucâhid'in vatanına geri dönme durumunda sıkıntılara düşmesine sebeb olacaktır.
Yani Mucâhid illa ki yazı bırakmak zorunda değildir, fakat çok yakınlarda bazen nasihatları tavsiye eder, helalleşmeler hakkında nasihat bırakabilir, belli kişilere yine sözlü olarak da zikredebilir, duruma göre yaşamış olduğu ülke eğer İslam devleti değilse, zaten bu durumda sakınarak belli sıkıntı ve şartlara dikkat ederek yerine getirmesi gerekir.



 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh,

Cihad farz-ı ayn olduğu zaman, Mustakbel mucâhid, tabii ki üzerine cihadın farz olduğu diğer kişilere de bu izzetli ameli yerine getirmelerini nasihat ederek, bunun için hazırlık içerisinde bulunmalarını, kendlerini cihada hazır tutmaları için fiziki, maddi ve manevi hazırlamalarını tavsiye etmesi uygun olur.
Cihada gitmek üzere olan Mucâhid, cihad'a giderken ister cihad farz-ı ayn olsun ister farz-ı kifâye olsun yakınlarına daha doğrusu güvendiği dostlarına, sırdaşlarına gideceği yer hakkında yaklaşık bir haber verebilir, veda mektubu, vâsiyet mektubu tavsiyeler içeren bir yazı hazırlaması güzel olur, mustehabdır. Fakat bu durum illa muslumanın üzerine bir şart, borçtur denemez. O zamanki şartlar değerlendirilerek karar verilecek bir durumdur.
Fakat Mucâhid, bu vâsiyet manasındaki sözlerini mektub bırakıyor ise, belli bir zaman kendisi yolculuğa çıktıktan, yerine ulaşmasına yakın veya yola çıktıktan sonra bildirmesi veya mektubunu ondan sonra ortaya çıkartıp ilgili kişilere teslim etmesini söyleyebilir. Aksi durumda câhil kişiler şikayette bulunarak mucâdelenin hem nereye, ne amaçla gittiğinden bilgi verebilir. hem yakalanmasının sebebi olabilirler. Bu aynı zamanda mucâhid'in vatanına geri dönme durumunda sıkıntılara düşmesine sebeb olacaktır.
Yani Mucâhid illa ki yazı bırakmak zorunda değildir, fakat çok yakınlarda bazen nasihatları tavsiye eder, helalleşmeler hakkında nasihat bırakabilir, belli kişilere yine sözlü olarak da zikredebilir, duruma göre yaşamış olduğu ülke eğer İslam devleti değilse, zaten bu durumda sakınarak belli sıkıntı ve şartlara dikkat ederek yerine getirmesi gerekir.



Allah razı olsun .)
Ben de öyle düşündüm ama ana-babaya zulmetme gibi bir durum olur mu acaba diye merak etmiştim. Allah'a isyanda mahluka itaat yoktur elbet ama öte yandan Allah'ın rızası ana-babanın hoşnutluğunda olduğu için de ikilemde kaldım.
 
Geri
Üst Alt