Konuyla alakası var mı bilmiyorum ama beynim ilginç bir şekilde vela bera ile konu arasında bağlantı kurdu. Sanırım şu düşünceden dolayı; önceden okumazdım, siyaseti takip etmezdim, güncel meseleler pek umurumda olmazdı. Bu cümleden sonra aksini söylemem bekleniyor ama aynılarını söyleyeceğim, hala pek okumam, siyaseti takip etmem, güncel meseleler yine umurumda değil. SubhanAllah kardeşler, kişi dostluk ve düşmanlık kavramını İslami reformdan geçirince, bu zümreleri dinine göre yerli yerine koyunca feraset geliyor. En azından benim nefsime yönelik zannım bu şekilde. Görüntü netleşiyor, su berraklaşıyor, anlam veremediğin şeyler anlam kazanıyor. İslam öncesinde deve çobanı olan, kır hayatı yaşayan sahabenin anlayışta ve yaşayışta nasıl bu kadar derinleşebildiğini Allah lütfu ile hidayet nasip ettikten sonra anlayabildim. Bu din insanı fıtratına çeviriyor, doğruyu eğriyi fehmedebilmeni sağlıyor. Kelimenin tam anlamıyla senin enkazın altından gün ışığına çıkarıyor. Allah bizleri hidayetten sonra nefsine zulmedenlerden etmesin, razı olduğu yol üzere ayaklarımıza sebat, kalplerimize sekinet indirsin.
"İşte gerçek Rabbiniz Allah budur. Haktan sonra sapıklıktan başka ne vardır? O halde nasıl haktan saptırılıyorsunuz?" (Yunus 32)
Tamamen iç güdülerime dayanarak bir soru soracağım. İçimden bir ses diyor ki İbnu'l Kayyım gibi inceliğe sahip bir adam sadece vela bera üzerine bir kitap neşretmiştir, var mı bu sesi doğrulayacak ya da yalanlayacak kardeş? Sırf bu konunun faziletine dair bir kitap var ise (ibnul cevzi ya da başka bir alimin) söyler misiniz kardeşler?