bence sen tasalanma ben uzun zamandır bu forumdayım bu ne ilk hesabım ne de ilk konum.
kimin algısının bozuk olduğu belli yaşayan birinden dua isteyebilir ama ölüden isteyemez neden? Allah ona duyuramaz mı.yada yaşayanın kendi kudretiyle sana yardım ettiğini, öldüğü için de kudret falan olmadığından yardım edemeyeceğini mi düşünüyorsun.oysa herşeyiyaratan Allahtır.ölüyü de sebep kılabilir.
Resul sav sağ idi yani duyuyordu
şimdi öldü ve duymaz bunu demek istiyorsun yani
Onlardan daha iyi işitmezsiniz
Resulullah efendimiz, Bedir’de öldürülen kâfirlerin gömüldüğü çukurun başına gelip, ölülerin ve babalarının isimlerini birer birer söyleyerek, (Rabbinizin, size söz verdiğine kavuştunuz mu? Ben, Rabbimin söz verdiği zafere kavuştum) buyurdu. Hazret-i Ömer, (Ya Resulallah, cansız ölülere neden söylüyorsun?) dedi. Resulullah, (Rabbimin hakkı için söylüyorum ki, siz beni onlardan daha iyi işitmezsiniz. Fakat cevap veremezler) buyurdu. (Buhari, Müslim) [Hazret-i Ömer’in ölünün işittiğini bildiği halde böyle sorması, dindeki bir hükmün vesika haline gelmesi içindir.]
kafir ölü işitiyor ama Resulullah işitmiyor öyle mi.ya da bu hadisi inkar mı ediyorsun
(Kabrimin yanında, benim için okunan salevatı işitirim. Uzak yerlerde okunanlar bana bildirilir.) [İbni Ebi Şeybe] (Diri olan işitir. Bir söz, diri olana
(Ölü kabre konurken, ayak seslerini işitir.) [Buhari] (Diri olan işitir.)
(Ölüler yaptığınız iyi işlerinizi görünce sevinir, kötü işlerinize üzülürler.) [İ.Ebiddünya] (Diri olan sevinir, üzülür.)
Vehhabilerin kendi kitaplarında diyor ki: (Gökler Allah’tan korkar, Allah göklerde his yaratır. Anlarlar, Kur’anda, yerlerin ve göklerin tesbih ettikleri bildirildi. Resulullahın avucuna aldığı taş parçalarının tesbih ettiklerini ve mescitteki Hannane denilen direğin inlediğini ve yemeğin tesbih ettiğini Eshab işittiler.) (s. 200)
(Buhari’de, İbni Mesud diyor ki, yediğimiz yemeğin tesbih sesini işitirdik. Ebu Zer diyor ki, Resulullah, avucuna taş parçaları aldı. Bunların tesbih sesleri işitildi. Resulullahın hutbe okurken dayandığı odunun inlemesi haberi sahihtir.) (Feth-ül-mecid s. 201)
Dağlarda, taşlarda, direkte his ve idrak olduğunu söyleyip de, Peygamberlerde ve Evliyada his olmaz demeleri, şaşılacak şeydir. Dirilere tevessül olunur, ölülere tevessül olunmaz demekle kendileri müşrik oluyorlar. Çünkü bu söz, diriler duyar ve tesir eder, ölüler duymaz ve tesir etmez demektir. Allah’tan başkasının tesir ettiğine inanmak olur. Böyle inananlara kendileri müşrik diyor. Halbuki, ölü de, diri de birer sebeptir. Tesir eden, yaratan yalnız Allahü teâlâdır.
(Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin! Onlar diridir; ama siz anlayamazsınız.) [Bekara 154]
simdi senin o kit aklina gore ben sana sorayim, Allah swt la olulere kuvvet vermeden isleri
yonetmekten acizmi ? (hasa) yani senin aklina gore senin soylediginde kufur.. boyle akilsizca bir sey olmaz
hangisi akılsızlık belli.ben sana soruyorum Allah sebepsiz iş yapmaktan aciz mi şifaya ilacı sebep kılıyor.sebeplerle iş görüyor? Peygamberine vahyi doğrudan bildirmekten aciz mi Cebrail Aleyhisselamı gönderiyor.tabiat olaylarını yönetmekten aciz mi Mîkail Aleyhisselamı sebep kılıyor
Nâziât
1. Bütün kuvvetleriyle koşanlar,
2. Neş'e ve şevkle yürüyenler,
3. Yüzüp yüzüp gidenler,
4. Yarışıp geçenler
5. İşleri düzenleyip yönetenler, hakkı için ki: kıyamet gerçektir, hepiniz ölümden sonra diriltileceksiniz.
Allah işleri düzenleyip yönetmekten aciz mi.kiminki akılsızlık bir daha düşün
ALLAH SWT DIYORKI SIZ ANLAYAMAZSINIZ .. PEK SEN NASIL ANLADIN demişsin sen şimdi tefsir mi yapmaya çalışıyorsun yoksa kafana göre ayet mealleri delil getirmeye devam mı ediyorsun hangisi
Allah yolunda öldürülenler şehiddir. Şehidden daha üstün olan Peygamber efendimize nasıl ölü denir! O âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir, bütün âlemler Onun hürmetine yaratılmıştır. Şehidler gibi Peygamberlerin bedenleri de çürümez. Dört hadis-i şerif meali şöyledir:
(Toprak, Peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mümin salevat okuyunca, bir melek bana haber verir, "Falan oğlu filan, sana selam söyledi" der.) [İbni Mace]
(Peygamberlerin vücudunu toprak çürütmez.) [Ebu Davud]
(Her Peygamber, kabrinde diri olup namaz kılar.) [Beyheki, Ebu Ya’la]
(Ölüler yaptığınız iyi işlerinize sevinir, kötü işlerinize üzülürler.) [İbni Ebiddünya]
Resulullahın Hayber’de yediği zehirli et, ölüm hastalığında etkisini gösterdi ve şehid olmasına sebep oldu. (Mevahib-i ledünniyye)
Müşrik, puta tapar, Allahü teâlâyı düşünmez veya Allah’ın düşmanı olan putları Allah’a yaklaşmak için vesile yaptığını iddia eder. Müşriklerin putlarıyla, Allah’ın sevgili kulları olan Enbiya ve Evliya nasıl aynı kefeye konur? Müslüman, sebepleri, vasıtaları kullanırken, sebeplere, mahlûklara, tesir, hassa veren Allahü teâlâyı düşünür. İstediğini Allahü teâlâdan bekler. Geleni Allahü teâlâdan bilir. Müminler her namazda Fatiha suresini okurken, (Ya Rabbi, dünyadaki arzularıma, ihtiyaçlarıma kavuşmak için maddi sebeplere yapışıyor ve bana yardım etmeleri için, sevdiğin kullarına yalvarıyorum. Bunları yaparken ve her zaman, dilekleri verenin, yaratanın yalnız Sen olduğuna inanıyorum. Yalnız Senden bekliyorum) anlamında söylüyorlar. Her gün böyle söyleyen müminlere nasıl müşrik denir ki?
Allahü teâlâya mahsus olan sıfatlara Üluhiyyet sıfatları denir. Taş, ağaç, güneş, yıldız, inek, insan, heykel, resim gibi bir mahlukta üluhiyyet bulunduğuna inanmak, bunlara yalvarmak, ibadet etmek olur ki, böyle inanmaya şirk denir. Şirke girene müşrik denir. Müşrikin ibadet ettiği bu şeylere şerik, mabud, put denir. Şimdiki Hıristiyanların çoğu, Budistler, Brehmenler ve Mecusiler müşriktir.
Müslüman, hiçbir evliyada üluhiyyet sıfatı bulunduğuna inanmaz. Enbiyanın ve evliyanın, Allah’ın sevgili birer kulları olduklarını bilirler. Ziyaret edenleri, dua isteyenleri, Allahü teâlânın kendisine haber verdiğine inanırlar. Dua etmeleri için bunlara yalvarırlar. Kur'an-ı kerimde, (Allahü teâlâya yaklaşmak için vesile arayınız) buyuruluyor. Peygamber efendimiz de, (Bir işinizde şaşırırsanız, ölmüşlerden yardım isteyiniz) buyuruyor. Bu hadis-i şerif, Cinlere de fetva vermekle meşhur olan Müfti-yüs-sekaleyn ve Şeyh-ül İslam ibni Kemalpaşazade hazretlerinin Hadis-i erbain kitabında vardır.
Ölülerin işitmediğini zannedenler Ehl-i sünnet değildir.
Ölünün de, dirinin de yardımı ancak Allahü teâlânın izni ile olur.
Evet, isteyenler olmuştur. Bir tanesi şöyledir:
Meymune binti Haris “radıyallahü anha” validemiz anlatır:
Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Teheccüd namazı için abdest alırken âniden üç kere (Lebbeyk) dedi, sonra yine üç kere (Nusirte) dedi. Bunun sebebini sordum. Ömer bin Salim Raciz isimli bir sahâbînin, (İmdat yâ Resulallah!) diyerek yardım istediğini, kendisinin ona yardım ettiğini, yoksa Kureyşlilerin onu öldüreceklerini bildirdi. (Taberanî)
Bu hadis-i şerif, İmam-ı Taberanî’nin Sagir’inde bildiriliyor. Türkçe tercümesi de vardır, kolayca bulunabilir. Allahü teâlâ, Peygamber efendimize yardım ettirdiği gibi, evliya zatlara da yardım ettirmektedir.
Hadis-i şerifteki Lebbeyk, (İşittim, söyle!) demektir. Nusirte, (Yardım olundun, sana yardım ulaştı) demektir.