Evet öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, fıtraten en ufak bir boşluk doldurulmadan geçmiyor bu ya hak veya batıl dolumlarla tamamlanıyor, tabiki yaşadığımız dünya SADECE ZALİM OTORİTELERİN BEŞERİ HÜKÜM KOYUCULARIN HEGEMONYASINDA İNLEMEKTEDİR.
Bu zorba ekoller en ufak boşluğu dahi zalimliklerini ve zorba ekollerini doldururlar ve bocalatırlar insanı böylece tahakkümlerini daha kolay ikame ederler.
Bu grift durum karşısında müslüman davetçilere düşen şey, büyük bir sabırla Allah'a sığınıp değişik durumlarda ortaya çıkacak nankörlüklere ve yüz çevirmelere kendilerini hazırlamaktır.
Okuduğum güzel nasihatı davetle uğraşan herkesin yararlanması için aktarmak istiyorum..
Bazen haklı olduğumuz halde hakka varmayı beceremez, dar boğazları ve geçitleri aşıp maksada varamazsınız. Buna karşın başkası haksız olduğu halde haksızlığına haklılık elbisesi giydirir, çevirdiği manevralarla hakkın ulaşması gereken mevkiye ulaşır. Bunun karşısında siz büyük acılar duyar muhalifinizin itmesiyle toplumundan soyutlanırsınız. Şayet mualifiniz güçlü biriyse, halk nazarında hatalarınız artar ve insanların nefretini kazanırsınız. Bütün bunlar sizin haklılığınıza, başkasının haksızlığına rağmen, olup bitmektedir.
Bazen toplumun sana gösterdiği nefret, seni hayata ve insanlara karşı küskün hale getirir. Öfkeli bedbin topluma, daha sonrada kendine ve yaptığın işlere karşı intikam hisleriyle yanıp tutuşan biri olup çıkarsın. Sonuçta toplumun hüsranına uğrarsın. Aslında maksada varmak için iki büklüm olmak ve zikzaklar çizmek olmamalı. Ancak sabredip dayanmak hakka sarılıp o uğurda gayret göstermek ve akibetin kesinlikle 'HAKKIN LEHİNE OLACAĞINA İMAN ETMEK BİLİNCİYLE' DEVAM ETMEK LAZIM..
Yine şuna inanıyorum kişi insanlar katında gerçekten gerçekten mahkum edilecek dereceye gelmiş olabilir. Putperest toplumun yeni yeni uyanışa ve bu kalıntılardan kurtulmaya çalıştığı toplumumuz da bu niteliği taşımaktadır. Ancak toplumun değişimi ve belli bir noktaya gelmesi bir günde ve bir gecede olacak bir iş değildir. Bu mesafe uzun adımları olan kısa bir yoldur. Engelleri çok çeşitli olan bir yoldur. Ancak er veya geç kesin bir surette amaca götüren bir yoldur.
BÜYÜK EMELLER DAİMA GERÇEKLEŞİR. YETER Kİ PRENSİP SAHİPLERİ HAKKI SABRI VE GAYRETİ BOŞ VERMESİNLER.
Hakkın sadece teorik planda izahı, onu insanlar arasında sabit kılıp yeryüzünde kökleştirmez. Ahlaklı ve gösterilen hedefi, emir ve nehiylerle hayal dünyasından gerçeklik dünyasına taşıyan pratik örnekler lazım..
Bu zorba ekoller en ufak boşluğu dahi zalimliklerini ve zorba ekollerini doldururlar ve bocalatırlar insanı böylece tahakkümlerini daha kolay ikame ederler.
Bu grift durum karşısında müslüman davetçilere düşen şey, büyük bir sabırla Allah'a sığınıp değişik durumlarda ortaya çıkacak nankörlüklere ve yüz çevirmelere kendilerini hazırlamaktır.
Okuduğum güzel nasihatı davetle uğraşan herkesin yararlanması için aktarmak istiyorum..
Bazen haklı olduğumuz halde hakka varmayı beceremez, dar boğazları ve geçitleri aşıp maksada varamazsınız. Buna karşın başkası haksız olduğu halde haksızlığına haklılık elbisesi giydirir, çevirdiği manevralarla hakkın ulaşması gereken mevkiye ulaşır. Bunun karşısında siz büyük acılar duyar muhalifinizin itmesiyle toplumundan soyutlanırsınız. Şayet mualifiniz güçlü biriyse, halk nazarında hatalarınız artar ve insanların nefretini kazanırsınız. Bütün bunlar sizin haklılığınıza, başkasının haksızlığına rağmen, olup bitmektedir.
Bazen toplumun sana gösterdiği nefret, seni hayata ve insanlara karşı küskün hale getirir. Öfkeli bedbin topluma, daha sonrada kendine ve yaptığın işlere karşı intikam hisleriyle yanıp tutuşan biri olup çıkarsın. Sonuçta toplumun hüsranına uğrarsın. Aslında maksada varmak için iki büklüm olmak ve zikzaklar çizmek olmamalı. Ancak sabredip dayanmak hakka sarılıp o uğurda gayret göstermek ve akibetin kesinlikle 'HAKKIN LEHİNE OLACAĞINA İMAN ETMEK BİLİNCİYLE' DEVAM ETMEK LAZIM..
Yine şuna inanıyorum kişi insanlar katında gerçekten gerçekten mahkum edilecek dereceye gelmiş olabilir. Putperest toplumun yeni yeni uyanışa ve bu kalıntılardan kurtulmaya çalıştığı toplumumuz da bu niteliği taşımaktadır. Ancak toplumun değişimi ve belli bir noktaya gelmesi bir günde ve bir gecede olacak bir iş değildir. Bu mesafe uzun adımları olan kısa bir yoldur. Engelleri çok çeşitli olan bir yoldur. Ancak er veya geç kesin bir surette amaca götüren bir yoldur.
BÜYÜK EMELLER DAİMA GERÇEKLEŞİR. YETER Kİ PRENSİP SAHİPLERİ HAKKI SABRI VE GAYRETİ BOŞ VERMESİNLER.
Hakkın sadece teorik planda izahı, onu insanlar arasında sabit kılıp yeryüzünde kökleştirmez. Ahlaklı ve gösterilen hedefi, emir ve nehiylerle hayal dünyasından gerçeklik dünyasına taşıyan pratik örnekler lazım..
