Anket Davetcinin Hataları, Yaşadıklarınız, Tavsiyeleriniz

Mashadow' Alıntı:

Davetçinin heybesinde azığı iyi olmalı. Davet çalışması yapmadan o konu hakkında ön araştırma yapmalıyız ve konusu davet olan kitaplar okumalıyız aksi taktirde bu kardeşin durumuna düşebiliriz.

Cerrahi tarikatı ünlelerin, zenginlerin tarikatı değil mi?

Genişletmek için tıkla ...

asıl ünlü ve zenginlerin tarikatı nakşibendi biride halidi ama nakşibendide daha çoktur takva aramıyor çünkü

metin öztürk' Alıntı:

siz islamı iyi bilirseniz bu dengesizler gider bilmeyenle yapar konuşmasını
iran konsolosluğundaki eylemde biz geri dönerken bu itleri gördüm
sırf kalabalığız diye bulaşmadım. aslında biz bulaşıp videoyu biz paylaşsak ne mal oldukları çıkardı ortaya

Genişletmek için tıkla ...

metin öztürk abi, aklını tağuta kiraya vermiş, sarışınlarla (aracısız!) program yapan, insanlara davet yaptığını sanan bu medya cambazları senle sakallıysan röportaj yapmazlar zaten röportaj yapsalar bile İnternete yüklemezler MaşaAllah metin öztürk abi , Ummu Aişe hitabınız davete çok yatkın. Madem ortaya bir video attık delillerini çürütelim inşaAllah.

Ehli sünneti savunduğunu iddia eden sofinin
şirkine delil getirdiği Maide suresinin 35.ayetinin devamı;

1- ''Ey iman edenler; Allah'tan korkun ve O'na yaklaşmak için vesile arayın. O'nun yolunda cihad edin ki, felaha eresiniz.''

Şirkine delil getirdiği hadisler;

ABDULHAK abi bu konuyu güzel açıklamış...

2- Biz peygamber (s.a.v.) den bizim için dua etmesini , böylece onun duasıyla Allah’a yakın olmayı kastediyorduk. Şimdiyse O , Allah’ın rahmetine kavuştuğundan dolayı bizim için dua edemez. Bu nedenle bizim için dua etmesini amcasından istiyoruz .
Burada da gördüğümüz gibi Ömer (r.anhuma), Peygamberin kabrine gidip aracı yapmıyor , HAYATTA olan peygamberin amcası Abbas ile BERABER Allah'a dua ediyorlar

3- Devlet yöneticisinin danışmanı olmazsa aynı anda birçok kişiyle iletişim kuramaz, özel kalemi olmazsa bürokratik işlerini yürütemez çünkü aynı anda birçok iş yapamaz yani devlet yöneticisi acıkır, uyur, hastalanır. Şirkini meşru bir zemine oturtmak için eksiklerden ve noksanlıklardan münezzeh olan el-baki olan Allah azze ve celleyi fani bir yöneticiyle kıyaslıyor halbuki sadece Fatiha suresinin mealini okusa anlayacak...

Mashadow' Alıntı:

MaşaAllah metin öztürk abi , Ummu Aişe hitabınız davete çok yatkın. Madem ortaya bir video attık delillerini çürütelim inşaAllah.

Genişletmek için tıkla ...

Allah hakkımdaki düşüncenden ötürü senden radı olsun kardeşim. Ama hitabet kadar önemli (bazı istisna kişilere tebliğ yaparken ise tek başına önemli) bir konu var, o da delil getirmede çok iyi olmak. Siz kardeşlerin çoğu benden çok daha iyi delil getiriyor.

Herkes için söylemiyorum ama genel olarak sık karşılaştığım eksiğimiz ise hoşgörü, yumuşaklık ve sabır. Bunun önüne geçmenin yolu ise:

Karşımızdaki tebliğ edeceğimiz kişinin küçücük bir hatamızdan ötürü davete kulak tıkayabileceğini; bununla birlikte eğer daveti kabul ederse bunun bizim için kızıl develerden çok daha hayırlı olacağını, etmezse elimizden gelenin en güzelini yapmaya çalıştığımız için Allah katında inşallah mesul olmayacağımızı düşünürsek, Allah'ın izniyle en güzel daveti de yapmış oluruz. Bunlara dikkat edilirse siz gençlerin maşallahı var; gerek azim, gerek seri zeka, gerekse ilim..

Bir de kişisel olarak yoğunluğumdan ötürü yukarıdaki ve diğer bir çok videoyu izleme fırsatı bulamıyorum. Uzun yazıları da aynen, çok nadiren fırsat buluyorum bunlara. Bu yüzden konulardaki ayrıntıların ne olduğunu bilmeksizin bir katılım da yapamıyorum. Cümleten hakkınızı helal edin )

Bu konuyu uzun zamandır takip ediyorum. Her defasında bir şeyler yazmak istedim. Yazdım yazdım sonra sildim. Umarım bunu silmeden tamamlayabilirim

Kovulmuş şeytandan Rahman ve Rahim olan Allah'a sığınarak sözlerime başlamak istiyorum. Öncelikle önümüzde bir gerçek var ki; ümmet olarak son zamanlarda yitirilmeye yüz tutmuş bir meslektir 'davet'. Ama Allah'a hamd olsun O'nun lütfu ve bereketi ilede hiç bitmeyecek bir meslektir 'davet". Etrafımızda hakkı haykıranların azlığı genelde gönlümüze hüzün yağdırsada, biz biliyor ki bu mesleği her zaman yalnız kalanlar üstlenmiştir. Evet sayımız az olabilir ama bizim gönülleri uyandıran bir niyetimiz, bir çabamız var bunu göz ardı etmemek gerekir.

Davet/tebliğ denilince aklıma çoğu zaman tarikat ehli sofiler, şuncular, buncular gelirdi. Gidip onlara hakkı haykırmak gelirdi öyle de oldu. Zira çoğu zamanımızı onlarla tartışarak geçirdik. Belkide hala onları konuştuğumuz zamanlarımız çokluktadır. Oysa davet denince aklımıza ilk ailemiz, akrabalarımız sonrada tabiri caiz ise sömürü altında olmayan beyinler, bireyler gelmeliydi. Çünkü onları bu davaya kazandırmak, tarikat ehli birini kazandırmaktan daha basittir. Bu cümlelerim 'tarikat ehli birine davet etmeyelim' anlamına gelmesin. Şunu demek istiyorum. Bizler davet edeceksek Mashadow abinin dediği gibi etrafı bir süzgeçten geçirmek lazım. İncelemek, irdelemek, araştırmak lazım. Bunun yanında 'davet edecek ilk'ler' listesi yapmak lazım. İlk önce kime davet etmek gerekir? Kim daha kolay kazanılır? gibi sorulara cevap bulmak lazım. Bence beyni dolu olanlardan önce beyni boş insanlarla hem hal olmak davette daha iyi sonuç almak için iyi bir yol.

Bir diğer konuda teorik bilgi ve pratik bilgilerin kullanılması. metin öztürk abimizin dediği gibi en iyi davet amel ederek anlattığımız davettir. Bunun üzerine okuyup öğrenip yaşadıklarımızdan ders çıkartarak anlattığımız davet ise daha iyisidir. Evet, sadece davet ile ilgili kitap okumaları yapmak bizi davetçi kılmaz. Bunu 1,5-2 yıl davet okumaları yapan biri olarak söylüyorum. Vallahi tek başına etki etmez. Çünkü davetçi tecrübe sahibi olmalıdır. Bildiklerini kâğıt üzerinden çok yaşamdan öğrenmelidir. Tabi ki davetçi okumalı ama en önemlisi bunu yaşamalıda. Abdulcelil Candan'ın 'Ömür Boyu Davet' adlı kitabının 149. sayfasında bahsettiği yaşanmış bir olayla konuyu bitirmek isterim. Zira uzun oldu hakkınızı helal edin.

"Öğrencilerine davet yolunda altı ay teori, üç ay da pratik alanında olmak üzere toplam dokuz aylık bir eğitim veren bir Şeyh vardı. Teori kısmından mezun olan kendinden emin bir öğrenci, pratik kısmını kendi başına yapabileceğini düşünmüştü. Şeyh onu uyardı ama öğrenci onu dinlemedi. Davetin uygulamasını yapmak için uzak bir köye gitti. İlk Cuma namazında yalancı bir imam, Allah ve Rasûluyle ilgili yalanlarla dolu bir hutbe verdi. Öğrenci ayağa kalktı ve bağırdı: 'imam yalan söylüyor. Ne Allah ne Rasûlü böyle şeyler söylememiştir.' İmam cevap verdi: 'Genç adam kafirdir ve cezalandırılması gerekir.' Camiideki cemaat, bunun üzerine öğrenciyi yakalayarak fena halde dövdü. Öğrenci sargılar ve kırık kemikleriyle Şeyhine döndü. Şeyh ona: 'Sana davanın pratiği için iyi bir ders vereyim' dedi. Ertesi Cuma günü aynı camiye birlikte gittiler, aynı imam benzeri bir hutbe verdi. Hutbeyi verdikten sonra Şeyh ayağa kalktı ve cemaate seslendi: 'İmamınız cennetlik bir adam. Onun sakalından bir tel koparan cenneti kazanacaktır.' Bir anda cemaat imamın sakalına saldırdı, sakalı yolunmuş ve kanlar içinde yere düşene kadar sakallarını birer birer kopardı. O zaman Şeyh imamın kulağına fısıldadı: 'Allah ve Rasûlü hakkında yalan söylemeyi bırakacak ve kendine gelecek misin? Yoksa daha başka bir ceza istiyor musun?' İmam hatasını kabul etti ve pişman oldu. Öğrencide hatasını anladı ve Şeyhine, kendisine davet için üç aylık pratik eğitimi vermesi için yalvardı."


Not: Bu arada alıntı yaptığım kitabı(İNSAN FİLM YAYINCILIK -İF-) bir de "İslam Davetçilerine-Prof. Dr. Abdullah Nasıh Ulvan(RAVZA YAYINLARI)"okumanızı tavsiye ederim.

Topluluk psikolojisi kotu tek olunca sikintilari yokta bi araya geldilermi hersey mubarek
Bende cok topluluga girdim bana seyhimi soruyorlar ne desem bilemedim muhaysini dedim tipini seklini semalini inceledi iste bizimkisi dedi bilmem nerden nerelerden seyyid ebu lehepte seyyid dedim ama elleri kuruyasica diyor rabbim.
anlattim anlamadi selametle dedim adim cikti suncu buncuya amann sende derim yallah

JuNDuLLAH' Alıntı:

Topluluk psikolojisi kotu tek olunca sikintilari yokta bi araya geldilermi hersey mubarek
Bende cok topluluga girdim bana seyhimi soruyorlar ne desem bilemedim muhaysini dedim tipini seklini semalini inceledi iste bizimkisi dedi bilmem nerden nerelerden seyyid ebu lehepte seyyid dedim ama elleri kuruyasica diyor rabbim.
anlattim anlamadi selametle dedim adim cikti suncu buncuya amann sende derim yallah

Genişletmek için tıkla ...

kermeslerde çok soran oluyor.Allah ve Resulüne bağlıyız dediğimizde tatmin olmayana''cengiz hoca efendi hazretlerine bağlıyız, kendisi çok değerli bir zaatdır Allah dostudur''
diğerlerinden farkı şudurki bizden kendisine rabıta yapmamızı istemiyor. bunun yerine kuran ve sünnetde sabit olan amelleri yapmamızı tavsiye ediyor. hocamızın tek noksanı varki uçup kaçamıyor. şimdilik sadece yürüyebiliyor. ileride uçarmı..! Vallahi bilmiyorum. bu cevabı veriyorum .derneği tarif edip çay içmeye ve derslere davet ediyorum
ufakdan afallıyorlar .

metin öztürk' Alıntı:

kermeslerde çok soran oluyor.Allah ve Resulüne bağlıyız dediğimizde tatmin olmayana''cengiz hoca efendi hazretlerine bağlıyız, kendisi çok değerli bir zaatdır Allah dostudur''
diğerlerinden farkı şudurki bizden kendisine rabıta yapmamızı istemiyor. bunun yerine kuran ve sünnetde sabit olan amelleri yapmamızı tavsiye ediyor. hocamızın tek noksanı varki uçup kaçamıyor. şimdilik sadece yürüyebiliyor. ileride uçarmı..! Vallahi bilmiyorum. bu cevabı veriyorum .derneği tarif edip çay içmeye ve derslere davet ediyorum
ufakdan afallıyorlar .

Genişletmek için tıkla ...

isimiz zor akhi

Ben de ilk tevhidi öğrendiğimde o heyecanla herkesi kafir görmeye başlamış , önüme çıkan sofilerle tartışırken ( tebliğ yok kavga ) elime biri o an kılıç tutuştursa bu müşrikin kanı helaldir diyip boynunu vurabilirdim. Elhamdulillah böyle şeyler yaşanmadı tabi . Her işte olduğu gibi bu işide ehline bırakmak en iyisi. Yoksa kaş yapayım derken komik duruma düşülebiliyor . Hidayet'i verenin Allah Azze ve celle olduğunu iyice kavradığımdan beri ap açık bir yanlışa şahit olmadığım müttedçe karışmamaya karar verdim . Çünkü sen Ali'mde olsan kalplere gözlere kulaklara vurulan mührü mührün sahibinden başkası sökemiyor. İbni Arabinin sapık cümlelerini örnek veriyorum bu küfürmü değil mi diyorum ? Hepinizin bildiği cevap olan , zahiri küfür Ama hikmetini sen ben kavrayamayız ona kafir diyen kafir olur diyen sofiye , selef Ali'mi Allah göktedir dediği için kafir ilan etmelerinin zavallılığını burda kimsenin anlayabileceğini de pek sanmıyorum .

1.Ihlas ol niyetin Hep Allah cc icin olsun.
2.Surekli kitap oku.Cagin arac/esya/fikirlerini tani.Hikmeti yakala.Bunlari tanidigin zaman insanlari tanimis olacan ayni zamanda kalplerdeki hastaliklarida
3.Yolun sabir yolu.Davetine belkide kimse kulak vermeyecek ama sen Imaninda supheye dusme!
4.Cahil insanlari yargilama cunku bilmeyen kimse yargilanmaz.
5.Insanlara karsi comert ol.Gerek malinla gerek zamaninla.Kimsenin davetini dunyalik sebeblerle geri cevirme
6.Insanlari tani,onlara karsi dinleyici ol cogu insan kendilerini dinleyecek dertleri anlatacak ve nasihatlerini samimiyetle dinleyecek insanlar arar.
7.Davetin kendine,cemaatine ve seyhine olmasin.Islam'a cagir evrenselligi yakala.
Devam edecem...

8.Insanlara kaldiramiyacaklari,iclerinde fitneye dusucekleri yerden baslama.Kimseye denizin ortasinda yuzmeyi ogretemezsin.Yuzme kiyida ogretilir.
9.Sert mizacli olma.Musa as zalim firavuna karsi yumusak bir dil kullandi.Kimse onunda kadar zalim degil ve sende Musa as kadar salih degilsin
10.Davetin sozlerinle daha cok amellerinle yanki bulur.Oyleyse Ahlakina erdemine ve edebine dikkat et.
11.Sozlerini cok uzatip karsindaki biktirma.Ayni meseleri anlatarak karsindakinin senden usandirma.
12.Insanlara umut ver kimse umutsuz ve kaygili bir ortamda bulunmak istemez.
13.Herkeze karsi ayni dili kullanma.Bazisi basit bir dil ile muhatap olmak isterken bazilari daha farkli bir dil isteyebilir.
14.Iftiralara,yalanlara ve hilelere karsi uyanik ol.Acele hukum verme.
...devam edecek inşaAllah

Güzel bir konuymuş.. Bende birkaç şey yazayım.

İlk zamanlar malum heyecan Nirvanaya ulaşmış. Gelene gidene tevhidden bahsediyoruz. Anlamayanı, anlamak istemeyeni, dinlemeyeni ve aksini iddia edeni tekfir edelim diyoruz ama hocamızın bu noktadaki uyarıları bizi bundan alıkoyuyordu. Sözlerimiz pek kimseye tesir etmiyordu. bizde gücümüzün yettiği kişilere yönelelim dedik. O vakitler gücüm ancak bacıma yetiyordu. ))
Aldım kardeşimi karşıma başladık Tevhid dersleri yapmaya. Gariban bacım da hiç ses etmez mecburiyetten dinlerdi. Ezber verirdim, korkudan hepsini ezberlerdi. MaşaAllah Tevhidi cokta güzel kavramıştı. O kavradıkca ben daha da yükleniyordum. O vakitler davet edeyim derken bildiğiniz zülmetmişim bacıma. Şimdi aradan onca zaman gecti. İkimizde onun davet olmadıgını yüzümüzde koca bir tebessümle anlatır dururuz. Elhamdülillah ki ters tepmemiş. Yalnız şunu da fark ettim onun korkarak ezberlediği şeyler onda daha kalıcı olmuş.