A
Çevrimdışı
...ormanın en kalın ve en sağlam sarmaşıklarının orada olduğunu gördüler. Dede tlkiye:
--Aferin, senden iyi istihbaratçı olur.
--Teveccühünüz.
--Hadi bakalım. Ben sarmaşıkları keseceğim, siz de eşeklere yükleyin.
Dede elindeki tahra ile sarmaşıkları kesmeye başladı. Sarmaşıklar o kadar sağlamdı ki bir vurma ile kesilmiyordu. Epeyce yorucu bir çalışmadan sonra, yeteri kadar sarmaşık kesilmişti. Kesilen sarmaşıkları eşeklere yükleme görevi de ayılara kalmıştı. Çünkü ön ayaklarını- o ormanda-onlardan başka kullanabilecek hayvan yoktu. Diğer hayvanlar ise ağızları ile sarmaşıkları çekerek yükleme yapılacak yere getiriyorlardı. Hayvanların özverili çalışmaları görülmeye değerdi. Hiç bir hayvan kaytarmıyordu. Bu durumu gören Dede'nin gözünün önüne, bazı işyerlerinde büyük bir salonda oturan onlarca çalışan geldi. Sadece bir iki kişi çalışıyor diğerleri ise eften püften işlerle uğraşıyordu. "Keşke insanlarda, böyle bir samimiyet ve özveri olsaydı. Tüm problemlerin üstesinden gelineceği gibi dünya da yaşanılacak bir hale dönerdi" diye içinden geçirdi, Dede. Yükleme işi tamamlanmış, kafile yola koyulmuştu. Aralarında sohbet ede ede çınar ağacının yanına varmışlardı. Dede, yükleri tutan sarmaşıkları kesti, sarmaşıklar eşeklerin sırtından yere yuvarlandı. Dede, eşekler dönerek:
--Hakkınızı helal edin, size de epeyce zahmet verdirdik.
--Ne zahmeti, ilk defa canı gönülden bir yük taşıyoruz. Her zaman emrindeyiz.
--ALLAH (cc) ne muradınız varsa versin inşaALLAH.
--Amin, ecmain inşaALLAH.
Sarmaşıklar elbirliğiyle uygun bir yere istif edildi. Dede:
--Öğle namazı vakti geldi. Ben namaz kılacağım, siz de zikrinizi yapın. Gerçi bir çoğunuzun zikrinizi devamlı yaptığınızı biliyorum. Doğrusu bu imrenilecek bir durum. İnşaALLAH, namaz ve öğle yemeğinden sonra inşaata başlarız. Şimdilik serbestsiniz. Hava biraz serinleyince hepiniz buraya gelin. Yardım edebilecekler yardım eder, diğerleri de sohbetleriyle bize yardımcı olur. Bütün hayvanlar dağıldı, Dede de öğle namazını kıldı. Bir şeyler atıştırdıktan sonra, çınar ağacının gölgesinde uzandı. Epeyce de yorulmuştu. Uzanır uzanmaz uykuya daldı. Uykuya varınca da rüya görmeye başladı. Rüyasında....
BÖLÜMÜN SONU
--Aferin, senden iyi istihbaratçı olur.
--Teveccühünüz.
--Hadi bakalım. Ben sarmaşıkları keseceğim, siz de eşeklere yükleyin.
Dede elindeki tahra ile sarmaşıkları kesmeye başladı. Sarmaşıklar o kadar sağlamdı ki bir vurma ile kesilmiyordu. Epeyce yorucu bir çalışmadan sonra, yeteri kadar sarmaşık kesilmişti. Kesilen sarmaşıkları eşeklere yükleme görevi de ayılara kalmıştı. Çünkü ön ayaklarını- o ormanda-onlardan başka kullanabilecek hayvan yoktu. Diğer hayvanlar ise ağızları ile sarmaşıkları çekerek yükleme yapılacak yere getiriyorlardı. Hayvanların özverili çalışmaları görülmeye değerdi. Hiç bir hayvan kaytarmıyordu. Bu durumu gören Dede'nin gözünün önüne, bazı işyerlerinde büyük bir salonda oturan onlarca çalışan geldi. Sadece bir iki kişi çalışıyor diğerleri ise eften püften işlerle uğraşıyordu. "Keşke insanlarda, böyle bir samimiyet ve özveri olsaydı. Tüm problemlerin üstesinden gelineceği gibi dünya da yaşanılacak bir hale dönerdi" diye içinden geçirdi, Dede. Yükleme işi tamamlanmış, kafile yola koyulmuştu. Aralarında sohbet ede ede çınar ağacının yanına varmışlardı. Dede, yükleri tutan sarmaşıkları kesti, sarmaşıklar eşeklerin sırtından yere yuvarlandı. Dede, eşekler dönerek:
--Hakkınızı helal edin, size de epeyce zahmet verdirdik.
--Ne zahmeti, ilk defa canı gönülden bir yük taşıyoruz. Her zaman emrindeyiz.
--ALLAH (cc) ne muradınız varsa versin inşaALLAH.
--Amin, ecmain inşaALLAH.
Sarmaşıklar elbirliğiyle uygun bir yere istif edildi. Dede:
--Öğle namazı vakti geldi. Ben namaz kılacağım, siz de zikrinizi yapın. Gerçi bir çoğunuzun zikrinizi devamlı yaptığınızı biliyorum. Doğrusu bu imrenilecek bir durum. İnşaALLAH, namaz ve öğle yemeğinden sonra inşaata başlarız. Şimdilik serbestsiniz. Hava biraz serinleyince hepiniz buraya gelin. Yardım edebilecekler yardım eder, diğerleri de sohbetleriyle bize yardımcı olur. Bütün hayvanlar dağıldı, Dede de öğle namazını kıldı. Bir şeyler atıştırdıktan sonra, çınar ağacının gölgesinde uzandı. Epeyce de yorulmuştu. Uzanır uzanmaz uykuya daldı. Uykuya varınca da rüya görmeye başladı. Rüyasında....
BÖLÜMÜN SONU