Çevrimdışı
Pardon hangi icmadan bahsettiniz?
Dönem dönem birilerinin çıkıp da mücahitlere karşı yeni bir bomba patlatmasına, dibindeki Suriye’ye gidip de Müslüman kardeşlerini savunmak için bir kurşun sıkmaya yüreği yetmezken al birini vur ötekine hesabı mücahitleri yerden yere vurmaya kalkmasına, bunun ardından da Müslüman katili, Müslüman topraklarının işgalcisi ABD ile yeni bir anlaşma yapılıp milletin bu tür gündemlerle oyalanıp uyutulmasına fazlasıyla alıştık. Bu tip insanlara fıkhın altından girip üstünden çıksan dediklerin kar etmez. Çünkü bunların gayesi zaten belli bir amaca hizmet etmektir.
İşgalci düşmana karşı misliyle muamele edilemeyeceğine dair ümmetin icmaı olduğunu iddia eden Hakan Albayrak’a böyle bir icma olmadığını ve kendisinin yazısında İmam Nevevi’nin sözünün –bilerek mi bilmeyerek mi orasını bilemem artık- yarım yamalak copy-paste yapmış olduğunu belirtmiştim ancak anlaşılan o ki yazımı pek okuma gereği duymamış.
Söylediği her şeye detaylı şekilde cevap verdiğim, söylediği, anlattığı hadiselerin hiçbirinin misliyle muameleyi gerektiren durumlar olmadığı için o hallerde kadın ve çocukların öldürülemeyeceğinin malum olduğunun altını çizdiğim ve misliyle muamelenin fıkıhta başka bir bahis konusu olduğunu da vurguladığım halde anlayamamış! Kusura bakmayın efendim! Ben yazdığım yazıları yazarken oturduğum yerden iki ayet iki hadis cımbızlayıp yok bu ayette böyle demek istiyor o hadis kesinlikle bunu kastetmiştir mantığıyla hareket etmiyorum.
Aksine yazdığım ayet ve hadislerin gerçekten üzerinde tartışılan konuyla ilgisi var mı yok mu derince onu araştırıp, fıkıhçı arkadaşlarıma sorup öyle yazıyorum. İmam Nevevi’nin tam okuyamadığınız ya da anlayamadığınız sözünü şimdi eski yazımı okumaya üşenirsiniz belki diye buraya tekrar kopyalayayım: Nevevi (rahimehullah) şöyle der: “Onlar babalarındandır”, yani bunda bir sakınca yoktur.
Çünkü miras, nikah, kısas, diyetler ve başka şeylerde babaları için uygulanan hükümler onlar için de geçerlidir. Maksat, bu işin zaruret olmaksızın ve kasten yapılmaması şartı ile bir sakıncasının olmadığını belirtmektir. Kadınların ve çocukların öldürülmesini yasaklayan yukarıdaki hadisten maksat ise, onların ayrı bir yerde iken öldürülmelerinin yasaklığıdır.
Ama geceleyin müşriklerin kadın ve çocuklarının da bulunduğu bir yere askerlerin baskın yapması halinde kadın ve çocukların öldürülmesinde bir sakınca olmaz. Bu, bizim, Malik’in, Ebu Hanife’nin ve cumhurun görüşüdür. Çünkü geceleyin baskın yaparken kadın, erkek ve çocuklar birbirinden seçilemez. Hadiste geçen, “Zerari” sözcüğü şeddeli veya şeddesiz söylenebilir ki bundan maksat kadın ve çocuklardır.
Bu hadis gece baskını yapmanın ve daha önceden davetin ulaşmış olduğu kişilere karşı haber vermeden saldırmanın caiz olduğunu gösterir. Ayrıca dünyada kafirlerin çocuklarının babalarının hükmüne tabi olduğunu da belirtir. Ancak ergenlik yaşından önce ölmeleri ile ilgili olarak üç farklı görüş bulunmaktadır.” Burada Nevevi’nin (rahimehullah) şerhinden kendisinin ve dört büyük mezhep imamlarının hiç de gece baskınlarına karşı olmadıkları anlaşılmaktadır.
Yani iddia edildiği gibi İmam Nevevi çocuk ve kadınların erkeklere karışmış durumda oldukları halde bile öldürülemeyecekleri gibi bir görüş beyan etmemiş aksine Malik ve Ebu Hanife ile cumhurun görüşünün aksi yönde olduğunu ifade etmiştir.
Bugün fıkıhçı tanıdığım muhterem bir arkadaşımla konuştum. ‘Konu üzerinde icma var’ sözü kafama takılmıştı. Kendisine gerçekten böyle mi diye sordum.
Bana aynen şu cevabı verdi: ‘Kendisine sor, Selefin kitaplarından hangisinde bu icmadan bahsediyor?
Nereden bu icmayı bulmuş?
Delili nedir?
Böyle bir icma aksine kesinlikle yok. Galiba bu kişi ‘haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün’, ‘onların sizlerle topluca savaşması gibi siz de müşriklerle topluca savaşın’ gibi ayetlerin ve diğer hadislerin neshedildiğini düşünüyor! Allah Resulü’nün Usame bin Zeyd’e übna’ya baskın yapıp onları yakmasını emrettiğini bilmiyor mu?
Kadın ve çocuklarına isabet etmeden nasıl da yakılmaları mümkün olabilir?’
Neyse belki şunu duyunca biraz daha şok oranınız artar!
İmam Şafii’nin (rahimehullah), kafir olmayı sadece öldürmek için yeterli sebep olarak gördüğünü biliyor muydunuz?
Hangi icmadan bahsedip bu milleti uyutmaya kalkıyorsunuz?
Ben fıkıhçı değilim. Bunu açıkça da her yazdığım yazıda vurguluyorum. Ancak elhamdülillah tüm yazdıklarımı sizin gibi sığ kaynaklara dayanarak değil geniş Arapça kaynaklarına dayanarak ve hiç de acele etmeden uzun uzun okuyarak, fıkıhçılara sorarak yazıyorum. Gaye bilgilenmek ve bilgilendirmek değil mi?
Benim amacım o. Başkasınınkini bilemem! Yalan apaçık ortada. İcma denilen şeyi İmam Nevevi yalanlıyor. İmam Şafii’nin kafirler hakkındaki görüşü yalanlıyor. Onları da yalanlayacaksanız artık bunun üzerine bize söz düşmez! Son sözüm: Bu ümmetin en şerefli insanları, birileri yıllardır müzakere masalarında parça parça ümmetin topraklarını, mallarını, kaynaklarını satarken canlarını, mallarını ümmetin şeref ve izzetini geri kazandırmak için çabalayan, Allah yolunda savaşan insanlardır.
Erkek olan erkekliğini er meydanında gösterir. Size tavsiyem son yazımı okuyun. Bir de demokrasiyi savunan herkese bununla nasıl da Allah’ın hükmüne isyan edip insanları küfre çağırdıklarını belki anlarlar diye şu yazıyı okuyun derim. (Bkz: Defne Bayrak “Haktan sonra sapıklıktan başka ne var ki” Yazı Dizisi (4) | Islah haber islahhaber.net, islami haber, islami gündem, islam medya, ortadoğu haber, islami haberler, filistin haber, haber ve analiz,)
Bana da bundan sonra artık ne cevap yazarsanız önemli değil. Bu açık yalanı ortaya koyduktan sonra elhamdülillah hiç kimseyle hiçbir hususta münakaşaya girme gereği duymuyorum. Allah kafirler ve destekçileri istemese de nurunu tamamlayacak. Şeriat, birileri bunu ırkçılık zannetse de hakim olacak. Çünkü bu Allah’ın vaadidir ve o düzen Müslümanlara has bir sistem değil, herkese gerçek adaletle muamele eden yüceler yücesi rabbimin adil düzenidir.
Bu tarz insanların çıkıp medyada mücahitleri karalama kampanyası yürütmesine en güzel cevabı veren ise son konuşmasında Irak ve Şam’daki İslam devletinin resmi sözcüsü olmuştur. bu konuşmada Ebu Muhammed El Adnani üzerlerine atılan iftiralara tek tek cevap vermekte Batı odaklı yürütülen bu sinsi planın iç yüzünü ortaya koyup tüm hedeflerini sıralamaktadır. Gerçeklerin peşinde koşanların bu konuşmayı muhakkak okumasını tavsiye ederim.
Kaynak: Defne Bayrak/ islahhaber.net
Dönem dönem birilerinin çıkıp da mücahitlere karşı yeni bir bomba patlatmasına, dibindeki Suriye’ye gidip de Müslüman kardeşlerini savunmak için bir kurşun sıkmaya yüreği yetmezken al birini vur ötekine hesabı mücahitleri yerden yere vurmaya kalkmasına, bunun ardından da Müslüman katili, Müslüman topraklarının işgalcisi ABD ile yeni bir anlaşma yapılıp milletin bu tür gündemlerle oyalanıp uyutulmasına fazlasıyla alıştık. Bu tip insanlara fıkhın altından girip üstünden çıksan dediklerin kar etmez. Çünkü bunların gayesi zaten belli bir amaca hizmet etmektir.
İşgalci düşmana karşı misliyle muamele edilemeyeceğine dair ümmetin icmaı olduğunu iddia eden Hakan Albayrak’a böyle bir icma olmadığını ve kendisinin yazısında İmam Nevevi’nin sözünün –bilerek mi bilmeyerek mi orasını bilemem artık- yarım yamalak copy-paste yapmış olduğunu belirtmiştim ancak anlaşılan o ki yazımı pek okuma gereği duymamış.
Söylediği her şeye detaylı şekilde cevap verdiğim, söylediği, anlattığı hadiselerin hiçbirinin misliyle muameleyi gerektiren durumlar olmadığı için o hallerde kadın ve çocukların öldürülemeyeceğinin malum olduğunun altını çizdiğim ve misliyle muamelenin fıkıhta başka bir bahis konusu olduğunu da vurguladığım halde anlayamamış! Kusura bakmayın efendim! Ben yazdığım yazıları yazarken oturduğum yerden iki ayet iki hadis cımbızlayıp yok bu ayette böyle demek istiyor o hadis kesinlikle bunu kastetmiştir mantığıyla hareket etmiyorum.
Aksine yazdığım ayet ve hadislerin gerçekten üzerinde tartışılan konuyla ilgisi var mı yok mu derince onu araştırıp, fıkıhçı arkadaşlarıma sorup öyle yazıyorum. İmam Nevevi’nin tam okuyamadığınız ya da anlayamadığınız sözünü şimdi eski yazımı okumaya üşenirsiniz belki diye buraya tekrar kopyalayayım: Nevevi (rahimehullah) şöyle der: “Onlar babalarındandır”, yani bunda bir sakınca yoktur.
Çünkü miras, nikah, kısas, diyetler ve başka şeylerde babaları için uygulanan hükümler onlar için de geçerlidir. Maksat, bu işin zaruret olmaksızın ve kasten yapılmaması şartı ile bir sakıncasının olmadığını belirtmektir. Kadınların ve çocukların öldürülmesini yasaklayan yukarıdaki hadisten maksat ise, onların ayrı bir yerde iken öldürülmelerinin yasaklığıdır.
Ama geceleyin müşriklerin kadın ve çocuklarının da bulunduğu bir yere askerlerin baskın yapması halinde kadın ve çocukların öldürülmesinde bir sakınca olmaz. Bu, bizim, Malik’in, Ebu Hanife’nin ve cumhurun görüşüdür. Çünkü geceleyin baskın yaparken kadın, erkek ve çocuklar birbirinden seçilemez. Hadiste geçen, “Zerari” sözcüğü şeddeli veya şeddesiz söylenebilir ki bundan maksat kadın ve çocuklardır.
Bu hadis gece baskını yapmanın ve daha önceden davetin ulaşmış olduğu kişilere karşı haber vermeden saldırmanın caiz olduğunu gösterir. Ayrıca dünyada kafirlerin çocuklarının babalarının hükmüne tabi olduğunu da belirtir. Ancak ergenlik yaşından önce ölmeleri ile ilgili olarak üç farklı görüş bulunmaktadır.” Burada Nevevi’nin (rahimehullah) şerhinden kendisinin ve dört büyük mezhep imamlarının hiç de gece baskınlarına karşı olmadıkları anlaşılmaktadır.
Yani iddia edildiği gibi İmam Nevevi çocuk ve kadınların erkeklere karışmış durumda oldukları halde bile öldürülemeyecekleri gibi bir görüş beyan etmemiş aksine Malik ve Ebu Hanife ile cumhurun görüşünün aksi yönde olduğunu ifade etmiştir.
Bugün fıkıhçı tanıdığım muhterem bir arkadaşımla konuştum. ‘Konu üzerinde icma var’ sözü kafama takılmıştı. Kendisine gerçekten böyle mi diye sordum.
Bana aynen şu cevabı verdi: ‘Kendisine sor, Selefin kitaplarından hangisinde bu icmadan bahsediyor?
Nereden bu icmayı bulmuş?
Delili nedir?
Böyle bir icma aksine kesinlikle yok. Galiba bu kişi ‘haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün’, ‘onların sizlerle topluca savaşması gibi siz de müşriklerle topluca savaşın’ gibi ayetlerin ve diğer hadislerin neshedildiğini düşünüyor! Allah Resulü’nün Usame bin Zeyd’e übna’ya baskın yapıp onları yakmasını emrettiğini bilmiyor mu?
Kadın ve çocuklarına isabet etmeden nasıl da yakılmaları mümkün olabilir?’
Neyse belki şunu duyunca biraz daha şok oranınız artar!
İmam Şafii’nin (rahimehullah), kafir olmayı sadece öldürmek için yeterli sebep olarak gördüğünü biliyor muydunuz?
Hangi icmadan bahsedip bu milleti uyutmaya kalkıyorsunuz?
Ben fıkıhçı değilim. Bunu açıkça da her yazdığım yazıda vurguluyorum. Ancak elhamdülillah tüm yazdıklarımı sizin gibi sığ kaynaklara dayanarak değil geniş Arapça kaynaklarına dayanarak ve hiç de acele etmeden uzun uzun okuyarak, fıkıhçılara sorarak yazıyorum. Gaye bilgilenmek ve bilgilendirmek değil mi?
Benim amacım o. Başkasınınkini bilemem! Yalan apaçık ortada. İcma denilen şeyi İmam Nevevi yalanlıyor. İmam Şafii’nin kafirler hakkındaki görüşü yalanlıyor. Onları da yalanlayacaksanız artık bunun üzerine bize söz düşmez! Son sözüm: Bu ümmetin en şerefli insanları, birileri yıllardır müzakere masalarında parça parça ümmetin topraklarını, mallarını, kaynaklarını satarken canlarını, mallarını ümmetin şeref ve izzetini geri kazandırmak için çabalayan, Allah yolunda savaşan insanlardır.
Erkek olan erkekliğini er meydanında gösterir. Size tavsiyem son yazımı okuyun. Bir de demokrasiyi savunan herkese bununla nasıl da Allah’ın hükmüne isyan edip insanları küfre çağırdıklarını belki anlarlar diye şu yazıyı okuyun derim. (Bkz: Defne Bayrak “Haktan sonra sapıklıktan başka ne var ki” Yazı Dizisi (4) | Islah haber islahhaber.net, islami haber, islami gündem, islam medya, ortadoğu haber, islami haberler, filistin haber, haber ve analiz,)
Bana da bundan sonra artık ne cevap yazarsanız önemli değil. Bu açık yalanı ortaya koyduktan sonra elhamdülillah hiç kimseyle hiçbir hususta münakaşaya girme gereği duymuyorum. Allah kafirler ve destekçileri istemese de nurunu tamamlayacak. Şeriat, birileri bunu ırkçılık zannetse de hakim olacak. Çünkü bu Allah’ın vaadidir ve o düzen Müslümanlara has bir sistem değil, herkese gerçek adaletle muamele eden yüceler yücesi rabbimin adil düzenidir.
Bu tarz insanların çıkıp medyada mücahitleri karalama kampanyası yürütmesine en güzel cevabı veren ise son konuşmasında Irak ve Şam’daki İslam devletinin resmi sözcüsü olmuştur. bu konuşmada Ebu Muhammed El Adnani üzerlerine atılan iftiralara tek tek cevap vermekte Batı odaklı yürütülen bu sinsi planın iç yüzünü ortaya koyup tüm hedeflerini sıralamaktadır. Gerçeklerin peşinde koşanların bu konuşmayı muhakkak okumasını tavsiye ederim.
Kaynak: Defne Bayrak/ islahhaber.net
