Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Haber Demirtaş'a Tepki Gösteren Abdulvahap Kaplan Konuştu

H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
selahattin-demirtas_4639.jpg


demirtas_6849.jpg


Diyarbakır-Ankara uçağında karşılaştığı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın üzerine yürüyerek, tepki gösteren Abdulvahap Kaplan, demokratik olarak tepkisini dile getirdiğini belirterek, Demirtaş'ın karakolda kendisinden özür dilediğini kaydetti.




"BU BENİM İÇİN FIRSATTIR DEDİM"
Geçtiğimiz Perşembe günü eşi ile birlikte Ankara'ya gittiğini ve Demirtaş'ı uçakta gördüğünü belirten Kaplan, o anları anlattı.

"Demirtaş'ın da uçakta olduğunu gördük. Bu benim için fırsattır dedim. Çünkü Kobani olaylarında oğlum kurban eti dağıtırken yaralanmıştı" diyen Kaplan sözlerini şöyle sürdürdü;

"Diğer şehit edilen çocuklar gibi benim de oğlum şehit olabilirdi. Bu nedenle tepkimi dile getirdim. Kendisi ile tartıştığımda 1 Kasım'a iki gün vardı. Kendisine şunu söyledim 'Selahattin Demirtaş yine 1 Kasım için talimat verip, insanları sokağa dökmek için mi gelip, geri dönüyorsun? Amerikalı dostlarının yanına mı gidiyorsun?' O da bana 'Ne demek istiyorsun?' dedi.

abdulvahap-kaplan_3235.jpg



"DEMOKRATİK OLARAK TEPKİMİ DİLE GETİRİYORUM"
Ben de, 'Ne demek istediğim gayet açık. 6-7 Ekim'de insanları sokağa döküp neler yaptığını biliyorsun. Yine bir talimat verip, dostlarının yanına mı gidiyorsun?' deyince, bana 'terbiyesiz' dedi ve hakaret etti. Bunlara uçaktakilerin tümü de şahittir. O hakaret ettikten sonra ben de sarf ettiği cümlelerin aynısını ona sarf ettim. Ve dedim ki, 'herkes beni dinliyor ve onların deyimi ile ben demokratik olarak tepkimi dile getiriyorum.' Şiddet uygulamadım. Benim canım acıdı, çocuğum hastane. O gün oğlum da yeni ameliyattan çıkmıştı"




"ÖZÜR DİLEDİ, ŞİKAYETİNİ GERİ ALDI"
Daha sonra uçakta bulunan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Süleyman Hamzaoğulları'nın koluna girerek, kendisini dışarıya çıkardığını anlatan Kaplan, "O bizi kapıya kadar getirdi. Tabi biz yürüyoruz o arkadan halen bu çeteyi alın diyor. Arkasına almış çeteleri, çeteyi alın diyor. Aslında orada çete durumunda olan bunlar. Dışarı çıktık. Onlarca polis dışarıda bekliyordu. Bizi karakola götürdüler. Demirtaş da geldi. Korumalarını dışarıya çıkardı ve 'özür dilerim' dedi. 'Uçakta yaptığım yanlıştı. Belki hakaret ettim. Özür diliyorum. Şikayetimi de geri alıyorum' dedi. O şikayetini geri alınca biz de geri aldık" şeklinde konuştu.

DEMİRTAŞ VE KAPLAN'IN UÇAKTAKİ DİYALOĞU
Öte yandan, Demirtaş ve Kaplan'ın uçaktaki diyaloglarının kaydedildiği bir ses kaydına da ulaşıldı. Kayda göre Demirtaş ve Kaplan arasında şu diyaloglar yaşandı:

Abdulvahap Kaplan: Selahattin Demirtaş 1 Kasım için sokak talimatı verdin ABD'li dostlarının yanına mı gidiyorsun? ABD'li dostlarının yanına gidiyorsun talimatını verdin?

Selahattin Demirtaş: Terbiyesiz.

Abdulvahap Kaplan: Ulan terbiyesiz sensin. Abdulvahap Kaplan: Tarih seni unutsa da, Amed'in Müslümanları seni unutmayacak.
Abdulvahap Kaplan: Benim oğlum yaralıdır ulan sen ne diyorsun?
Abdulvahap Kaplan: Selahattin ben öyle bir kelime kullanmadım sana
Abdulvahap Kaplan: Terbiyesiz he Abdulvahap Kaplan: İyi bak bu yüzü iyi tanı, ben seni çok iyi tanıyorum

Selahattin Demirtaş: Ulan Allah'tan başka kimseden korkumuz mu var terbiyesiz, senin bütün çetelerin peşimizde terbiyesiz.

Abdulvahap Kaplan: Ulan ben terbiyesiz demedim
Abdulvahap Kaplan: Müdahale edin edin çeteler müdahale ediyor.
Abdulvahap Kaplan: Benim oğlum yaralı oğlum
Abdulvahap Kaplan: Ben yanlış bir şey dedim mi? Terbiyesiz dedim mi? Abdulvahap Kaplan: Ulan Sılho

Selahattin Demirtaş: Bana hakaret ediyorsun

Abdulvahap Kaplan: Senin adamların burada erkek gibi konuşsun ilk olarak kim hakaret etti. Benim oğlum yaralıdır.
Abdulvahap Kaplan: Onların deyimiyle ben demokratik hakkımı kullandım tepkimi ortaya koydum. Şiddet uygulamadım.
Abdulvahap Kaplan: Ulan milletvekilliğinin var yaaa on defa bana terbiyesiz dedin. İçim yanmış oğlum kurban eti dağıtırken vurulmuş ve şu anda hastanede... Abdulvahap Kaplan: Amed sokaklarında senin milletvekilliğin sökmez Sılho

Selahattin Demirtaş: Sen bana hakaret ettin

Abdulvahap Kaplan: Bende seni bugüne kadar adam biliyordum.
Abdulvahap Kaplan: Ben senin kayınbabanın binasında oturuyorum.
Abdulvahap Kaplan: Senin gibi korkak değilim.
Abdulvahap Kaplan: Rabbim bizi nerede karşılaştırdı. Ah ah

Selahattin Demirtaş: Geleceksin geleceksin.

Abdulvahap Kaplan: İn aşağı
 
Ümmü Yasir Çevrimdışı

Ümmü Yasir

İşlerimizin hepsini düzelt Allah’ım...
İslam-TR Üyesi
:D Sılho Sılho olalı böyle kroşe yememişti. Abdulvahhap Kaplan'ın ağzına, yüreğine sağlık. :)
Bu adamlar kendi ciğerleri yansa dahi pisliklerine devam ediyor. Görmediniz mi Sırrı Sakık kendi evladını kaybetti ama Allah cc. hidayet nasip etmezse, aynı hamam aynı tas. Allah cc. akıl fikir versin ne diyim.Milleti birbirine kırdıranları Allah görüyor. Hesap günü halleri nice olur??!!
 
Sayfullah at-Turki Çevrimdışı

Sayfullah at-Turki

حَسْبُنَا ٱللَّهُ وَنِعْمَ ٱلْوَكِيل
İslam-TR Üyesi
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
‘Et dağıttığımız aileler hedef gösterdi’

Ölümden son anda kurtulduğunu anlatan Cihat Kaplan ise şunları anlattı:

“İskanevleri semtinde et dağıtıyorduk. Babam telefonla arayınca son iki aile kaldığını söyleyerek devam ettim dağıtmaya. Sokağa çıktığımızda balkonlardan kadınlar bizim için ‘IŞİD’çi diye bağırarak hedef gösterdiler. Et verdiğimiz kadınlardan birisi de IŞİD’ci diye bağırıyordu. Grup bize yöneldi. O sıra kurşunun sesini duydum ve kafamda bir acı hissettim. Elimi attığımda yüzümün tamamen kan içinde kaldığını gördüm. Başka biri satırla saldırarak elime vurdu. Arkadaşlarla kaçarak sokak arasına park ettiğimiz arabamıza ulaştık. Ağabeyim de yetişti. Hepimiz yaralı olduğumuz için o kullandı arabayı. HDP İl Binası yakınlarında yolu tamamen kapatmışlardı. Burada da taşlarla sopalarla saldırdılar. Arabamız delik deşik olmuştu. Abim hızla bariyerlere vurarak geçtiğinde ben kan kaybından bilincimi yitirdim. Gözümü açtığımda hastanedeydim.”
 
İ Çevrimdışı

İbrahim_Asaf

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Sılho nedir akhi

Sılho, Selahaddin isminin alaylı, basite indirgenmiş hali. Şöyle düşünün, "Selahaddin" isminin bir ağırlığı, ciddiyeti var. Kişiye bu ismiyle hitab ettiğinde onu nasıl ki kıymetli, ağırlığı olan, beyefendi pozisyonuna oturtuyorsan; "Sılho" dediğinde bir çırpıda onu o saygın beyefendi makamından indirip mahallede hiç kimsenin adam yerine koymadığı vasıfsız, niteliksiz, ciddiyetsiz, ayak takımından bir hergele kıvamına indirgemiş oluyorsun.

Nasıl ki "Mustafa Kemal" dediğinde iyi veya kötü bir lider, önder vasıflı insan canlanıyorsa zihinlerde; ama "Beton Musto" dediğinde zavallı bir cehennem odunu eski kuklanın leşi anımsanıyor.

"Sılho" muhabbetinde komik ve hoş olan taraf bunu açık açık adamın yüzüne haykırmasıydı. Yani "senden değil bir lider, saygın bir önder; mahalle arasında kimsenin takmadığı zavallı, vasıfsız bir ayakçı olur ancak" demeye getirmiş. :) Umarım anlatabilmişimdir :)
 
Ümmü Yasir Çevrimdışı

Ümmü Yasir

İşlerimizin hepsini düzelt Allah’ım...
İslam-TR Üyesi
Sılho, Selahaddin isminin alaylı, basite indirgenmiş hali. Şöyle düşünün, "Selahaddin" isminin bir ağırlığı, ciddiyeti var. Kişiye bu ismiyle hitab ettiğinde onu nasıl ki kıymetli, ağırlığı olan, beyefendi pozisyonuna oturtuyorsan; "Sılho" dediğinde bir çırpıda onu o saygın beyefendi makamından indirip mahallede hiç kimsenin adam yerine koymadığı vasıfsız, niteliksiz, ciddiyetsiz, ayak takımından bir hergele kıvamına indirgemiş oluyorsun.

Nasıl ki "Mustafa Kemal" dediğinde iyi veya kötü bir lider, önder vasıflı insan canlanıyorsa zihinlerde; ama "Beton Musto" dediğinde zavallı bir cehennem odunu eski kuklanın leşi anımsanıyor.

"Sılho" muhabbetinde komik ve hoş olan taraf bunu açık açık adamın yüzüne haykırmasıydı. Yani "senden değil bir lider, saygın bir önder; mahalle arasında kimsenin takmadığı zavallı, vasıfsız bir ayakçı olur ancak" demeye getirmiş. :) Umarım anlatabilmişimdir :)
Allah razı olsun çok güzel anlatmışsın
 
Ümmü Yasir Çevrimdışı

Ümmü Yasir

İşlerimizin hepsini düzelt Allah’ım...
İslam-TR Üyesi
‘Et dağıttığımız aileler hedef gösterdi’

Ölümden son anda kurtulduğunu anlatan Cihat Kaplan ise şunları anlattı:

“İskanevleri semtinde et dağıtıyorduk. Babam telefonla arayınca son iki aile kaldığını söyleyerek devam ettim dağıtmaya. Sokağa çıktığımızda balkonlardan kadınlar bizim için ‘IŞİD’çi diye bağırarak hedef gösterdiler. Et verdiğimiz kadınlardan birisi de IŞİD’ci diye bağırıyordu. Grup bize yöneldi. O sıra kurşunun sesini duydum ve kafamda bir acı hissettim. Elimi attığımda yüzümün tamamen kan içinde kaldığını gördüm. Başka biri satırla saldırarak elime vurdu. Arkadaşlarla kaçarak sokak arasına park ettiğimiz arabamıza ulaştık. Ağabeyim de yetişti. Hepimiz yaralı olduğumuz için o kullandı arabayı. HDP İl Binası yakınlarında yolu tamamen kapatmışlardı. Burada da taşlarla sopalarla saldırdılar. Arabamız delik deşik olmuştu. Abim hızla bariyerlere vurarak geçtiğinde ben kan kaybından bilincimi yitirdim. Gözümü açtığımda hastanedeydim.”
Insanların beyni bu kadar mı gider ya, iyilik edeni bu hale getirtecek kadar ahmak mı olur? Yazıklar olsun insanlıklarına...
 
H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Abdulvahapla konuştum,dediki kardeş,içimi rehet ettım,şimdi biraz rahatladım..:) Daha çok şeyler söylemiş ona..

sılho içinse,İbrahim_Asaf kardeşim,çok güzel ve net açıklamayı yapmış...
 
Sayfullah at-Turki Çevrimdışı

Sayfullah at-Turki

حَسْبُنَا ٱللَّهُ وَنِعْمَ ٱلْوَكِيل
İslam-TR Üyesi
Sılho, Selahaddin isminin alaylı, basite indirgenmiş hali. Şöyle düşünün, "Selahaddin" isminin bir ağırlığı, ciddiyeti var. Kişiye bu ismiyle hitab ettiğinde onu nasıl ki kıymetli, ağırlığı olan, beyefendi pozisyonuna oturtuyorsan; "Sılho" dediğinde bir çırpıda onu o saygın beyefendi makamından indirip mahallede hiç kimsenin adam yerine koymadığı vasıfsız, niteliksiz, ciddiyetsiz, ayak takımından bir hergele kıvamına indirgemiş oluyorsun.

Nasıl ki "Mustafa Kemal" dediğinde iyi veya kötü bir lider, önder vasıflı insan canlanıyorsa zihinlerde; ama "Beton Musto" dediğinde zavallı bir cehennem odunu eski kuklanın leşi anımsanıyor.

"Sılho" muhabbetinde komik ve hoş olan taraf bunu açık açık adamın yüzüne haykırmasıydı. Yani "senden değil bir lider, saygın bir önder; mahalle arasında kimsenin takmadığı zavallı, vasıfsız bir ayakçı olur ancak" demeye getirmiş. :) Umarım anlatabilmişimdir :)

Allah razı olsun akhi güzel anlattin.
 
TekDinİslam Çevrimdışı

TekDinİslam

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Helal Be

bu Silho Selahaddin ismini hak etmiyor zaten...

Rahmetli Selahaddin Eyyubinin Neslinin arasına bu ermeni tohumları karışmış...
 
TekDinİslam Çevrimdışı

TekDinİslam

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
'Ne Hizbullahçıyım ne HÜDA-PAR’lı'

HDP EŞ Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile uçakta yaşadığı tartışma ile gündeme gelen Diyarbakırlı Abdülvahap Kaplan, Demirtaş’ın iddialarının aksine Hizbullahçı veya HÜDA-PAR üyesi olmadığını belirterek, ‘Demokratik tepkisini ortaya koymuş bir Müslümanım' dedi. Kaplan Al Jazeera Türk’e konuştu.

-ne-hizbullahciyim-ne-huda-par-li-.jpg


30 Ekim Perşembe 21:20 Diyarbakır-Ankara uçağında karşılaştığı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a tepki gösteren Diyarbakırlı Abdülvahap Kaplan, Demirtaş ve medya organlarında iddia edildiği gibi Hizbullahçı veya HÜDA-PAR üyesi olmadığını söyledi.
Kendisini mütedeyyin bir Kürt olarak tanımlayan Kaplan, olay günü ve sonrasında yaşananları anlattı. 6-8 Ekim olaylarında yaralanan oğlu Cihat Kaplan ise babasının haklı olarak tepkisini dile getirdiğini söyledi.

Uçakta yaşananlar

Kendisinin işleri, eşinin ise bir yakınının düğününe katılmak üzere 30 Ekim tarihinde Ankara uçağına bindiğini söyleyen Abdülvahap Kaplan yaşananları şöyle anlattı:

“Uçağa binip yerimize oturduk. Ben ve eşim önden üçüncü sırada oturuyorduk. Uçağın kalkmasına çok az bir süre kala Selahattin Demirtaş’ın uçağa bindiğini gördüm. En ön sıraya oturdu. Eşime, benimle ininceye kadar konuşmamasını söyledim. Kendimi tutmaya çalıştım. Ancak 6-8 Ekim olaylarında oğlum ölümden yaralı kurtulmuş, pek çok arkadaşımın çocukları gözümün önünde ölmüşlerdi. HDP’lilerin deyimiyle 'demokratik tepkimi' ortaya koymaya karar verdim. Sonra duyulursa çarpıtılmasın diye ses kaydı almanın doğru olacağını düşündüm. Ses kaydı da işte bu.”
Abdülvahap Kaplan’ın kaydettiği ses kaydının çözümü şu şekilde:
Abdulvahap Kaplan (AK): Selahattin Demirtaş 1 Kasım için tekrar sokak talimatı verdin ABD'li dostlarının yanına gidiyorsun.
Selahattin Demirtaş (SD): Terbiyesiz.
AK: Ulan terbiyesiz sensin. Tarih seni unutsa da, Amed'in Müslümanları seni unutmayacak. Benim oğlum yaralıdır ulan, sen ne diyorsun? Selahattin, ben öyle bir kelime kullanmadım sana. Terbiyesiz he? İyi bak bu yüzü iyi tanı, ben seni çok iyi tanıyorum. İneceğiz.
SD: Ulan Allah'tan başka kimseden korkumuz mu var terbiyesiz? Senin bütün çetelerin peşimizde be terbiyesiz.
AK: Ulan ben terbiyesiz demedim. Benim oğlum yaralı, oğlum. Ben yanlış bir şey dedim mi? Terbiyesiz kelimesini kullandım mı? Ulan Selo!
SD: Bana hakaret ediyorsun.
AK: Senin adamların burada erkek gibi konuşsun, ilk olarak kim hakaret etti? Benim oğlum hastadır. Onların deyimiyle ben demokratik tepkimi ortaya koydum. Şiddet kullandım mı? Ulan milletvekilidir, on defa terbiyesiz diyor, ben mi devam ettirdim? Benim içim yanmış, oğlum kurban eti dağıtırken vurulmuş ve şu anda hastanede. Amed sokaklarında senin milletvekilliğin sökmez Selo!
SD: Sen bana hakaret ettin.
AK: Ben de seni bugüne kadar adam biliyordum.


a-vahap-kaplan.JPG


Abdülvahap Kaplan, Demirtaş'tan medya üzerinden özür bekliyor.

‘Uçaktakiler hak verdi’

Demirtaş’a saygısızlık yapmak gibi bir niyetinin de olmadığını belirten Abdülvahap Kaplan Demirtaş’ın kendisine müdahale eden korumalarının çok nazik olduklarını ifade etti.

“Beni susturmak için gelen korumaları naziktiler. Gözlerine baktığımda bana hak verdiklerini anladım. Demirtaş’ın bana ‘çeteci’ demesiyle arkasında oturan bir kaç kadın da ‘Alın bu çeteciyi’ dedi. Bunun üzerine uçaktakilere dönerek ‘Ben çeteci değilim. Benim oğlum yaralı arkadaşlar’ deyince uçaktakiler de başlarıyla onaylayarak hak verdiler. Çünkü haklı olduğumu biliyorlardı.”

Karakol’da özür

Uçaktan indikten sonra gittikleri karakolda Demirtaş’ın uçaktakine nazaran daha sakin ve yapıcı olduğunu da aktaran Kaplan orada aralarında geçen konuşmaları şu sözlerle anlattı:

“Karakolda özür diledi bizden. ‘Senin çocuğun da ölenler de benim canımdır’ dedi. Kendisine Diyarbakır’da mütedeyyin çevrelerin defalarca saldırıya uğradığını anlatarak ‘Bir kere çıkıp özür dilediniz mi’ diye sordum. ‘Burada değil, çıkıp televizyondan özür dile’ dedim. Eşim de ‘Yasin Börü’nün annesi olsaydım sizi ellerimle boğardım' dedi. Bizden şikâyetçi olmadı. Biz de kendisinden olmadık.”

‘Yumruk atabilirdim’

İmam Hatip mezunu ve Müslüman biri olduğunun altını çizen Abdülvahap Kaplan uçaktaki tartışma sırasında yakınına kadar gelen Demirtaş’a yumruk atabilecek mesafede olduğunu ancak bunu aklından dahi geçirmediğini de belirterek ‘Müslüman kimseye zulmetmez’ dedi.
“Benim oğlum olaylarda ölmüş bile olsaydı o gün tepkim yine öyle olurdu. Tartışma sırasında yakınıma gelmişti. İsstesem yumruk bile atabilirdim. Ama aklımdan dahi geçmedi. Çünkü Müslüman barışçıdır, bizim barışımız da onların ki gibi savaşla eşanlamlı değildir. Çözüm sürecine inanıyor ve destekliyorum. O gün karşılaşmamız tevafuk. Bugün karşıma çıksa yine aynı demokratik tepkimi ortaya koyarım.”

‘Oğlum ölecekti’

Abdülvahap Kaplan’ı sinirlendiren olay 6-8 Ekim olaylarında Diyarbakır’da yaşandı.

“7 Ekim günü saat 15:20 gibi oğlum Cihat’ı aradım. Diyarbakır’da ondan fazla İslami STK’nın kesmiş olduğu kurban etlerini dağıtmaya çıkmıştı. ‘Babacığım son iki aile kaldı’ deyince ona HDP’lilerin yürüyüşünün olduğunu, olayların çıkabileceğini söyledim. Dağıtımı da ertesi güne ertelemesini söyledim. ‘İnsanlar bekliyorlar, gözleri yolda verip hemen geliyorum’ deyince ben de onayladım. Aradan 15-20 dakika geçtiğinde büyük oğlum Mazlum aradı. “Baba Cihat’ı vurmuşlar’ dedi. Derhal hastaneye koştum. 15-20 tane yaralı, doktorların müdahale etmelerini bekliyorlardı. Oğlum kafasından vurulmuş, satırla da eli parçalanmıştı. Çocukların çoğunu tanıyordum. Kiminin elinde hala et poşetleri vardı. Gözyaşlarımı tutamadım.”

‘Hastanenin önünde vurdular’

Oğluna müdahale başlayınca sigara içmek için hastanenin kapısına çıkan Abdülvahap Kaplan burada da birinin vurulmasına şahit olduğunu anlattı.
“Cumali Güneş diye bir genç vardı. Aniden yere düştü. Tansiyonu düşmüştür diye düşündüm. Gidip çevirince göğsünden vurulduğunu gördüm. Hastaneye de saldırdılar. Ambulans şoförü geldi kan revam içinde. Dövmüşler ve haber göndermişler. Demişler ki "Hastaneyi boşaltın, yaralılarla birlikte yakacağız.' Hemşireler korkudan bağırıp çağırıyorlardı. Çocuklar sahipsiz ve perişan durumdalardı.”

cihat-kaplan.JPG

Cihat Kaplan 6-8 Ekim olaylarında başından ve elinden yaralandı.

‘Et dağıttığımız aileler hedef gösterdi’

Ölümden son anda kurtulduğunu anlatan Cihat Kaplan ise şunları anlattı:

“İskanevleri semtinde et dağıtıyorduk. Babam telefonla arayınca son iki aile kaldığını söyleyerek devam ettim dağıtmaya. Sokağa çıktığımızda balkonlardan kadınlar bizim için ‘IŞİD’çi diye bağırarak hedef gösterdiler. Et verdiğimiz kadınlardan birisi de IŞİD’ci diye bağırıyordu. Grup bize yöneldi. O sıra kurşunun sesini duydum ve kafamda bir acı hissettim. Elimi attığımda yüzümün tamamen kan içinde kaldığını gördüm. Başka biri satırla saldırarak elime vurdu. Arkadaşlarla kaçarak sokak arasına park ettiğimiz arabamıza ulaştık. Ağabeyim de yetişti. Hepimiz yaralı olduğumuz için o kullandı arabayı. HDP İl Binası yakınlarında yolu tamamen kapatmışlardı. Burada da taşlarla sopalarla saldırdılar. Arabamız delik deşik olmuştu. Abim hızla bariyerlere vurarak geçtiğinde ben kan kaybından bilincimi yitirdim. Gözümü açtığımda hastanedeydim.”

‘Babam haklı’

Demirtaş ile tartışan babasına hak veren Cihat Kaplan, Demirtaş’ın da baba olduğunu ve bunu anlamasını beklediğini söyledi.
“Yasin Börü benim arkadaşımdı. Onunla birlikteydik. O öldü, ben kurtuldum. Kurşun kafamı sıyırmış. Babam evladı için haklı bir tepki koymuş. Saldırmamış, hakaret etmemiş. Demirtaş o gün çağrı yapıp insanları sakinleştirseydi bu kadar insan ölmezdi.”
 
Üst Ana Sayfa Alt