Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

DEMOKRATİK AÇILIM YERİNE AKİDEVİ AÇILIM

leylinur Çevrimdışı

leylinur

Üye
İslam-TR Üyesi
Türkiye kamuoyuna, yaklaşık olarak altı aydır Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “iyi şeyler olacak”, sonrada Başbakan Erdoğan’ın “Kürt Açılımı” olarak başlattığı ama en son noktada bir “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi”ne dönüştürdüğü süreç gündem edilmiştir. Genelde “Demokratik Açılım” olarak isimlendirilen bu süreç hakkında yediden yetmişe herkes konuşmuş ve kamuoyu daima bununla meşgul olmuştur. Özelde PKK’nın tasfiye edileceği, genelde ise Türkiye halkına daha demokratik haklar verileceği vaadleri ile insanlar kabule ikna edilmeye çalışılmıştır.
Burada bu sürecin ne olduğu, muhtevası, neden böyle bir zamanlamada gündeme getirildiği, Amerika’nın BOP’u ile nasıl örtüştüğü konularına değinmeyeceğim… Çünkü bütün medya organlarında, her akşam yayınlanan açık oturum programlarında bu konular o kadar çok konuşuldu ki, sanki konuşulmadık bir yanı kalmadı. O yüzden ben Demokratik Açılım konusunu farklı bir zaviyeden değerlendirmeye çalışacağım, inşaAllah.
Demokratik Açılım meselesi ile öyle bir gündem oluşturuldu ki, sanki bu açılım gerçekleştirilse hiçbir sorun kalmayacak! Sanki bu açılım sayesinde 86 yıldır kanayan yaralar kapanacak! Sanki özlemini çektiğimiz günler bu açılım sayesinde gelecek! … Ama maalesef öyle olmayacak. Açılım ile alakalı bu düşünceler iyi niyetli olmakla birlikte, hakikatten uzak olan ütopik düşüncelerdir. Çünkü biz Müslümanlar, ne zaman demokratik haklara kavuşturulacağımız sözlerini duyduk ise arkasından daha büyük badirelere, daha büyük zulümlere maruz bırakıldık. Bu zulümlerin en acısı ise demokrasinin kâfir batının hayat görüşü, hegemonya vasıtası ve zehirli fikri olduğunu görmemizin engellenmesidir. Bu ülkede, ne zaman birileri demokrasiden yana bir şeyler söylerse sonucunda Müslümanlar, gözle görülmesi zor olan büyük kayıplar vermektedir.
Demokrasi ile verilen her hak, İslamî mücadeleden ve İslamî düşünceden önemli kayıpların alınması karşılığında verilmiştir. Ve bu mücadele sonunda “haşa, demokrasi ile mi yöneteceğiz” diyenlerin demokrasi havariliğine, “demokrasi amaç değil araçtır” diyenlerin demokrasiyi gaye edindiğine, “esasen bizimde amacımız İslamî yönetim” diyenlerin bugün bu düşünceyi savunanlara en büyük düşman olduklarına şahit olmaktayız. Yani batılı kafirlerin gösterdiği üzere ve yerli zalimlerin eliyle verilen demokratik imtiyazlar, ona bulaşan Müslümanları tanınmaz hale getirmiştir. İşte bu süreci yakinen gören biri olarak, AKP iktidarının devlet projesi haline getirdiği bu açılımında Müslümanlar için yarardan çok zarar getireceği aşikârdır.
Bugün Irak ve Afganistan’a da birileri demokrasi getirmek için savaş açmıştır. Zira bugün demokrasinin alternatifi İslamî Yönetim’den başkası değildir. Yani, eğer Müslüman ülkeler demokrasiyi benimsemez, kabullenmez ve sahiplenmez iseler bu onların her an İslamî bir yönetime meyletmelerinin kaçınılmaz olduğunun emaresidir. Hele ki İslamî Ümmet içinde böyle bir yönetim için çalışanların sayısı oldukça artmış bir durumda iken!
Bu tablodan da anlaşıldığı üzere Demokratik Açılım, Müslüman Kürtler ve Müslüman Türk’lerin yaralarını asla kapatmayacaktır. Bu açılım sadece yaranın üstünü örtmek isteyen ve bu sayede yarayı azdırmaktan başka bir işe yaramayacak olan göstermelik bir tedavidir.
Demokratik Açılım gerçekleşip PKK tasfiye edilse ve bu etnik kimliklere sahip vatandaşlara yönelik kolaylıklar sağlansa, bu ülkede her şey yolunda mı olacak? Bu ülkede haksız yere can veren insanlar sadece dağlardaki çatışmalarda ölen insanlar değildir. Demokratik bir sistemde yetişen binlerce insan, diğer insanları, cinayetlerle ve katliamlarla öldürmüyor mu? Gasp, hırsızlık, fuhuş, dolandırıcılık, vb. birçok suç her geçen gün artmıyor mu? Akidevi ve ahlaki yozlaşma sonucunda insanlar insanlıktan çıkmıyorlar mı? Demokrasi ile yetişen bu nesil, uyuşturucu müptelasına küçük yaşlarda bulaşmıyor mu? Namus kavramı insanlara bağnaz gösterilip, zina okul çağlarında gerçekleşmiyor mu? Çocukları haksız yere katledilen, bir adet bilezik için hunharca öldürülen insanların anaları ağlamıyor mu? Veya bugün demokrasinin örnek alındığı ülkede her şey günlük gülistanlık mı? İnsanlar huzur ve güven içerisinde mi yaşıyor?
Demokrasi küfür bir nizam, batıl bir fikir ve gayri İslamî bir araçtır. Müslümanların böyle bilmesi ve bu tehlikeye karşı dikkatli olması gerekir. Demokrasi, ütopik bir düşünce ve hayal ürünü bir mahsuldür. Bunun en canlı örneği ise; Demokratik Açılım yapmak isteyenlerin, fikirlerinden dolayı cezaevine doldurduğu Müslümanlardır, evlerinde yapılan aramalarda bulunan dini içerikli kitaplar nedeniyle terör örgütü üyesi olmakla suçlanan Müslümanlardır ve yine evlerinde bulunan boş CD’lerin, dini içerikli çizgi filmlerin bile iddianamelerine suç unsuru olarak koyulduğu Müslümanlardır. İşte demokrasi böylesi bir yalan ve Demokratik Açılım savunucuları da koca birer yalancıdır.
Kürt kardeşlerimin etnik kimliği ile alakalı isteklerine ve alevi vatandaşların taleplerine ilişkin açılım getirmek isteyen devlet, yine Müslümanlar için “kapalım” öne sürmekte ve haksız yere tutuklamalar yapmaktadır. Buna karşın bizlerde her Müslüman’ın yapması gerektiği gibi yapıyor, meseleyi akidemizin gösterdiği çerçeveden bakıyor ve demokrasinin öngördüğü gibi “kula kul” olmayıp, yalnızca “Allah Azze ve Celle’ye kulluk” yapacağımızı söylüyoruz.
قُلْ أَفَغَيْرَ اللَّهِ تَأْمُرُونِّي أَعْبُدُ أَيُّهَا الْجَاهِلُونَ
“De ki; ey cahiller! Bana Allah’tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz?” (Zümer 64)
Bu kulluk bilinci ile güçleniyor ve yine kendilerinden korkmamız gerektiğini düşünenlere şöyle sesleniyoruz;
وَكَيْفَ أَخَافُ مَا أَشْرَكْتُمْ وَلاَ تَخَافُونَ أَنَّكُمْ أَشْرَكْتُم بِاللّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَانًا فَأَيُّ الْفَرِيقَيْنِ أَحَقُّ بِالأَمْنِ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
“Ve size hakkında bir delil (sultan) indirilmeyen şeylerle Allah’a şirk koşmaktan, siz korkmadığınız halde, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden (putlardan) nasıl korkarım. Şâyet biliyorsanız, artık iki gruptan hangisi emniyette olmayı daha çok hakediyor?” (En’am 81)
Buna mukabil olarak ise, asıl biz onları, yaptıkları zulümler nedeni ile şöyle korkutuyoruz;
فَقُلْ إِنَّمَا أَنَا مِنَ الْمُنذِرِينَ
“Ve deki: Ben sadece inzar edenlerdenim (uyaranlardanım).” (Neml 92)
تَرَى الظَّالِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا كَسَبُوا وَهُوَ وَاقِعٌ بِهِمْ
“Zalimlerin, kazandıklarından dolayı korkmuş olduklarını görürsün. Halbuki o (şey), onlar için vuku bulacaktır (başlarına gelecektir).” (Şura 22)
Bizleri yalnızca Rahman’a kul olduğumuz için hapsedenlerin çabalarının beyhude olduğunu ve bizi asla üzemeyeceklerini de şöyle belirtiyoruz:
وَقَالُوا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَذْهَبَ عَنَّا الْحَزَنَ إِنَّ رَبَّنَا لَغَفُورٌ شَكُورٌ
“Ve bizden hüznü gideren Allah’a hamdolsun, muhakkak ki Rabbimiz, gerçekten Gafûr’dur, Şekûr’dur derler.” (Fatır 34)
Ve bizleri zindanlarda ne kadar tuttuklarıyla alakalı olarak ise şöyle düşünüyoruz:
كَمْ لَبِثْتُمْ قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قَالُوا
“Ne kadar durdunuz? Dediler ki; bir gün veya bir günden daha az.” (Kehf 19)
Allah için nefsimize, sevdiklerimize ve Müslümanlara karşı yaptıklarından dolayı vuku bulan zulme sabredeceğimizi yine şu şekilde beyan ediyoruz:
فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ
“Öyleyse sabret. Muhakkak ki Allah’ın vaadi haktır.” (Mü’min 77)
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتَّى نَعْلَمَ الْمُجَاهِدِينَ مِنكُمْ وَالصَّابِرِينَ وَنَبْلُوَ أَخْبَارَكُمْ
“Andolsun, içinizden, cihad edenleri ve sabredenleri belirleyinceye ve durumlarınızı ortaya koyuncaya kadar sizi deneyeceğiz.” (Muhammed 31)
Ve bu sabrın karşılığını sadece Rabbimizden diliyor ve O’ndan istiyoruz:
إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلَائِكَةُ أَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّتِي كُنتُمْ تُوعَدُونَ
“Muhakkak ki: “Rabbimiz Allah’tır.” deyip, sonra (da) istikamet üzere olanlara (Allah’a yönelip dîni ikame edenlere) melekler inerler: “Korkmayın ve mahzun olmayın. Ve vaad olunduğunuz cennetle sevinin (derler).” (Fussilet 30)
قُلْ يَا عِبَادِ الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا رَبَّكُمْ لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا فِي هَذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌ وَأَرْضُ اللَّهِ وَاسِعَةٌ إِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ أَجْرَهُم بِغَيْرِ حِسَابٍ
“(Ey Muhammed!) de ki: “Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı takvalı olun. Bu dünyada iyilik yapanlar için (ahirette) iyilik vardır. Allah’ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükâfatları elbette hesapsız olarak verilir.” (Zümer 10)

KÖKLÜ DEĞİŞİM HAKKI EREN...
 
Üst Ana Sayfa Alt