Derdime Çözüm Arıyorum

Horasan Fedaisi Çevrimdışı

Horasan Fedaisi

Hayye ale'l-cihad
İslam-TR Üyesi
Esselamu aleykum ve rahmetullah.

Yıllardır çözmeye çalıştığım ve bu konuda (sanaldaki kardeşlerim mustesna) Allah'tan başka yanımda hiç kimsenin kalmadığı bir husus var.

Böyle bir konuda hem aile hem akraba hem tanıdığım birçok kişi benim karşımdadır.

Ülkemizdeki okulların, üniversitelerin, iş yerlerinin durumu malumunuzdur.

Ben "birkaç sene sabreder şu üniversiteyi aradan çıkarırım" diyebilen birisi değilim, her ne kadar aldığım tavsiyeler bu yönde olsa da.

Ailem 2 sene evvel beni üniversiteye göndermeye başladığında, onlara üniversiteyi uzaktan okumak istediğimi söylemiştim lakin beni aşağıladılar ve kötü sözler ettiler. Üniversite ortamına girince oranın ne kadar bozuk iğrenç ve bir Müslümanın asla bulunmaması gereken bir küfür yuvası olduğuna bizzat şahit oldum. Sürekli pis kokular alan birisinin pis bir koku ile karşılaşması onu çok rahatsız etmeyebilir, ancak birkaç yıl gözünü açıp uykudan uyanıp İslâmın kokusunu almış burnuna misk çekmiş birisine pis ortamlar çok daha rahatsız edici gelir. Ben o ortamda biraz durunca adeta beynim ağrıyor ve rahatsız oluyordum. Türlü türlü iğrençliklere ve din ile tarihimiz ile alay eden sözlere şahit oldum. Bana "Onları umursama, sessiz ol, üniversiteyi aradan çıkar" diyen sözümona bazı hocalar ve yakınlarım şu Ayeti bilmiyorlar mıydı:

"Şüphesiz ki, Kitap’ta size indirdi: Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve alaya alındığını duyduğunuz zaman, başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber oturmayın. Şüphesiz ki siz de onlar gibi olursunuz. Muhakkak ki Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde toplayacak olandır." (4/Nisâ, 140 meali)

Bu kafadar insan da pek bulamadığım bu ortamda süründüğüm süreçte okb hastalığım da gelişmişti ve bana zararlı tesirleri oldu. Genelde yalnız başıma takılıyordum, çünkü benim düşüncelerimde birisi pek bulamıyordum. Okb dahil olmak üzere üniversite ortamının çok zararlı tesirleri olmuştur üzerimde.

Bir dönem zar zor idare edip ikinci dönemle beraber artık salmaya başladım. Evden çıkıyor, üniversite için (başka ilçede) otobüse biniyor, ancak aileme farkettirmeden arada bir açık otogarda iniyor, bir köşeye çekiliyor ve orada birkaç saat vakit geçirip genelde telefonda ilmî yazılar/pdf kitaplar okuyor ya da videolar izliyordum. Daha sonra eve dönüyordum. Derslere girmeyi bıraktım.

Eve gelince de herhangi bir arkadaşım olmadığı için kendimi kitaplara veriyordum, halen de öyle.

Bir iki dönem böyle yaptım, en son yavaş yavaş dışarı çıkıp gitmeyi komple bıraktım, ailem de buna alışmaya başladı. Ancak beni sınavlar için gönderiyorlardı. Ben sadece sınav için o ortama girdiğimde evet belki küfür sözler duymuyordum ancak asla inkâr edilemez, orası bir Müslüman erkeğin kesinlikle uzak durması gerektiği kadar çıplak bir ortam.
Ve o ortamda biz zelil durumdayız bunu da sonuna kadar biliyorum, çünkü dinsiz hocalar ve hayatı tiye alan giysisiz öğrencilerin olduğu bir ortamda namaz kılıp sakal bırakan öğrenci, kaleyi içeriden fethetmiş olmaz, kendisini bitirmiş ve rezil etmiş olur.

İlk sene Selefi olmadığım için ara sıra bir sufi medreseye de uğradığım oluyordu ve oradaki çocukları görüp imreniyordum, ne var ki ailem medreselere resmen düşman. Dinî yapılara da genel olarak karşı. Ki şimdi Selefi olduğumu duysalar muhtemelen terörist olduğumu zannederler. Ailemi buradan yola çıkarak tahmin edebilirsiniz, ılımlı (!) İslâmcı

Bu yaz, yatay geçiş mevzusu döndü, ailem beni başka bir üniversiteye yazdırmak istiyor, lakin benim notum yok. Laf ile geçiştiriyorum, notum olmadığı için yatay geçiş yapamam. Bunu yakında öğrenme ihtimalleri de var, bu işin başka boyutu.

Size bunu ciddi söylüyorum ki, hicret için çok yol denedim, verdiğim çabalara ve neler yaptığıma Allah şahiddir. Ancak bu ülke kaderim olduğundan mıdır bilmiyorum hep bir aksilik çıktı.

Örneğin ben İslâm Emirliğine gidecektim, bunun için pasaport aldım, başka ülkelere turistik gezi meselesi evde daha önceden açıldığı için (bunu da önceden kasıtlı olarak açmıştım) bu pasaport alma işim açığa çıkınca geçiştirdim. Geriye sadece vize almak kalmıştı, ailem o sıralar memlekete gidecekti, beni de sınavlarım olduğu için götürmeyeceklerdi memlekete. Ben bu sırada vize işini de halletmeyi ve işi bitirmeyi, en son aileme hicret işini söylemeyi, kabul ederlerse de etmeseler de Allah hakkı olan hicreti yerine getirmeyi düşünüyordum.

Lakin bu dönemde geçenki İstanbul depremi yaşandı, bunun üzerine annem, ya benim yanımda kalıp memlekete gitmeyeceğini ya da eğer sınavlar iptal olursa benim de memlekete gitmem gerektiğini söyledi.

Kısacası vize işi iptal oldu. Ve bana yalnız kalmayacağım için para da bırakmadılar. Burada konuyu uzatmak için söylemediğim daha birçok şey denedim. Allah'ın benim için planını bilemem ama bu hicret işi olmadı kısacası.

Bir İslâm ülkesine gitmek istiyorum, gidemiyorum. Ailem üniversite okumamı istiyor, kabul edilsin ya da edilmesin, 1-Allah'ın Ayetlerinin alaya alındığı yer de oturanlar da onlar gibidir, 2-karma sistem sonuna kadar haramdır 3-derslerde hocalar kendi ideolojilerine göre ders veriyor

Kısacası orası Müslüman ortamı değil, oraya giden Müslümanlar da bozuluyorlar, bunu da görmüyor değilim. Sonuna kadar görüyorum.

Aileler çocuklarının dünyalığı için verdikleri çabayı ahiret için vermiyorlar. Dünyada zarar görmelerini engelleyip buna mukabil çocuklarını Cehennem ateşine sürüyorlar. Bu benim gördüğüm, doğrusunu Allah bilir.

Allah onları ıslah etsin.

Kısacası bana
1-karma sisteme (erkek kız karışık) muhatab olmayacağım
2-dinimize aykırı herhangi bir tck maddesi oturup imzalamak zorunda kalmayacağım
3-İslâma aykırı söz işitmeyeceğim

Bir yol gerekiyor. Ve bu işin fazla gecikmemesi gerekiyor. Reelde beraber hareket edebileceğim bir arkadaşım yok. Sanalda gerek forum gerek dc gibi ortamlardaki Müslüman kardeşlerim olmasa muhtemelen delirmiştim çoktan. Bu hususta sizden öneri bekliyorum
 
Son düzenleme:
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Ve aleykum selamu ve rahmetullahi ve berakatuhu ahi,

Öncelikle Rabbim gayretinizi kat kat mükafatlandırsın, çokça kolaylıklar versin dilerim. Yazının sonundaki sorduğunuz sorular için bilgim yok. Ancak şu detayların altını çizmek isterim:

1. Allah kişiye sadece gücünün yettiği kadar yük yükler, dolayısı ile yürümeniz gereken yol "gücünüzün sınırları" dahilindedir. Siz bulabildiğiniz her yolu denemişsiniz ve ama size o yollar kapanmış. Belki denemediğiniz birkaç yol daha kalmıştır, ki onları da şu an arıyorsunuz. Bu Allah katında inşaAllah samimiyetinizin ispatıdır ve aradığınız o yollar da kapatılırsa bilin ki bunlar gücünüzü aşan durumlardır.

2. Üniversitelerde olan kötülükleri çok net yansıtmışsınız, bunlar için söylenecek hiçbir ek sözüm yok. Sadece, üniversitenin yoldan çıkardığı kişiler için konuyu netleştirmek gerek:

Bir kötülük karşısında, imanı koruyan en asgari düzeydeki hâl "kalple buğzdur". Çevreye kapılıp değişenler ise, maalesef kalpte buğzu dahi başaramayanlardır. Eğer siz onlardan biri olmazsanız, zorunluluk durumunda bu halleri size zarar vermez. Hele bir de, az sayıda kişiye karşı da olsa, tebliğ yapabildiğiniz veya karşılıklı İslam'dan konuşabildiğiniz birileri olursa, bu risk iyiden iyiye azalır inşaAllah

3. Yazınızın sonundan alıntı: "Sanalda gerek forum gerek dc gibi ortamlardaki Müslüman kardeşlerim olmasa muhtemelen delirmiştim çoktan."

Buradaki manen duyduğunuz ızdırabı anlamakla birlikte, delirme durumu ile ilgili bir farkındalık iletmek istiyorum:

Delirmek, kişinin karşılaştığı sınavlar karşısında, gücünün tümden tükenip, yapmak istediklerini yapamayıp, ardınca sınavın "kişinin gücünün çok çok üzerine çıkması" sonucunda olan bir durum. Ancak, 1. maddede ne demiştik? Allah kişiye her zaman gücü kadar yükler.

Bununla birlikte, Allah yüklememesine rağmen, kişi kendini, kaldıramayacağı yükün altına "kendi iradesi ile" sokarsa ve bu delirme işi hasıl olursa, burada bu durumdan kişi kendisi sorumlu olur. Nitekim dinimizde ruhsatlar vardır ve yeri geldiğinde kullanıldığı zaman kişiden yükleri hafifletirler. Ve işte o ruhsatları ne zaman kullanacağını seçme görevi, "kendi gücünün sınırlarını da bilme ile yükümlü olan" kişinin kendisidir.

Kısaca, Allah bizim için zorluk istemez; ve ama tabii gücümüzün yettiğinin de en iyisini ister. Ve siz, gücünün sınırlarını en üst düzeyde yoklayan ve geliştirmeye çalışan bir kardeşimiz olarak, bu sorumluluğunuzu çok iyi yerine getirdiğinizi düşünüyorum inşaAllah. Bununla birlikte, arzu ettiğiniz güzellikler olmadığı ve kendinizi "istemediğiniz şeylere zorunlu" bulduğunuz zamanlarda "ruhsatları hatırlayın ve kendi nefsinizi Allah için koruyun". Hoşunuza gitmeyen bir günah ortamında istemeden mecburen bulunmak, size emanet olarak verilen aklı kaybetmekten yeğdir, bunu hep hatırlayın.

Bunları, en kötü ihtimale karşılık yazdım. Bununla birlikte, gönlünüzün istediği temiz kurtuluşu da bulmanızı dilerim. Bu konularda ek bilgim olsa paylaşmak isterdim ama maalesef yok, inşaAllah bilen kardeşler vardır.

Rabbim tekraren kolaylıklar versin dilerim, es selamu aleykum kardeşim.
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
Aleykum selam ve rahmetullahi ve bereketuhu.

Kardeşim son zamanlardaki süreç gereği ilişkimiz aksadığı için özür dilerim.

Ebu Hurayra (r.a) annesinin İslam'a girmesini çok istiyordu. Allah'ın onun kalbini İslam'a açması için sürekli dua ediyordu. Bir gün onu İslam'a davet etti. Annesi ona kızdı ve Rasullah'a (s.a.v) kötü söz söyledi. Ebu Hurayra ağlayarak Rasullah'ın (s.a.v) yanına koştu ve ona dedi ki: "Ey Allah'ın Rasulü, ben annemi İslam'a davet ediyordum ve o kabul etmiyordu. Bugün yine davet ettim, o da bana senin hakkında kötü sözler söyledi. Ebu Hureyre'nin annesine hidayet etmesi için Allah'a dua et." Rasullah (s.a.v): "Ey Allah'ım, Ebu Hurayra'nin annesine hidayet et." dedi. Rasullah'ın duasını müjdelemek için oradan çıktı ve annesi gitti. Geldiğinde evin kapısının kilitli olduğunu gördü. İçeriden su sesi duyuluyordu. Annesi gusletmekteydi. Annesi onun ayak seslerini duyunca, ey Ebu Hurayra, yerinde dur, dedi. Daha sonra elbiselerini giyerek kapıyı açtı ve: "Ey Ebu Hurayra, ben şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki, Muhammed Allah'ın Rasulü'dür." dedi. Ebu Hurayra annesinin Müslüman olmasına çok sevindi. Rasullah'ın yanına gelerek durumu haber verdi. Allah'a Hamd ederek güzel sözler söyledi. (Müslim)
 
İ Çevrimiçi

İbrahim Uthman

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Seni seviyorum kardeşim. Yalnız değilsin. Namazlardan sonra senin için de dua edeceğim.

Peki üniversite sonrasındaki hayata, çalışma hayatına nasıl hazırlanıyorsun? Eğer tam manasıyla dini bir ilim talebesi değilsen, yavaşlatmanı tavsiye ederim. Örneğin haftada bir gün dini metinler okumayı düşünebilirsin.

Söylediğin gibi, özel sektördeki şirketlerdeki çalışma hayatı, maalesef üniversite hayatından pek de farklı değil. Edepsizlik, alkol, madde kullanımı, fuhşiyat, dolandırıcılık, hak yeme, Allah'ı tanımama yaygın. Aralarında bir uzaylı gibi görünebilirsin. Elhamdülillah, temiz kalacağın için şükrediyorum.

Allah nasip ederse evlenecek, çoluk çocuğa karışacaksın. Allah bunlardan hiçbirini nasip etmese bile, zekat vermek isteyeceksin. Ya üniversitedeki derslerine odaklan, staja filan gir. Eğer bölümün iş anlamında gelecek vaat etmiyorsa, kendini Allah rızası için iş hayatına hazırla. Allah zamanımızı nasıl geçirdiğimizin de hesabını soracak. Bir meslek öğren, dil öğren, program öğren kardeşim. İslam dinine ve milletine fayda sağlayacak şeyler öğren.

Üniversitende mescit ya da yakınlarda bir caminin olduğunu düşünüyorum. Buraları ziyaret eden yerli yabancı Müslüman öğrencilerle arkadaşlık kurabilirsin inşallah.
 
Son düzenleme:

Benzer konular

Üst