Dikkat Edin Ehli Sünne Bu Hadisleri Nakledenler Sunnilerde Var

S Çevrimdışı

suskun-

Üyeliği İptal Edildi
Banned
2) Hz. Fatıma'nın (s.a) Babası Hz. Resulullah'ın (s.a.a) Mirasını



Ebu bekirden Talep Etmesi

DİKKAT EDİN EHLİ SÜNNE BU HADİSLERİ NAKLEDENLER SUNNİLERDE VAR

-Peygamber'in (s.a.a) Hz. Fatıma (s.a) hakkındaki sünnetini çiğneyerek onu rencide etmiş, öfkesini üzerine almıştır.

Peygamberimizin sözlerinden biri şudur: "Fatıma benim bedenimin parçasıdır. Onu gazaplandıran beni gazaplandırmıştır." Bildiğimiz gibi Fatıma (s.a) vefat ettiğinde Ebubekir'e kızgındı. Buharî, bunu Sahih'inde nakletmiştir

a) Ebu Tufeyl'in Rivayeti:

Müsned-i Ahmed b. Hanbel, Sünen-i Ebu Davud, Tarih-i Zehe-bî, Tarih-i İbn Kesir, Şerh-u Nehci'l-Belağa-i İbn Ebi'l-Hadid'de Ebu Tufeyl Amir b. Vasile'den şöyle rivayet edilmiştir (biz Müsned-i Ahmed'ten naklediyoruz):

Resulullah'ın (s.a.a) vefatından sonra Fatıma (s.a) Ebu Be-kir'e, "Sen mi Hz. Resulullah'tan (s.a.a) miras alırsın, yoksa onun ailesi mi?" diye bir mesaj gönderdi.

Ebu Bekir, "Ben almam; ailesi alır." şeklinde cevap verdi.

Fatıma, "O hâlde Resulullah'ın (s.a.a) hissesi nerededir?" dedi.

Ebu Bekir, "Ben Resulullah'ın (s.a.a), 'Allah Teala bir peygambere bir rızk verdiği zaman ondan sonra o rızkı yerine geçene verir.' buyurduğunu duydum ve ben de onu Müslümanlara geri döndürmeyi uygun gördüm." dedi.

Bunun üzerine Fatıma (s.a), "Sen Resulullah'tan (s.a.a) duyduklarını daha iyi bilirsin." dedi.

Şerh-u Nehci'l-Belağa'da ise bu cevaptan sonra Hz. Fatıma'nın (s.a) şöyle buyurduğu geçer:

Bundan sonra senden bir şey istemeyeceğim!

b) Ebu Hureyre'nin Rivayeti:

Sünen-i Tirmizî'de Ebu Hureyre'den şöyle nakledilmiştir:

Fatıma, Ebu Bekir ve Ömer'in yanına giderek Resululla-h'ın (s.a.a) terekesinden kendi mirasını istedi. Fakat onlar dediler ki: Biz Resulullah'ın (s.a.a), "Ben miras bırakmam!" buyurduğunu duyduk. Fatıma ise onlara, "Vallahi artık sizinle konuşmayacağım." cevabını verdi. Fatıma sözünde dur-du ve ölünceye kadar Ebu Bekir ve Ömer'le ko-nuşmadı.

Yine Müsned-i Ahmed, Sünen-i Tirmizî, Tabakat-i İbn Sa'd ve Tarih-i İbn Kesir'de Ebu Hureyre'den şöyle rivayet edilmektedir:

Fatıma, Ebu Bekir'e, "Sen öldükten sonra mirasçın kim olacaktır?" diye sordu.

Ebu Bekir, "Çocuklarım ve ailem." cevabını verdi.

Bunun üzerine Fatıma, "O hâlde neden biz Resulullah'-tan (s.a.a) miras almayalım?!" dedi.

Ebu Bekir, ben Resulullah'dan (s.a.a), "Peygamber miras bırakmaz!" buyurduğunu duydum. Ben de Resulullah'ın (s.a.a) geçimlerini karşılamakla sorumlu olduğu kişilerin geçimlerini karşılamakla sorumluyum; ben de onun bağışta bulunduğu kişilere bağışta bulunacağım! dedi.

c) Ömer'in Rivayeti:

Tabakat-i İbn Sa'd'da Ömer b. Hattab'tan şöyle rivayet edilir:

Resulullah'ın (s.a.a) vefat ettiği gün Ebu Bekir'e biat edildi. Ertesi gün Fatıma, Ali'yle birlikte Ebu Bekir'in yanına giderek, "Babam Resulullah'ın (s.a.a) terekesinden kendi hak-kımı istiyorum." dedi. Ebu Bekir, "Ev eşyalarını mı, yoksa velâyet ve hükümetin mi?" diye sordu. Fatıma, "Sen öldüğünde kızların senden nasıl miras alacaklarsa ben de Fedek, Hayber ve Medine sadakalarından miras olarak bana ulaşanları istiyorum." dedi.

Ebu Bekir, "Vallahi baban benden ve sen de benim kızlarımdan üstünsün. Fakat Hz. Resulullah (s.a.a), 'Biz miras bırakmayız; bizim terekemiz (yani bu mallar) sadakadır!' buyurmuştur." dedi.

Gördüğünüz gibi, Ömer b. Hattab kendi rivayetinde Hz. Fatı-ma'nın (s.a) Ebu Bekir'in yanına gelişini Hz. Resulullah'ın (s.a.a) vefatının ertesi günü olarak belirtmektedir; oysa bu tarih Sakife olaylarından sonraki vakıalarla bağdaşmamaktadır; bu konuda doğru olan İbn Ebi'l-Hadid'in şu sözleridir:

Fedek olayının söz konusu edilişi ve Fatıma'nın Ebu Bekir'in yanına gelişi Resulullah'ın (s.a.a) vefatından on gün sonrasına tesadüf eder.

Bu konunun ne zaman söz konusu edildiği pek önemli değil aslında; asıl önemli olan Ebu Bekir'in sadece kendisinin Hz. Resulul-lah'tan (s.a.a) naklettiği, "Biz miras bırakmayız; bizim terekemiz sadakadır." şeklindeki bir rivayete dayanarak Hz. Fatıma'yı (s.a) babası Hz. Resulullah'ın (s.a.a) mirasından mahrum etmesidir. Bu konuyu Ümmü'l-Müminin Aişe kendi rivayetinde apaçık bir şekilde dile getirmektedir:

Resulullah'ın (s.a.a) mirasında ihtilafa düştüler ve bu konuda hiç kimseden faydalı bir bilgi alamadılar. Nihayet Ebu Bekir, "Ben Resulullah'tan (s.a.a), Biz peygamberler miras bırakmayız; bizim geri bıraktıklarımız sadakadır! buyurduğunu duydum." dedi.

Yine İbn Ebi'l-Hadid, Şerh-u Nehci'l-Belâğa'da şöyle yazıyor:

Meşhur görüşe göre, "Peygamberler miras bırakmaz." ha-disini Ebu Bekir'den başka kimse rivayet etmemiştir.

Bu kitabın başka bir yerinde ise şöyle geçmektedir:

Rivayetlerin çoğu bu hadisi Ebu Bekir'den başkasının rivayet etmediğini ortaya koymaktadır. Bunu mahaddislerin büyük bir çoğunluğu da kaydetmişlerdir; hatta fakihler usul-i fıkıhta istidlallerinde, ravisi bir sahabe olduğu hâlde kabul edilen tek rivayetin sadece Ebu Bekir'in rivayeti olduğunda ittifak etmişlerdir. Şeyh Ebu Ali diyor ki: "Şehadette olduğu gibi rivayette de ancak en az iki kişinin naklettiği rivayet kabul edilir." Fakat tüm mütekellimler ve fakihler buna karşı çıkarak bir sahabe tarafından nakledilen rivayetin kabul edilişine delil olarak Ebu Bekir'in, "Biz peygamberler miras bırakmayız." rivayetini göstermektedirler.

Suyutî de Tarihu'l-Hulefâ adlı eserinde, Ebu Bekir'in rivayetlerini sayarken şöyle yazmaktadır:

Yirmi dokuzuncu: "Biz miras bırakmayız; bizim terekemiz sadakadır!"

Fakat bütün bunlara rağmen, bu konuda hadisler uydurup Ebu Bekir'den başkalarına nispet vermiş ve bu hadisi onların da Hz. Resulullah'tan (s.a.a) rivayet ettiklerini söylemişlerdir.
 
S Çevrimdışı

suskun-

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Hz. Fatıma'nın (s.a), Yakınların Hissesi Konusunda Tartışması
Ebu Bekir'in rivayetine dayanarak Resulullah'ın (s.a.a) kızını babasının mirasından mahrum edince Hz. Fatıma (s.a) bu kez yakınların hissesini istedi. Ebu Bekir el-Cevherî bunu üç rivayette kaydetmektedir:

a) Enes b. Malik'ten şöyle rivayet edilir:

Fatıma, Ebu Bekir'in yanına gelerek, "Sen de çok iyi biliyorsun ki sadakalar ve Allah Teala'nın Kur'ân-ı Kerim'de yakınların hissesi olarak bize bağışladığı ganimet ve kazançlar konusunda biz Ehlibeyt'e zulmettin." dedi ve peşinden, "Bilin ki kazandığınız şeylerin beşte biri, Allah'a, Elçisine ve yakınlara... aittir." ayetini okudu.

Fakat Ebu Bekir ona şöyle cevap verdi: "Babam, anam sana ve evlatlarına feda olsun. Bize Allah'ın Kitabı, Peygam-ber ve yakınlarının hakkına itaat etmek düşer. Ben Allah'ın Kitabında senin okuduğun bu ayeti çok okudum; fakat ayetteki bu beşte bir hissenin tümünün sizin hakkınız olup olmadığını anlayamadım!"

Fatıma, "Onun senin ve akrabalarının mı hakkı olduğunu sanıyorsun?!" dedi.

Ebu Bekir, "Hayır; onun bir bölümünü de size vereceğim ve geri kalanını ise Müslümanların genel maslahatlarında harcayacağım." cevabını verdi.

Fatıma, "Fakat Allah'ın hükmü böyle değil..." buyurdu.

b) Urve'den şöyle rivayet edilmektedir:

Fatıma, Fedek ve yakınların hakkı için Ebu Bekir'e müracaat etti. Fakat Ebu Bekir onu bunlardan mahrum ederek tümünü beytülmale kattı!

c) Hasan b. Muhammed b. Ali b. Ebu Talip'ten (a.s) şöyle rivayet edilmektedir:

Ebu Bekir, Fatıma ve Haşimoğulları'nı yakınların hakkından mahrum edip onları Allah yolunda, silah, savaş aletleri ve binek satın almak için harcadı!

Kenzü'l-Ummal'de ise Ümmü Hanî'den şöyle rivayet edilmiştir:

Fatıma, Ebu Bekir'e giderek ondan yakınların hakkını istedi. Fakat Ebu Bekir ona, "Ben Resulullah'ın (s.a.a), 'Ben hayatta oldukça yakınlarımın hisseleri vardır; fakat benim vefatımdan sonra hisse almazlar!' buyurduğunu duydum." dedi.

Ümmü Hanî'den nakledilen diğer bir rivayette, Hz. Fatımatü'z-Zehra'nın (s.a) onlarla miras ve yakınların hissesi konusundaki tartışması bir arada zikredilmiştir.

Futuhu'l-Buldan-i Belazurî, Tabakat-i İbn Sa'd, Tarih-i İs-lâm-i Zehebî ve Şerh-u Nehci'l-Belâğa-i İbn Ebi'l-Hadid-i Mu'tezilî'de Üm-mü Hanî'den şöyle rivayet edilmiştir:

Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma, Ebu Bekir'in yanına giderek ona, "Sen ölünce, senden kim miras alacak?" diye sordu.

Ebu Bekir, "Çocuklarım ve ailem." cevabını verdi.

Fatıma, "O hâlde nasıl oluyor ki bizim yerimize Resulul-lah'tan (s.a.a) sen miras alıyorsun?!" dedi.

Ebu Bekir, "Ey Resulullah'ın (s.a.a) kızı! Ben senin babandan altın ve gümüş miras almış değilim." dedi.

Fatıma, "O hâlde bizim Hayber'den hissemiz ve Fedek'ten sadakalarımız ne oldu?!" diye sordu.

İbn Sa'd'ın, Tabakat'ındaki sözü şöyledir:

Ebu Bekir, "Ben senin babandan miras olarak bir yer, altın, gümüş, köle ve bir mal almış değilim." dedi.

Fatıma, "O hâlde neden yüce Allah'ın bize has kıldığı hissenin tümü senin elindedir?" dedi.

Ebu Bekir, "Ey Resulullah'ın (s.a.a) kızı! Ben Resululla-h'ın (s.a.a), Allah Teala, ben yaşadıkça bunu benim geçim masraflarım için kılmıştır; ben öldükten sonra da Müslümanların olur, buyurduğunu duydum." cevabını verdi.

İbn Ebi'l-Hadid'in Şerh-u Nehci'l-Belâğa'sında ve Zehebî'nin Tarih-i İslâm'ında şöyle geçer:

Ebu Bekir, "Ey Resulullah'ın (s.a.a) kızı! Ben böyle bir iş yapmış değilim!" dedi.

Bunun üzerine Fatıma (s.a), "Evet, sen Resulullah'a (s.a.a) ait olan ve benim elimde bulunan Fedek'i benden alarak Allah Teala'nın gökten (bizim hakkımızda) nazil ettiği hükmü önemsemedin ve bizi ondan mahrum ettin!" dedi.

Ebu Bekir buna şöyle cevap verdi: "Ey Resulullah'ın (s.a.a) kızı! Ben böyle yapmadım; Resulullah (s.a.a) bana, 'Yüce Allah peygamberi hayatta olduğu sürece rızıklandırır, Peygam-ber ölünce artık onu keser.' buyurdu."

Fatıma, "Bunu sen ve Resulullah (s.a.a) daha iyi bilirsiniz; bundan böyle senden bir şey istemeyeceğim." dedi ve sonra oradan ayrıldı.

Hz. Fatıma'nın (s.a) "Allah'ın hissesi"nden maksadı, humustan hisseleri ve Resulullah'a (s.a.a) ait olan şeylerdir.

Hz. Fatıma'nın (s.a), "Allah Teala'nın gökten bizim (hakkımızda) indirdiği hükmü önemsemedin ve bizi ondan mahrum ettin." buyruğundan maksadı, hükmü Kur'ân-ı Kerim'de geçen "yakınların hissesi" ve ister peygamber olsun, ister olmasın her Müslümanı kap-sayan miras hükmüdür.

Bazı rivayetlerde de Abbas b. Abdulmuttalib'in, Hz. Fatımatü'z-Zehra (s.a) ile birlikte Resulullah'ın (s.a.a) mirasını istediği geçer. İbn Sa'd'ın Tabakat'ında geçen rivayet bunun açık bir örneğidir; Muttakî Hindî de Kenzü'l-Ummal'de onu izlemiş-tir.

İbn Sa'd yazıyor ki:

Fatıma, Ebu Bekir'in yanına gelerek ondan mirasını istedi. Aynı zamanda Abbas b. Abdulmuttalib de Ali'yle birlikte miraslarını almak için Ebu Bekir'e müracaat ettiler. Ebu Be-kir şöyle dedi: "Resulullah (s.a.a), 'Biz miras bırakmayız; bizim bıraktıklarımız sadakadır.' buyurmuştur. Resulullah'ın (s.a.a) diğerlerine yaptığı ödemelerden ben sorumluyum."

Bunun üzerine Ali dedi ki: Fakat Kur'ân-ı Kerim, "Süley-man (babası) Davud'dan miras aldı." buyuruyor; ve yine: "(Zekeriyya evlat arzusuyla dedi ki:) Benden ve Yakuboğulla-rı'ndan miras alsın." buyuruyor.

Ebu Bekir, "Elbette ki öyledir ve sen de bizim gibi biliyor-sun bunu." dedi!

Ali, "Bunları Allah'ın Kitabı buyuruyor!" dedi ve sonra susarak kalkıp gitti.

Bu rivayette, raviler bir yerde yanılmışlardır; çünkü Abbas ve Ali miras istemek için değil, Hz. Fatıma'ya (s.a) hakkını almasına yardımcı olmak için gitmişlerdi Ebu Bekir'in yanına.

Veya belki de Resulullah'ın (s.a.a) amcası Abbas, Ebu Bekir'den humustan kendi hissesini istemiş ve raviler de yanılarak onun kendi mirasını istemek için Ebu Bekir'e müracaat ettiğini söylemişlerdir.
 

Benzer konular

Üst