Duada salihleri aracı kılmak caiz mi?
Hz. Adem a.s. da Hz. Rasulullah s.a.v.’i vesile kılarak dua etmiştir. O, yasak ağaçtan yedi ve bu onun cennetten çıkarılmasına sebep oldu. Sonra kusurunu anladı, affı için ağladı ve:
– Ya Rabbi! Beni Muhammed’in hatırına affeyle, tövbemi kabul buyur, diye yalvardı. Yüce Allah:
– Ey Adem, sen benim habibim Muhammed’i nereden tanıyorsun,” diye sordu. Hz. Adem a.s.:
– Ya Rabbi! Sen beni cennete yerleştirdiğin zaman arşın üzerinde ve cennetin her yerinde, ‘Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasulullah’ cümlesinin yazılı olduğunu gördüm. İsmi senin isminle birlikte zikredilen ve her yere nakşedilen bu zatın senin katında çok kıymetli ve sevgili birisi olduğunu anladım. Bundan dolayı O’nu vesile ederek affımı istedim, dedi. Yüce Allah:
– Evet, doğru söyledin, O benim habibimdir. Senin evlatlarından birisi olup peygamberlerin sonuncusudur. Seni O’nun hatırı için affettim. Eğer O’nu yaratmasaydım seni de yaratmazdım, buyurdu.
(Hâkim, el-Müstedrek, 2/615; Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, 5/488, 499; Tabarânî, el-Mu’cemü’s-Sağir, 2/82-83; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 8/253)
Kimse ''Ey falanca bana şifa ver'' demiyor.''Ya Rabbi şu işimi hayırlısıyla gerçekleştir -yahut- Ya Rabbi beni affeyle -yahut- Ya Rabbi bana şifa ver,tek şifa veren sensin'' gibi duaları ediyoruz zaten.
İşin anlaşılmadığı nokta şurası : Aşırı tekfirciler -tevhid adı altında- Vesileyede şirk diyerek Müslümanları tefrikaya sokuyorlar.Müslüman kardeşine Müşrik diyor.Bundan daha büyük fitne var mı yok mu sen söyle?
Halbuki o duanın sonunda ''Ya Rabbi Nebin(sav) hürmetine beni affet demesinin neresi şirk?
İstanbul/Eyüp'te Peygamberimizi tam 6 Ay evinde misafir eden Ebu Eyyub El Ensarî (ra) yatmaktadır.Orada ''Ya Rabbi burada yatan kişi senin Peygamberini görmüş.Ona dokunmuş.Onu misafir etmiş.Bu zat İstanbulu feth için surlara kadar gelmiş ve şehid olmuş.Sen bu sahabi hürmetine beni affet.'' demesi şirk değildir.
Çünkü Ondan istemiyor.O bizim Ümmeti olduğumuz Peygamberimiz(sav)'i görmüş ve kendisinden razı olarak vefat etmiş.Allah onlardan razı olmuş,onlarda Allahtan razı olmuşlar.
Âmâ HadisiTirmizi ve Nesai’nin (Sünen) kitaplarında diyor ki, iki gözü a’ma bir kimse gelip, ya Resulallah, Allahü teâlâya dua et, gözlerim açılsın dedi. (Kusursuz bir abdest al! Sonra Ya Rabbi! Sana yalvarıyorum. Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi! Bu yüce Peygamberi bana şefaatçi eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!) duasını okumasını buyurdu. Adam, abdest alıp dua etti. Hemen gözleri açıldı.
عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : " لَمَّا اقْتَرَفَ آدَمُ الْخَطِيئَةَ ، قَالَ : يَا رَبِّ أَسْأَلُكَ بِحَقِّ مُحَمَّدٍ أَلَا غَفَرْتَ لِي ، فَقَالَ اللَّهُ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى : فَكَيْفَ عَرَفْتَ مُحَمَّدًا وَلَمْ أَخْلَقْهُ بَعْدُ ؟ قَالَ : يَا رَبِّ ، لِأَنَّكَ لَمَّا خَلَقْتَنِي بِيَدِكَ ، وَنَفَخْتَ فِي مِنْ رُوحِكَ ، رَفَعْتُ رَأْسِي فَرَأَيْتُ عَلَى قَوَائِمِ الْعَرْشِ مَكْتُوبًا : لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ ، فَعَلِمْتُ أَنَّكَ لَمْ تَضِفْ إِلَى اسْمِكَ إِلَّا أَحَبَّ الْخَلْقِ إِلَيْكَ ، فَقَالَ اللَّهُ تَعَالَى : صَدَقْتَ يَا آدَمُ ، إِنَّهُ لَأَحَبُّ الْخَلْقِ إِلَيَّ ، وَإِذْ سَأَلْتَنِي بِحَقِّهِ فَقَدْ غَفَرْتُ لَكَ ، وَلَوْلَا مُحَمَّدٌ مَا خَلَقْتُكَ " . .
Hz.Adem(as) O, yasak ağaçtan yedi ve bu onun cennetten çıkarılmasına sebep oldu. Sonra kusurunu anladı, affı için ağladı ve:
– Ya Rabbi! Beni Muhammed’in hatırına affeyle, tövbemi kabul buyur, diye yalvardı. Yüce Allah:
– Ey Adem, sen benim habibim Muhammed’i nereden tanıyorsun,” diye sordu. Hz. Adem a.s.:
– Ya Rabbi! Sen beni cennete yerleştirdiğin zaman arşın üzerinde ve cennetin her yerinde, ‘Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasulullah’ cümlesinin yazılı olduğunu gördüm. İsmi senin isminle birlikte zikredilen ve her yere nakşedilen bu zatın senin katında çok kıymetli ve sevgili birisi olduğunu anladım. Bundan dolayı O’nu vesile ederek affımı istedim, dedi. Yüce Allah:
– Evet, doğru söyledin, O benim habibimdir. Senin evlatlarından birisi olup peygamberlerin sonuncusudur. Seni O’nun hatırı için affettim. Eğer O’nu yaratmasaydım seni de yaratmazdım, buyurdu.
Bu rivayet Uydurma değil ama en azından Zayıf...
قَالَ الْبَيْهَقِيُّ : تَفَرَّدَ بِهِ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ ، وَهُوَ ضَعِيفٌ ، وَاللَّهُ أَعْلَمُ
Beyhakî diyor ki : Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem bu vech ile tek kalmıştır.Ve o zayıftır.Allahu A'lem.
Hâkim ise hadis için -Sahih- demiştir.
Neden zayıf diyen görüşü aktarıyorsun da, Uydurma diyenleri setretiyorsun?
Aclûni, es Segâni ve Zehebi bu rivayet için ne demiştir?
3 farklı kişi âlim uydurma diyor, bir iki kişi de zayıf diyor diye sahihlemiş gibi itikad ediniyor, duada aracılığa dayanak almaya çalışıyorsun.Şuan araştırma imkanım yok.Eğer uydurma demişlerse ''İmam Beyhakî'nin dediği gibi ''bu lafızla'' ibaresini kullanmışlardır.
Çünkü bu hadisin farklı lafızları ve vecihleri vardır.Biri için Uydurma demişlerse diğer lafızlarla aktarılan hadiste mi uydurma ?
Enes b. Malik r.a.’tan rivayet edildiğine göre Hz. Ali r.a.’ın annesi Fatıma bint Esed (Allah ondan razı olsun) vefat ettiğinde Rasulullah s.a.v. bizzat kabre indi. Kabir hayatının rahat ve hoş olması için kabrin köşelerini genişletir gibi işaret buyurdu. Affedilmesi için Allah’a yalvardı ve duasını şu cümlelerle bitirdi:
“Ya Rabbi, peygamberinin ve benden önceki peygamberlerinin hakkı için annem Fatıma bint Esed’i affet, onu kelime-i şehadet üzere sabit tut ve kendisine kabir rahatlığı ver. Çünkü sen merhametlilerin en merhametlisisin.” (Ebu Nuaym, Hilye)
Görüldüğü gibi Hz. Peygamber s.a.v., hem kendisiyle, hem de kendisinden önceki peygamberlerle tevessül edip, elinde büyüdüğü için “annemden sonra annem” buyurduğu Hz. Fatıma b. Esed r.a. için Allah Tealâ’ya dua etmiştir.
عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : " لَمَّا اقْتَرَفَ آدَمُ الْخَطِيئَةَ ، قَالَ : يَا رَبِّ أَسْأَلُكَ بِحَقِّ مُحَمَّدٍ أَلَا غَفَرْتَ لِي ، فَقَالَ اللَّهُ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى : فَكَيْفَ عَرَفْتَ مُحَمَّدًا وَلَمْ أَخْلَقْهُ بَعْدُ ؟ قَالَ : يَا رَبِّ ، لِأَنَّكَ لَمَّا خَلَقْتَنِي بِيَدِكَ ، وَنَفَخْتَ فِي مِنْ رُوحِكَ ، رَفَعْتُ رَأْسِي فَرَأَيْتُ عَلَى قَوَائِمِ الْعَرْشِ مَكْتُوبًا : لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ ، فَعَلِمْتُ أَنَّكَ لَمْ تَضِفْ إِلَى اسْمِكَ إِلَّا أَحَبَّ الْخَلْقِ إِلَيْكَ ، فَقَالَ اللَّهُ تَعَالَى : صَدَقْتَ يَا آدَمُ ، إِنَّهُ لَأَحَبُّ الْخَلْقِ إِلَيَّ ، وَإِذْ سَأَلْتَنِي بِحَقِّهِ فَقَدْ غَفَرْتُ لَكَ ، وَلَوْلَا مُحَمَّدٌ مَا خَلَقْتُكَ " . .
Hz.Adem(as) O, yasak ağaçtan yedi ve bu onun cennetten çıkarılmasına sebep oldu. Sonra kusurunu anladı, affı için ağladı ve:
– Ya Rabbi! Beni Muhammed’in hatırına affeyle, tövbemi kabul buyur, diye yalvardı. Yüce Allah:
– Ey Adem, sen benim habibim Muhammed’i nereden tanıyorsun,” diye sordu. Hz. Adem a.s.:
– Ya Rabbi! Sen beni cennete yerleştirdiğin zaman arşın üzerinde ve cennetin her yerinde, ‘Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasulullah’ cümlesinin yazılı olduğunu gördüm. İsmi senin isminle birlikte zikredilen ve her yere nakşedilen bu zatın senin katında çok kıymetli ve sevgili birisi olduğunu anladım. Bundan dolayı O’nu vesile ederek affımı istedim, dedi. Yüce Allah:
– Evet, doğru söyledin, O benim habibimdir. Senin evlatlarından birisi olup peygamberlerin sonuncusudur. Seni O’nun hatırı için affettim. Eğer O’nu yaratmasaydım seni de yaratmazdım, buyurdu.
Bu rivayet Uydurma değil ama en azından Zayıf...
قَالَ الْبَيْهَقِيُّ : تَفَرَّدَ بِهِ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ ، وَهُوَ ضَعِيفٌ ، وَاللَّهُ أَعْلَمُ
Beyhakî diyor ki : Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem bu vech ile tek kalmıştır.Ve o zayıftır.Allahu A'lem.
Hâkim ise hadis için -Sahih- demiştir.