Dünyada Egemenlikte İnsanın Payı

Y Çevrimiçi

YeniCimbom

Üye
İslam-TR Üyesi
Mutlak egemenlik ve yaratma Allaha ait. Lakin bu dünya imtihan dünyası olduğundan insana da alan bırakılmış.

Şah İsmail İranı ele geçirdiğinde ezici çoğunluğu sünni olan,birçok sünni alimin yetiştiği iran
100 sene içinde Şiileşti. Günümüzde neredeyse Sünni kalmadı.Yüzyıllardır Şia mezhebine mensuplar.Öncekileri Sünnni
Tek sebebi Safeviler.


Din olgusu doğduğun ve içinde bulunduğun şartlarla o kadar ilişkili ki

İnternet çağında,tarafsız okumalar yapmak,düzgün tercümeler bulabilmek mümkün

Lakin 50 sene öncesinden itibaren sana ne öğretildiyse o.
Rahmetli Babaannem okuma yazma bilmezdi. Hayat boyu geçim derdi ile yaşadı.
İslama dair bildiği şeyler A-4 kağıdını belki doldurur. İbadetini yapardı

Aynısının Şiisi de var. Hatta Hindusu budisti hristiyanı.

Ben 10 senedir felsefe,dinler tarihi,islam tarihi ve mezheplerini tarafsız okuyan biri olarak diyorum ki
İranda doğsam şii olurdum. Atinada hristiyan. Himalaya dağlarında hindu budist vs

Çocukken sana öğretilen şeyler DNA ya işliyor adeta.
Ne kadar tarafsız bakarsam bakayım.Yine taraf kalıyorum İslama.
İsa a.s mın ölü diriltmesini görmedim
muhammed a.s mın da ayı yarışını görmedim

Belagat fesahat mucizesini idrak edemem 7yy arapları ile beraber yaşayıp farkı göremedim
Günümüzde de bunun kıyasını yapacak Arapça bilmem

Bilimsel desek, doğru olanlar da var çelişenler de.

Ama inanıyorum İslama.

Şu bu sebepten diyemem.

Bunun cevabını veren İslam alimi de yok
Sadece Allah biliyor
Firavun, Firavun olarak değil de Mısırda yahudi olarak doğsaydı hali ne olurdu diye
Veya sahabenin büyükleri ile dedeleri yer değiştirse ne olurdu diye.

İmtihanın şartlarını,neye göre nasıl neden niçin olduğunu sadece Allah biliyor

Bunun sonucununda yanlış tercihte bulunanların ebedi ateşte cezalandırılmasını da anlayamıyorum

Hristiyanlığın,yahudiliğin, hindu ve budist dinininin
Araştırdığım için gönül ve akıl rahatlığı ile reddediyorum bu dinleri
Fakat içlerinde büyüseydim ne olurdu bilmiyorum

Çevremde benim gibi yıllardır araştıran sorgulayan insanlar da var
İbadette benden daha kaliteli olan bir arkadaşım İslamı tamamen inkar ederek çıkışını yaptı
Öte yandan işin itikat boyutunu diğer din ve mezhepleri fazla karıştırmadan helal haram farzı tarzında takılan insanlar da çok

Dinin çoğu doğduğun coğrafya ve hakim kültürdür
Ötesini karıştırmayanlar da artık haşa şansa
İtikatını doğru çıkarsa cennete
Çıkmazsa ateşe
 
Son düzenleme:
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Frm. Yöneticisi
Mutlak egemenlik ve yaratma Allaha ait. Lakin bu dünya imtihan dünyası olduğundan insana da alan bırakılmış.

Şah İsmail İranı ele geçirdiğinde ezici çoğunluğu sünni olan,birçok sünni alimin yetiştiği iran
100 sene içinde Şiileşti. Günümüzde neredeyse Sünni kalmadı.Yüzyıllardır Şia mezhebine mensuplar.Öncekileri Sünnni
Tek sebebi Safeviler.


Din olgusu doğduğun ve içinde bulunduğun şartlarla o kadar ilişkili ki

İnternet çağında,tarafsız okumalar yapmak,düzgün tercümeler bulabilmek mümkün

Lakin 50 sene öncesinden itibaren sana ne öğretildiyse o.
Rahmetli Babaannem okuma yazma bilmezdi. Hayat boyu geçim derdi ile yaşadı.
İslama dair bildiği şeyler A-4 kağıdını belki doldurur. İbadetini yapardı

Aynısının Şiisi de var. Hatta Hindusu budisti hristiyanı.

Ben 10 senedir felsefe,dinler tarihi,islam tarihi ve mezheplerini tarafsız okuyan biri olarak diyorum ki
İranda doğsam şii olurdum. Atinada hristiyan. Himalaya dağlarında hindu budist vs

Çocukken sana öğretilen şeyler DNA ya işliyor adeta.
Ne kadar tarafsız bakarsam bakayım.Yine taraf kalıyorum İslama.
İsa a.s mın ölü diriltmesini görmedim
muhammed a.s mın da ayı yarışını görmedim

Belagat fesahat mucizesini idrak edemem 7yy arapları ile beraber yaşayıp farkı göremedim
Günümüzde de bunun kıyasını yapacak Arapça bilmem

Bilimsel desek, doğru olanlar da var çelişenler de.

Ama inanıyorum İslama.

Şu bu sebepten diyemem.

Bunun cevabını veren İslam alimi de yok
Sadece Allah biliyor
Firavun, Firavun olarak değil de Mısırda yahudi olarak doğsaydı hali ne olurdu diye
Veya sahabenin büyükleri ile dedeleri yer değiştirse ne olurdu diye.

İmtihanın şartlarını,neye göre nasıl neden niçin olduğunu sadece Allah biliyor

Bunun sonucununda yanlış tercihte bulunanların ebedi ateşte cezalandırılmasını da anlayamıyorum

Hristiyanlığın,yahudiliğin, hindu ve budist dinininin
Araştırdığım için gönül ve akıl rahatlığı ile reddediyorum bu dinleri
Fakat içlerinde büyüseydim ne olurdu bilmiyorum

Çevremde benim gibi yıllardır araştıran sorgulayan insanlar da var
İbadette benden daha kaliteli olan bir arkadaşım İslamı tamamen inkar ederek çıkışını yaptı
Öte yandan işin itikat boyutunu diğer din ve mezhepleri fazla karıştırmadan helal haram farzı tarzında takılan insanlar da çok

Dinin çoğu doğduğun coğrafya ve hakim kültürdür
Ötesini karıştırmayanlar da artık haşa şansa
İtikatını doğru çıkarsa cennete
Çıkmazsa ateşe
Bizlere akıl nimetini veren, Adem'den a.s bu yana fıtratımız ile en uyumlu olan İslam dini nimetini veren, her dönemde sapmalar yaşayan insanlara adeta format çekmek üzere gelen peygamberleri a.s ile bizleri yanlız bırakmayıp yönlendiren, mukellef olan herkese hakkı göreceği kadar süre ve fırsatlar veren, bizleri affetmek için adeta yoktan sebebler yaratan Allah swt hiçbir kuluna zulm etmez..

Allah swt yarattığı kulun iman edip etmeyeceğini ezeli ve ebedi ilmi ile bilmektedir, yine iman edenlerin iman etmeyecekleri etkileyip etkileyemeyeceğini, iman etmeyecek kişilerin de iman edenleri etkileyip etkileyemeyeceğini hakkıyla bilmektedir.. İman edenlerin ve etmeyenlerin imtihanlarındaki kırılma noktalarını net bir şekilde bilen yine Allah'tır swt..

Bu bağlamda farklı coğrafyalarda doğmanın hikmetlerinden bir kısmına şu şekilde anlam yüklemek Allahu a'lem bizi doğruya yönlendirebilir;

Örneğin; iman etmeyi hak eden bir kul İslam coğrafyasında doğduğunda yaşayacağı imtihanları kaldıracak seviyede değil ve bu kişi küfür coğrafyasında doğduğunda yaşayacağı imtihanları anlama ve üzerinde akledebileceği fırsatı daha çok yakalayabilmekte.. Veya tam tersine iman etmeyi hak eden bir kul küfür coğrafyasında doğduğunda yaşayacağı imtihanları kaldıracak seviyede değil ama İslam coğrafyasında doğduğunda yaşayacağı imtihanları anlama ve üzerinde akledebileceği atmosferi daha çok yakalayabilmekte ise elbette bu iki kişi için hangisinin hayırlı olacağını bilen Allah'ın swt hikmeti çok büyüktür..

Yine örneğin; iman etmeyecek bir kul İslam coğrafyasında doğduğunda iman edenleri imtihanlarını kaldıramayacakları kırılma noktalarına götürebilir iken, küfür coğrafyasında iman edecek kişilere etkisi aynı şekilde olmayabilir.. Tam tersine İslam coğrafyasında doğduğunda iman edenlerin imtihanlarını doruklarına taşıyıp imanlarının kuvvetlenmesine vesile olabilecek iken küfür coğrafyasında doğduğunda iman edecekleri de engellemekte büyük rol alabilir..

Velhasıl kişinin hangi coğrafyada doğacağı imtihan icabı kaderdir.. Doğduktan sonra hicret veya taşınma fiilleri de kulli irade ile cuz'i iradenin dahil olacağı kaderin geri kalanıdır..

Yani kulun küfür üzere veya iman üzere ölmesinin mazereti doğduğu coğrafya olmayacaktır, kendisine ilim ulaşsa da ulaşmasa da şirk koşup koşmaması neticeyi belirleyecektir.. Ebedi cehennem ise iman etmeyecek veya imanına şirk katacak kişilerin ebediyyen dünyada kalsaydı veya cehennemden çıkarılıp dünyaya tekrar tekrar gelseydi küfrüne ebediyyen devam edeceğini Allah swt bildiği içindir..
 
Y Çevrimiçi

YeniCimbom

Üye
İslam-TR Üyesi
İlim ulaşsa da ulaşmasa da şirk ağır bir çıkarım olmuş. Kuranda azab şartı uyarıcıya ve hidayet gelmesine bağlanmış.

Arkadaşlar.
Allaha şirksiz iman bu coğrafyada islamla büyüdüğünüz için size kolay geliyor
Başkalarına da kolay olmalı diye otomatik düşünüyorsunuz.Bu bir ön kabüldür.

Dünyada her insanla muhattap olan tek şey tabiattıır
Bu yüzden insanoğlu en eski dinlerinde tabiata atfetmiş tanrısal özellikleri

Hayatında kitap görmemiş 1000lerce yıldır paganlığın kültür olarak içine işlemiş milletler aynen devam etti.

Sen zannediyor musun ki ortadoğu seçtiği için islam.
Hayır alakası yok.
Emevi ve Abbasiler dönemlerinden dolayı böyle.
İspanyada bugün islamın zerresi dahi kalmadı. halbuki büyük alimler yetişti orada.

Çok basit ve düz bakıyorsunuz meseleye

Ben şahsım adına konuşayım
Okuduğum bazı kitaplarda Allahın varlığına ikna olmuş olmasam bırakın şirki direk Allahı red ederdim.
Tabiata bakıp kesin bir Allah olmalı fikri herkes için geçerli değil
Herkesin düşünme şekli de aynı değil.

Bu yüzden dinler ve mezhepler kültürdür

Hristiyan ve ana dili helen olan Suriye bugün İslam.ve ana dili de arapça
Neden acaba?

Japon bebeklerini suri bebeklerle değiştir.
Dinleri mezhepleri de değişir yeni gelen neslin de

İran örneği orada duruyor. 450 senedir Şia mezhebindeler.

SON OLARAK DİN SEÇİMİ İÇİN
1. Kişinin tarafsız çevrilmiş dini metinlere ulaşması
2.Bunları okuyabilmesi ya da en azından birinin ona tarafsız okuması
3. Düşünüp taşınacak kadar süre yaşaması

Gerekir.

Orta çağ batı Kuran çevrileri hep taraflıdır mesela. İranda öğretilen islam tarihi ve din dersleri öyle.

Zaten tarih konusunda yazılı anlaşmalar vesayir hariç her millet kendine göre anlatır


Belki de bazı insanlar imtihandan muhaf ve iman edenleri imtihan etmek için vardır
Bunu da bilemiyoruz

Abdullah İbnu Sa'd İbni Ebi's-Sarh Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e kâtiplik yapıyordu. Şeytan ayağını kaydırdı; adam irtidâd ederek kâfirlere sığındı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Fetih günü, onun öldürülmesini emretti. Ancak, Hz. Osman (radıyallahu anh) onu himayesi altına aldı. Resûlullah da bu himayeyi tanıdı." [Ebu Dâvud Hudud 1, (4358); Nesâî, Tahrimu'd-Dem 15, (7, 107)]

Bu adam imana geliyor. Osman araya girmese peygamberin emri katl üzere idi.
Tulekalar var mesela. Kendilerine ciddi mal mülk veriliyor
. Ebu süfyan ida tuleka
İslam ordusu yenilince kendince sevindiği tarihi kayıtlarda var
Sonradan düzeldiği de söylenir.

Şimdi ortada bu örnekleri niye verdim.
Peygamberden 2 nesil önce yaşayanlara aynı imkan verilmiyor
Mucize de görmediler
E şirk put desen,ibrahim dini oralara ulaşmıştı desen yine de muhammed a.s dan bizzat tebliğ duymak,mucize görmek etkisi yapmaz.
Anca tahmin yürütürsün

İbrahimi dinlerin de asyada ve eski amerikada kalıntısı dahi yoktur.
 
Son düzenleme:
Y Çevrimiçi

YeniCimbom

Üye
İslam-TR Üyesi
Şuraya geleceğim. İslam dininde kanıtlarla beraber bir çok soruya da kesin ve kati bir cevap da yoktur
Muallak ifadeler çoktur
Bu yüzden çok sayıda mezhep fıkra vardır
Ehli Hadisten ehli reyi tekfir edenler çok olmuştur
En meşhuru malum. Net olsa bu kadar ayrılık da olmazdı haliyle
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Frm. Yöneticisi
İlim ulaşsa da ulaşmasa da şirk ağır bir çıkarım olmuş. Kuranda azab şartı uyarıcıya ve hidayet gelmesine bağlanmış.

Arkadaşlar.
Allaha şirksiz iman bu coğrafyada islamla büyüdüğünüz için size kolay geliyor
Başkalarına da kolay olmalı diye otomatik düşünüyorsunuz.Bu bir ön kabüldür.
Dünyada her insanla muhattap olan tek şey tabiattıır
Bu yüzden insanoğlu en eski dinlerinde tabiata atfetmiş tanrısal özellikleri
Hiçbir ilim gelmese de sağlıklı bir insanın kendi elleriyle yaptığı putlara tapmayacak veya her gün gördüğü güneşin yoktan var eden bir ilah olamayacağını anlayacak kadar akli ve fıtri donanımı vardır.. Asıl şirk koşmak zordur..
Yine bununla birlikte fetret ehli hakkında ahirette bir imtihan ile karşılaşacakları da söylenmiştir..
Allahu a'lem..
Hayatında kitap görmemiş 1000lerce yıldır paganlığın kültür olarak içine işlemiş milletler aynen devam etti.

Sen zannediyor musun ki ortadoğu seçtiği için islam.
Hayır alakası yok.
Emevi ve Abbasiler dönemlerinden dolayı böyle.
İspanyada bugün islamın zerresi dahi kalmadı. halbuki büyük alimler yetişti orada.

Çok basit ve düz bakıyorsunuz meseleye
Bunlar da senin ön kabullerin..
Ben şahsım adına konuşayım
Okuduğum bazı kitaplarda Allahın varlığına ikna olmuş olmasam bırakın şirki direk Allahı red ederdim.
Tabiata bakıp kesin bir Allah olmalı fikri herkes için geçerli değil
Herkesin düşünme şekli de aynı değil.
Zaten bu kesime fetret ehli deniyor. Yani kendisine hiçbir ilim ulaşmamış, Allah ile ilgili hiçbir bilgisi ve fikri olmamış ama dağa taşa da ilahlık vasfı verip dini ritüeller yapmamışsa bunlar Allah'ın izniyle sorumlu tutulmayacaklardır..
Bu yüzden dinler ve mezhepler kültürdür

Hristiyan ve ana dili helen olan Suriye bugün İslam.ve ana dili de arapça
Neden acaba?

Japon bebeklerini suri bebeklerle değiştir.
Dinleri mezhepleri de değişir yeni gelen neslin de
Ebeveyn ve çevrenin elbette etkisi vardır ama aklını kiraya vermemiş kişiler dağa taşa vs ilahlık vasfı vermeyecek kadar akli ve fıtri donanıma sahib oldukları için her nefis başta kendinden sorumlu tutulacaktır..
İran örneği orada duruyor. 450 senedir Şia mezhebindeler.

SON OLARAK DİN SEÇİMİ İÇİN
1. Kişinin tarafsız çevrilmiş dini metinlere ulaşması
2.Bunları okuyabilmesi ya da en azından birinin ona tarafsız okuması
3. Düşünüp taşınacak kadar süre yaşaması

Gerekir.

Orta çağ batı Kuran çevrileri hep taraflıdır mesela. İranda öğretilen islam tarihi ve din dersleri öyle.

Zaten tarih konusunda yazılı anlaşmalar vesayir hariç her millet kendine göre anlatır


Belki de bazı insanlar imtihandan muhaf ve iman edenleri imtihan etmek için vardır
Bunu da bilemiyoruz
Fetret ehlinden olanlar imandan muaf sayılabilse de aklı baliğ olan bir kişiye şirkten muaf denilebilmesi için sarih deliller gereklidir..
Abdullah İbnu Sa'd İbni Ebi's-Sarh Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e kâtiplik yapıyordu. Şeytan ayağını kaydırdı; adam irtidâd ederek kâfirlere sığındı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Fetih günü, onun öldürülmesini emretti. Ancak, Hz. Osman (radıyallahu anh) onu himayesi altına aldı. Resûlullah da bu himayeyi tanıdı." [Ebu Dâvud Hudud 1, (4358); Nesâî, Tahrimu'd-Dem 15, (7, 107)]

Bu adam imana geliyor. Osman araya girmese peygamberin emri katl üzere idi.
Tulekalar var mesela. Kendilerine ciddi mal mülk veriliyor
. Ebu süfyan ida tuleka
İslam ordusu yenilince kendince sevindiği tarihi kayıtlarda var
Sonradan düzeldiği de söylenir.

Şimdi ortada bu örnekleri niye verdim.
Peygamberden 2 nesil önce yaşayanlara aynı imkan verilmiyor
Mucize de görmediler
E şirk put desen,ibrahim dini oralara ulaşmıştı desen yine de muhammed a.s dan bizzat tebliğ duymak,mucize görmek etkisi yapmaz.
Anca tahmin yürütürsün

İbrahimi dinlerin de asyada ve eski amerikada kalıntısı dahi yoktur.
 
Y Çevrimiçi

YeniCimbom

Üye
İslam-TR Üyesi
لِتُنذِرَ قَوْمًا مَّا أُنزِرَ آبَاؤُهُمْ فَهُمْ غَافِلُونَ


“(Bu Kur’an sana,) ataları uyarılmamış, bu yüzden gaflet içinde kalmış bir kavmi uyarman için indirilmiştir.” (Yâsîn 36/6)





Aynı anlam farklı ifadelerle birkaç yerde daha geçer, mesela:
Sebe’ 34/44: “Onlara (daha önce) uyarıcı bir kitap vermemiştik…”

Puta tapma olayı aslında yaptığın tahtaya heykele vs değil
Tanrıları melekleri cinleri ruhları vs şeklini çizip atfettiğin nesnelerdir

putlar Esasen temsil eder onları bu pagan dinlerinde.


Teşbihte hata olmaz. Kabe de taştan bina.Zahirde taş binaya secde ediyoruz Subhahe Rabbiyel Ala diyoruz
Dışardan bakan taş binaya tapıyoruz zanneder
Veya taşa taş ararak şeytan taşlama ritüeli yapıyoruz.

Bir tek ben akıllıyım diğer insanlar geri zekalı demiyorum tabikide.
Lakin Tanrısız naturalizm de bir şirk
Tanrıya inanmayan biri de maddelere evrene veya enerjiye cevhere inanıyor.

Şahsi fikrim en azından ben
Allah inancınının zorunluluğunu da
Tek olmasının zorunluluğunu da

Okuduğum kitaplardan izlediğim videolardan öğrendim
Yoksa benim Tanrım Evreni 7 milyar sene önce yaratmış izleyici modundaydı.

Tabi kuranı kerim faktörü de var. İnsanı en başta kendinden sorgulatıyor

İmtihanın tüm şartlarını Allah biliyor
Bu konuda da teslimiyet gerek çünkü kati cevabı yok
Allah adildir zulm eden değildir
O yüzden konuyu kapatıyorum
 
Y Çevrimiçi

YeniCimbom

Üye
İslam-TR Üyesi
Konudan konuya atladık
Toparlarsam
Egemenlik bu dünyada Allahın yaratması öncülünde belli oranda insana aittir
Kuzey kore örneği önümüzde
Materyalist leninist Tanrısız yetiştirilen komunist nesiller
İnternet tv yok
Hep kendi kanalları
Keza islam halife kralları da
Cumhuriyetler de
Tüm sistemler insanın uyguladığı kadar hakimdir
Mutlak olan ahirette olacak
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Frm. Yöneticisi
Teşbihte hata olmaz. Kabe de taştan bina.Zahirde taş binaya secde ediyoruz Subhahe Rabbiyel Ala diyoruz
Dışardan bakan taş binaya tapıyoruz zanneder
Veya taşa taş ararak şeytan taşlama ritüeli yapıyoruz.
Teşbihte hata oluyor..
Şirk kavramını en net çizgilerle belirleyen ilk ve tek din İslam'dır..
Yaratıcı olan Allah swt bize secde yönü tayin ediyor put vermiyor, ibadetlerimizin şeklini bildiriyor. Biz Allah'ın Kur'an'da ve Peygamberimizin s.a.s hayatında bildirdiği niyetin ve şeklin dışında ibadet/hareket etmiyoruz.. Fakat putperestler Allah'tan veya peygamberden değil atalarından, çevrelerinden, nefislerinden ritüellerini öğrenip din ediniyor.. Çok yanlış kıyas. Dışarıdan bakan değil herkese verilen akıl, mantık ve fıtrat tarafından bakan herkesçe durum açıktır. Ancak iman etmeyen yine etmeyecektir..

Dersen ki hiçbir ilim ulaşmamış kişi bizzat şeytanların vahyetmesi ve aldatması ile yanlış inançlara kapılabilir şirke düşebilir.. Ben de derim ki böyle biri yaşamışsa da ben görmedim duymadım hükmünü de Allah swt bana sormayacağı için Allah'a havale ederim. Yani farazi meseleler ile konuları çıkmaza koymak vakit ve emek kaybıdır, ğayba taş atmaktır..

Ayrıca Peygamber efendimiz s.a.s annesi babası bile küfür üzere iken gerisini sen düşün;

İmtihanın tüm şartlarını Allah biliyor
Bu konuda da teslimiyet gerek çünkü kati cevabı yok

Allah adildir zulm eden değildir
O yüzden konuyu kapatıyorum
İşte kapatmıyorsun.

Konudan konuya atladık
Toparlarsam
Egemenlik bu dünyada Allahın yaratması öncülünde belli oranda insana aittir
Kuzey kore örneği önümüzde
Materyalist leninist Tanrısız yetiştirilen komunist nesiller
İnternet tv yok
Hep kendi kanalları
Keza islam halife kralları da
Cumhuriyetler de
Tüm sistemler insanın uyguladığı kadar hakimdir
Mutlak olan ahirette olacak
"Egemenlik belli oranda insana aittir" demekle neyi kasdediyorsun ve böyle bir cümle kurma ihtiyacını neden hissediyorsun?

Hakimiyet Allah'a aittir. Bunu sen de söylüyorsun ama kullara Allah tarafından egemenliğe kısmi ortaklık verildiğini de söylüyorsun! Böyle bir cümle kurmak çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir..

İmtihan dünyasında gücü ele geçiren kâfirlerin veya yönetimine zulüm karıştıran Müslümanların yaptığı fiiller elbette Allah'ın verdiği mühlet kadardır. Bu acı gerçek çoğu zaman yaşanmıştır.. Ama bu cümle ile durumu kabullenip değiştirmeye ğayret etmenin gereksizliği ima ediliyorsa ve hatta değiştirmeye çalışanın da fitneci sayılabileceği yollara varılıyorsa çok farklı bir anlam taşıyor demektir..

Ne de olsa mutlak hakimiyet ahirette olacak diyerek dünyadaki sorumluluklardan, zulme karşı hakkı haykırmaktan ve cihaddan sakındırma fikri ile, fasıklar tarafından özellikle takva ve zühd yaşamı olduğunu iddia ettikleri yönetimden el etek çektirmek ve hatta küfür düzenine karşı hareketin gereksiz olup kişinin kuzu gibi etliye sütlüye karışmadan usulca ve faydasızca bir kenarda yaşayıp ölmesi istenmektedir.. Hatta bununla yetinilmeyip kuzu gibi zararsız/faydasız yaşamasına ses etmeyen yöneticilerin seçilmesinin vacib olduğu ve karşı çıkanın bozguncu olduğu dillendirilmektedir..

Bu fikre kapılmadığını ve buna yol açacak meyillere bilerek/bilmeyerek düşmemeni Allah'tan niyaz ederim kardeşim..
 
Y Çevrimiçi

YeniCimbom

Üye
İslam-TR Üyesi
hakimiyet yaratma hariç kullarda belli orandadır
Tarih de buna şahittir
Mahşerde ise mutlak Allaha aittir.

Yezid ,ehli beyti katledip emevi iktidarını başlattığında medine halkını katledip mekkeye yürüdüğünde dilediğini yaptırdı.
.
Keza Şah ismail de öyle.2 nesilde 12 imam Şiası oldu çoğunluğu sünni iran halkı

Bunların hiç biri ahirette mümkün değil.
Keza 7asırlık endülüs de böyle

Hz Muhammedin anne babasının durumuna gelince. Hadisleri tüm tarikleri ile görüp kaç sahabeden gelmiş bakmam lazım

Sekaleyn hadisinde size benden sonra sapıtmayacağınız iki emanete kitap ve ehli beyt der mesela
Tek bir versiyonunu alırsak böyle.O yüzden mütevatir hadis hariç bizzat kontrol etmeden şahsi olarak karar vermiyorum

İşte biz böylece sana da emrimizden Kur'ân'ı vahyettik. Yoksa sen kitap nedir? İMAN nedir? bilmiyordun. Fakat biz onu bir nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola iletiyoruz. Şüphesiz ki sen de insanları doğru bir yola götürüyorsun." (Şura 52)

Ben devirden devire,
(nesilden nesile, âileden âileye) seçilerek intikal eden Âdemoğulları soylarının en temizinden naklolundum, sonunda içinde bulunduğum 'Hâşimoğulları' âilesinden neş'et ettim." buyurmuştur.(Buharî, Menâkıb 23.)
Hz muhammedin kavmi Ataları uyarılmamış bu yüzden gaflet içinde kalmış diye bahsedilir bizzat Kuranda
Esasen muhammed a.s ailesinin nereye gittiği ile ilgilenmiyorum.
Hadis alanı zor bir alan.
Birbiriyle çelişenler aynı hadisin farklı tariklerinde bile mevcut
Ravi eklemesi de olabiliyor. Çünkü hadis zannidir. Son ravinin aklında kalanla kitabına alanın onayladığı kadarıdır

Yakında fasih Arapça öğrenmeye başlıyorum. Belagat kısmını da öğreneceğim. Kuranın belagat mucizesini kendim görmek istiyorum eski metinlerle kıyaslayarak

Devlet yönetimindeki HAKİMİYET ise
İslam tarihi boyunca Emevilerden itibaren TEK ADAM HALİFELERİNİN olmuştur.Abbasilerin farklı itikatlarda halifeleri vardır
Şeriat yeri gelmiş esnemiş yeri gelmiş uygulanmamış yeri gelmiş bidat şeriatı uygulanmıştır

Çünkü dünya budur. İmtihan şartı da budur.
Şeriatı neticede yine İNSAN ve İNSANLAR uyguluyor. Allah ve melekler değil
 
Son düzenleme:
Bin Yusuf Çevrimdışı

Bin Yusuf

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Şüphe 1: İman, Coğrafyaya mı Samimiyete mi Bağlı?
“Neden biri Hıristiyan ailede doğar ve öyle kalır, diğeri Müslüman doğar ve öyle kalır? Bu mu adalet?” Oysa mesele doğulan yer değil, insanın hakikati ararken gösterdiği samimiyettir. Allah Teâlâ buyurur:
“Biz insana doğru yolu gösterdik, artık o ya şükredici olur ya da nankör.” (İnsan 76/3)
Herkesin önüne hakikat yolu açılmıştır. Doğduğu yer, imtihanın bir parçasıdır; sonucu belirleyen ise insanın iradesi ve samimiyetidir. Hz. İbrahim aleyhisselâm, putperest bir ailede doğdu. Ama babasının yoluna körü körüne uymadı; araştırdı, düşündü, sorguladı ve hakkı buldu. Demek ki mesele aile ya da çevre değil, kalbin samimiyetidir.

Şüphe 2: “Mucize Görsem İman Ederdim” İtirazı
“Hz. İsa’yı ya da Hz. Musa’yı görsem, mucizelerine tanık olsam iman ederdim.” Bu, aldatıcı bir düşüncedir. Mucize görmek, imanı garanti etmez. Firavun, denizin yarıldığını gördü ama kalbi katılaştı. İsrailoğulları, denizi geçtikten sonra bile putlara yöneldi (A‘râf 7/138). Kur’ân’da buyurulur:
“Eğer onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı, her şeyi karşılarına toplasaydık, Allah’ın dilemesi dışında iman edecek değillerdi.” (En‘âm 6/111)
İman, mucizeye değil, kalbin Allah’a yönelişine bağlıdır.

Şüphe 3: "Yanlış Seçim Neden Ebedî Ceza Getiriyor?”
Bir başka şüphe: “Bir hata yüzünden neden sonsuz azap?” Ancak küfür, basit bir hata değil; Allah’ın varlığını, nimetlerini ve rahmetini inkâr eden bir tercihtir. Bu, insanın hayatını şekillendiren bir isyandır. Kur’ân’da şöyle buyurulur:
“Onlar hakkı inkâr ettiler; biz de onlara cehenneme çağıran şeyleri süslü gösterdik.” (Ankebût 29/38)
İnkâr, kalbin ve aklın topyekûn bir reddidir; bu yüzden cezası da büyüktür.

Şüphe 4: "İnandım Demekle İş Biter mi?”
“İman ettim demek yeter” sanıyoruz. Oysa Allah Teâlâ buyurur:
“İnsanlar, ‘İman ettik’ demekle sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?” (Ankebût 29/2)
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle der:
“Gerçek mümin, insanların malları ve canları konusunda kendisinden emin olduğu kimsedir.” (Tirmizî, Îmân, 12)
İman, sadece sözle değil; doğruluk, adalet, merhamet ve sabırla yaşanır. Hz. İbrahim, imanını ateşe atılmayı göze alarak ispat etti. İman, samimiyet ve amelle tamamlanır.

Şüphe 5: “Din, Kültür ve Siyasetten mi İbaret?”
“İran bir zamanlar Sünnîydi, şimdi Şiî. İspanya’da İslam vardı, şimdi yok. Demek ki din, kültür ve siyasetten ibaret. ” Bu, yüzeysel bir bakıştır. İslam, coğrafyaya ya da kültüre hapsolmaz. Kur’ân, evrenseldir:
“O (Kur’ân), bütün âlemler için bir öğüttür.” (Kalem 68/52)
İran’da siyasî baskılar Şiîliği dayattı, İspanya’da engizisyon İslam’ı sildi. Ama bu, dinin zayıflığı değil, baskıların sonucudur. Kur’ân, Firavunun da halkını sindirdiğini anlatır:
“Firavun, kavmini küçümsedi, onlar da ona itaat ettiler. Çünkü onlar fasık bir kavim idiler.” (Zuhruf 43/54)
Halk, baskıya boyun eğdi; ama asıl sorun, kalplerindeki hakikate dirençti. Baskı olmasa bile çoğu, arzularına uyarak sapacaktı (En‘âm 6/116). Bugün ise tam tersi oluyor ve İran’da ya da Avrupa’da hakikati arayanlar, samimiyetle İslam’ı buluyor. Çünkü Allah’ın nuru sönmez:
“Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler hoş görmese de Allah nurunu tamamlayacaktır.” (Saf 61/8)

Şüphe 6: “Farklı Coğrafyada Doğan, Farklı Dine mi İnanır?”
“Bir Japon, Suriyeli ailede doğsa Müslüman olurdu; tabiatı putlaştıranlar da kültürden etkileniyor” der. Evet, çevre etkili olabilir ama belirleyici değildir. Peygamber Efendimiz ﷺ buyurur:
“Her çocuk fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hıristiyan veya Mecusî yapar.” (Buhârî, Cenâiz 92; Müslim, Kader 22)
İnsan, fıtratı gereği Allah’ı arar. Hz. İbrahim, putperest bir toplumda hakikati buldu. Kur’ân, tabiatın Allah’ın varlığına işaret ettiğini söyler:
“Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde akıl sahipleri için ibretler vardır.” (Âl-i İmrân 3/190)
Samimiyetle arayan, nerede doğarsa doğsun hakikati bulur. Allah, kimseyi bilmediğiyle sorumlu tutmaz:
“Biz hiçbir kavme, peygamber göndermedikçe azap etmeyiz.” (İsrâ 17/15)
Sonuç:
İman, Samimiyet ve Çabadır
Doğduğumuz yer, gördüğümüz mucizeler ya da tarihsel şartlar değil; kalbin samimiyeti ve hakikati arayışı belirleyicidir. Hz. İbrahim, putların arasında doğdu, mucize görmeden hakikati buldu, imtihanlarla sınandı ve sabretti. Allah, samimiyetle çaba gösterene yollarını açar:
“Kim bizim uğrumuzda çaba gösterirse, elbette biz ona yollarımızı gösteririz.” (Ankebût 29/69)
İslam, coğrafyaya veya kültüre hapsolmaz. İspanya’da silinmiş gibi görünse de, başka yerde filizlenir. İran’da baskılar olsa da, hakikati arayanlar Kur’ân’ın nurunu bulur. Önemli olan, samimiyetle aramak ve imanı amelle yaşamaktır. Hz. İbrahim’in yolu, bize rehberdir.
 

Benzer konular

Üst