Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Dünyada Garip Bir Yolcu Gibi Ol!

Hansa Bint-i Amr Çevrimdışı

Hansa Bint-i Amr

Üye
İslam-TR Üyesi




DÜNYADA GARİP BİR YOLCU GİBİ OL!


Bir-iki seneliğine yurtdışına çıkan arkadaş, bir düşüncesini şöyle paylaşmıştı: ‘Yurtdışına kısa süreli gittiğimiz için ev eşyalarımızı ‘nasıl olsa geçiciyiz’ diyerek çok fazla almıyor, idare etmeye çalışıyorduk. Ülkemize döndükten sonra ise; sanki sürekli kalıcıymışçasına aldıklarımıza baktım ve aklıma yurtdışındaki tavrımız geldi. Sordum kendi kendime: ‘biz zaten bu dünyada geçiciyiz. Bütün bu teferruatlar niye?’…


‘Dünyada garip bir yolcu gibi ol.’ demişti Peygamberimiz (s.a.v.). ‘Allah bir kulu sevdiği zaman onu dünyadan korur. Tıpkı birinizin hastasını sudan ve zararlı şeylerden koruduğu gibi.’ buyurmuştu.
Allah’ın sevgisini mi kaybettik? Dünya yerleşti yüreklerimize. Garip bir yolcu gibi olmamız gerekirken çakılıp kaldık buraya. Bakışlarımızda cennet özlemi kaybolmak üzere. Ve eylemlerimizde ahiret arzusu…


Biliyoruz, asırlar öncesinden haber verdi Alemlere Rahmet (s.a.v). ümmetinin en büyük fitnesinin mal olacağını. Dünyevileşmenin çığ gibi büyüyüp, kalplerde yer edeceğini. Bilmemize rağmen, önlem alamadık. Biz de kapıldık bu sele. Napalım, şartlar dedik. ‘O’nun (s.a.v) zamanı daha farklıymış, bu asırda böyle gerekiyor’ diye mazeretler öne sürdük. ‘Dünyadan da bir payımız olmalı, diğerleri yararlanıyorsa bizim daha çok hakkımız var, ne yani helali haram mı kılalım?’ dedik. Müslüman kaliteli, marka giyinmeli, iyi yerlerde oturmalı, evinde fazlaca rahat etmeli, en güzeller onun olmalı dedik, dedik ve dünyevileştik. Ve daha da kötüsü farkına varamadık. Başımız önümüzde ‘bağışla Rabbim’ diyeceğimiz yerde daha da büyüklendik.
Bir zamanlar samimi duygularla sade yaşamaya çalışanlar, eski günlerini hatırladıklarında istihzalı bir gülümsemeyle ‘ne gerek varmış, niye yapmışız’ diyerek, imkanlarının artmasıyla tamamen farklılaşan yaşantılarını benimsedikçe benimsediler. Dinde değişen bir şey yoktu aslında. Değişen müslümandı, bizdik, ümmetti…


Oysa meydan okumalıydık kapitalizme. Emperyalizmden de diğer izmlerden de daha endişe verici olduğunu hatırımızdan çıkarmamalıydık. Hızla kapılsa da insanlar bu fırtınaya biz dimdik durmalıydık. Evlerimiz farklı olmalıydı, kıyafetlerimiz ve her şeyimiz. Biraz daldığımızda ‘bir dakika kardeşim son zamanlarda ahireti unutuyor gibisin’ diyen kardeşlerimiz bulunmalıydı. Ve Alış-veriş merkezlerine yöneltmek yerine, ‘buralar bizim mekanımız değil, ihtiyacını başka yerlerden de giderebilirsin.’ diyerek yolumuza çıkan dostlarımız… Akıntıya kürek çekmeliydik beraberce…


Tamamen el-etek çekmek değil tabi ki kastettiğimiz. Kimseye muhtaç olmamanın gerekliliğini, geniş ev ve iyi bir bineğin Müslüman için büyük nimet olduğunu biliyoruz. Helali haram kılmak değil, Rabbin rızası gereğince kullanmak… kalbi eşyadan, eşyanın Rabbi olan Allah’a çevirmek… Dünyayı amaç değil, araç edinmek… Ve dünyayı dünyalılara bırakmak…


Allah Rasulü (s.a.v) Osman bin Maz’un ölüm döşeğindeyken, alnından öpmek için eğildi ve şöyle dedi:
‘Allah sana rahmet etsin ey Osman! Ne sen dünyadan bir şey koparabildin, ne de dünya senden!’
Tabiinden İbrahim et-Teymi şöyle dedi:
‘Sizinle ashab arasında ne kadar da çok fark var! Dünya onlara yöneldi, onlar kaçtılar. Sizden yüz çevirdi, siz ise onun peşinden gidiyorsunuz.’


Ebu Zer - Genç Müslümanlar
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah azze ve celle razı olsun.Kısada olsa güzel ifade edilmiş bugünkü müslümanların en zayıf yanı.Bu çok önemli bir konu günümüzdeki müslümanların bilginlerindende olsa cahillerindende olsa , Allah Rasulu Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) ve ashabının tabiinin ve tebeitabiinin hayatından çok uzak, onların yaşam tarzlarına benzemeyen,bakıldığında onların hayatlarını andırmayan, onların sahip olduğu birçok erdemden yoksun alabildiğine dünya alabildiğine konfor düşkünü,tefekürden yoksun ,dünyanın dörtbiryanında zulüm altında olan kardeşlerinin haline rağmen ,midesine öylesine düşkün öylesine istekli, onca nimetin zenginliğin içinde yüzen kendini fakir zanneden müslümanlar...Ne yanına baksan alabildiğine dünya dünyevileşmiş müslümanlar...Yolda kalmışa ,fakirlere ,yetimlere ,ihtiyaç sahiplerine, evden, rahattan ,sıcak yataktan yoksun evsiz barksız nice mazlumlara, biçarelere yedirmeyen içirmeyen o hallerine göz yuman ,infaktan yoksun,mideleri şişkin müslümanlar...

Allah Rasulu Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) ne buyuruyordu:" benden sonra sizin adınıza iki şeyden korkuyorum, biri dünya(mal) sevgisi diğeri kadın."... Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Muaz bin Cebeli yemene gönderirken ona şöyle buyurdu:"" Lüks ve israf içinde yaşamaktan sakın !! Çünkü ALLAH'IN GERÇEK KULLARI NİMETLER İÇİNDE YÜZMEZLER.(Ahmed bin Hanbel/Müsned,5/243)

Ümmü Zer'in r.a Ebu Zer'e r.a yokluk gününde çıkıştığı ve karşılığında Ebu Zer'in r.a verdiği cevap aslında tam yerinde olur:" Ummu Zer ! Önümüzde zorlu bir engel var.Orada yükü hafif olan ,ağır olandan daha rahat olur." (İmam Ahmed ,Zühd,s. 185)..

Birisi Ebu Zerr r.anh'ın evine girdi.Evin içinde göz gezdirmeye başladı.Sonra şöyle dedi:

- Ebu Zerr ! Hani eşyalarınız? Ebu Zer r.a :

- Bizim(ahirette)bir evimiz var,eşyalarımızın iyisini oraya gönderiyoruz,dedi.O kişi:

- Fakat burada yaşadığın sürece sana bazı eşyalar lazım dedi.Ebu Zer de şöyle cevap verdi:

- FAKAT EV SAHİBİ,BİZİ BU EVDE BIRAKMIYOR. (Sıffatus-Safve 1/303)

Yine o şöyle demiştir:"""İki dirhemi olanın hesabı ,tek dirheme sahip olandan daha zordur.""(İmam Ahmed,Zühd,s:184),
Dostum(Muhammed sallallahu eleyhi vesellem) bana şöyle dedi;Cehennem köprüsünün yanında ,engebeli ve kaygan bir yol vardır.Eğer biz o yola yükümüz hafif olarak varırsak,kurtulmamız yükümüz ağırken vardığımızdan daha fazla ümit verici olur.(Hilye,1/136)

Hz Ömer r.a ahiretteki hasenatını dünyaya değişmemek için bir çok şeyden kendini yoksun bırakmaya çalışırdı.Bir kuraklık zamanında,tereyağını kendine yasak etmişti. Sadece zeytinyağı yer, parmaklarıyla karnına vurarak insanlar normal hayatlarına dönene kadar sana rahat yok derdi.Cabir ibn Abdullah şöyle der;"""Hz Ömer elimde bir et parçası gördü ve bu nedir ey Cabir? dedi. Bende "canım et çekmişti,ben de satın aldım"diye cevapladım.Bunun üzerine Ömer ""Her canın bir şey istediğinde onu satın mı alırsın?!!!!Şu ayetten korkmaz mısın ;""Tüm temiz nimetlerinizi dünya hayatınızda tükettiniz ""diye karşılık verdi.(İmam Ahmed Zühd,s:153)

Daha nice örnekler var önemli olan onlar gibi iman etmeye çalışmak, onların değer verdiği kadar değer vermeye çalışmak, onlar gibi hayattan tat almaya ,onlar gibi hissetmeye, onlar gibi anlamaya ve inanmaya çalışmak,şüpesiz ki onlar ne ile ve nasıl ıslah olmuşsa bizde onla ıslah olmalıyız.Onlardan uzak, şu nimetlerinin yüzdüğü dünya hayatında, kafirlerin yaşam tarzlarına benzemeden onların ellerindekine göz dikmeden elden geldiğince mütevazi bir hayatla Rabbın huzuruna çıkmak duasıyla…




"Ey insanlar!
Görüyorum ki; evleriniz Rum Kayseri'nin evlerine,
lükse hayranlığınız Kisra'nın tutumuna,
servet peşinde koşmanız Karun'un anlayışına,
saltanatınız Firavun saltanatına,
nefsleriniz Ebu Cehil nefsine,
gururunuz Ebrehe'nin gururuna,
yaşayışınız sefihlerin yaşayışına benziyor.
Allah için söyleyin bana,
Ümmet-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem)'den olanlar nerede?"

(Yahya Bin Muaz)












 
Üst Ana Sayfa Alt