Selamun Aleykum Merhabalar
Seyfullah Hoca hakkında yapılan yorumları esefle okudum. Ne yazık ki içinizde zannı azık edinenler olduğu gibi ancak taklide yaslanmış bir hevayla tahtadan edindikleri kılıçları çekenler olmuş. Daha da trajik olanı madem eviniz camdan o halde ne diye evini sünnete ittiba ile süslemiş bir insanın evine taş atarsınız?
Benim de kendisine muvafakat etmediğim bilakis hata etmiş olduğuna inandığım istidlalleri bulunmasına rağmen şunu söyleyebilirim ki, Seyfullah Erdoğmuş Hoca unutulmuş olan ittiba tevhidini yeniden ihya etmeye çalışan asrın yiğitlerindendir. Hadis alanında bilhassa Türkiye'de yetkindir. Kıyası kabul etmez, icma anlayışı da kitap ve sünnet sınırları dışına çıkmaz. Bu doğrudur. Hak olan da budur. Ala kulli hal Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ittiba edip sahabe menheci üzerinde olan bir müminin bundan başkasını söylemesi de kendisine caiz olmaz.
Suud'un kendisini İmam (!) olarak atamış olabileceğini söyleyen arkadaşım, bu iftirayı dillendirmeden önce O'nun yine youtube da Suud tagutları hakkındaki açıklamalarını da dinleyeydin ya! Bu senin için daha hayırlı olurdu. Kendisini Şeyhulİslam olarak vasfettiğine dair bir ses kaydı yoktur. Bunu kendisinin bir seveni söylemiş olabilir. Kendisi kendini böyle lanse ediyor gibi ifade etmen hatadır.
İslam'ın Şeyhine gelince bu unvana layık olan birisi varsa o sadece Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'dir.
Tekfirci olduğu ithamına gelince kendisini İslam'a nispet edenlerden muayyen olarak tekfir ettiği iki kişi bulamazsınız. Bilakis kitapları ve ses kayıtları ortadır. Türkiye'deki Tekfircilik anlayışına onun gibi köklü reddiyeler verebilen birisini de şahsen bilmiyorum. Yine O, kendisini İslam'a nispet eden birinin muayyen olarak tekfir edilmesinin diğer bir ifadeyle irtidat hükmünün verilmesinin caiz olmadığına inanmakta ve bu meselenin sadece elinde müeyyide bulunan hakimin/kadının içtihat alanına dahil olduğunu defaatle vurgulamaktadır.
"Adam uçmuş dünya düz, diyor" diyen şahıs İlmi alt yapın ve mesele hakkında veri tabanın var ise aksini ispat edersin. Bunu bir istihza meselesi haline getirmenin İslam ahlakında yeri yoktur.
Ebû Hanife hakkındaki inancına gelince bu konuda hadis ehlinin büyük bir çoğunluğundan nakledilenlerle aynı inancı paylaşmaktadır. Ebû Hanife, Ehli Hadis'in çoğunluğu tarafından cerh edilmiş birisi olup bu konu maruftur. İtirazın O'na değil, bu konudaki görüş sahibi olan selefe yönelik olmalıdır. Yine O'nun cerh edilmesi ile tekfir edilmesini tefrik etmek gerekir. Tekfir değil, cerh edilmiştir. Bu konuda özellikle müteahhir âlimlerden aksini düşünenlerde vardır; lakin böyle düşünmeyenleri tahkir etmek hatadır.
Selefi ekolünden olup "Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra bir Peygamber gelse İbn Teymiyye olurdu" diyen yahut Sufi inancın bir yansıması formunda olan "İbn Teymiyye teorik olarak masum olmasa da pratik de hata ettiği bir konu yoktur" diyenlerin normal görülüp hüsnü kabul ile karşılandığı bir dünyada, İbn Teymiyye rahimehullah'ın hataları olmuştur deyip İlmi bağlamda tespitler yapanların yeri niye yoktur?
Sizlere nasihatım, şu site ne demiş bu site ne dememiş gibi anlayışları terk ediniz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in sahih hadislerine hiç kimsenin yorumunu takdim etmeyin. Gecesi gündüz gibi olan bir dinde görmek için filtre kullanmayın. Zannı terk edin. Zan sözlerin en yalan olanıdır.
Selam ile
[/https://ebumuaz.blogspot.com/search?q=Ebu+hanife&m=1
Aleyküm selam merhaba!
yukarıda göndermiş olduğum linke tıkla yada kopyala yapıştır oku sende aynı düşünüyorsan fikrini beyan et.