A
Çevrimdışı
Türkiye ekonomisinin sürekli kötüye gitmesinin sebepleri AKP'nin yolsuzlukları ve beceriksizliğidir. AKP demek;
zengini daha da zenginleştirmek, fakiri daha da fakirleştirmek demektir;
ihaleleri ederinden çok daha yüksek fiyatlara yandaşlara peşkeş çekmek demektir;
dünyada en çok ihale alan 10 şirketin 5'inin Türkiye'den olması demektir;
Limak, Cengiz, Kolin, Kalyon, MNG demektir;
rüşvetle, yolsuzlukla zengin olup lüks içinde yaşamak ve fakirlere kanaat edin demektir;
yalancı, iki yüzlü, yolsuz, vicdansız, zalim... olmak demektir.
Türkiye'de döviz sürekli yükselmektedir çünkü parası olan pek çok yatırımcı ekonomisi sürekli kötüleşen ve daha başka sorunları olan bu ülkeye yatırım yapmak istememektedir. Zaten yatırımı olan bazı yatırımcılar ise paralarını alıp çıkmaktadırlar. Bu yüzden hem döviz girişi azalmakta, hem de mevcut olan döviz ülkeden çıkmaktadır.
Türkiye'de halkın çoğunluğunun para biriktirme imkanı yoktur. Diğerlerine göre durumu biraz daha iyi ve elinde biraz birikmiş parası olanlarsa bu paranın enflasyon karşısında erimemesi için döviz veya altın almaktadır.
Zengin olup elinde döviz tutanların önemli bir kısmını AKP ve yandaşları oluşturur. AKP zaten fakir olan halka dövizlerinizi bozdurun demekte ama kendisi tam tersini yapmaktadır. Limak, Cengiz, Kolin, Kalyon, MNG ve ismini bilmediğim diğer yandaş şirketlere verilen ihaleler Türk lirası üzerinden değil döviz üzerinden verilmektedir. AKP, hem yandaşlarına ederinden çok daha yüksek fiyatlar vererek peşkeş çektiği ihalelerle cebini doldurmakta hem de biz işimizi sağlama alalım belki Türk lirası değersizleşir diye bu ihalelerin anlaşmalarını döviz üzerinden yapmaktadır.
Asıl meseleyse AKP'nin insanları ifsad etmesi ve sanki İslam'la bir alakası varmış algısı oluşturmaya çalışmasıdır. İslam'ı kabul etmeyen mevcut küfür sisteminin partilerinden biri olan AKP'nin verdiği zararlar, yaptığı zulümler saymakla bitmez.
zengini daha da zenginleştirmek, fakiri daha da fakirleştirmek demektir;
ihaleleri ederinden çok daha yüksek fiyatlara yandaşlara peşkeş çekmek demektir;
dünyada en çok ihale alan 10 şirketin 5'inin Türkiye'den olması demektir;
Limak, Cengiz, Kolin, Kalyon, MNG demektir;
rüşvetle, yolsuzlukla zengin olup lüks içinde yaşamak ve fakirlere kanaat edin demektir;
yalancı, iki yüzlü, yolsuz, vicdansız, zalim... olmak demektir.
Türkiye'de döviz sürekli yükselmektedir çünkü parası olan pek çok yatırımcı ekonomisi sürekli kötüleşen ve daha başka sorunları olan bu ülkeye yatırım yapmak istememektedir. Zaten yatırımı olan bazı yatırımcılar ise paralarını alıp çıkmaktadırlar. Bu yüzden hem döviz girişi azalmakta, hem de mevcut olan döviz ülkeden çıkmaktadır.
Türkiye'de halkın çoğunluğunun para biriktirme imkanı yoktur. Diğerlerine göre durumu biraz daha iyi ve elinde biraz birikmiş parası olanlarsa bu paranın enflasyon karşısında erimemesi için döviz veya altın almaktadır.
Zengin olup elinde döviz tutanların önemli bir kısmını AKP ve yandaşları oluşturur. AKP zaten fakir olan halka dövizlerinizi bozdurun demekte ama kendisi tam tersini yapmaktadır. Limak, Cengiz, Kolin, Kalyon, MNG ve ismini bilmediğim diğer yandaş şirketlere verilen ihaleler Türk lirası üzerinden değil döviz üzerinden verilmektedir. AKP, hem yandaşlarına ederinden çok daha yüksek fiyatlar vererek peşkeş çektiği ihalelerle cebini doldurmakta hem de biz işimizi sağlama alalım belki Türk lirası değersizleşir diye bu ihalelerin anlaşmalarını döviz üzerinden yapmaktadır.
Asıl meseleyse AKP'nin insanları ifsad etmesi ve sanki İslam'la bir alakası varmış algısı oluşturmaya çalışmasıdır. İslam'ı kabul etmeyen mevcut küfür sisteminin partilerinden biri olan AKP'nin verdiği zararlar, yaptığı zulümler saymakla bitmez.