cennette erkeğe huri var da kadına ne var mantalitesinin gereksizliği, manasızlığı ve biraz da edebe aykırılığı hakkında yazmak istedim. güncelde okuduğum m. emin yıldırım'ın "evlilik ahlakı" kitabında kendisinin de belirtmesi üzerine zaten zihnimde var olan düşüncenin yazıya dökmek ihtiyacı hasıl oldu.
bu tabi genel bir kanı, bunu haricinde de zihinlerimize doluşan yığın yığın düşünce veya soru mevcut. cenette şu varsa şu da olur mu, onlara şunlardan varken bizlere neden bunlardan yok gibi vb.
bu tür düşünceler elbette insaniyetimizin bir tezahürü olmak ile birlikte bir miktar cehaletimizin, gafletimizin de bir tezahürü olduğuna inanıyorum.
bizler zaten -inş- cennete girebilmeyi hak edebilmişsek bu tür sorulara ve sorunlara karşın Allah'ın "adil" isminin mevcudiyeti bizlere okkalı bir cevap olabilmelidir. zira cennete girebilmeyi hak etmek bütünsel olarak ele alınır yani eksiklerle cennete girilemez. dolayısıyla henüz buradayken eksiklerimizi gidermekle mükellefiz ve bu tür soruların imani ve insani olgunluğa erişmiş müslüman için pek bir mantığı yoktur ve olmamalıdır.
çünkü zaten Allah insana, motivasyon namına, teşvik namına, müjde namına birçok sebep sunmuştur. hatta sonuna
"hayal edemeyeceğiniz nimetler" diye üç nokta dahi koymuştur.
Allah dünya ve cenneti insanın psikolojik, biyolojik vb donanımına uygun olarak yaratmıştır. gerekli olan ne ise verilen ve verilecek olan odur. erkeğe cazip gelen kadındır ve kadınlardan bahsedilir, kadına cazip gelen süs, giyim kuşam ve rahatlıktır bunların fazlalığından ebediliğinden bahsetmiştir.
insani zihin ile cenneti anlamaya çalışmak pek tabii değildir. zira insaniyetin olumsuzlukları cennet kapısının ardında kalır.
hasılı kelam, islam isminin hakkını vermek namına, Allah'ın gaybına da, ilmine de, adaletine de teslim olup yürekleri sükûna kavuşturmak gayretinde olmalıyız.
ve bitirirken her kelamımın ilk muhattabı benim kendi kirli nefsimdir. yazıyor olmak, yapıyor olmak değildir ne yazık ki. yazılan şeyler ilk etapta belki de insanın kendini ikna çabasıdır. bu konu özelinde değil, her konu ve konum için geçerlidir bu. yazarı, yazdığı şeyin masumu sanmak gafletinde bulunuruz çoğu zaman. bazı nasipli insanlar için belki de öyledir bilemeyiz elbette. Allah yazdığımız hayırlı şeylerin sahibi, olumsuz şeylerin harici eylesin. okuyan herkese fayda sağlasın, allahumme amin.
bu tabi genel bir kanı, bunu haricinde de zihinlerimize doluşan yığın yığın düşünce veya soru mevcut. cenette şu varsa şu da olur mu, onlara şunlardan varken bizlere neden bunlardan yok gibi vb.
bu tür düşünceler elbette insaniyetimizin bir tezahürü olmak ile birlikte bir miktar cehaletimizin, gafletimizin de bir tezahürü olduğuna inanıyorum.
bizler zaten -inş- cennete girebilmeyi hak edebilmişsek bu tür sorulara ve sorunlara karşın Allah'ın "adil" isminin mevcudiyeti bizlere okkalı bir cevap olabilmelidir. zira cennete girebilmeyi hak etmek bütünsel olarak ele alınır yani eksiklerle cennete girilemez. dolayısıyla henüz buradayken eksiklerimizi gidermekle mükellefiz ve bu tür soruların imani ve insani olgunluğa erişmiş müslüman için pek bir mantığı yoktur ve olmamalıdır.
çünkü zaten Allah insana, motivasyon namına, teşvik namına, müjde namına birçok sebep sunmuştur. hatta sonuna
"hayal edemeyeceğiniz nimetler" diye üç nokta dahi koymuştur.
Allah dünya ve cenneti insanın psikolojik, biyolojik vb donanımına uygun olarak yaratmıştır. gerekli olan ne ise verilen ve verilecek olan odur. erkeğe cazip gelen kadındır ve kadınlardan bahsedilir, kadına cazip gelen süs, giyim kuşam ve rahatlıktır bunların fazlalığından ebediliğinden bahsetmiştir.
insani zihin ile cenneti anlamaya çalışmak pek tabii değildir. zira insaniyetin olumsuzlukları cennet kapısının ardında kalır.
hasılı kelam, islam isminin hakkını vermek namına, Allah'ın gaybına da, ilmine de, adaletine de teslim olup yürekleri sükûna kavuşturmak gayretinde olmalıyız.
ve bitirirken her kelamımın ilk muhattabı benim kendi kirli nefsimdir. yazıyor olmak, yapıyor olmak değildir ne yazık ki. yazılan şeyler ilk etapta belki de insanın kendini ikna çabasıdır. bu konu özelinde değil, her konu ve konum için geçerlidir bu. yazarı, yazdığı şeyin masumu sanmak gafletinde bulunuruz çoğu zaman. bazı nasipli insanlar için belki de öyledir bilemeyiz elbette. Allah yazdığımız hayırlı şeylerin sahibi, olumsuz şeylerin harici eylesin. okuyan herkese fayda sağlasın, allahumme amin.