Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

ESHAB-I KİRAM'DAN, EVLİYALARDAN, TARİHİMİZDEN HİKÂYELER

M Çevrimdışı

Muhamed Dolaku

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İMAMI A'ZAM, KADILIĞI KABUL ETMEDİ



Emevîler zamanında Küfe Valisi, İbni Hübeyre idi. İrak'ta kaynaşmalar başgösterince, bu hareketi önlemek için devrinin ilim adamlarına hep birer mühim vazife verdi. Bunlar arasında İbni Ebi Leylâ, İbni Şübrüme, Davud bin Ebi -Hind gibi büyük âlimler de vardı. İmam-ı A'zam'a verilmek istenen vazife ise hepsinden ağır ve mes'uliyetli idi. Valinin teklifine göre İmam-ı A'zamın izni olmadan, Beytülmalden bile bir şey verilmeyecekti. Yani mühür onun elinde olacaktı.

Fakat İmam-ı A'zam Hazretleri bu vazifeyi kabul etmiyordu. Vali ise, vazifeyi kabul etmediği takdirde döveceğine dair yemin etmişti.

Diğer alimler İmam'a:

— Bu vazifeler, bizim de benimsediğimiz işler değil aslında... Ne olur, gel sen de bu vazifeyi kabullen, bizi kırma, biz senin kardeşleriniz, Biz kabul etmekten başka çare bulamadık, dediler.

Ebû Hanife Hazretleri şu cevabı verdi onlara:

— Bana Vasit mescidinin kapılarını saymayı teklif etse, onu bile yapmam. O idam etmek istediği bir kimsenin ölüm fermanını yazacak, ben de mührü basacağım öyle mi? Vallahi böyle bir şeyi kat'iyyen kabul edemem, buyurdu.

Ve kabul etmedi. Ebû Hanife'yi hapse attılar. Ona her gün dayak attırıyorlardı.

Cellâd, Vali îbni Hübeyre'ye gelerek:

— Bu adam kırbaçtan ölecek, dedi.

îbni Hübeyre:

— Söyle ona, bizi yeminimizden kurtarsın, dedi. Cellât da geldi, durumu İmam'a söyledi. İmam yine:

— Caminin kapılarını saymamı söylese bile yapamam, dedi; Bunun üzerine vali, Hazreti İmam'ın arkadaşları ile görüşmesine müsaade etti. Bu hâdise Hicretin 130. senesinde idi. Hilâfet Abbasilere geçinceye kadar orada kaldı. Ebû Mansur, Cafer zamanında ise tekrar Kûfe'ye döndü.

* * *
 
M Çevrimdışı

Muhamed Dolaku

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
icon14.gif
Halife Mansur'un evlenmesi ve İmam-ı A'zam
HALİFE MANSUR'UN EVLENMESİ VE İMAM-I A'ZAM



Halife Mansur, hanımının üzerine tekrar evlenmek istemişti. Hanımı buna karşı çıktı. Bu meselede anlaşamadılar. Halife karısına:

— Aramızda hakem olarak kime razısın? diye sordu. O:

— Ebû Hanife'nin hakemliğine razıyım deyince, İmam-ı A'zam Hazretlerini çağırıp meseleyi halletmesini istediler.

Halife Mansur söze başladı:

— Ya İmam, bir erkek kaç kadınla evlenebilir?

— Dört.

— Cariyelerden kaç?

— Onlar için bir sayı konmamıştır!.

— Bunun hilafını söyleyen var mı?

— Hayır!

Bu konuşmadan sonra Ebû Cafer-i Mansur, karısına dönerek:

— Söylediklerini işitiyorsun ya, bunlar şeriatın hükmüdür, dedi. İmam-ı A'zam Hazretleri, tekrar söz alıp konuşmaya başladı:

— Bunlar şeriatın sözüdür. Fakat bu kadar evliliğe Cenab-ı Allah, karıları arasında adaleti tatbik edecek kimselere müsaade etmiştir. Adaleti bozma ihtimali olanlar, birden fazla kadınla evlenmemelidirler. Bize yakışan da Allah'ın verdiği edep dersini bozmamaktır. Allah Teâlâ: «Adalet edemeyeceğinizden korkarsanız, birden fazlası ile evlenmeyiniz!» buyurmaktadır, dedi.

Bu konuşmadan gerekli dersi alan Halife Mansur, evlenmekten vazgeçti. Ebû Hanife Hazretleri de çıkıp gitti.

Bunun üzerine halifenin hanımı, hizmetçisi ile İmam-ı A'zam Hazretlerine bazı hediyeler gönderdi. Bunlar arasında; elbise, cariye ve bir de Mısır merkebi vardı. Fakat İmam, bunları kabul etmedi ve:

— Ben sadece dinî vazifemi yaptım, hakkı müdafaa ettim. Ona benden selâm söyle, ben bu şekil hareket etmekle, ne dünyalık talep ettim, ne de kimseye yakın olmak istedim, buyurdular.

* * *
 
M Çevrimdışı

Muhamed Dolaku

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
icon14.gif
BİR FETVA ve ALTI HATA
BİR FETVA ve ALTI HATA



Adamın biri deli bir kadını kızdırmış olacak ki, kadın ona:

— Sen zina yapan iki kişinin oğlusun, demiş.

Bunun üzerine adam kadını mahkemeye vermiş. O zaman Küfe Kadısı bulunan îbnî Leylâ, iftira ettiği için kadına sopa vurulmasına hükmetmiş ve bir camide had vurulmuş.

Imam-ı A'zam Hazretleri bunu duyunca:

— İbnî Leylâ 6 yerde hata etmiş, buyurdu.

1 — Mescidde had vurdurmuş. Halbuki mescidde had vurulmaz.

2 — Kadına ayakta dayak attırmış, halbuki kadınlara oturtularak dayak vurulur.

3 — Babası için bir had, anası için bir had olmak üzere iki had vurdurmuş. Halbuki bir adam bir kalabalık cemaate bile iftira etmiş olsa bir had lâzım gelir, hepsi için ayrı ayrı lâzım gelmez.

4 — Hadlerin ikisini bir arada toplamıştır. Halbuki iki had birden vurulmaz.

5 — Deli bir kimseye had vurdurmuş, halbuki deliye had lâzım gelmez. Çünkü o mükellef değildir.

6 — Anası ve babası için had vurdurmuştur. Halbuki onlar gayıptır ve mahkemeye gelip dâva etmemişlerdir.

Kadı Ibni Leylâ, İmam-ı A'zam Hazretlerinin hatalarını böylece ortaya koymasını hazmedememişti. Halifenin huzuruna çıkıp meseleyi anlattı. Halife de İmam'a bir müddet fetva vermeyi yasakladı.

* * *
 
M Çevrimdışı

Muhamed Dolaku

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
icon14.gif
İmam-ı A'zam'ın zekası
İMAM-I A'ZAM'IN ZEKASI



İmam-ı A'zam Hazretleri son derece zeki ve meselelere pratik yönden çözüm bulan bir ferasete sahipti. Buna misâl olarak mühim hâdiseyi naklediyoruz:

Adamın biri ölürken İmam-ı A'zam Hazretlerini vasi tâyin etmiş, İmam, zamanın kadısı, Şübrüme'ye durumu arzedip vasiliğinin tasdikini istiyor ve:

— Adam ölürken ben orada yoktum. Şu iki kişi şahiddir ki, filân şahıs beni vasi tâyin etmiştir, diye...

İbni Şübrüme, Ebû Hanife Hazretlerine soruyor:

— Sen bu iki kişinin doğru şahidlik ettiklerine yemin eder misin? İmam-ı A'zam Hazretleri:

— Ben orada yoktum... Bana yemin düşmez, diyor. Şübrüme:

— Bu durumda senin mikyasların şaştı, deyince, Ebû Hanife:

— Nasıl olur? Bir körün başını yarsalar, iki şahid kimin yardığına şahidlik etseler, âmâ onların doğru şahidlik ettiklerine dair yemin edebilir mi? Benden de görmediğim bir şey hakkında yemin şahitlik ettiriyorsunuz!, diyor.

Söyleyecek bir söz bulamayan İbni Şübrüme, vasiliğin kabulüne hüküm vererek onu tenfiz ediyor.

* * *
 
M Çevrimdışı

Muhamed Dolaku

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
icon14.gif
Münazara
MÜNAZARA



Emevîler zamanında ayaklanan Haricîlerden Dahhak b. Kays Küfe Mescidine baskın yaptı. Onlara göre Haricîlerden başka bütün müslümanların kanı helâldi.

Mescidde İmam-ı A'zam Hazretlerinin karşısına geçip:

— Tövbe et, dedi. O:

— Neden tövbe edeyim?, dedi. Dahhak:

— Neden olacak? Hazreti Ali ve Muaviye ihtilâfında hakemleri caiz görmeden tövbe edeceksin!, deyince Hazreti İmam:

— Beni öldürecek misin? Yoksa münazara mı yapalım? dedi. Dahhak:

— Münazara yapalım, dedi.

— Münazara yaptığımızda bir mes'ele hakkında ihtilâf edersek senin veya benim haklı olduğuma kim hükmedip arabulucu olacak?

— Kimi istersen olsun!

Dahhak hakeme razı olmuştu artık. İmam-ı A'zam Hazretleri Dahhak'ın adamlarından birine:

— Şuraya otur bakalım, ihtilâf edersek; ihtilâf ettiğimiz mes'ele hakkında bizim aramızda hakemlik yapacaksın, dedi.

Sonra da Dahhak'a dönerek:

— Aramızda bunun hükmüne razı mısın? diye sordu. O da razı olduğunu söyleyince, Hazreti İmam-ı A'zam:

— İşte hakemliği sen de caiz gördün, kabul ettin. Bir de Hazreti Ali ve Muaviye arasında hakemliği caiz görmüyorsun, deyince, Dahhak buna diyecek bir şey bulamadı, sustu ve kendi kendine biraz bekledikten sonra da çekip gitti.

* * *
 
M Çevrimdışı

Muhamed Dolaku

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
icon14.gif
Kim yahudî?
KİM YAHUDÎ?



Kûfe'de bir adam, kendisinin Müslüman olduğunu söylemekle beraber Hazreti Osman'ın (r.a.) yahûdi olduğunu iddia eder dururmuş. Etrafındaki ilim adamları her ne kadar adamı iknaya çalışıyorlarsa da, bir türlü ikna edemezlermiş. Bu meseleyi İmam-ı Âzam Hazretlerine arzedip adamı susturmasını rica etmişler.

İmam-ı A'zam Hazretleri bir akşam adamın evine misafir olmuş. Hoş-beşten sonra ev sahibi zamanın en büyük aliminin evine gelmesinde bir sebep olduğunu tahmin ederek, isteğinin ne olduğunu sormuş.

İmam-ı A'zam Hazretleri:

— Senin güzel ve dindar bir kızın varmış, ona düğüncü geldim, deyince adam hayret etmiş ve:

— Ya İmam! Sizi buraya kadar gönderen o adam, nasıl bir kimsedir? diye sormuş.

Hazreti İmam, başlamış damat adayının meziyetlerini saymaya:

— Dindar, Allah'tan son derece korkar, hayadan melekler bile ona yetişemez, âlim, hafız... diye saymaya devam edince.

Adam:

— Yeter!, demiş. Senin bu anlattıklarının yarısı bile benim kızımı vermeme yeter de artar bile.

Meramına erişen İmam:

— Yalnız, demiş bir kusurunu söylemeyi unuttum. Kızınızı istediğim zat, yahûdidir, demiş.

Adam bunun üzerine hiddetlenmiş tabiii:

— Nasıl olur ya İmam! Benim kızım bir yahûdiye mi lâyıkdır? demiş.

Adamdan bu cevabı alan İmam-ı A'zam Hazretleri:

— Niye lâyık olmasın? Sen bir kızını yahûdiye vermek istemiyorsun da, Yüce Peygamberimiz (s.a.s.) iki kızını da yahûdiye nasıl verdi? demiş.

Adam anlamış tabii İmam Hazretlerinin eve niçin geldiğini... Eline ayağına sarılarak af dilemiş ve bir daha da Hazreti Osman hakkında söylediği sözleri ağzına almamış.

* * *
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt