EŞHEDU
Kelime-i şehadet-i söylerken cümlenin başlarına eklediğimiz eşhedu kelimesi üç farklı sözlük anlamına sahibtir.
1- Gözlemek , anlamak manasındadır.
"ALLAH’ın yakınlığı kazananlar O’nu görürler"
يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَ ( Mutaffifin 21)
Misal verecek olursak ; Mucahidler cihad esnasında ALLAHın yardımına çok defa şahid oldular.
Buradaki "şahid oldular" cümlesi görmek , anlamak, nail olmak anlamındadır.
2- Şehadet etmek , tanık olmak manasındadır.
"Aranızdan iki güvenilir , doğru sözlü kişiyi şahid tutunuz" (Talak 2)
وَأَشْهِدُوا ذَوَيْ عَدْلٍ مِّنكُمْ وَأَقِيمُوا
Herhangi bir hadise karşısında olay anında hazır bulunan / bulundurulan görgü şahidinin şahidliğidir.
Misal verecek olursak ; Senin, O’nun arabasına çarptığına ben de şahadet ederim. Buradaki "şehadet" aynı zamanda tanık / şahid anlamındadır.
3- Yemin etmek manasındadır .
Munafıklar sana geldikleri vakit: Şahidlik ederiz ki sen muhakkak ALLAH'ın elçisisin. derler. Senin mutlaka kendisinin elçisi olduğunu ALLAH bilir ve ALLAH munafıkların yalancı olduklarına şahidlik eder. (Munafikun 1 )
Misal verecek olursak ; Bu işi senin yapmadığına dair, şehadet eder misin? sorusundaki şehadet yemin anlamındadır. Buradan hüküm çıkaran hanefi fıkıh alimleri eşhedu diyen şehadet ederim diyen bir insanı yemin etmiş sayarlar .
Üç manayı toparlayacak olursak , insan şahidlik ederken yemin eder. Bir şeyi görünce şahidlik yapar.
İşte kelime-i şehadet-i söylerken eşhedu ile ALLAH'ı gözümüzle görmüşcesine, Allah'dan başka ilah olmadığına şahid olmuşçasına yemin ederiz. Bir nevi ALLAH'ın ilahlığına ve tekliğine vALLAHi , billahi teALLAHi böyledir demiş oluruz.
Kelime-i şehadet-i söylerken cümlenin başlarına eklediğimiz eşhedu kelimesi üç farklı sözlük anlamına sahibtir.
1- Gözlemek , anlamak manasındadır.
"ALLAH’ın yakınlığı kazananlar O’nu görürler"
يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَ ( Mutaffifin 21)
Misal verecek olursak ; Mucahidler cihad esnasında ALLAHın yardımına çok defa şahid oldular.
Buradaki "şahid oldular" cümlesi görmek , anlamak, nail olmak anlamındadır.
2- Şehadet etmek , tanık olmak manasındadır.
"Aranızdan iki güvenilir , doğru sözlü kişiyi şahid tutunuz" (Talak 2)
وَأَشْهِدُوا ذَوَيْ عَدْلٍ مِّنكُمْ وَأَقِيمُوا
Herhangi bir hadise karşısında olay anında hazır bulunan / bulundurulan görgü şahidinin şahidliğidir.
Misal verecek olursak ; Senin, O’nun arabasına çarptığına ben de şahadet ederim. Buradaki "şehadet" aynı zamanda tanık / şahid anlamındadır.
3- Yemin etmek manasındadır .
Munafıklar sana geldikleri vakit: Şahidlik ederiz ki sen muhakkak ALLAH'ın elçisisin. derler. Senin mutlaka kendisinin elçisi olduğunu ALLAH bilir ve ALLAH munafıkların yalancı olduklarına şahidlik eder. (Munafikun 1 )
إِذَا جَاءكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ إِنَّكَ لَرَسُولُ اللَّهِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِنَّكَ لَرَسُولُهُ وَاللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَكَاذِبُونَ
Bu ayette de gördüğümüz gibi munafıkların imanlarının samimi olmadığını , verdikleri sözün yalan olduğuna dair ALLAH şahidlik etmektedir. Yani onların yalancı olduklarına dair şahidim diyerek yemin etmektedir. Misal verecek olursak ; Bu işi senin yapmadığına dair, şehadet eder misin? sorusundaki şehadet yemin anlamındadır. Buradan hüküm çıkaran hanefi fıkıh alimleri eşhedu diyen şehadet ederim diyen bir insanı yemin etmiş sayarlar .
Üç manayı toparlayacak olursak , insan şahidlik ederken yemin eder. Bir şeyi görünce şahidlik yapar.
İşte kelime-i şehadet-i söylerken eşhedu ile ALLAH'ı gözümüzle görmüşcesine, Allah'dan başka ilah olmadığına şahid olmuşçasına yemin ederiz. Bir nevi ALLAH'ın ilahlığına ve tekliğine vALLAHi , billahi teALLAHi böyledir demiş oluruz.