Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Evlad Edinmek

ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
BAŞKA BİRİNİN ÇOCUĞUNU EVLAD EDİNMEK

evlad.jpg

654750.jpg

Bu fıkhi mesele; genellikle çocuğu olmayan ailelerde yakın akrabalarının çocuklarından birini, küçükken alarak veya çok çocuğu olan fakir kimselerin çocuğunu, maddi durumu iyi olan az çocuk veya hiç çocuğu olmayan birine verilmesi ile gündeme gelmektedir. Bu vakıa, Türkiye'de özellikle doğu Anadolu'da da halen mevcud konulardandır.

Yoksullara yardımcı olmak, onların yükünü hafifletmek İslam'ın koymuş olduğu güzel sünnetlerden biridir.

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur :
" Yetimi himaye eden kimse ile ben cennette, şehadet parmağı ile orta parmak gibi yakın olacağız."
(Buhari, Edeb, 24; Muslim, Zuhd, 42)


Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz'in hayatında bunun birkaç örneği mevcuddur.
Amcası Ebu Talib'in ailesi çok kalabalıktı, gelir azalıp kıtlık da baş gösterince büsbütün sıkıntıya düştü. Bu sebeble Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz onun yükünü hafifletmek amacıyla oğlu Ali (r.anh)'yi kendini himaye ve terbiyesine, Akîl'i da hali-vakti yerinde olan amcası Abbas (r.anh)'ın himayesine aldı.
Ancak İslam'dan önce Arap Yarımadasında nesebi belli olmayan çocukları alıp kendi evladı edinenler hayli çoktu. Bu yüzden soylar birbirine karışıyor, bazen çok yakınlar birbiriyle evleniyorlardı. İslam yepyeni bir nizam ve değişik bir aile düzeni getirdi. Cahiliyye devri adetlerinin çoğunu kökünden yıkıp kaldırdı.

Bu arada başkasının çocuğunu evladlık edinmeyi de yasakladı. Nitekim Hatice (r.anha)'nin kölesi olup Rasulullah'a hediye edilen küçük Zeyd'i Efendimiz evlad edinmişti. Bu bakımdan herkes O'na Muhammed'in oğlu Zeyd diye sesleniyor ve öylece tanınıyordu.
Ahzab Suresinin baş kısmındaki ayetler indirilerek bu yasaklandı.
Yani kimsesiz çocukları, fakir ailelerin çocuklarını, yetim ve yoksulları alıp beslemek, okutmak ve evlendirmek büyük sevab kabul edildi, ama onları evlâd edinmenin sakıncaları belirtilerek yasaklandı :


«Evladlıklarınıza da Öz oğullarınız gibi saymanıza meşru' kılmamıştır. Bunlar sizin dillerinizle söylediğiniz (anlamsız) sözlerdir. Allah ise hakkı söylemektedir. Doğru yola ancak o eriştirir.» (Ahzab 4)

Bir kişinin iki kalbi olmayacağı gibi, iki babası da olamaz. Nitekim Hz. Ömer (r.a.) diyor ki:
«Bu ayet inmeden önce biz Zeyd için «Muhammed (a.s.)'ın oğlu» diyorduk. Bu âyet inince artık öyle demekten men'olunduk(Kurtubi : 14/118.)


Ashabdan Sehle binti Suheyl bir gün Rasulullah (s.a.v.)Efendimize gelerek dedi ki:
«Ya Rasulullah! Salim'i evlâd edindik. Ama o bizim öz evlâdımız değildir. İçimde bir şüphedir sürüp gidiyor, ne buyurursunuz?»

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de ona, «Salim'i emzir, böylece süt anası olursun.» buyurdu.
(Buharî, nikâh: 15 ; Ebû Dâvud, nikâh: 9; Nesai, nikah: 52; Ahmed: 6/201-, 271)

Bu ayet ve ilgili hadislere dayanılarak, bir kimse yanında beslediği erkek çocuğunun ileride evlenip de boşadığı karısıyla evlenebilir, hükmü çıkarılmıştır.

«Evladlıkları babalarına nisbet ederek çağırın. Bu, Allah katında en doğru ve en adil olanıdır. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, o takdirde onlar dinde sizin kardeşleriniz ve dostlarımızdır.» (Ahzab 5)

Yani onları kardeş diye çağırın ve dinde kardeş kabul edin.
Görüldüğü gibi, Kur'an babası bilinmeyen çocukların sokakta bırakılmasına cevaz vermiyor, mu'minlerin onlan alıp beslemesini tavsiye ederken, «onları öz evladınız gibi kabul etmeyin. Babalarına nisbet edin, babalarını bilmiyorsanız, dinde kardeşleriniz ve dostlarınız bilin.» buyuruyor


Hadis-i Şeriflerle bu konuya ağırlık kazandırılmış ve daha ağır ölçüde manevi mueyyideler de konulmuştur.
Ebu Bekret (r.a.)'den Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki :
«Kim babasından başkasına kendini nisbet edip -babası olmadığını bildiği halde- böyle bir iddiada bulunursa, cennet ona haram olur(Buharı - Muslim - Ebû Dâvud - îbn Mâce - Ahmed b. Hanbel)


Yani bunun cezasını görmeden cennete giremez.

Ebu Zerr (r.anh)'den Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki :
«Herhangi bir adam babası olmadığını bildiği halde kendini bir adama nisbet ederse, herhalde hakkı inkâr etmiş olur (Büyük bir günah işler).
(Ahmed b. Hanbel - Buharî - Muslim)

Başkasının Çocuğuna "Oğlum" ya da "Kızım" Demek


Başkasının çocuğunu evlad edinmenin caiz olmadığını gördük.
Başkasının çocuğuna şefkat ve sevgi yollu «Evladım!» veya «oğlum..» «kızım..» demek caiz olur mu?

Bu daha çok söyleyenin niyetine bağlı bir hüküm taşır. Başkasının çocuğunu kendine evlad edinmek için söylüyorsa, caiz değildir, aynı zamanda büyük günah işlemiş olur. Ama sevgi ve şefkatinden dolayı ağız alışkanlığı nedeniyle söylüyorsa, bunda bir vebal yoktur.


Nitekim bize kadar gelen sahih rivayetlerden anlıyoruz ki, Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz kendisine hizmet eden Enes (r.anh)'e «oğulcağızım!.. diye hitap etmiştir. (Ebû Dâvud - Tirmizi: Enes bin Mâlik (r.a.)'den.)


Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz kazaya kalan umreyi yerine getirmek için yola çıktığında Hamza (r.anh)'nın kızı arkasından, «Amcam, amcam!.» diye seslenmiş ve Ali (r.anh) koşup O'nun elinden tutarak Fatıma (r.anha)'ya götürüp, «amcam kızına artık sen bak..» demişti.
Ama Zeyd ve Cafer (r.anhuma) de ona sahib çıkmışlar, her biri onu alıp beslemek için hak iddia etmişlerdi. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz onu teyzesine teslim edip, «bu hak senindir, çünkü teyze ana makamındadır» buyurmuştu. Böylece hepsi de o küçük kıza «kızım, kızım» diye sesleniyorlardı.


Konuyu özetleyecek olursak :

images



a) Başkasının çocuğunu alıp evlad edinmek dinen haramdır. Böyle yapan büyük günah işlemiş olur.

b) Yetimleri, yoksulları alıp beslemek, okutup büyütmek ve evlendirmek büyük bir sevabtır.


c) Sevgi ve şefkat yolu ile başkasının çocuğuna «evlâdım!.» veya «oğlum!.» «Kızım!.» demekte bir vebal yoktur

e) Evladlık mirastan pay almayacaktır.

f) Evlat edinilen çocuk kız olursa babalığa, erkek olursa analığa mahrem olacağı için veya diğer kardeşlerle beraber yalnız kalma ihtimaline göre caiz değildir. Bu konu süt emzirmekle çözülebilir. Annalık süt anne, babalık da süt baba olacağından dini açıdan da bir sakınca kalmaz.
Süt emme olmamış ise halvet (başbaşa kalma) ve tesettür meseleleri nikah düşen yabancı kimseden farkı yoktur!


15993.jpg
 
Üst Ana Sayfa Alt