Evli bir kadına (bilinçli olarak) aşık olmanız oldukça çirkin bir günahtır. Hele ki evli / nikahlı olduğunu öğrendiğiniz halde bu ilişkiye devam etmeniz durumu daha da çirkinleştirmektedir. Sözde aşık olduğunuz bayanın kocası olmasına rağmen başka bir erkekle (sizle) aşk yaşamaya devam etmesi ve kocasını bir nevî aldatması da çok daha vahim bir kabahat olmakla beraber, hem nikahını tehlikeye atmakta hem de kocasının hakkına girmektedir. Bugün kocasını aldatabilecek kapasitede bir karaktere sahib bir kadınla ilerde evlenmen durumunda aynı durumu (aldatmayı) size de yapmayacağına nasıl emin olabilirsiniz?
Yaşınızın (ki pek de küçük sayılmazsınız) genç, takvanızın az olmasından kaynaklanarak şeytanın fırlattığı okların etkisine girmiş olmanız, üzerinizdeki vebali ortadan kaldırmayacaktır.
İçinde bulunduğunuz durum, vicdanınızı acıttığından ve pişmanlıktan dolayı kendinizi ibadete vermeniz, size kocası olan bir bayana haram (aşk) yaşayarak kendisini sevindirmiş olduğunuz şeytanı üzmüş olacak ki, size bu seferde "Allah'a ibadet etmek için yasak/haram olan bir aşkı unutmayı mı vesile edindin" fısıldısıyla içinize kuşku ve evham düşürerek, samimiyetsizliğinizi deşifre ederek ibadetten soğutarak haramdan kurtulmamanızı sağlamıştır. Ki bunun şeytanın bir oyunu/tuzağı olduğunu bilmeniz gerekirdi.
Aslında Allah'a ibadet (kendinizi dine vermeniz) için böyle bir haram(dan kurtulmay)ı beklemememiz gerekirdi. Fakat bu demek değil ki bundan dolayı ibadete başlanmaz.
Size bu konuda diyeceğimiz, Allah'a samimi bir tevbe ederek bu harama son vermenizdir.
Rasûlullah'ın (s.a.v.) bir hadîs-i şeriflerinde:
"Kim kocası olan bir kadını aldatırsa, aralarını açmaya çalışırsa... bizden değildir."
(Hâkim, Mustedrak, II, Hadis no : 196; Ebû Dâvûd, Talâk, 1, Edeb 126; Ahmet b. Hanbel, II, 397; V, 352, 355)
Hadîsi şerheden Munâvî diyor ki, "Bu kadın bir de komşu kadın olursa bunun günah ve çirkinliği o kadar daha artar." Çünkü, "şerrinden komşusu emin olmayan kimse cennete giremez, buyurulmuştur.
İmam Nevevi de: "Demek ki, insan bir iyiliği öğretmenin dışında, başka bir adamın karısı, kızı, çocuğu vb. ile onu ifsad edici şekilde konuşması haramdır, der" (Munâvî, Feyzul-Kadîr V/385; Ayrıca bk. VI/123.)
Burada mesele örneklendirilerek anlatılır. Adamın içkici olması, karısının nikâhsız olduğu anlamına gelmez ve nikâhlı bir kadın boşanmaya teşvik eden de "bizden değildir". Meseleye, kendinizi bir an, kadının kocasının yerine koyarak, yine kendiniz de fetva verebilirsiniz.
Çünkü bu gibi hareketler aile fertlerinin aralarının açılmasına, aile ocaklarının sönmesine ve dolayısıyla cemiyet bünyesinde tehlikeli bozulmalara sebeb olur. Bu yüzdendir ki müslümanların arasının açılmasına sebeb olan, birinin dünürlüğü üzerine dünürlükte bulunmak, birinin talib olduğu bir mala talib olmak, müşteri kızıştırmak gibi bütün davranışlar yasaklanmıştır.
Hadis-i Şerifte bir erkeğin, bir kadını kocasına karşı kışkırttığından bahsedilmekle yetinilib de, erkeklerin karılarından soğutulduğundan bahsedilmemesi, genellikle kışkırtılanların kadınlar olmasındandır. Aslında bir erkeğin karısı ile arasını açmaya çalışmakta aynı derecede haramdır.
Zayıf bir hadîste: "Hevâ (arzu ve aşk) peşinden gidilip, o doğrultuda davranılmadıkça ve kimseye söylenmedikçe, sahibi için bağışlanır." (Suyutî, el-Câmi'us-sağîr -Feyz'uI-Kadîr ile, den- VI, 358) buyurulmuştur.
Burada kastedilen, elbette helâl olmayan arzudur. "Hevâ ve hevese uyma; zirâ o seni Allah yolundan saptırır. "(Sâd 26) âyet-i kerîmesi de bunu gösterir. Buna göre insan elinde olmayarak evlenmesi câiz olmayan birisine âşık olur da bunu kimseye açmazsa ve nefsini bundan vazgeçirmeye uğraşırsa, günaha girmeyeceği umulur. (Munâvî, Feyz VI, 358)
(bilinçli olarak) aşık olmanız oldukça çirkin bir günahtır. Hele ki evli / nikahlı olduğunu öğrendiğiniz halde bu ilişkiye devam etmeniz durumu daha da çirkinleştirmektedir. Sözde aşık olduğunuz bayanın kocası olmasına rağmen başka bir erkekle (sizle) aşk yaşamaya devam etmesi ve kocasını bir nevî aldatması da çok daha vahim bir kabahat olmakla beraber, hem nikahını tehlikeye atmakta hem de kocasının hakkına girmektedir. Bugün kocasını aldatabilecek kapasitede bir karaktere sahib bir kadınla ilerde evlenmen durumunda aynı durumu (aldatmayı) size de yapmayacağına nasıl emin olabilirsiniz?
Yaşınızın (ki pek de küçük sayılmazsınız) genç, takvanızın az olmasından kaynaklanarak şeytanın fırlattığı okların etkisine girmiş olmanız, üzerinizdeki vebali ortadan kaldırmayacaktır.
İçinde bulunduğunuz durum, vicdanınızı acıttığından ve pişmanlıktan dolayı kendinizi ibadete vermeniz, size kocası olan bir bayana haram (aşk) yaşayarak kendisini sevindirmiş olduğunuz şeytanı üzmüş olacak ki, size bu seferde "Allah'a ibadet etmek için yasak/haram olan bir aşkı unutmayı mı vesile edindin" fısıldısıyla içinize kuşku ve evham düşürerek, samimiyetsizliğinizi deşifre ederek ibadetten soğutarak haramdan kurtulmamanızı sağlamıştır. Ki bunun şeytanın bir oyunu/tuzağı olduğunu bilmeniz gerekirdi.
Aslında Allah'a ibadet (kendinizi dine vermeniz) için böyle bir haram(dan kurtulmay)ı beklemememiz gerekirdi. Fakat bu demek değil ki bundan dolayı ibadete başlanmaz.
Size bu konuda diyeceğimiz, Allah'a samimi bir tevbe ederek bu harama son vermenizdir.
Rasûlullah'ın (s.a.v.) bir hadîs-i şeriflerinde:
"Kim kocası olan bir kadını aldatırsa, aralarını açmaya çalışırsa... bizden değildir."
(Hâkim, Mustedrak, II, Hadis no : 196; Ebû Dâvûd, Talâk, 1, Edeb 126; Ahmet b. Hanbel, II, 397; V, 352, 355)
Hadîsi şerheden Munâvî diyor ki, "Bu kadın bir de komşu kadın olursa bunun günah ve çirkinliği o kadar daha artar." Çünkü, "şerrinden komşusu emin olmayan kimse cennete giremez, buyurulmuştur.
İmam Nevevi de: "Demek ki, insan bir iyiliği öğretmenin dışında, başka bir adamın karısı, kızı, çocuğu vb. ile onu ifsad edici şekilde konuşması haramdır, der" (Munâvî, Feyzul-Kadîr V/385; Ayrıca bk. VI/123.)
Burada mesele örneklendirilerek anlatılır. Adamın içkici olması, karısının nikâhsız olduğu anlamına gelmez ve nikâhlı bir kadın boşanmaya teşvik eden de "bizden değildir". Meseleye, kendinizi bir an, kadının kocasının yerine koyarak, yine kendiniz de fetva verebilirsiniz.
Çünkü bu gibi hareketler aile fertlerinin aralarının açılmasına, aile ocaklarının sönmesine ve dolayısıyla cemiyet bünyesinde tehlikeli bozulmalara sebeb olur. Bu yüzdendir ki müslümanların arasının açılmasına sebeb olan, birinin dünürlüğü üzerine dünürlükte bulunmak, birinin talib olduğu bir mala talib olmak, müşteri kızıştırmak gibi bütün davranışlar yasaklanmıştır.
Hadis-i Şerifte bir erkeğin, bir kadını kocasına karşı kışkırttığından bahsedilmekle yetinilib de, erkeklerin karılarından soğutulduğundan bahsedilmemesi, genellikle kışkırtılanların kadınlar olmasındandır. Aslında bir erkeğin karısı ile arasını açmaya çalışmakta aynı derecede haramdır.
Zayıf bir hadîste: "Hevâ (arzu ve aşk) peşinden gidilip, o doğrultuda davranılmadıkça ve kimseye söylenmedikçe, sahibi için bağışlanır." (Suyutî, el-Câmi'us-sağîr -Feyz'uI-Kadîr ile, den- VI, 358) buyurulmuştur.
Burada kastedilen, elbette helâl olmayan arzudur. "Hevâ ve hevese uyma; zirâ o seni Allah yolundan saptırır. "(Sâd 26) âyet-i kerîmesi de bunu gösterir. Buna göre insan elinde olmayarak evlenmesi câiz olmayan birisine âşık olur da bunu kimseye açmazsa ve nefsini bundan vazgeçirmeye uğraşırsa, günaha girmeyeceği umulur. (Munâvî, Feyz VI, 358)