Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Evlilik Sosyal Bir Maslahattır

C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bilindiği gibi, İslam'da evliliğin genel anlamda yararlan söz konusudur; bunun sosyal maslahatları vardır. Bunların en önemlileri:

1- İnsan türünü korumak:

Evlilik ile insan nesli devam eder ve çoğalır. Bu durum Allah (c.c.) yeryüzüne ve üzerindeki her şeye varis oluncaya kadar sürüp gider. Bu çoğalmada ve nesil nesil devam etmede insan türünü korumanın yeri ve önemi açıktır. Uzmanlar tarafından, insan türünün fiziksel ve ruhsal yapılarını paralel olarak koruyup esenliğe kavuşturmak için terbiye konusunda sağlam ölçüleri ve sahih kuralları koymak da o nisbette önemlidir.

Kur'ân-ı Kerim bu toplumsal hikmetin ve insan'i maslahatın kadrini yücelterek şöyle diyor:

“Allah size kendinizden eşler verdi ve eşlerinizden size oğullar ve torunlar sundu ve sizi pak ve helal şeylerden rızıklandırdı. Buna rağmen batıla inanıyorlar da Allah'ın nimetlerini inkar mı ediyorlar?” (Nahl: 16/72)

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefs (can) den yaratan, ondan da eşini meydana getiren ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbınıza karşı gelmekten, O'na saygısızlıkta bulunmaktan ve akrabalık (bağlarını koparmak) tan sakının. Şüphesiz ki Allah üzerinizde (kusursuz) bir gözeticidir.” (Nisa: 4/1)


2- Nesli korumak:

Allah'ın kullarına meşru kıldığı evlilik müessesesiyle, çocuklar kendilerini dede ve babalarına nisbet etmekle gurur duyar, iftihar ederler. Şüphesiz ki bu intisabda onların kişisel itibarı, ruhsal istikran ve insan olma şeref ve yüceliği vardır. Eğer Allah'ın meşru kıldığı evlilik müessesesi olmasaydı toplum hiçbir keramet, asalet, şeref ve soyu olmayan çocuklarla dalgalanır ve birbirine karışırdı ve bu durumda da fazilet ölçülerine dayalı ahlâk ağır bir darbe yer, bozgunculuk ve herşeyi mubah sayma yaygınlaşırdı.

3- Toplumun ahlâki çözüntü ve çöküntüden selamette kalması:

Evlilik müessesesiyle toplum ahlâki çözüntü ve çöküntüden selamette kalır; fertler toplumsal kokuşmadan, bozuntudan kurtulup güvene kavuşur. İdrak ve anlayış sahibi her kişi açıkça bilir ki, diğer cinse karşı tabii temayül ve içgüdü, meşru evlilik yoluyla doygun hale gelince, helal ile bağlantı kurunca, ümmet fert ve toplum cihetiyle süslenir de adab ve terbiyenin, en güzel ahlâkın en üstünüyle ölçüsünü bulur. Böylece tebliğ görevini yerine getirmeye layık, sorumluluk duygusunu Allah'ın murad ettiği şekilde taşımaya daha müsait duruma gelir. Evliliğin hikmet ve felsefesi, toplumsal yararları hakkında gençleri evliliğe teşvik ve tahrik ederken Allah Resulü ne güzel, ne doğru buyurmuştur.

“Ey gençler topluluğu! Sizden kim evlenmeğe güç getirebiliyorsa, evlensin. Çünkü gerçekten evlilik gözü (harama karşı) daha çok yumucu, namus ve iffeti daha çok koruyucudur. Kim de evlenmeye (mali imkan bulamaz da) kudret yetiremezse, ona da oruç gerekir; çünkü oruç şehveti kesicidir.” (Buhar-Müslim)

4- Toplumu birtakım hastalıklardan koruyup selamete eriştirmek:

Toplumu evlilik müessesesiyle yaygınlaşmaya müsait zina sebebiyle bulaşıcı birtakım hastalıklardan korumak ve esenliğe kavuşturmak ancak mümkündür. Fuhşun ortaya çıkması, harama kapı açılması da ancak bu sayede önlenebilir. Bu hastalıklardan biri de zührevi ve frengidir. Bunlar ve benzeri hastahkar nesli temelinden sarsıp kötü sonuçlara götüren tehlikeli illetlerdendir ki bedeni kuvvetten düşürür, öldürücü nitelik taşır ve yetişmekte olan kuşağın sağlığını bozar.

5- Ruhsal ve derûni sükunete kavuşmak:

Erkekle dişi arasında ciddi sevgi ve rahmet, samimi ülfet ancak evlilik ile neşv-u nema bulur. Koca akşama doğru işini bitirip evine dönünce, eşiyle çocuklarıyla biraraya gelince, gündüzleyin üzerine çöken sıkıntı ve üzüntüleri unutur, yorgunluğu kalmaz. Kadının durumu da böyle, kocasıyla buluşup biraraya gelince kendisini sıkan birçok şeyleri unutur ve hayat arkadaşının yanında huzura kavuşur.

İşte böylece eşlerden her biri deruni sükûneti diğerinin gölgesinde duyar, evlilik mutluluğunu bu gölgede hisseder. Bu açık durumu tasvir eden Cenab-ı Hakk ne güzel ve ne üstün beyanda bulunuyor.

“O'nun açık belgelerinden biri de size kendinizden eşler yaratmasıdır ki onlarla sükunet bulup huzura kavuşursunuz. Aranızda sevgi ve rahmet meydana getirmiştir. Şüphesiz ki bunda düşünebilen bir millet için öğütler, ibretler ve deliller vardır.” (Rûm: 30/21)


Elbette sözü edilen ruhsal ve deruni sükûnet ve huzurda çocukların terbiyesiyle meşgul olup yeterince itina gösteren ve bunu korumaya çalışan kimsenin payı daha büyüktür. Açıklamaya gerek yoktur.

6- Eşlerin aile yuvasının kurulmasında ve çocukların terbiyesinde yardımlaşması:

Çiftler ancak evlilik bağım gerçekleştirmekle aile yuvası kurmada, sorumluluk taşımada birbirine yardımcı ve destek olurlar. Biri diğerinin işini tamamlar; kadın kendi ihtisası, bilgi ve becerisi dahilinde iş görür; tabiatına uygun, kadınlığına yakışanı yerine getirir. Bu da daha çok ev idaresiyle ve bir bakıma ev ekonomisiyle ilgilidir. Çocukların terbiyesiyle meşgul olmak bu cümledendir.

Ne doğru söylemiş şair:

“Anne bir okuldur, onu hazırladığın zaman,

Kökü tertemiz soylu bir topluluk hazırlarsın.”

Erkek de kendi ihtisası, bilgi ve becerisi çerçevesinde bir şeyler yapar, tabiatına ve erkekliğine uygun olanı işler. Bu da çoluk-çocuk için çalışıp çabalamak, en zor ve sıkıntılı amelleri yerine getirmekle sağlanır; ailenin esenliğine yönelik zamanın düşmanlarından günün musibetlerinden korumakla asıl ölçüsünü bulur. İşte böylece eşler arasında yardımlaşma ruhu gelişip tamamlanır da en mutlu sonuçlara erişirler. iyi-yararlı evlad hazırlamada en güzel meyveleri elde ederler.

Mü’min bir topluluğu terbiye etmek, onun kalbinde iman azmini ve gayretini doğurur, nefsinde İslam ruhunu yeşertir. Daha da öteye, bütün bir aileyi kapsar bu hava ve ruh, hepsini birden sevgi, selamet ve istikrar gölgesinde biraraya getirir.

7- Babalık ve analık şefkatinin gönülde alev alev yanması:

Evlilik müessesesiyle eşlerin gönlünde şefkat ve sevgi alevi yanmaya başlar; böylece kablerinden güzel duyguların, asil şuurların pınarları kaynayıp akar. Böylesine bir duygu ve düşünce atmosferi içinde soylu, şerefli bir ailenin oluşması çok tabiidir. Çocukları güdüp yetiştirmede çok iyi ve güzel sonuçların elde edilmesi de böyle; ailenin yaşayışını en uygun biçimde düzene koymak, onlara istikrarlı, emin ve uygun bir hayat, şerefli bir gelecek hazırlamak da ancak böylesine asil ve şuurlu bir düşünce bahçesinde sağlanır.

İşte bütün bu olumlu sonuçlar ki, toplumun maslahatı arıyla ilgili bulunuyordur, evlilik müessesesinden kaynaklanıp vücut bulur.

Okuyucu kardeşim, bu toplumla ilgili maslahatların çocuk terbiyesiyle ilgi ve irtibatını görmektesin. Ailenin ıslahıyla, soylu bir toplumun meydana gelmesiyle içice bulunuyordur.

O halde İslam şeriatının evlenmeyi emretmesini hayretle görüp karşılamamıza gerek yoktur; onun evliliği tahrik ve teşvik etmesi de şaşılacak şey değil.

Allah Resulü (s.a.v.) ne doğru söylemiştir:

“Mü’min, Allah'tan korkup fenalıklardan sakınmaktan sonra saliha bir eşten daha hayırlı bir şeyden yararlanmamıştır.” (İbn Mâce)

Diğer bir hadiste de şöyle buyurmuştur:

“Dünya bütünüyle yararlanılacak şeydir, ama onun en hayırlı yararlanılacak şeyi, saliha kadındır.” (Sahîh-i Müslim)
 
Üst Ana Sayfa Alt