Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Ey Müslümanlar Daha Güçlü,Daha Güçlü Vurun"

C Çevrimdışı

cevan_pedayi2

Üye
İslam-TR Üyesi
Ebû Mus’ab ez-Zerkâvî
Irak’taki El-Kaide’nin Lideri
20 Rebiulevvel 1426 29/4/2005 Cuma
Çeviri: Abdulhâdî et-Türkî


Nice peygamberler var ki, kendileriyle beraber birçok erenler çarpıştı. Allah yolunda kendilerine dokunan şeylerden yılmadılar, zayıflık göstermediler, boyun eğmediler. Allah, sabırlı olanları sever (146). Sadece şöyle diyorlardı: “Ey Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla. Ayaklarımızı sabit tut ve bize, inkârcı topluluğa karşı, yardım et!” (147). Allah da onlara, hem dünya sevabı, hem de güzel ahiret sevabını verdi. Allah, iyilik yapanları sever (148).” (Âl-i İmrân Suresi)

Yardımıyla İslâm’ı izzetli, kahrıyla şirki zelil kılan, ilâhî iradesiyle bütün âlemlere hükmeden, îlâhî hilesiyle kâfirlerin aklını başından alan, gün be gün mücâhidlere başarılar ihsan ederek muttakîleri güzel sona ulaştıran Allah’a hamd olsun. Kılıcıyla İslâm meş’alesini yüceltmeyi nasip ettiği zâta salât-u selam olsun.

Bu sesleniş...
Ebû Mus’ab ez-Zerkâvî’den yiğitlik ve kahramanlık diyarı Irak’taki gerçek mücâhidlere...
Mücadelelerinde son derece kararlı olan aslanlara...

Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Selâm olsun Allah’ın kardeşliklerini övdüğü kimselere
Selâm olsun benden, övülmüş kardeşlerime
Onlar geçmişteki gibi can ve mallarıyla savaşıyorlar...
Siz de selâm verdikten sonra onlar hakkında konuşun.

Şu anda Haçlılar’ın işgaliyle Bağdat’ın düşmesinin üzerinden iki sene geçti. Fakat onlar geride acı bir yenilgiden, şerefsizlikten, ahlâksızlıktan ve namussuzluktan başka bir şey bırakmadılar.

Bu iki sene zarfında Allah’ın lütfu ve tevfîkiyle Haçlı gürûhu Irak’a girmelerinden beri hedeflerini gerçekleştiremediler. Onlar Irak işgal savaşıyla Nil’den Fırat’a kadar uzanacak olan Siyonist devletin temellerini atmayı amaçlamışlardı. Fakat Allah’ın lütfu ve mücâhitlerin darbeleriyle bu düşüncelerinde yanıldılar, zehirlerini kısamadılar, son derece rezil bir şekilde geri adım attılar.

İşte şu anda ey mücâhitler! Sizler ümmetin öncü kuvveti, ümmetin emniyetinin bekçisi, ümmete gelecek zararlara karşı koruyucu bir kalkan, küstah ve kibirli Amerikalılar’ı ezmek için devamlı olarak hazır bir kaya oldunuz.

Sizler mukâvemetiniz ile bizimle savaşan düşmanlarla, Haçlı sancağını taşıyan ve bu bayrak altında hareket eden mürted ve münafıklarla yeterli askerî donanıma sahip olmadığınız halde savaştınız ve Irak’taki Müslümanları müdafaa ettiniz. Allah Teâlâ’nın lütfuyla yaptığınız nokta atışları ve başarılı operasyonlar sebebiyle düşmanlarınız rezil rüsva olunca, mücâhitleri başarısız göstermek için onlarla yaptıkları röportajları tahrif ederek yayınlıyorlar. İşte bu davranış iblisin insan şeytanlarına ilham ettiği bir hiledir. Düşmanların mücâhit timiyle yaptıkları bir röportajda her ne kadar yanlış bilgiler yer alsa da çoğu gerçeği saklamıyorlar. Bu da sizin cihadınız, sabrınız ve sebatınız karşısında düşmanlarınızın ne kadar şaşırdığını gösteriyor.

Söz konusu röportaj, “İki Seneden Sonra... Amerikan Ordusu Irak Savaşı’nı bitiriyor” başlığı altında Scott Tyson imzasıyla 19 Mart 2005 tarihli Washington Post gazetesinde ayrıntılı bir makalenin içerisinde yayınlandı.

Yazar diyor ki: “ABD’nin Irak Savaşı’na başlamasından iki sene geçmesine rağmen Irak direniş operasyonları Amerikan ordusunun gelir kaynaklarını ve düşünülenin aksine direnişçiler orta dereceli ama ciddi ataklarla Amerikan ordusunun insan gücünü bitirmeye devam ediyor.”

Yazar, Genelkurmay Başkan Vekili General Richard’ın senatoda yaptığı konuşma esnasında “2007 senesine kadar gönüllü askerlerin oluşturduğu ordunun yerleşimini ve dağıtımını nasıl yapacaksınız?” şeklinde sorulan bir soruyu değerlendiriyor. Yazar direnişin yükselmesi, direnişçilerin eylemlerini savaş meydanlarının dışına taşımasıyla ABD ordusunun zayıf düştüğüne değiniyor.

Richard şöyle cevap veriyor: “Düzenli ordu ve deniz donanması kuvvetlerinin önlemleri ve direnişçilere karşı galibiyetiyle, gönüllü askerlerin yeterli sayıya ulaşmasından sonra 2005 senesinin Nisan ayında dağıtımları ve yerleşimleri yapıldı. Ancak Savunma Bakanlığı’nın askerî hizmetlerdeki aksaklıklarla ilgili yaptığı istatistikler düzenli ordu ve donanma kuvvetleri içinde orta dereceli tehlikelerin olacağını gösteriyor.”

Millî Savunma Kuvvetleri Komutanı Rocrez Soldez şöyle söylüyor: “Biz bu eylemlerle ilgili eksiksiz önlemler almadığımız zaman eylemler gün geçtikçe büyüyecek ve sınırları aşacaktır.”

Soldez devamında şunları söylüyor: “Bu saldırılar millî savunma askerlerinin %20’sinin askerî hizmetlerini bırakmalarına sebep oldu.”

Ey Mücâhitler!

Düşmanlarınız bu vaziyete düştükten sonra onların yolu kapalıdır ve önleri kesiktir. Hak yol üzere savaşan mücâhitlerin kefenlerini yırtmak ve bu kutsal cihadın üzerine yılanlarını salmak istiyorlar. Bu sebeple düşmanlarınız Ehl-i Sünnet topraklarında Irak ordusunu oluşturmak için işbirlikçilere mücâhitlerle ilgili yalan ve iftira uydurmayı ve yaymayı önerdiler. Bu şekilde mücâhitlerin bölgelerinde yerleşip Haç’a tapanlar ile mücâhitler arasında önlem almak için bu işlere başladılar.

Ne acayip! Onlar kurşunların ve bombaların yoğun bir şekilde mücâhitlerin üzerine yağdırıldığı, dini müdafaa etmek için savaşan mücâhitlerin kanlarının oluk oluk aktığı, erkek ve kadın Irak’taki Müslümanların şereflerinin savunulduğu günlerde neredeydiler?

Ey hak yolunda savaşan mücâhitler!

Dikkat edin, dikkat! Bunlar İblisin uşaklarının gece ve gündüz yaptıkları hile yolundan gidiyorlar.

Ey mücâhitler!

İbnü’l Kayyım –Allah ona rahmet eylesin- şöyle demiştir: “Şüphesiz ki cihad, Allah’ın insandaki gam ve kederlerini giderdiği bir kapıdır. Şüphesiz ki cennet kılıçların gölgesi altındadır.”

İşte Allah sizlere cennet kapılarını aralamış ve o kapıların açılması için düşmanlarınızı cihad çarşısına sokmuştur.

Peygamber –Sallallahü Aleyhü ve Sellem- şöyle buyuruyor: “Muhakkak ki Allah devleler arasındaki savaşlarla aranızdan şehitleri seçiyor.”

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: “Fitne ortadan kalkıp din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın.”

Yine Peygamber –Sallallahü Aleyhü ve Sellem- şöyle buyuruyor: “Nefsim elinde olana yemin ederim ki komutanlığını ben yaptığım halde bana uyana ve Allah’ın emirlerini yerine getirene kadar kafirlerle savaşırdım.”

Dolayısıyla sizin cihadınız cennete ulaştırıcıdır ve savaşınız Allah’ın ümmet üzerindeki belaları kaldırmasına ve üzüntüleri gidermesine vesiledir.

Zulümlere karşı bütün cesaretin ve gözüpekliğinle engel olursun
Suçsuzları kesintisiz bir şekilde korursun.


Ve bu sesleniş...
Hak yolunu izleyen Bağdat’taki gerçek mücâhitlere...
Ey Hayfa el-A’zamiyye, el-Gazâliyle, el-Âmiriyye, el-Hadrâ, el-Mansûr, ed-Devre, el-Emin ve el-Me’mûn’un kahramanları!

Bu sesleniş...
İskendiriye, el-Hasva, el-Müsayyib, el-Mahmûdiyye, el-Latifiyye, el-Yusûfiyye, er-Rıdvâniyye, Zoba, Ebî Gureyb, El-Medâin, et-Târimiyye ve et-Tâci’deki aslanlara...

Bu sesleniş...
Diyal, Bakuba, el-Mikdâdiyye, el-Hâlis, Beled-i Rûz, Celûla, Behrez, Şehribân ve Hânikayn’daki aslanlara...

Bu sesleniş...
Ninova, Kuzey Musul, Tel’afer, Rebîa, el-Havîce, Kerkük, Dahok, Erbil ve es-Süleymâniyye’deki aslan yüreklilere...

Bu sesleniş...
El-Anbar, er-Ramâdi, el-Fellûce, el-Karma, el-Âmiriyye, es-Saklâviyye, el-Hâlidiyye, Hit, Hadîse, Âne, Rava, el-Kâim, ve er-Ratba’daki akıncılara...

Bu sesleniş...
El-Hılle, en-Nâsıriyye, Kerbelâ ve el-Basra’daki kutlu öncülere...

Şüphesiz ki Allah sizlere aralıksız iki sene cihad etmeyi nasip etti. Onun bu ihsanına karşılık sizler canlarınızı kurban ettiniz, dininiz uğruna kan akıttınız. Karşınıza çıkan her türlü sıkıntı ve meşakkatlere katlandınız.

Allah’a yemin ederim ki Allah dininizle beraberdir.

Allah’a yemin ederim ki Allah cihadınızla beraberdir.

Allah’a yemin ederim ki Allah kardeşlerinizin kanlarıyla ve bacılarınızın namusuyladır.

İpliğini kuvvetlice bağladıktan sonra çözen kişi gibi olmayın. Helâk olanların çokluğuna aldanmayın. Yolunuzun yolcusunun az olmasına da üzülmeyin. Sizden az ama kesin inanç ve sabır sahibi hayırlı kişiler olsun yeter.

Allah ondan razı olsun, Hâlid bin Velîd ordusuna hitap etmek için ayağa kalktığında şöyle demişti: “Ey Müslümanlar! Şüphesiz sabır izzettir, ümitsizlik acziyettir. Yardım, ancak sabırla beraber gelir. Şüphesiz sabredenler kutlu kimselerdir. Çünkü onlar ümitsizliğe kapılarak kahramanlıklarını zayıf düşürmemişlerdir. Gerçeği gören kimse ümitsizliğe düşmez. Allah’ın kendisiyle beraber olacağını ve tehlikelere karşı koruyacağını bilir. Savaşırken kendisi Allah’a sunarak ön safda yer aldığı zaman Allah onun makamını yükseltir. Gayretlerine karşılık mükâfat verir. Çünkü savaşçı bu hareketiyle şükretmiş olur ve Allah şükredenleri sever.”

Ey tevhid kardeşleri! Sabredin!

Bu zor günler azdır, sonra güzel son sizin içindir. Sizler iki hayırdan birine talipsiniz. Ya şehid olur rızıklandırılırsınız, yahut yakın bir fethe nâil olursunuz.

Ey Sa’d, el-Müsennâ, Hâlid ve Ebî Ubeyde’nin torunları!

Ey aslan yürekli, savaş meydanlarını kahramanları!

İnancınızı ve şerefinizi koruyun. Kılıçlarınızı iyi bileyin ve karşılığını ahirette bulmak üzere dininiz uğrunda savaşın. Allah ondan razı olsun, Hâlid’in savaş meydanında ordusuna hitap ettiği gibi siz de nefislerinizi çekip çıkarın.

Ey Müslümanlar! Daha güçlü, daha güçlü vurun!

Amerikalılar’a saldırın ki Allah sizi bağışlasın. Siz onlarla karşılığını âhirette almak üzere savaşıyorsunuz. Allah’ın rızasını istiyorsunuz. Dolayısıyla onlar sizin üzerinize muvaffak olamazlar. Gördüğünüz gibi sizi bitkin düşürmek ve inancınızı zayıflatmak basın-yayın yoluyla ve askerî aletlerle mümkün değil. Eğer niyetleriniz hâlis, inancınız sağlamsa bütün varlıkların Rabbi’nin yardımı size gelir. Gittiğiniz yoldan ayrılmayın ve bilin ki yardım niyetlerin samimiyetine göre gelir. Mükâfat çalışma azmine göredir. Allah’ın yardımı eğer bir müslümanla beraberse onun her şey hakkında çokça düşünmesine ve önlem almasına gerek yoktur.

Zaten inancınız ve gayretiniz nasıl zayıf düşebilir ki? Sizler görüyorsunuz ki düşmanlar bu diyarı gasbetti ve kadınlarımızın ırzına geçtiler. İnsanlarımızı son derece bayağı şekilde küçük düşürdüler. Sizler bacılarınızın iğrenç Haçlı hapishanelerinden gelen imdat çığlıklarını duydunuz. İzzet şehri Fellûce’de bacılarınızın intikamını aldınız. Hâin Râfızî (Şiî)’nin annelerinizin şerefini ayağı altında çiğnerken annelerinizin çığlıklarını duydunuz. O hâinler bacılarımızın kocalarını tutukladıkları için onları hanımlarını korumak için bulamazsın. Onları hanımlarının yanında ayağa dikerler ve gözlerinin önünde hanımlarının ırzlarına geçerler. Kocası yardım etmek için çırpındığında tekme darbeleriyle yere düşerler.

Putları savunma ordusunun askerleri yakaladıkları erkek-kadın müslümanları Amerikalılar’a teslim ederken ümitle derler ki: “Ben Iraklıyım, sen de Iraklısın. O halde onları sana niçin teslim etmeyeyim ki?” Ve teslim ederler. Ardından Amerikalılar teslim edilenlerin gözlerini bağlar, ellerini sırtına düğümlerler. Bacılarımızı hamile bırakırlar ve ardından Amerikan tutuklama arabasıyla yerlerde süründürürler.

Haçlılar insanlık dışı bir hareketle bacımız küçük düşürdü
Bağdat kalpten gelen gözyaşlarıyla senin için ağlar
Köpekler ve kurtlar bacımın iffetini kirletti
Genç kız feryat eder, kar gibi tertemiz gözyaşlarını akıtır
İliklerine kadar zorla ateş doldururlar
Bu şerefsizliğin hesabını soracağız ve izlerini süreceğiz
Bu intikam için işbirlikçi Arap liderleri nasıl harekete geçer
Onların da izini sürüp öldüreceğiz
Onlar ki putların yolundadır ve yalandan vazgeçmezler
Yazık ki kavmimin ileri gelenleri birbirlerini çekiştiriyorlar
Şeref sahipleri intikama yöneldiler ama kavmim ileri gelenleri ortada yok
Ne yazık ki onlar bizi toplayıp korumazlar
Savaş halindeyken yaptıkları aşırılıklara ve günahlara
Ey Bağdat! Şaşırmadım ama hâlâ Araplar soytarılık yapıyor
Bilin ki savaşa hazırlıkta kılıçtan önce iman lâzım
Bu kavim ne kadar günaha girse de gözyaşlarımı tutuyorum.

Kötü âlimlerin sesleri nerede? Biz onların mücâhitlerin direnişine karşı yükselttiği sesten başka bir şey duymadık. Müslüman bacılarımızın namuslarını korumak için kötü âlimler nerede?

Dini sadece bildik haramları yapmamak sandılar
Bacılarımıza üzülüyorlar izzeti kuşanmadıkları halde
Sadece dünyalığı istemeyi başarırlar
Eğer dünyalık verilmezse birbirlerine düşerler

Emrinizdeyim en annelerim, emrinizdeyim ey bacılarım
Emrinizdeyim ey iffetli temiz bacılarım
Allah’a yemin olsun ki rahat yaşamayacağız
Sizleri görmezlikten gelmeyeceğiz
Şerefinizin ve namusunuzun intikamını alıncaya kadar
Kılıçlarımızı kınına sokmayacağız.


Allah’a söz veriyoruz ey Bizans köpeği Bush!

Bu kötülükler bize yapıldığı ve Haçlı sancağı topraklarımızda dalgalandığı sürece sana ve orduna rahat bir yaşam yaşatmayacağız.
Allah’ın yardımıyla ayaktayız, ayakta olacağız.


Bu sebeple ey tevhid aslanları!

Sizlere bu konuşmam ulaştıysa sizleri sevgili Irak’a davet ediyorum.

Sizlere bu konuşmam vasıtasıyla düşmanlarımızın kanlarını kılıçlarınızla gece gündüz akıtmanız gerektiğini hatırlatırım.

Onları geldiği yere geri gönderin. Bir adamın ayakta dik durduğu gibi düşmanlarınızın karşısında dik durun.

Bacılarımızın ırzlarına geçildiği ve şereflerimizin ayaklar altına alındığına ve Haç’a tapanların bize hükmettiği bir yerde şerefsizce yaşamakta hiçbir hayır yoktur.

Ebû Enes eş-Şami Gazvesi gibi yeni fetih operasyonlarının başlamasından sonra sizler de Allah’ın izniyle intikam savaşlarına başlayın.

Ey Şehitler Tugayı!

Allah’ın bereketiyle hareket edin.

İçinizden evine dönenlere davette ısrar etmeyin ve evlerine gitmelerine engel olmayın. Düşmanlarınızın gündüzünü geceye, serinliğini ateşe çevirin.



Cihad edeceğiz veya ölene dek haykıracağız tüm samimiyetimizle:

“Din’in zirvesi cihattır.”



Ey Kitap’ı indiren, hesapları gören, yağmur yağdırarak düşmanları hezimete uğratan Allah’ım!

Onları yenilgiye uğrat ve korkut.

Şüphesiz Allah her işinde kazanandır ve lâkin insanların çoğu bilmezler.

Hamd, Alemlerin Rabbi olan Allah’a olsun.
 
Üst Ana Sayfa Alt