Çevrimdışı
Filistin'i Müslümanlar yakıyor!
02 Haziran 2010 Çarşamba - 14:06
Yeni gündemi hasbıhal edelim değerli dostlar..
Efendimizin; ''Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenmeyen Müslümanlardan değildir'' Hadis-i Şerifi bu yazıyı yazmaya zorladı bizleri..
İsrail'in, Gazze'ye insani yardım götüren gemilere düzenlediği ve savunmasız insanları öldürüldüğü saldırıyı
izliyorsunuz..
Tepkiler gösteriyorsunuz..
Gelişmeleri takip ediyorsunuz..
Ve.. İsrail'e kızıyorsunuz: ''Bir avuç insanlar. Birileri çıksın... Meydan okusun''...
''Artık yeter.. İsrail'e Haddini bildirsinler'' diye bekliyorsunuz..
Asıl kızılacak, öfkelenilecek varsa o da.. Benim, sensin.. Çocuklarımız, torunlarımız.. Komşumdur.. Bizleriz, İsrâile dolaylı destek verenlerdir.. Hepimiz sorumluyuz.
Bilelim ki; dert bizde, derman da bizdedir.
Nato'nun nota vermesinden, soruşturma açmasından,
BM'nin müdahalesinden daha da önemlisi var..
Türkiye'nin İsrail'le tüm ilişkilerin kesilmesi kadar tesirli çâre var !
Nasıl mı?. Efendim izah edeyim...
Mücadele nasıl başlar buyurun; örneğimizden öğrenelim:
Peygamberimiz (s.a.v), Medine'ye geldiğinde, ilk yaptığı işlerden biri, Mescid-i Nebevî'yi inşâ etmek; ensar-muhacir kardeşliğini sağlamakdiğeri ise Medîne pazarını kurmak olmuştu. Neden mi? Allah Resûlü gördü ki Medine'de ticarî hayata Yahudi ve Hıristiyanlar hakim.. Bu sultayı aşmak kırmak gerekiyordu.
Peygamberimiz, sosyal ve siyasal hayatı düzenlediği gibi, ekonomik hayatı da ihmal etmedi. Medine pazarını helal kazanç esasları üzerine, müslümanın parasının kime-kimlere gittiğinin şuuru ile alışveriş yapılacak yeri tâyin etti:
İslâm tarihinden okuyalım:
Peygamberimiz asla ''Müslümalların mallarından ne kapsak kârdır ve bu hususta da mes'ul ve günahkâr da olmayız. Zîrâ onlar hak yolda (!) değiller (1) şeklinde bir zihniyete sahip olan Yahudilerin insafına terk edilemezdi. Öyleyse yapılacak ilk iş Müslümanların hâkim ve şer'î ahkâmın uygulandığı bir Pazar kurmaktı..
Hz. Peygamber (s.a.v) Beni Kaynuka mahallesinde Yahudilere âid Nebit Pazarı'na giderek bir göz attı, inceledi ve
-''Bu asla sizin pazarınız olamaz.'' Sonra bir (başka) pazara gidip baktı ve yine;
-''Burası da asla sizin pazarınız olamaz'' buyurdu..
Peygamberimiz, Baki'uz-Zübeyr bölgesinde bir çadır kurdurdu ve dedi ki:
-''İşte burası sizin Pazar yerinizdir.'' Sonra Yahudilerin lideri Ka'b b. Eşref gelip içeri girdi ve çadırın iplerini kesti. Bu şekilde Ka'b, Peygamber'in kendi toprağına pazar kurmasını engellemeye çalıştı.
Bunun üzerine Peygamberimiz yılmayarak, mücâdeleye devam ederek Yahudi ekonomisini çöktürme azim ve kararlılığı ile buyurdular ki:
-''Endişeniz olmasın, gerçekten ben, bu pazarı onu (Ka'b'ı), daha da delirtecek bir yere nakledeceğim.'' (2)
Sonra bilahare Medine Pazarı adını alacak olan Beni Saide bölgesinde bulunan bu yerin-açık alanın dönüp etrafını dolaştı, pazarın yerine ayağı ile vurdu ve dedi ki:
-''İşte burası sizin pazarınızdır, bu Pazar (Lâ yuntekasanne- Lâ yubtalenne) daraltılmayacak ve burada asla vergi (haraç) alınmayacak.'' (3)
Bu şekilde, gayrı Müslimlerin pazar hakimiyetlerine de son verilecekti. Yeni bir pazar kuruldu. Ve Müslümanlar birbirinden alış veriş yapmaya başladılar. ''Çok az zaman sonra, Yahudi, Medine çarşı ve pazarında ticaret yapamaz oldu.'' Evet, Müslüman pazarında artık Müslümanlarla kimse rekabet edemiyordu. Zaten, Allah'ın istediği de bu idi.
Allah (cc), inananların şahsiyetsizliğe düşmesine râzı olmaz.
Anladık mı şimdi?
İsrail'e İslam düşmanlarına yardım yandaş ve destek olan firmaların ürünlerini almamak eve koymamak tüketmemek Peygamber tavrıdır tavsiyesi yönlendirmesidir, ve bir sünneti ihya etmektir..
Hanefi fıkhı ne diyor?. Bakalım:
Meşhur kaynaklarından olan el-İhtiyar'da şöyle denmektedir:
''Düşman İslam toprağına saldırdığında bütün herkese cihad farz olur. O zaman kadın kocasının, köle efendisinin izni olmadan cihada çıkabilir.'' (4). Tüketmeme hakkımızı kullanalım. Bu da bir cihattır. Çünkü biz tüketmezsek onlar buna dayanamazlar. Onların düzeni daha çok tüketmeye dayalıdır. Elbette yerli işbirlikçilerinin ürünlerini de tüketmeyelim. ''Değirmene giden suyun kesilmesi gibi'' olacaktır ki, Yahudi değirmeni dönmez artık..
El ezher fetvası; ''cola içmek haramdır''
Mısır'da İslam Dünyasının en etkin eğitim kurumlarından biri olan El Ezher, Yüksek İslami İşler Meclisi, yaptıkları bir incelemenin ardından; her iki içeceğin içinde domuz etinden bazı maddelerin konulduğunu tespit ettiklerinden;Coca Cola, Pepsi ve gazlı içeçeklerin haram olduğunu açıkladılar..
Bu sâdece bir tanesi için. Var diğerlerini sen ölç.
Bu deliller neticesinde bir Müslüman olarak;
Akan kana, çiğnenen ırzlara, talan edilen ekinlere, beş para edilen haysiyet ve şerefe, yıkılan hastanelere evlere ve yuvalara, bunca şehide rağmen, eğer hâlâ İsrail'e direkt veya dolaylı destek veren yandaşların ülkelerin ve firmaların ürettikleri ve şehrine bakkalına marketine ve hattâ köyümüze kadar gelen yiyecek içeçek ve ürüneri almaya devam edersen, çocuklarının, komşuları, arkadaşların tüketmesine ses çıkarmayıp erkekçe ve mertçe tavır koymazsan;
Zulme ortaksın, pay sahibisin, ölenlerden, yıkılan yuvalardan hisse sahibisin sen.. (5)
Kola, Fanta, Pepsi, fruko, Sprite, Turkuaz, Nestle, Nescafe içenlerin,
Malbora, Phillips Morris, Parlement tüttürenlerin,
Ariel, Persil, Vim, Tursil, Pril, Omo kullananların..
(digerlerini herkes araştırmalı, sâdece bunlar değil, fert desteğinden devlet desteğine kadar)..
Dolaylı olarak İsraile gönderdikleri destek para yardımı, mermi silâh ulaştı Gazze'ye.. İsrâil destekli ürünleri tüketenlerin yardımları, gemilerle yardım götüren gönüllü yiğit kardeşlerimizin kanını akıttı, öldürdü, yaraladı.. Tutuklattı.. Korku dolu dakikalar yaşattı...
Ve Bu utanç manzarasını bizlere de seyrettirdiler.. Türkiye'ye ve dünyaya da seyrettirdiler...
Koltuklarımıza kurulup, televizyonlardan her gün insanların katledilmesini izlemek ve garip bir hüzne kapılarak ''elimizden bir şey gelmiyor'' yalanın arkasına sığınmak, insaniyet,İslâmiyet ve medeniyetle bağdaşmıyor.!
Fazla söze gerek yok, artık bundan sonra çok daha titiz davranmalıyız..
Filistinli kardeşlerimizin katili israili, Irak ve Afganistandaki kardeşlerimizin katili Amerikayı ve Ardçıları İngiltereyi finanse etmeyelim!
Sıkılan kurşunların parasını artık biz ödemeyelim!
Dünya terörünün sponsoru-destekleyicisi olamayalım
İlk işimiz; geç kalmış olsak da;
Boykot edilmesi gereken ürünleri öğrenip ailemizden, çocuklarımızdan çevremizden başlayıp anlatmak sûretiyle gündemde tutmak..
Tepki duygularımız canlı, şu ayet her zaman gündeminizde olsun:
''O gün onlar için Allah tarafından hiç de hesap etmedikleri nice şeyler işler türlü azaplar olarak belirivermiş olacaktır, ortaya çıkacaktır..'' (6)
Faydalandığımız Eserlerden:
1- Taberi, tefsir; III, 226-227. İbni Kesir; II , 51
2- Bütün yönleriyle Asrı Saadette İslâm. 3. cilt, 415. sahife.
3- Hadisi Şerif; Kütübü Sitte. Prof. İbrahim Cânan; 17. cilt/ 255. sahife.
4- (el-Mavsili, el-İhtiyar li Ta'lili'l-Muhtar, C. 4, sh. 118)
5- ''Eddâllü 'aleş-şerri kefâ'ilihî'' ( Şerre- kötülüğe delâlet eden vesîle olan katkı sağlayan, o işi yapan gibidir) hadîsi şerifi
6- Zümer sûresi âyet 47.
İsmail Küçükakyüz Eğitimci Yazar
02 Haziran 2010 Çarşamba - 14:06
Yeni gündemi hasbıhal edelim değerli dostlar..
Efendimizin; ''Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenmeyen Müslümanlardan değildir'' Hadis-i Şerifi bu yazıyı yazmaya zorladı bizleri..
İsrail'in, Gazze'ye insani yardım götüren gemilere düzenlediği ve savunmasız insanları öldürüldüğü saldırıyı
izliyorsunuz..
Tepkiler gösteriyorsunuz..
Gelişmeleri takip ediyorsunuz..
Ve.. İsrail'e kızıyorsunuz: ''Bir avuç insanlar. Birileri çıksın... Meydan okusun''...
''Artık yeter.. İsrail'e Haddini bildirsinler'' diye bekliyorsunuz..
Asıl kızılacak, öfkelenilecek varsa o da.. Benim, sensin.. Çocuklarımız, torunlarımız.. Komşumdur.. Bizleriz, İsrâile dolaylı destek verenlerdir.. Hepimiz sorumluyuz.
Bilelim ki; dert bizde, derman da bizdedir.
Nato'nun nota vermesinden, soruşturma açmasından,
BM'nin müdahalesinden daha da önemlisi var..
Türkiye'nin İsrail'le tüm ilişkilerin kesilmesi kadar tesirli çâre var !
Nasıl mı?. Efendim izah edeyim...
Mücadele nasıl başlar buyurun; örneğimizden öğrenelim:
Peygamberimiz (s.a.v), Medine'ye geldiğinde, ilk yaptığı işlerden biri, Mescid-i Nebevî'yi inşâ etmek; ensar-muhacir kardeşliğini sağlamakdiğeri ise Medîne pazarını kurmak olmuştu. Neden mi? Allah Resûlü gördü ki Medine'de ticarî hayata Yahudi ve Hıristiyanlar hakim.. Bu sultayı aşmak kırmak gerekiyordu.
Peygamberimiz, sosyal ve siyasal hayatı düzenlediği gibi, ekonomik hayatı da ihmal etmedi. Medine pazarını helal kazanç esasları üzerine, müslümanın parasının kime-kimlere gittiğinin şuuru ile alışveriş yapılacak yeri tâyin etti:
İslâm tarihinden okuyalım:
Peygamberimiz asla ''Müslümalların mallarından ne kapsak kârdır ve bu hususta da mes'ul ve günahkâr da olmayız. Zîrâ onlar hak yolda (!) değiller (1) şeklinde bir zihniyete sahip olan Yahudilerin insafına terk edilemezdi. Öyleyse yapılacak ilk iş Müslümanların hâkim ve şer'î ahkâmın uygulandığı bir Pazar kurmaktı..
Hz. Peygamber (s.a.v) Beni Kaynuka mahallesinde Yahudilere âid Nebit Pazarı'na giderek bir göz attı, inceledi ve
-''Bu asla sizin pazarınız olamaz.'' Sonra bir (başka) pazara gidip baktı ve yine;
-''Burası da asla sizin pazarınız olamaz'' buyurdu..
Peygamberimiz, Baki'uz-Zübeyr bölgesinde bir çadır kurdurdu ve dedi ki:
-''İşte burası sizin Pazar yerinizdir.'' Sonra Yahudilerin lideri Ka'b b. Eşref gelip içeri girdi ve çadırın iplerini kesti. Bu şekilde Ka'b, Peygamber'in kendi toprağına pazar kurmasını engellemeye çalıştı.
Bunun üzerine Peygamberimiz yılmayarak, mücâdeleye devam ederek Yahudi ekonomisini çöktürme azim ve kararlılığı ile buyurdular ki:
-''Endişeniz olmasın, gerçekten ben, bu pazarı onu (Ka'b'ı), daha da delirtecek bir yere nakledeceğim.'' (2)
Sonra bilahare Medine Pazarı adını alacak olan Beni Saide bölgesinde bulunan bu yerin-açık alanın dönüp etrafını dolaştı, pazarın yerine ayağı ile vurdu ve dedi ki:
-''İşte burası sizin pazarınızdır, bu Pazar (Lâ yuntekasanne- Lâ yubtalenne) daraltılmayacak ve burada asla vergi (haraç) alınmayacak.'' (3)
Bu şekilde, gayrı Müslimlerin pazar hakimiyetlerine de son verilecekti. Yeni bir pazar kuruldu. Ve Müslümanlar birbirinden alış veriş yapmaya başladılar. ''Çok az zaman sonra, Yahudi, Medine çarşı ve pazarında ticaret yapamaz oldu.'' Evet, Müslüman pazarında artık Müslümanlarla kimse rekabet edemiyordu. Zaten, Allah'ın istediği de bu idi.
Allah (cc), inananların şahsiyetsizliğe düşmesine râzı olmaz.
Anladık mı şimdi?
İsrail'e İslam düşmanlarına yardım yandaş ve destek olan firmaların ürünlerini almamak eve koymamak tüketmemek Peygamber tavrıdır tavsiyesi yönlendirmesidir, ve bir sünneti ihya etmektir..
Hanefi fıkhı ne diyor?. Bakalım:
Meşhur kaynaklarından olan el-İhtiyar'da şöyle denmektedir:
''Düşman İslam toprağına saldırdığında bütün herkese cihad farz olur. O zaman kadın kocasının, köle efendisinin izni olmadan cihada çıkabilir.'' (4). Tüketmeme hakkımızı kullanalım. Bu da bir cihattır. Çünkü biz tüketmezsek onlar buna dayanamazlar. Onların düzeni daha çok tüketmeye dayalıdır. Elbette yerli işbirlikçilerinin ürünlerini de tüketmeyelim. ''Değirmene giden suyun kesilmesi gibi'' olacaktır ki, Yahudi değirmeni dönmez artık..
El ezher fetvası; ''cola içmek haramdır''
Mısır'da İslam Dünyasının en etkin eğitim kurumlarından biri olan El Ezher, Yüksek İslami İşler Meclisi, yaptıkları bir incelemenin ardından; her iki içeceğin içinde domuz etinden bazı maddelerin konulduğunu tespit ettiklerinden;Coca Cola, Pepsi ve gazlı içeçeklerin haram olduğunu açıkladılar..
Bu sâdece bir tanesi için. Var diğerlerini sen ölç.
Bu deliller neticesinde bir Müslüman olarak;
Akan kana, çiğnenen ırzlara, talan edilen ekinlere, beş para edilen haysiyet ve şerefe, yıkılan hastanelere evlere ve yuvalara, bunca şehide rağmen, eğer hâlâ İsrail'e direkt veya dolaylı destek veren yandaşların ülkelerin ve firmaların ürettikleri ve şehrine bakkalına marketine ve hattâ köyümüze kadar gelen yiyecek içeçek ve ürüneri almaya devam edersen, çocuklarının, komşuları, arkadaşların tüketmesine ses çıkarmayıp erkekçe ve mertçe tavır koymazsan;
Zulme ortaksın, pay sahibisin, ölenlerden, yıkılan yuvalardan hisse sahibisin sen.. (5)
Kola, Fanta, Pepsi, fruko, Sprite, Turkuaz, Nestle, Nescafe içenlerin,
Malbora, Phillips Morris, Parlement tüttürenlerin,
Ariel, Persil, Vim, Tursil, Pril, Omo kullananların..
(digerlerini herkes araştırmalı, sâdece bunlar değil, fert desteğinden devlet desteğine kadar)..
Dolaylı olarak İsraile gönderdikleri destek para yardımı, mermi silâh ulaştı Gazze'ye.. İsrâil destekli ürünleri tüketenlerin yardımları, gemilerle yardım götüren gönüllü yiğit kardeşlerimizin kanını akıttı, öldürdü, yaraladı.. Tutuklattı.. Korku dolu dakikalar yaşattı...
Ve Bu utanç manzarasını bizlere de seyrettirdiler.. Türkiye'ye ve dünyaya da seyrettirdiler...
Koltuklarımıza kurulup, televizyonlardan her gün insanların katledilmesini izlemek ve garip bir hüzne kapılarak ''elimizden bir şey gelmiyor'' yalanın arkasına sığınmak, insaniyet,İslâmiyet ve medeniyetle bağdaşmıyor.!
Fazla söze gerek yok, artık bundan sonra çok daha titiz davranmalıyız..
Filistinli kardeşlerimizin katili israili, Irak ve Afganistandaki kardeşlerimizin katili Amerikayı ve Ardçıları İngiltereyi finanse etmeyelim!
Sıkılan kurşunların parasını artık biz ödemeyelim!
Dünya terörünün sponsoru-destekleyicisi olamayalım
İlk işimiz; geç kalmış olsak da;
Boykot edilmesi gereken ürünleri öğrenip ailemizden, çocuklarımızdan çevremizden başlayıp anlatmak sûretiyle gündemde tutmak..
Tepki duygularımız canlı, şu ayet her zaman gündeminizde olsun:
''O gün onlar için Allah tarafından hiç de hesap etmedikleri nice şeyler işler türlü azaplar olarak belirivermiş olacaktır, ortaya çıkacaktır..'' (6)
Faydalandığımız Eserlerden:
1- Taberi, tefsir; III, 226-227. İbni Kesir; II , 51
2- Bütün yönleriyle Asrı Saadette İslâm. 3. cilt, 415. sahife.
3- Hadisi Şerif; Kütübü Sitte. Prof. İbrahim Cânan; 17. cilt/ 255. sahife.
4- (el-Mavsili, el-İhtiyar li Ta'lili'l-Muhtar, C. 4, sh. 118)
5- ''Eddâllü 'aleş-şerri kefâ'ilihî'' ( Şerre- kötülüğe delâlet eden vesîle olan katkı sağlayan, o işi yapan gibidir) hadîsi şerifi
6- Zümer sûresi âyet 47.
İsmail Küçükakyüz Eğitimci Yazar
