Musa Hoca bigün kaldığımız yere gelmişti. Havada İHA vardı ama biz sesi uzaktan geliyor diye çok dikkate almamıştık. Musa Hoca'da Allah razı olsun nasihat ediyordu. Bizde pür dikkat dinliyorduk. Sonra aniden sessizliği yaran bir uçağın dalış sesi geldi. Dedik: "tamam, herşey buraya kadarmış." Kelime şehadet getiremeden uçak çok yakınımızı vurdu. Hatta biz sandık füzeleri bize attı ama "Allah isabet ettirmedi" dedik.
2.uçak gelmeden çıplak ayakla kısa bir maraton koşusu yapıp: )sığınaklara geçtik. 2.uçakta aynı yeri vurunca dedik: "tamam, hedef biz değiliz" tabii sonra aklımıza hoca geldi: )"Hoca nerde? Hoca nerde?" Elhamdulillah hocada bir yer bulmuş kendine.
Sonra Musa Hoca tebessüm ederek: "çekirge bir atlar, iki atlar, üçüncüsünde n'olcak bakalım" dedi. Tabi Musa hoca bunu tebessüm ederek anlattı ama biz o an hüzünlendik. Çünkü daha öncede Musa Hoca uçağın vurduğu bir binadan sağ çıkmış elhamdulillah...
Birkaç gün sonra Musa Hoca tekrar ziyarete geldi. O gün hiç unutmuyorum dünyayı, şehadeti, cenneti... anlattı. Ben hayatımda yaşadığıma hiç o kadar pişman olmamıştım. O gün o sohbeti sedirlerde oturup, cennette dinlemek vardı...
Musa Hoca, kamera arkasında çok espirili ve yeri geldiğinde çayını dolduracak kadar tevazu sahibi bir hoca. Musa Hocayı beğenmeyebilirler, dinlemeyebilirler ama en azından saygı duymak zorundalar! Çünkü "muttakiler korku yolunda yürüdüler, sen ise hiç o yola girmedin!
-Alıntıdır-.