Rasûlullah'tan (s.a.) sahih olarak rivayete göre, şöyle buyurmuştur: "Salih rüya Allah'tandır. Kötü rüya ise şeytandandır. Kim hoşlanmadığı bir rüya görürse, sol tarafına üç kere tükürür gibi tuh desin ve şeytandan Allah'a sığınsın. Bu surette o rüya ona zarar vermez. Bu rüyayı hiç kimseye de anlatmasın. Eğer güzel bir rüya görürse, sevinsin ve sadece sevdiği kimseye anlatsın."[1083]
Yine hoşlanmadığı bir rüya gören kimseye Hz. Peygamber (s.a.), diğer yanma dönmesini[1084] ve namaz kılmasını emretmiştir.[1085]
Hz. Peygamber (s.a.) kötü rüya gören kişilere, beş şey emretmiştir: 1) Sol tarafına tükürür gibi tuh demesini, 2) Şeytandan Allah'a sığınmasını, 3) Hiç kimseye anlatmamasını, 4) Diğer yanma dönmesini, 5) Namaz kılmasını. Bunları yaptığında kötü rüya ona zarar vermez; aksine bu hareketler, rüyanın şerrini uzaklaştırır.
Rasûlullah (s.a.) buyurdu kî: "Rüya tâbir olunmadığı müddetçe kuşun ayağmdadır. Tâbir olunduğunda ise tahakkuk eder. Rüya ya sevilen bir dosta veya rüya tabirinde isabetli görüşleri olan bir kişiye anlatılma-hdır."[1086]
Hz. Ömer'e (r.a.) bir rüya anlatıldığında: "Ey Allah'ım! Şayet hayırlıysa bize, şerli ise düşmanlarımıza olsun." derdi.
Rasûlullah'tan (s.a.) şöyle rivayet edilmiştir: "Kime bir rüya anlatılır-sa, bu kimse, rüya görene; hayırdır, desin."
Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.), rüya gören kişiye, rüyasını tâbir etmeden önce "hayır görmüşsün" der, sonra tâbir ederdi.
Abdürrezzak, Ma'mer — Eyyûb — İbn Şîrîn kanalıyla şöyle naklediyor: Hz. Ebu Bekir (r.a.) bir rüya tâbir edeceği zaman: Şayet rüyan doğruysa, şöyle şöyle olacak, derdi. [1087]
[1083] Buharı, 91/10, 15; Müslim, 2261; Ebu Davud, 5022; Tirmizî, 2277.
[1084] Müslim, 2262.
[1085] Müslim, 2263.
[1086] Tirmizî, 2278; Ebu Davud, 5020; îbn Mâce, 39)4. Tirmizî hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir. Hâkim, (4/390) sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bunu kabul etmiştir. Ayrıca hadisin bir de şahidi vardır ki Abdürrezzak, (20354) sika raviler kanalıyla mürsel olarak; Hâkim de, (4/391) Enes'den mevsul olarak rivayet etmiş, sahihtir demiş, Zehebî de onu kabuî etmiştir: Rasûlullah (s.a.) buyuruyor ki; "Rüya tabir edildiği şekilde tahakkuk eder. Bu rüya tabiri ayaklarını başka bîr yere koymak İçin bekleyen kuş gibidir. (Yani kuş nasıl hızla başka bir yere konarsa rüya da ilk tabir edildiği şekilde meydana çıkmak ister.) Sizden biri rüya gördüğünde, bu rüyayı ya nasihat ehli birisine veya bir âlime tabir ettirsin." Bu konuda bir hadis daha vardır ki, Dârimî (2/131) hasen bir senedle Süleyman b. Yesâr'dan, o da Hz. Âişe'den (r.anha) şöyle dediğini nakletmiştir: Medine'ÜIerden kocası ticaretle uğraşan bir kadın vardı. Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi ve dedi ki: Kocam kayıptır. Beni de hamile olarak terketmiş-ti. Rüyamda evimin direğinin kırıldığını ve şaşı bir çocuk doğurduğumu gördüm. Ra-sûlullah (s.a.): "Hayırdır. Kocan inşAllah sağlam olarak dönecek. Sen de iyi bir çocuk doğuracaksın." diye yorumladı. Kadın (aynı rüyayı) üçüncü defa görünce, hemen geldi. Fakat Rasûlullah evde yoktu. Ben ne gördüğünü sordum. O da rüyasını anlattı. Bu sefer ben: Şayet rüyan doğruysa kocan ölecek, sen de kötü bir çocuk doğuracaksın, dedim. Kadm oturdu, ağlamağa başladı. Bu arada Rasûlullah (s.a.) geldi ve bu yurdu ki: "Bırak ey Âişe! Bir müslümanm rüyasını yorumladığınızda, mutlaka hayır ile yorumlayın. Çünkü rüyayı tabircİ nasıl yorumlarsa
öyle tahakkuk eder." Hz. Âişe (r.anha) der ki: Allah'a yemin olsun ki bir zaman sonra kadının kocası öldü. Kadını da fâcir bir çocuk doğurmuş olarak gördüm.
[1087] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/470-471.