ÖMERLERİ (R.AHM) VE HAYALLERİNİ ÖZLEDİK
Ömer -radıyallâhu anh- hilâfeti zamanında bir gün dostlarıyla oturuyordu. Onlara (Allah’tan) bazı talep ve temennîlerde bulunmalarını söyledi. (Âdetâ onların hayal ufkunu görmek istedi.) Oradakilerden bir kısmı;
“–İçinde bulunduğumuz şu hâne dolusunca paralarım olsun da Allah yolunda infâk edeyim!..” şeklinde niyet izhâr etti.
Bir kısmı;
“–Şu ev dolusu altınım olsun da Allah için harcayayım!..” tarzında temennîde bulundu.
Bazılarının hayali de;
“–Şu hâne dolusu mücevherlere sahip olayım da onları Allah yolunda sarf edeyim!..” şeklinde oldu.
Ancak Ömer;
“–Daha, daha fazlasını isteyin!” deyince onlar;
“–Allah Teâlâ’dan daha başka ne isteyebiliriz ki?!.” dediler.
Bunun üzerine Ömer -radıyallâhu anh-;
“–Ben ise, içinde bulunduğumuz şu hânenin Ebû Ubeyde bin Cerrâh, Muâz bin Cebel ve Huzeyfetü’l-Yemânî gibi (müstesnâ, seçkin, keyfiyetli, ideal ve yetişmiş) kimseler ile dolu olmasını ve bunları Allâh’a itaat yolunda, yani tebliğ ve ıslah hizmetlerinde istihdâm etmeyi temennî ederim…” dedi. (Buhârî, Târîhu’s-Sağîr, I, 54)
Ömer (r.a) temennisi gibi bir düsturla hareket etseydi müslümanlar çok şey degisek lakin küfrün sistemi izin vermiyor. Allahu alem ne cevherler çıkar...