Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Günün Saçmalaması

Strangers Çevrimdışı

Strangers

Şam Bir Sabır Kalesi Oldu...
İslam-TR Üyesi
Ve aleyküm selam kardeşim
Nasıl bir yorum bekliyorsun!
akhi gerçekten demek istediğimden bunu mu anladın . Yorum mu bekliyorum sandın ...?
Bu resim belli ki photoshoplanmis ve servis edilmiş. Yani fitne çıkarmaktan başka hiçbirşey değildir. Ha gelelim ben niye paylaşma gereği duydum kardeşlerimizin fitneye alet olmamalari için paylaştım. Sadece sen değil başka yerlerde de paylaşıldı onlarada ayni şeyi söyledim . Ve gerçek olmadığını öğrendiklerini (başka yerlerden de soylenilmis ) söyleyip kaldırdılar . Yani allah şahid ki ben allah rızası dışında hicbir amaçla cevap yazmadım . Çünkü din nasihattir akhi .
 
M Çevrimdışı

Meliksah Kayaaaa

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
akhi gerçekten demek istediğimden bunu mu anladın . Yorum mu bekliyorum sandın ...?
Bu resim belli ki photoshoplanmis ve servis edilmiş. Yani fitne çıkarmaktan başka hiçbirşey değildir. Ha gelelim ben niye paylaşma gereği duydum kardeşlerimizin fitneye alet olmamalari için paylaştım. Sadece sen değil başka yerlerde de paylaşıldı onlarada ayni şeyi söyledim . Ve gerçek olmadığını öğrendiklerini (başka yerlerden de soylenilmis ) söyleyip kaldırdılar . Yani allah şahid ki ben allah rızası dışında hicbir amaçla cevap yazmadım . Çünkü din nasihattir akhi .
Cezakallahu hayran akhi.
 
M Çevrimdışı

Meliksah Kayaaaa

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Screenshot_2017-03-26-09-39-55.png

Reklam :)
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
akhi gerçekten demek istediğimden bunu mu anladın . Yorum mu bekliyorum sandın ...?
Bu resim belli ki photoshoplanmis ve servis edilmiş. Yani fitne çıkarmaktan başka hiçbirşey değildir. Ha gelelim ben niye paylaşma gereği duydum kardeşlerimizin fitneye alet olmamalari için paylaştım. Sadece sen değil başka yerlerde de paylaşıldı onlarada ayni şeyi söyledim . Ve gerçek olmadığını öğrendiklerini (başka yerlerden de soylenilmis ) söyleyip kaldırdılar . Yani allah şahid ki ben allah rızası dışında hicbir amaçla cevap yazmadım . Çünkü din nasihattir akhi .


Vay arkadaş.
Feyk olmayan ne kaldı acaba.
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
soru-1-:feyzullah birışık facebook sayfasından sormuş ;
Bir İslam davetçisi dedi ki:
"Demokrasiden faydalanmak lazım/biz faydalanıyoruz...!"
BU KİŞİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜRSÜNÜZ?
 
Strangers Çevrimdışı

Strangers

Şam Bir Sabır Kalesi Oldu...
İslam-TR Üyesi
soru-1-:feyzullah birışık facebook sayfasından sormuş ;
Bir İslam davetçisi dedi ki:
"Demokrasiden faydalanmak lazım/biz faydalanıyoruz...!"
BU KİŞİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜRSÜNÜZ?
git kendisine bu soruyu sor . Hocam bu dediginiz ile ne kastettiniz ? Ki hemen cevap verir ne bizi günaha sok nede kendini kardeşim . Çünkü onun bunu derken ne kastettiğini gerçekten biz bilmiyoruz . Yorum yapsak bile isabet etme oranımız yüzde kaç bilmiyoruz...
 
M Çevrimdışı

Meliksah Kayaaaa

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
niye reklam onleyici kullanmiyorsun akhi . indirsene free adblocker browser simgesi kirmizi arka plan ustune beyaz kalkan. indir hem netten tasarruf et hemde mustehcen ve şirk :d reklamlardan kurtul insallah
Allah radı olsun akhide sınırlı net var kac mb o uygulama yükliyim insallah cok değilse
 
Tihame Çevrimdışı

Tihame

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
akhi gerçekten demek istediğimden bunu mu anladın . Yorum mu bekliyorum sandın ...?
Bu resim belli ki photoshoplanmis ve servis edilmiş. Yani fitne çıkarmaktan başka hiçbirşey değildir. Ha gelelim ben niye paylaşma gereği duydum kardeşlerimizin fitneye alet olmamalari için paylaştım. Sadece sen değil başka yerlerde de paylaşıldı onlarada ayni şeyi söyledim . Ve gerçek olmadığını öğrendiklerini (başka yerlerden de soylenilmis ) söyleyip kaldırdılar . Yani allah şahid ki ben allah rızası dışında hicbir amaçla cevap yazmadım . Çünkü din nasihattir akhi .
Rabbim senden razı olacağı işleri amelleri yaptığın sürece razı olsun.. Sahte veya orjinal ne farkeder fitne değil küfrün küffarın ta kendileri.. O resimde yazılanı gözümle görmedim ne yazılmıştır nasıl yazılmıştır nerede yazılmıştır ama zihniyet aynı.. Yöneten, yönlendiren, yönelen ve ses çıkarmayıp hakkı gizleyen.. Şirk bir eylem için çağıran ve çağrılanlar cahiliyyenin hükmü için direnenlerdir..
"cahiliyye onların zihinlerine üzerinde bulundukları yolun Allaha muhalefet olmadığını, düşüncelerinin sapık olmadığını, Allah’ın onlardan razı olduğunu ve bunun vazgeçilmez bir emir olduğunu ve bunu değiştirmenin mümkün olmadığını fısıldar. Cahiliyet, sürekli olarak mensuplarına Allahın emrettiğinin tersine ve onun razı olmayacağı tarzda olayları yorumlar ve bu olaylara daha değişik bir açıdan bakar. Yeryüzünde ki kuvvetlerden, asi ve zalim kuvvetlerle kendileriyle çarpışıp düzeltilmesi gereken güçler vardır. Bu mücadelenin nasıl yapılacağı her türlü süzgeçten geçirilirde Allahın emrettiği süzgeçten geçirilmez. Ve asla onun ölçülerine göre değerlendirilmez. Çünkü ilahi ölçü hesaba katılmıyor. İnsanlar kendilerine gelip, içinde bulundukları durumların farkına varıp, sırf çağdaş cahiliyenin değilde, tarihe karışan diğer bütün cahiliyetlerin, insanları nasıl aldattıklarını görünce şaşırıp kalacaklardır.
O iman etmeyenler bir hayasızlık yaptıkları zaman, biz babalarımızıda bunun üzerinde bulduk. Allah da bunu bize böyle emretti dediler. Araf 28
Allaha eş koşanlar diyecekler ki; eğer Allah dileseydi ne biz ne de atalarımız Allaha eş katmazdık. En am 148
Onlardan öncekilerde tıpkı onların dedikleri gibi söylemişlerdi. Kalpleri birbirine ne kadar da benzemiş. Bakara 118)(20.asrın cahiliyyeti-muhammed kutub sf17)

Senin bu resimdeki düşüncen fitneden kaçınmak ve bu resmin hileli olduğudur.. Evet her ne kadar alenen ve bariz bir şekilde olmasada hak ile batılın savaşı devam etmektedir ve savaş hiledir..

Said b. Zı Huddân'dan rivayete göre, birisi kendisine Hz. Ali'den aşağıdaki hadisi rivayet etmiştir. Bu hadise göre Rasulullah (s,a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Savaş hiledir."

Burada mücahidin savaş anında kendisiyle savaştığı kimseyi aldatabile-ceğine ve bunun hıyanet olmadığına delil vardır.

Bazı alimler, bu sözün zahirini alarak savaş durumunda yalana izin verildiğini söylemişler ve Rasulullah (s.a.v.)in, Ebû Hüreyre'den nakledilen :

"Yalan ancak üç yerde caiz olur: İki kişinin arasını bulmakta, savaşta ve bir kimsenin kendi hanımının gönlünü almasında" hadisini de buna delil olarak göstermişlerdir.

Ancak bize göre hadis-i şerifte kastedilen, düpedüz yalan değil, tevriye yapmak ve üstü kapalı söz söylemektir. Bunun benzeri, İbrahim (A.S.) in üç yalan söylediğim belirten hadistir. Bundan maksat, onun üç yerde üstü kapalı söz söylediğidir. Çünkü Peygamberler, düpedüz yalan söylemekten ma'sunulurlar. Hz. Ömer (r.a.): Üstü kapalı söz söylemede (tevriye yapmada), yalandan kurtuluş vardır, demiştir.

İmam Muhammed (Rahimehullah), el-Kitâb'da bu sözü şöyle açıklar: Kişinin, kendisiyle savaştığı kimseye, gerçekte Öyle olmadığı halde zahirin tersine birşey söylemesidir ki, Tıpkı Hendek Savaşında Hz. Ali'nin düello yaptığı Amr b. Abdivüd'de söylediği gibi. Hz. Ali (r.a.) ona: "Hani, kimsenin sana yardım etmeyeceğine dair bana garanti vermiştin? Peki, sana şu yardıma gelenler kimlerdir?" demişti. Amr, kendisine bu söylenenleri garipser gibi arkasına bakınca, Hz. Ali, birden iki ayağına vurup ikisini de kesmişti.

Savaşan askerin, arkadaşlarıyla konuştuğunda kendilerinin zafere ulaştığını yahut daha güçlü olduklarım vehmettirmesi de bir hiledir.. Hakikat kendisinin söylediği şekilde olmadığı halde, sözün zahirine göre yalancı duruma düşmeyecek şekilde konuşur. Nitekim rivayet edilir ki, Hz. Ali (r.a.), katıldığı savaşlarda başım önüne eğerek bir yere ve sonra yukarı kaldırıp bir göğe bakıyor ve şöyle diyordu: "Ne sen yalan söyledin ve ne de ben." Bu davranışıyla, çevresinde bulunanlara, sanki Rasulullah (s.a.v.) kendisine bu durumu haber vermiş ve ashabına da bunu emretmiş intibaını veriyordu. Halbuki onun meydana gelmesi mümkün olduğu gibi olmaması da mümkündür. Bu ve buna benzer söz ve davranışlarda bir sakınca yoktur.

Rasulullah (s.a.v.)in: "Cennete yaşlılar girmez" buyurduğu, bunu duyan yaşlı bir kadının ağlamağa başladığı ve nihayet Rasulullah (s.a.v.) in o yaşlı kadına, cennete girecek kimselerin vasıflarını (yani gençleşerek gireceklerini) açıkladığı rivayet edilmiştir. Bunun başka bir çeşidi de, kişinin sözünü kesin söylemeyip" ümit edilir" ve "umulur" sözcükleriyle sınırlandırmasıdır. Böylece söz, kesinlik ifade etme çerçevesinden çıkmış olur.

İmam Muhammed der ki: Bize ulaştı ki, Hendek günü biri[3] Rasulullah (s.a.v.)'e gelerek: "Ya Rasulallah! Beni Kurayza (yahudileri) size ihanet etti. Antlaşmayı bozarak Ebû Süfyan tarafına katıldı" dedi. Rasulullah (s.a.v.): "Belki de biz onlara bunu emretmişizdir" buyurdu. Adam, Ebû Süfyana gidip: "Beni Kurayza'nın sana tabi olmalarını Muhammed istemiş" dedi. Ebû Süfyan: "Bunu kendi kulaklarınla mı duydun?" diye sordu. Adam: "Evet" deyince, Ebû Süfyan: "Allaha yemin ederim ki, Muhammed yalan söylememiştir" dedi.

Söz konusu olay Meğazi kitaplarında iki şekilde anlatılır :

Birincisi : Beni Kurayza Yahudileri, müşriklerden oluşan düşman ordusu gelinceye kadar Rasulullah (s.a.v.)'le antlaşma halindeydiler. Beni Nadir kabilesinin reisi Huyay b. Ahtab da düşman ordusuyla beraberdi. Bu zatın çabalarıyla Beni Kurayza reisi Ka'b b. Eşref ve kabilesi, Rasulullah (s.a.v.) le yaptıkları antlaşmayı bozup Ebû Süfyan'la birlik oldular. Bu antlaşmaya göre düşman ordusu Rasulullah (s.a.v.) le savaşırken onlar da arkadan Medine'ye saldıracaklardı. Müslümanlar zor duruma düşmüşlerdi. Yüce Allah bunu şöyle dile getirmektedir :"Onlar size yukarınızdan ve aşağınızdan gelmişlerdi..."[4]

Nuaym b. Mesud, o zaman henüz müşrik olduğu halde gelip Beni Kurayza ile müşrik düşman ordusu arasında yapılan antlaşmayı RasuluUaha haber verdi. Rasulullah (s.a.v.), Nuaym'a: "Belki de onlara böyle davranmalarını biz emretmişiz" dedi. Rasulullah (s.a.v.), bu sözüyle, sanki bu aramızda olan antlaşmanın gereğidir. Böylece düşman ordusunu her taraftan kuşatacağız, demekistiyordu.

Nuaym çıkıp gittiğinde Hz. Ömer: "Ya Rasulallah! Beni Kurayza'nın işini halletmek, senin hakkında yayacakları bir şeyden (yalan söylüyor deyip tutturmalarından) daha kolaydır," dedi. O zaman Rasulullah (s.a.v.):"Savaş, hiledir ya Ömer!" buyurdu.

Rasulullah (s.a.v.) in Nuaym'a bu sözü söylemesi, aralarında birliğin bozulmasına ve tefrikaya düşüp yenilmelerine sebep olmuştu.

İkincisi: Ebû Süfyan'la anlaştıktan sonra Huyay b. Ahtab'a dediler ki: "Korkuyoruz ki, iş uzar ve ahzab (müşrik ordusu) galip gelmeden çekip gider de Muhammed'le başbaşa kalırız. O zaman Muhammed seni memleketinden çıkardığı gibi bizi de buradan çıkarır." O zaman Huyay b. Ahtab onlara şöyle teminat vermişti. "Şimdi ahzaba gidip büyüklerinden yetmiş kişiyi size rehin vermelerini söyleyeceğim." dedi. Böylece ahzab çekip gitmeyecek ve onları yalnız bırakmayacaktı. Bu konuşma yapılırken Nuaym b. Mes'ud oradaydı, kendisi de onları bunu kabul etmeğe teşvik etti. Onlar da aynı kanaata vardılar. Nuaym bu olaya tanık olduktan sonra Rasulullah (s.a.v.) e durumu haber verdi. Rasulullah (s.a.v.): "Olabilir ki, bunu biz onlara söylemişizdir" buyurdu. Nuaym, oradan çıkıp Ebû Süfyan'ın yanına gitti. Huyay b. Ahtab, Ebû Süfyan' dan rehineleri istiyordu. Nuaym, Ebû Süfyan'a dedi ki: "Sen Muhammed'in hiç yalan söylemediğine kani değil misin?" Ebû Süfyan : "Evet" dedi. Nuaym : "O halde ben az önce onun yanındaydım ve o bana şöyle şöyle dedi. Bu, Beni Kurayza ile yaptığı antlaşmanın bir gereği imiş. Sizden yetmiş kişi alacaklar ve onları Muham-med'e teslim edecekler. Muhammed de bunları öldürecek ve buna karşılık, onların diğer bir kolu olan Beni Nadir kabilesinin kendi yurtlarına dönmelerine-müsaade edecek" deyince müşrikler: "Lat ve Uzza'ya yemin ederiz ki, doğru söylüyorsun" dediler. Olay, cuma günü cereyan etmişti. Ebû Süfyan, Beni Ku-rayza'ya haber göndererek işin uzadığını, aralarındaki antlaşma gereğince çıkıp Medine'ye saldırmalarını istedi. Beni Kurayza şu cevabı verdi: Yarın cumartesidir. Cumartesi gününün kudsiyetini bozup çıkmayız. Zaten rehineleri vermedikçe de çıkacak değiliz." O zaman Ebû Süfyan: "Nuaym'ın dediği doğruymuş" dedi.

Allah kalblerine korku saldı. Yenilgiye uğrayarak çekip gittiler. Müslümanları da , savaşa girmeye muhtaç bırakmadı.

İmam Muhammed dedi ki : Bu ve buna benzer savaş hilelerinde bir sakınca yoktur.[5]



[3] Meğâzi kitaplarında bu adamın, Nuaym b. Mesud es-Sekafî olduğu söylenir.

[4] Ahzâb: 33/10

[5] Savaş hileleri, savaşta askerî amaçlarla düşmanı aldatmak için başvurulan yollar ve çarelerdir. Kısaca, savaş taktikleridir. Bu husus La Haye Yönetmeliğinin 24.maddesinde de kabul edilmiştir, (bkz. Seha L. Meray, Devletler aradaki anlaşmayı bozmamak ve verilen emanı ihlal etmemek şartıyla İslam alimlerinin, savaşta mümkün olan her hilenin ve aldatmacanın kullanılmasının caiz olduğunu bildirmektedir, (bkz. Şerhu Müslim, XII/45) Editör.

İmam Serahsî, İslam Devletler Hukuku, Şerhu’s-Siyeri’l-Kebir, Eğitaş Yayınları: 1/135-138
 
Üst Ana Sayfa Alt