Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Günün Sahih Hadis-i Şerif'i

E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
- Sehl İbnu Sa'd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir adam, Rasülullah (aleyhissalatu vesselâm)'a uğradı.
Efendimiz, yanında bulunan bir zâta: "Şu gelen kimse hakkında reyin nedir?" diye sordu. Adam:
"O, halkın eşrafındandır, bu vallahi bir kıza tâlib olsa hemen evlendirilmeye; birisi lehine şefaate bulunsa,
şefaatinin yerine getirilmesine lâyıktır" dedi.

Rasülullah (aleyhissalâtu vesselâm) süküt buyurdular. Derken az sonra bir adam daha uğradı.
Rasülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yanındakine: "Pekiyi bunun hakkında reyin nedir?" dedi. Adam:
"Ey Allah'ın Rasülü! Bu, müslümanların fakir takımındandır. Vallâhi, bu bir kıza tâlib olsa evlendirilmemeye,
şefaatte bulunsa itibar edilmemeye, bir şey söylese dinlenilmemeye lâyıktır?" cevabını verdi. Bunun üzerine Nebi (aleyhissalâtu vesselam):

"Bu, onun gibilerin bir arz dolusundan daha hayırlıdır?" buyurdu.

Buhâri, Rikâk 16, Nikâh 15, İbnu Mâce, Zühd 5, (4120).
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Rasülullah (aleyhissalâtu vessselâm) şöyle dua ederdi:
"Allah'ım, Âl-i Muhammed'in rızkını belini doğrultacak kadar ver.
-Bir diğer rivâyette- "yetecek kadar ver" buyurmuştur."

Buhâri, Rikâk 17; Müslim, Zekât 126, (1055); Tirmizi, Zühd 38, (2362). 6
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
. Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız, ve hased etmeyiniz.
Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terkedip küs durması helâl değildir."

Buhârî, Edeb 57, 58, 62; Müslim, Birr 23, 24, 28, 30-32. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 47;
Tirmizî, Birr 24; İbni Mâce, Duâ 5
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Zeyd bin Sabit (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında idik ve
Kur’an’ı yazılı sayfalardan toplamakta idik.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Müjdeler olsun Şam’a!”
Bizler:
−Ya Rasulallah! Bu hangi sebepten ötürüdür? dedik.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Kuşkusuz ki Rahman’ın melekleri kanatlarını Şam’ın üzerine germiştir.”

Tirmizi 4211, İbni Hibban, Tergib ve Terhib 6/93
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sevban'ın (ra.) - Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’den rivayet ettiği meşhur hadise göre o şöyle buyurmuştur:

“Biliyorum ki, ümmetimden bir kısım kavimler, kıyâmet gününde, tihame dağları misali iyiliklerle gelirler,
ancak Allah -azze ve celle-, onların bu (iyiliklerini) darmadağın eder”.

Sevban dedi ki:

Ey Allah’ın Rasulü! Onları bize tarif et ki, bizler de -bilmeden- onlardan olmayalım.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

-Onlar, sizin kardeşleriniz ve sizin aşiretinizlerinizdendir. Geceden sizin aldığınız payı onlarda alırlar.(Sizin gibi, onlarda geceleri ibâdet yaparlar!) Ancak, onlar öyle kimselerdir ki, Allah’ın haram kıldığı şeylerle karşı karşıya kaldıklarında onu çiğnerler...”

(Hadisi, İbn-i Mâce, Sünen’inde (4245) sıra numarasıyla, Ravyani Müsned’inde (1/425) sıra sayısıyla,
Taberânî Evsat’ında (5/46) numarayla ve Sağîr’da (1/396) rivayet etmiştir.
Münzirî de “et-Terğib ve’t-Terhîb” adlı eserinde (3/242) “râvileri güvenilir” demiştir.
Albânî’de, “es-Silsiletü’s-Sahiha” adlı kitabında “senedi sahihtir” demiştir.
 
Muwahhide Tevhid Çevrimdışı

Muwahhide Tevhid

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hz. Enes radıyallâhu anh anlatıyor: "Bir adam şöyle dua etmişti: "Ey Allah'ım, hamdlerim sanadır, nimetleri veren sensin, senden başka ilah yoktur, Sen semâvat ve arzın celâl ve ikrâm sahibi yaratıcısısın, Hayy ve Kayyümsun (kâinatı ayakta tutan hayat sahibisin.) Bu isimlerini şefaatçi yaparak senden istiyorum!"
Bu duayı işiten Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm sordu:
"Bu adam neyi vesile kılarak dua ediyor, biliyor musunuz?"
"Allah ve Resûlü daha iyi bilir"
"Nefsimi kudret elinde tutan Zât'a yemin ederim ki, o Allah'a, İsm-i Âzam'ı ile dua etti. O İsm-i Âzam ki, onunla dua edilirse Allah icabet eder, onunla istenirse verir."

Tirmizî, Daavât 109 (3538); Ebû Dâvud, Salât 358, (1495); Nesâî, Sehv 57, (3, 52).
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ubeydullah İbnu Mihsan el-Hutami radıyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden kim nefsinden emin, bedeni sıhhatli ve günlük yiyeceği de mevcut ise sanki dünyalar onun olmuştur."

Tirmizi, Zühd 34, (2347); İbnu Mace, Zühd 9, (4141).
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kabisa İbnu Muharik radıyallahu anh anlatıyor: "Sulh için diyet (hamale) ödemeyi kabullenmiştim. Bu hususta yardım istemek için Rasûlullah aleyhissalatu vesselam'ı aradım ve karşılaştık. (Meseleyi açınca): "Bekle, bize sadaka malı gelecek. O zaman ondan sana da verilmesini emrederim" buyurdular. Sonra da: "ey Kabisa! İstemek, üç kişi dışında hiç kimseye helal olmaz: -Sulh diyeti (hamale) kabullenen kimse. Buna, gereken miktarı buluncaya kadar, istemesi helaldir. Ama o miktara ulaşınca, artık istemez. -Afete uğrayıp malını kaybeden kimse. Buna da maişetini temin edecek miktarı elde edinceye kadar istemesi helaldir. -Fakirliğe uğrayan adam. Eğer kavminden üç kişi, "Falancaya fakirlik isabet etti" diye ittifak ederlerse, geçimine yetecek miktarı elde edinceye kadar istemesi helaldir. Bunlar dışında istemek, ey Kabisa haramdır."

Müslim, Zekat 109, (1044); Ebu Davud, Zekat 26, (1640); Nesai, Zekat 86, (5, 96, 97).
 
Muwahhide Tevhid Çevrimdışı

Muwahhide Tevhid

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hz. Aişe radıyallâhu anh diyor ki: "Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ı ciddi bir şekilde, küçük dili görünecek derecede güldüğünü görmedim. O, sadece tebessüm ederdi."
Buhârî'in bir rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir bulut görecek olsa bu yüzünden bilinirdi. Ben bir seferinde:
"Ey Allah'ın Resûlü, halk bir bulut görecek olsa, yağmur getirebilir ümidiyle sevinir, halbuki sen bir bulut gördüğünde üzüldüğünü yüzünden okuyorum, sebebi nedir?" diye sordum. Bana şu cevabı verdi:
"Ey Aişe! Bunda bir azab bulunmadığı hususunda bana kim te'minat verebilir? Nitekim geçmişte bir kavm rüzgarla azaba uğratılmıştır. O kavim azabı gördükleri vakit: "Bu gördüğümüz, bize yağmur getirecek bir buluttur" demişlerdi.

Buhârî, Tefsir, Ahkâf 2, Edeb 68; Müslim, İstiska 16, (899); Ebu Dâvud, Edeb 113, (5098, 5099); Trimizî, Tefsir, Ahkâf, (3254).
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Muaviye İbnu'l-Hakem es-Sülemi anlatıyor: Ben Nebi (aleyhissalatu vesselam)'e gelip: "Bir cariyem var, çoban olarak çalıştırıyor, koyunlarımı otlatıyordum. Yakınlarda bir koyunumu yitirdi. Ne oldu? diye sorunca, kurt kaptı dedi. Koyunun kaybolmasına üzüldüm. İnsanlığım icabı cariyenin suratına bir tokat vurdum. Bu davranışımın kefareti olarak bir köle azad etmeyi adadım. Onu azad edebilir miyim?" diye sordum. Nebi (aleyhissalatu vesselam) cariyeye: "Allah nerede?" diye sordu O: "Göktedir" deyince, "Pekala ben kimim? dedi. Cariye: "Sen Allah'ın Rasûlüsün" cevabını verince, Nebi (aleyhissalatu vesselam) bana yönelerek: "Bunu azad et, zira mü'minedir" buyurdu.

Müslim, Mesacid 33, (537); Muvatta, Itk 8, (2, 776); Nesai, Sehv 20 (3, 18); Ebu Davud, Eyman 19 (3282).
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ali İbnu'l-Hüseyn anlatıyor: Safiyye (radıyallahu anha) buyurdu ki: "Nebi (aleyhissalatu vesselam) itikafta iken ziyaret maksadıyla geceleyin yanına uğradım. Bir müddet konuştuk. Sonra geri dönmek üzere kalktım. Uğurlamak üzere de o kalktı. Kapıya kadar gelmişti ki, Ensar'dan iki kişi oradan geçiyordu. Nebi (aleyhissalatu vesselam)'i görünce hızlandılar. Rasûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Ağır olun dedi, şu yanımdaki Huyey'in kızı Safiyye'dir." Onlar: "Subhanallah, dediler bu da ne demek ey Allah'ın Resûlu" Nebi (aleyhissalatu vesselam): "Şeytan, insana, damarlardaki kan gibi nüfuz eder. Ben, onun kalplerinize bir kötülük atmasından korkarım" buyurdu."

Buhari, İ'tikaf 8, 11, 18 Farzu'l-Humus 4, Bed'u'l-Halk 11, Edeb 121, Ahkam 21; Müslim, Selam 23-25 (2174, 2175);
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) Kabe'nin gölgesinde otururken yanına geldim. Beni görünce: "Kabe'nin Rabbine kasem olsun onlar zararda" buyurdu. Ben: -Ey Allah'ın Rasûlü, annem babam sana feda olsun, onlar kimlerdir? dedim. Buyurdu ki: -"Onlar malca çok olanlardır. Ancak -eliyle ön, arka, sağ ve sol taraflarını göstererek- şöyle şöyle bol bol vermelerini emredenler müstesna" dedi ve hemen ilave etti: -"Böyleleri ne kadar az! Şunu bilin ki, devesi, sığırı, davarı olup da zekatını vermeyen her insan kıyamet günü, o malları, mümkün olan en iri ve en semiz şekilde karşısına çıkıp, sırayla boynuzlarıyla toslayacak, ayaklarıyla çiğneyecek. Sonuncusu da bu muameleyi yapınca birinci tekrar başlayacak. Bu hal, insanlar arasındaki hüküm bitinceye kadar devam edecek."

-Müslim, Zekat, 301, (590); Buhari, Eyman 3, Zekat 43; Tirmizi, Zekat 1, (617);-
 
Muwahhide Tevhid Çevrimdışı

Muwahhide Tevhid

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebü Sa'lebe eI-Huşenî (radıyallâhu anh)anlatıyor: "Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "Allah bir kısım farzlar koymuştur, siz bunları daraltmayın. Bir kısım da sınırlar (yasaklar) koydu. Bunlara tecavüz etmeyin. Bazı şeyleri de haram kıldı, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri de (farz, sınır, haram diye tavsif etmeden mutlak) bırakmıştır. Bunları, unutarak bırakmış değildir. Öyle ise onları (farz mı, haram mı.. vs. diye didikleyip) araştırmayın."

Rezîn ilavesidir. Bunu Dârakutnî, Sünen'inde Radâ bahsinde (4, 184) tahric eder. ed-Dürru'l Mensür'da Suyütî, başka rivayetler de kaydeder (4. 279).
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bera İbnu Azib rivayet etmiştir ;
O gün müşriklerle karşılaştık. Rasulullah (sav) ok atıcılarından müteşekkil [elli kişilik] bir grup askeri ayırıp, başlarına Adullah İbnu Cübeyr (ra)'ı tayin etti. Ve şu tenbihte bulundu. "Hiç bir surette yerinizden ayrılmayın! Hatta bizim onlara galip geldiğimizi görseniz bile yerinizden ayrılmayın. Onların bize galebe çaldıklarını [ve kuşların cesetlerimize üşüştüklerini] görseniz dahi [ben size adam göndermedikçe] bize yardıma gelmeyin." Müşriklerle karşılaştığımız zaman [Allah onları hezimete uğrattı ve] kaçtılar. Hatta dağa hızla kaçan kadınların eteklerini topladıklarını gördüm. (Ayak bileklerindeki) halkaları bile gözüküyordu. (Bizimkiler) şöyle demeye başlamışlardır "Ganimet, ganimet!" Abdullah İbnu Cübeyr (ra): "Rasulullah (sav)'ın size ne söylediğini unuttunuz mu? Yerlerinizi terketmeyin" diye tenbihledi!" dedi ise de (okçular) dinlemediler. ["Vallahi, biz de arkadaşlarımızın yanına gdip, ganimet alacağız" dediler.] Onlar bu emre itiraz edince, yüzleri ters çevrildi, (ne yapacağını bilemeyen şaşkınlara döndüler ve) [mağlup oldular]. Yetmiş ölü verildi. Ebu Süfyan ortaya çıkıp: "Aranızda Muhammed var mı?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam "Ona cevap vermeyin!" dedi. Ebu Süfyan tekrar sordu: "Aranızda İbnu Ebi Kuhafe var mı?" Resulullah yine: "Cevap vermeyin" buyurdu. Ebu Süfyan: "Aranızda İbnu'l-Hattab var mı?" diye sordu.Hiç kimse ona cevap vermedi, O zaman Ebu Süfyan: "Bunların hepsi öldürüldüler. Eğer sağ olsalardı cevap verirlerdi." dedi. Bu söz karşısında Ömer (ra) kendini tutamadı: "Ey Allah düşmanı yalan söyledin. Sana üzüntü verecek şeyleri Allah ibka etsin!" dedi. Ebu Süfyan: "(Şanın) yüce olsun Ey Hübel!" dedi. Resulullah (sav): "Buna cevap verin!" emretti. Ashab: "Ne diyelim?" diye sordu. "Allah mevlamızdır, sizin mevlanız yoktur!" deyin" dedi. Ebu Süfyan: "Güne gün! [Uhud Bedir'e karşılıktır.] Harb (elden ele geçen) kova gibidir! Müsleye uğramış (uzuvları koparılmış) kimseler bulacaksınız. Bunu ben emretmedim, [Buna memnun olmadım, kızmadım da, yasaklamadığım gibi emir de etmedim] beni kötülemeyin!" dedi. Rasulullah (sav): "Buna cevap verin!" emrettiler. Ashab: "Ne söyleyelim?" diye sordu: "Hayır eşitlik yok! Bizim ölülerimiz cennette, sizinkiler cehennemde! deyin!" buyurdular.
("Beni kötülemeyin" den sonrasını Rezin ilave etmiştir)

Buhari, Megazi 17, 9, 20, Cihad 164, Tefsir, Al-i İmran 10; Ebu Davud, Cihad 116, (2662)
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Cabir (ra) rivayet etti ,Babam Uhud günü şehid oldu. Yüzünü açıp ağlamaya başladım.
Bana mani oldular. Ancak Rasulullah (sav) mani olmuyordu. Fatıma Bintu Amr İbni Haram (ra) ona ağlamaya başladı.
Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Ona ağlasan da ağlamasanda melekler onu, siz
(cenazesini) kaldırıncaya kadar, kanatlarıyla gölgelemektedirler" buyurdular.

Buhari, Cenaiz 3, 34, Cihad 20, Megazi 26; Müslim, Fedailu's-Sahabe 130, (2471)
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Enes (ra.)rivayet etmiştir ;
Rasulullah (sav)'ın Uhud günü dişi kırıldı, başından yaralandı. [Yüzüne akan] kanı, yüzünden siliyor ve: "Allah, kendilerini Allah'a davet eden peygamberlerinin (başını) yarıp, dişini kıran [ve yüzünü kana bulayan] bir kavmi nasıl iflah eder?" diyordu. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi:
"Allah'ın onların tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilgin yoktur. Çünkü onlar zalimlerdir. Göklerde olanlarda yerde olanlar da Allah'ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah bağışlayandır, merhamet edendir. Al-i İmran (128-129)."

Müslim, Cihad 104, (1791); Tirmizi, Tefsir, Al-i İmran, (3005, 3006); Buhari, muallak olarak kaydetmiştir.
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm Hendek'e gitti. Gördü ki Muhacir ve Ensar soğuk bir sabah vakti hendek kazıyorlar. Onların, bu işi kendilerine bedel yapacak köleleri yok. Onları vuran yorgunluk ve açlıklarını görünce (şiirimsi bir ifade) terennüm ettiler:

"Ey Allahım! gerçek hayat ahiret hayatıdır,

Ensar ve muhaciri mağfiret buyur!"

Çalışanlar da O'na şöyle mukabele ettiler:

"Biz Muhammed'e bey'at edenleriz

Hayatta kaldıkça cihad gayemiz."

Buhari, Megazi 29, 33, 34, 110, Fedailu'l-Ashab 9, Rikak 1, Ahkam 43;
Müslim, Cihad 127, (1805); Tirmizi, Menakıb (3857).
 
E Çevrimdışı

Ebu Mervah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm Hendek'e gitti. Gördü ki Muhacir ve Ensar soğuk bir sabah vakti hendek kazıyorlar. Onların, bu işi kendilerine bedel yapacak köleleri yok. Onları vuran yorgunluk ve açlıklarını görünce (şiirimsi bir ifade) terennüm ettiler:

"Ey Allahım! gerçek hayat ahiret hayatıdır,

Ensar ve muhaciri mağfiret buyur!"

Çalışanlar da O'na şöyle mukabele ettiler:

"Biz Muhammed'e bey'at edenleriz

Hayatta kaldıkça cihad gayemiz."

Buhari, Megazi 29, 33, 34, 110, Fedailu'l-Ashab 9, Rikak 1, Ahkam 43;
Müslim, Cihad 127, (1805); Tirmizi, Menakıb (3857).
"(La ayşe illa ayşül-ahireh) Hiçbir güzel yaşam yok ancak ahiretin güzel yaşamı var. (La hayra illa hayrül-ahireh) Hiçbir hayır yoktur ancak ahiretin hayrı vardır.
 
Üst Ana Sayfa Alt