Cenneti Kazandıracak Ameller
عَنْ أبي أيُّوب الأنصاريّ- رَضِيَ اللّه عَنْهُ- قال: انّ رَجُلاً
قَالَ للنّبيّ صلّى اللّه عليه وسلّم:
أَخْبِرْني بِعَمَلٍ يُدْخِلُنِي الجَنَّةَ. قَال: مَالَهُ مَالَهُ. وقَال النّبيّ صلّى اللّه عليه وسلّم: «أَرَب ماله، تَعْبُدُ اللّه وَلَا تُشْرِكُ بِه شَيْئاً، وَتُقيم الصّلاَةَ، وتُؤْتِي الزَّكَاةَ، وَتَصِلُ الرَّحِمَ »
Ebu Eyyub (Halid b. Zeyd-i Ensari) Radiyallahu anhum 'den şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Bir kimse Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem 'e:
"Ya Rasulallah! (Kendisi ile amel edince beni cennete koyacak geçerli bir ibadeti bana haber verseniz)" diye bir istek ve temennide bulundu. Mecliste bulunanlardan birisi:
"Buna ne oluyor ki, ne dileği var ki?" diye sorması üzerine Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Bu bir ihtiyaç sahibidir, nesi olacak?" buyurup sorana karşı:
"Yalnız Allah'a ibadet edip O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazı gerektiği gibi kılar, zekat verir, sıla-i rahim (akrabaya iyilik)edersin" diye cevab verdi. (Buhari-Müslim)
Hadisten Ne İstifade Ederiz?
1 - Yapılan amellerin Allah katında geçerli olabilmesi için kişinin herşeyden önce Allah'ı tevhid edip O'na hiçbir şeyi ortak koşmaması gereklidir. Ancak bunu yaptıktan sonra diğer amelleri makbul olur.
2 - Tevhidden sonra; namazın, zekatın, sıla-i rahmin zikredilmesi bunların sırasıyla önemini belirtiyor.
Enes (r.a)'den; Rasulullah (s.a.s) buyurdu ki:
«Kimde üç şey bulunursa imanın tatlılığını tatmış olur. Allah ve Rasulü kendisine en sevgili olmak, bir kimseyi ancak Allah için sevmek, AIlah onu küfürden kurtardıktan sonra yine küfre dönmekten ateşe atılacakmışçasına hoşlanmamak.»
(Buhari-MüsIim)
Ömer b. Hattab (r.a) şöyle demiştir:
«Bir gün biz Rasulullah (s.a.s)'in yanında iken, elbisesi bembeyaz, saçları kapkara, üzerinde yolculuk eseri görülmeyen, hiçbirimizin tanımadığı bir adam geliverdi. Rasulullah (s.a.s)'in yanına oturdu. Dizlerini onun dizlerine dayadı. Ellerini dizlerine koydu ve:
«Ey Muhammed! Bana İslam'dan haber ver» dedi. Rasulullah (s.a.s):
«İslam; Allah'tan başka ibadete layık ilah olmadığına ve Muhammed (s.a.s)'in Allah'ın rasulü olduğuna şehadet etmen, namaz kılman, zekat vermen, ramazan ayında oruç tutman ve gücün yettiği takdirde haccetmenden ibarettir» buyurdu. Adam:
«Doğru söyledin» dedi. Biz buna hayret ettik. Hem soruyor hem de onu tasdik ediyordu. Adam devam ederek:
«Bana iman nedir, anlat!» dedi. Rasulullah (s.a.s):
«İman; Allah'a, meleklerine, kitablarına, nebi ve rasullerine, ahiret gününe ve bir de hayır ile şerrin Allah'ın takdiriyle olduğuna inanmandan ibarettir» diye cevab verdi. Adam:
«Doğru söyledin» dedi ve:
«İhsan nedir?» diye sordu. Rasulullah (s.a.s):
«İhsan; Allah'ı görür gibi O'na ibadet etmendir. Çünkü sen O'nü görmesen bile O seni görür» buyurdu. Adam:
«Bana kıyametin ne zaman kopacağından haber ver» dedi. Rasulullah (s.a.s):
«Bu konuda sorulan sorandan daha bilgili değildir» dedi. Adam son olarak:
«Onun (yani kıyametin) alametlerinden bana haber ver» dedi. Rasulullah (s.a.s):
«Cariyenin efendisini doğurması, ayakları çıplak deve çobanlarını yapılarının yüksekliğiyle övünür ve yarış eder oldukları halde görmendir» buyurdu. Sonra bu adam gitti. Ben de Rasulullah (s.a.s)'in yanından bir müddet ayrıldım. Sonra yanına döndüğümde Rasulullah:
«Ey Ömer! Soranın kim olduğunu biliyor musun?»
diye sordu. Ben de:
«Allah ve Rasulü daha iyi bilir» dedim. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s):
«O, Cebrail'dir. Dininizi öğretmek üzere size geldi» buyurdu.
(Buhari-Müslim)
Rasule İtaat
Ebu Hureyre (r.a)'den Rasulullah (s.a.s):
«Ümmetimin hepsi cennete girecektir. Ancak istemeyenler girmeyeceklerdir» buyurmuştur. Sahabeler:
«Ya RasulAllah! Kim istemez?» diye sordular. Rasulullah (s.a.s) de:
«Her kim bana itaat ederse cennete girecektir. Her kim de bana karşı gelirse o da cennete girmek istemeyendir»buyurdu.
(Buhari)
HADİSTEN NE İSTİFADE EDERİZ
- Cenneti kazanmaya tek vesile işte budur: Rasulullah'a kayıtsız şartsız itaat. Peki nasıldır bu itaat? Rasulullah'ın taktığı gibi bir sarık takıp Allah'tan başkalarına ibadetle;O'nun kanunlarını reddedip dinini hayat pratiğinden çekip alanlara itaatle; La ilahe illAllah'ın manasından ve gereklerinden habersiz , şirk ve küfürle sekillenmiş bir düşünceye sahip kafa mı taşımaktır bu sarığın altında? Yoksa Rasulullah'ın giydiği gibi bir cübbe giyip tağutlara ve Allah'ın sevilmesini yasakladığı kişilere karşı sevgi -hem de öyle bir sevgi ki Allah sevgisi kadar hatta ondan da fazla bir sevgi- sadece Allah'a ibadet eden ve Kelimetullah'ı yüceltmek için çalışan müslümanlara karşı duyulan kin, nefret ve düşmanlıkla dolu; Allah'tan başkalarına yönelmiş, yaratıklardan isteyen, yaratıklara dua eden, yaratıkları yardımına çağıran bir göğüs; her öğün binbir çeşit yemeklerle doldurulan yağlı bir göbek mi taşımaktır o cübbenin içinde? Hayır, elbette hayır. Bu değildir Rasule itaat, bu değildir iman. Allah'ın dini yürürlükten kaldırıldığında onu yeniden hakim kılmak için çalışmaktır Rasule itaat. Rasulün getirdiği şeriatin ayaklar altına alınmaya çalışıldığı bir dönemde bu mübarek dini kaldırıp en üstün kılmaktır Rasule itaat. Rasulullah'ın getirdiği kitabın ve sünnetlerin inkar edilip saldırıya uğradığı bir zamanda her şeyi göze alıp bundan savunmaktır Rasule itaat... Allah için Allah yolunda savaşmak, öldürmek ve ölmektir Rasule itaat. Evet, La ilahe illAllah'ı her yönüyle yaşamak, yaşatmak ve topluma hakim kılmaktır Rasule itaat.
Allah Rasûlü; “Din nasihattır, samimiyettir” buyurdu.
“Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk.
O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.
Müslim, İmân, 95