Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Günün Sahih Hadis-i Şerif'i

Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
Ebu Hureyre radıyallahu anh'dan şöyle rivayet edilmiştir:

Rasûllullah sallallahu aleyhi ve sellem'e,"En faziletli amel hangisidir?" diye

soruldu.Cevaben,"Allah'a ve Rasûlü'ne iman etmektir."

"Sonra hangisidir?"denilince "Allah yolunda cihad etmektir."buyurdu.

"Sonra hangisidir?"diye sorulunca da "makbul olan hacdır."buyurdu.

(Buhari,no:26)-(Müslim,no:83)
 
Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
Ebû Hureyre radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Şu yedi şeyle karşılaşmadan önce hayırlı amellerde acele edin:
Her şeyi unutturan fakirlik
Azdıran zenginlik
Aklı ve bedeni bozan hastalık
Bunaklaştıran ihtiyarlık
Ansızın gelen ölüm
Gelmesi beklenen şerlerin en fenası Deccal
Belası daha dehşetli ve acı olan kıyamet.
Yoksa siz,amel etmek için bunlardan birini mi bekliyorsunuz."
(Tirmizi-no:2307)​
 
Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
Ebû Musa el Eşâri radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Rasûllullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"İyi arkadaş ile kötü arkadaşın örneği,misk taşıyan ile körük çeken kimsenin örneği

gibidir.Misk taşıyan, ya sana ikram eder

ya ondan koku satın alırsın ya da ondan sana güzel koku gelir.Körük çeken ise (onun

yanında iken) ya elbiseni yakar ya da

ondan sana pis bir koku gelir."

Buhar,no:5534-Müslim,no:2628
 
yağmur@hicret Çevrimdışı

yağmur@hicret

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Abdullah İbni Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

"Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâla o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter."

Buhari,mezalim3; Müslim,Birr58.ayricabk. Ebu Davud,edeb38,60;Tirmizi,Hudud3,Birr19; İbni Mace,Mukaddime17
 
Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
Ebu Hureyre radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Rasûllullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Cennette yüz derece vardır ki Allah,onları Allah yolunda cihad edenler için hazırlamıştır.(Bu derecelerden) her iki derecenin arası,yerle gök arası kadardır."

(Buhari-2581)
 
abu abdullah Çevrimdışı

abu abdullah

Muslim
İslam-TR Üyesi
Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalatü vesselam) dedi ki:

"Üç şey vardır ki imanın aslındandır:

1. "La ilahe illallah" diyene saldırmamak: İşlediği herhangi bir günahı sebebiyle bu kimseyi tekfir etme, herhangi bir ameli sebebiyle de İslam'dan dışarı atma.

2. Cihad, bu Allah'ın beni peygamber olarak gönderdiği günden, bu ümmetin Deccal'e karşı savaşacak en son ferdine kadar cereyan edecektir, onu, ne imamın zalim olması, ne de adil olması ortadan kaldıramayacaktır.

3. "Kadere iman".

Ebu Davud, Cihad 35, (2532).


Ubeydullah İbn Adiy İbnu'l-Hıyar (radıyallahu anh) anlatıyor:

Peygamber (aleyhissalatü vesselam) Ashabıyla otururken bir adam gelerek gizlice bir şeyler fısıldadı. Ne gibi bir sır tevdi etmişti bilmiyorduk. Nihayet Peygamber (aleyhissalatü vesselam) onu açıkladı. Meğerse o zat, münafıklardan birini öldürmek için izin istiyormuş. Adama: "Peki o Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi bulunduğuna şehadet etmiyor mu?" diye sordu. Adam: "Hayır o şehadeti ikrar etmiyor" dedi. Peygamber (aleyhissalatü vesselam): "Namaz kılıyor mu?" diye sordu. Adam: "Hayır namaz da kılmıyor" deyince, Peygamber (aleyhissalatü vesselam); "Allah'ın öldürmekten beni menettiği kimseler işte böyleleri" buyurdu.

Muvatta, Kasru's-Salat 84, (1, 171).
 
Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
Ebu Hureyre radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Kulların sabahı gördüğü her gün,muhakkak iki melek iner.Bunlardan biri şöyle der:

"Allah'ım ! Hayır yoluna harcayana harcadığının yerine başkasını ver !

Diğeri ise şöyle der:

"Allah'ım ! Malını esirgeyip cimrilik edenin malını telef et !"

Buhari,(no:1442)-Müslim,(no:1010)
 
Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
İbni Mes'ûd radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Rasûllullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Cehenneme , yakması haram kılınan -veya cehenneme girmesi haram kılınan -kimseyi size haber vereyim mi?

Cana yakın, herkesle iyi geçinen , yumuşak huylu ve nazik kimselere cehennem haramdır."

Tirmizi,(no:2488),"Hasen"kaydıyla.
 
Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
Nevvas b. Sem'ân radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir:

Rasûllullah sallallâhu aleyhi ve sellem'e , iyiliğin ve günahın ne olduğunu sordum.Bana şöyle dedi:

"İyilik , güzel ahlaktır .Günah ise içinde şüphe oluşturan ve insanların öğrenmelerini istemediğin şeydir."

Müslim,(no:2553)
 
Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
Câbir radıyallahu anh'dan şöyle rivayet edilmiştir:Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken işittim:

"Gecede öyle bir vakit vardır ki Allah bu vakte denk gelip de kendisinden dünya ve ahirete yönelik hayırlı bir şey isteyen

Müslüman bir kulun isteğini mutlaka kendisine verir.Bu her gece böyledir."

(Müslim,no:1259)
Riyâzu's-Sâlihîn
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Ey Kureyş topluluğu ! Müslüman olup nefislerinizi Allah’ın azabından satın alınız. Ben Allah’ın azabından hiçbir şeyi sizden savamam. Ey Abde Menaf oğulları ! sizden de Allah’ın azabından hiçbir şeyi savamam. Ey Abbas b. Abdulmuttalib ! senden de Allah’ın azabından hiçbir şeyi savamam. Ey Allah elçisinin halası Safiye !.. yeğenin peygamberdir diye umutlanma senden de Allah’ın azabından hiçbir şeyi savamam. Ey Muhammedin kızı fatıma ! sen de babam peygamberdir diye umutlanma senden de Allah’ın azabından hiçbir şeyi savamam. Ama malımdan iste ondan vereyim."
[Buhari: 10.c.4634.s ,,, Müslim : 1.c.206.]
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

La İlahe İllAllah Kurtuluştur




- Ebu Zerr-i (Gıfari) (r.a)'den şöyle dediği rivayet olunmuştur:

«Bir kere Rasulullah (s.a.s)'e ziyarete gelmiştim. Rasulullah, üzerinde beyaz bir örtü bulunduğu halde uyuyordu. Döndüm, sonra yine geldim. Bu defa uyanmıştı. Rasulullah (s.a.s):

«La ilahe illAllah deyip sonra bu ikrar ve iman üzerine vefat eden hiçbir kul yoktur ki o kul cennete girmesin» buyurdu. Ben:

«O kul zina etse, hırsızlık yapsa da mı?» diye sordum. Rasulullah (s.a.s):

«Zina etse de, hırsızlık yapsa da» buyurdu. Ben (hayret ederek):

«Zina etse de, hırsızlık yapsa da mı?» diye sordum. Rasulullah (s.a.s):

«Zina etse de, hırsızlık yapsa da» buyurdu. Ben (üçüncü defa):

«Zina etse de, hırsızlık yapsa da mı?» diye sordum. Rasulullah (s.a.s):

«Evet, Ebu Zerr'in burnu toprakta sürtülmesine rağmen o kul zina etse de, hırsızlık yapsa da (cennete girecektir)»buyurdu.

Ravi (Ebu'l-Esved) der ki: Ebu Zerr, bu hadisi her rivayet ettiğinde: «Ebu Zerr'in burnu toprakta sürtülmesine rağmen» der idi.

(Buhari-Müslim)



- Ebu Zerr (r.a)
’den; Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

«Bana Rabbim tarafından gelen Cibril bir kere daha gelmiş ve: «Ümmetimden her kim Allah (c.c)'ya hiçbir şeyi ortak koşmayarak ölürse, o kimse cennete girer» diye haber verdi.» Ben:

«Ya RasulAllah! O adam zina ettiği ve hırsızlık yaptığı halde cennete girer mi?» diye sordum. Rasulullah (s.a.s):

«Evet, zina ettiği ve hırsızlık yaptığı halde de cennete girer» diye cevab verdi.

(Buhari-Müslim)


HADİSLERDEN NE İSTİFADE EDERİZ


-Tevhid itikadı öyle bir inançtır ki sahibini eninde sonunda mutlaka kurtuluşa ve saadete eriştiriyor. La ilahe illAllah'ın manasını bilerek, bunu kalb ve dil ile tasdik eden ve hayatını her yönüyle bu inancın gerektirdiği şekilde düzenleyen mü'min bir kimse büyük haramları işlese dahi mutlaka cennete girecektir. Belki Allah (c.c) işlediği haramlar nisbetinde o mü'mine cehennemde azab edebilir ya da hiç azabsız işlediği haramı affeder. Fakat neticede mutlaka cenneti verecektir. Zira, bu kul yegane ilah olarak Allah'ı tanımış, tüm diğer sahte ilah ve tağutları reddederek, hayatını sadece ve sadece Allah'ın adil emir ve yasaklarına göre düzenlemiştir. Zira bu kul yüzünü sadece Allah'a yönelterek her türlü şirkten ve müşriklerden uzak olmuştur. Zira bu kul, Rabbine inanmış ve ibadetlerini ancak O'na yapmıştır, işlediği haramları ise onun zayıf anlarında nefsinin ya da şeytanın vesveseleriyle olmuş, fakat olayın farkına vardığında Rabbinin azabını düşündüğünden hemen pişmanlık duymuştur. Bu kul hiçbir zaman Allah'ın emir ve yasaklarında şüphe etmemiş, Allah'ın haram kıldığı bazı amelleri işlese de bunların haram olduğuna daima inanmış ve kendisini küfre düşürecek bu amelden mutlaka uzak durmuştur. Bunun karşılığında da Allah'ın o büyük ebedi nimeti cenneti hak etmiştir.
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şirk Koşan Kimse Ebedi Cehennemliktir


Enes b. Malik (r.a)'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:

«Allah (c.c) cehennemde azabı en hafif olana: «Şayet yeryüzünde ne varsa hepsi senin olsa şu azabdan kurtulmak için feda eder miydin?» diye soracaktır. O da: «Evet, feda ederdim ya Rabbi!» diyecek. Bunun üzerine Allah (c.c): «Fakat Adem'in sulbünde iken senden, daha kolay olan bir şeyi istemiştim de sen bundan çekinip bana şirk koşmuştun» diyecek.»

(Buhari)


HADİSTEN NE İSTİFADE EDERİZ


-Hiç kimseye ne malın, ne şefaatin, ne oğulların ne de dünya ve içindekilerinin fayda sağlamayacağı kıyamet günü gelmeden önce, herkes Allah'a şirk koşmamak ve O’nun iradesi doğrultusunda yaşamak konusunda elinden geleni yapmak zorundadır. Zira, Allah (c.c) kendisine şirk koşulmasını asla affetmeyeceğini ve insanların bu konuda çok dikkatli olmalarını emrediyor. Şirk koşulması halinde ise ebedi cehennem azabından kurtuluşun olmadığını beyan ediyor.
 
abu abdullah Çevrimdışı

abu abdullah

Muslim
İslam-TR Üyesi
Dünyada Dört Kısım İnsan Vardır!

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“ Dünyada dört kısım insan vardır:

(Birincisi) Allah’ın kendisine mal ve ilim verdiği kimsedir. Bu kişi Allah’a karşı saygılı davranır, hısımlarını görüp gözetir, o maldaki Allah’ın hakkını yerine getirir. Bu, en üst derecedir.

( İkincisi) , Allah’ın kendisine ilim verip mal vermediği iyi niyetli kimsedir. O, iyi niyetle, “Eğer malım olsaydı ben de falan adam gibi davranırdım” der. Bu, iyi niyetinin karşılığını görür. İkisinin sevabı eşittir.

( Üçüncüsü ), Allah’ın mal verip ilim vermediği kimsedir. O bilgisizliği yüzünden malını gelişi güzel harcar, Allah’a karşı sorumlu davranmaz, hısımlarını görüp gözetmez, o malda Allah’ın hakkı olduğunu idrak etmez. Böylesi kişi, en kötü durumdadır.

( Dördüncüsü), Allah’ın ne mal ne de ilim verdiği kimsedir. Bu kişi der ki, “Eğer malım olsaydı, ben de falan gibi yer-içerdim”. Bu da niyetinin karşılığını görür. Binaenaleyh bu iki kişinin vebâli eşittir.”

[Tirmizî, Zühd 17]
 
Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
İbni Ömer radıyallahu'dan rivayet edildiğine göre Rasûllulah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Hepiniz çobansınız.Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz.Amir memurlarının

çobanıdır.Erkek ailesinin çobanıdır.

Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır.Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz

idare ettiklerinizden sorumlusunuz."

Buhari,Cum'a-11-Müslim,İmara-20



 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
KIYAMET VE TÂĞUTLAR

Ebû Hureyre radiyAllahu anh’dan şöyle rivâyet edilmiştir:
Sahabeler: “Ya RasûlAllah! Kıyamet gününde biz Rabbimizi görecek miyiz?” diye sordular. Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’ de:
“Ayın on dördüncü gecesi ayı görmek hususunda şüphe ve ihtilaf eder misiniz?” diye sordu. Sahabeler:
“Hayır, ya RasûlAllah! Bunda ihtilaf etmeyiz” deyince Rasûlullah sal-lAllahu aleyhi ve sellem tekrar:
“Ya görmeye engel hiçbir bulut yokken güneşi göreceğiniz-den şüphe ve ihtilaf eder misiniz?” diye sordu. Sahabeler:
“Hayır, ya RasûlAllah! Bunda da ihtilaf etmeyiz” dediklerinde bu kez Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İşte Allah’ı siz böyle apaçık göreceksiniz. Kıyamet günün-de insanlar haşrolunacak (yani; bir araya toplanacak). Allah-u Teâlâ:
“Her kim neye ibadet ve itaat ediyordu ise onun ardına düşsün” buyuracak. Yahut Allah’ın emriyle bu sözü diyen di-yecek. Artık kimi güneşin, kimi ayın, kimisi de tağutların ar-dına düşüp gidecek. Yalnız bu ümmet, içlerinde münafıkları da olduğu halde durup kalacak. Allah Tebareke ve Teâlâ haz-retleri onlara evvelce tanıdıklarından başka bir surette gelip:
“Ben sizin Rabbinizim” buyuracak. Onlar Rablerini o tecelli ile tanıyamayacakları için:
“Senden Allah’a sığınırız. Rabbimiz bize geldiğinde biz O’ nu tanırız” diyecekler. Allah Azze ve Celle hazretleri onlara bu defa tanıdıkları surette gelip:
“Ben sizin Rabbinizim” buyuracak. Onlar da:
“Evet, sen bizim Rabbimizsin” diyecekler. Ve Allah-u Teâlâ’nın onları çağırması üzerine O’na tabi olacaklar. Cehennemin de tam ortasına sırat
(yani; köprü) kurulur. Ümme-timi onun üstünden en evvel geçirecek olan ben olacağım. O gün Rasûllerden başka hiçbir kimse korku ve dehşet dolayı-sıyla konuşamaz. Rasûllerin de o günkü sözü: “İlahi selamet ver”den ibaret olacaktır. Cehennemde sa’dan (dikenli bir bitki) dikenlerine benzer çengeller vardır. (Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem sahabelere hitaben): “Sa’ dan dikenlerini hiç görmüşlüğü-nüz var mı?” diye sordu: Sahabeler de: “Evet, vardır” cevabını verince Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem sözüne şöyle devam etti: İşte bu çengeller de sa’dan dikenlerine benzer. Ancak şu var ki; ne kadar büyük olduklarını yalnız Allah-u Teâlâ bilir. İşte bunlar insanları kötü amellerinden dolayı kapıp alırlar. Kimi kötü ameli dolayısıyla helak olur. Kimi hardal tanesi kadar ezim ezim ezildikten sonra kurtulur. Nihayet Allah-u Teâlâ cehen-nem ehlinden her kime rahmet etmişse onları çıkaracak. Dünyada iken sadece Allah’a ibadet etmiş olanları çıkarmala-rını meleklere emredecek, onlar da onları çıkaracaktır. Melek-ler mü’minleri secde azalarındaki izlerden tanıyacaklardır. Ve işte onlar öylece çıkarılacaklardır. Allah-u Teâlâ secde izlerini yiyip mahvetmeyi cehennem ateşine haram kılmıştır. Bunun-la beraber âdemoğlunun bütününü cehennem ateşi yer de yalnız secde izlerini yiyemez. O mü’minler ateşten kavrulup kapkara çıkarılacaklar. Üzerlerine hayat veren bir su döküle-cek de akarsu kenarında yabani reyhan tohumları nasıl çabuk biterse yeniden öyle biteceklerdir. Sonra Allah-u Teâlâ ve Te-kaddes hazretleri kulları arasında hüküm ve kazayı sona erdi-rir. Ancak cennet ile cehennem arasında yüzü ateşe dönük bir kimse kalır ki, o cennete girecek, cehenneme girmiş mü’minlerin sonuncusu olacaktır. O kimse:
“Ya Rabbi! Yüzümü şu ateşten döndür. Kokusu beni zehir-liyor. Alevi beni yakıp duruyor” diyecek. Adamcağız dua ve niyazda bulunacak. Sonunda Allah-u Teâlâ ona diyecek ki:
“Senin bu dediğin yapılacak olursa, acaba başka birşey daha istemeyecek misin?” O ise:
“Celal ve izzetine yemin olsun ki, hayır” diyecek. Ve Allah-u Teâlâ’ya Allah’ın dilemesine bağlı olarak söz verecek. On-dan sonra Allah-u Teâlâ onun yüzünü cehennem tarafından cennet tarafına çevirecek. Yüzünü cennete doğru döndürünce cennetin güzelliğini görecek.
(Lakin istemeye utanıp) Allah’ın dilediği kadar bir müddet sustuktan sonra:
“Ya Rabbi! Beni cennetin kapısına yanaştır” diyecek. Allah-u Teâlâ da:
“Evvelce istediğinden başka hiçbir şey istemeyeceğine söz vermiş değil miydin?” diye kendisini susturacak. O da:
“Ya Rabbi! Yarattıklarının en bedbahtı ben mi olayım?” ce-vabını verecek. Bunun üzerine yine Allah-u Teâlâ:
“Bunu da sana verirsem başka birşey isteyecek misin?” di-yecek. O da:
“Celal ve izzetine yemin olsun ki, hayır. Bundan başka bir-şey isteyecek değilim” cevabını verecek. Ve Rabbi Celiline dilediği sözü verdikten sonra Rabbi Teâlâ ve Tekaddes hazret-leri onu cennetin kapısına yanaştıracak. O kimse cennet kapı-sına varıp da ondaki güzellik ve hoşluğu ve içindeki ender şeyleri ve sevinci görünce yine utanıp Allah’ın dilediği kadar bir müddet sükut edecek. Sonra:
“Ya Rabbi! Beni içeriye sok” diyecek. Allah Azze ve Celle de:
“Allah layığını versin ey âdemoğlu! Sen ne sözünde durmaz kimsesin. Sen verdiğimden başka hiçbir şey istemeyeceğine daha evvel söz vermiş değil mi idin?” buyuracak. O da:
“Ya Rabbi! Yarattıklarının en bedbahtı ben mi olacağım?” Bu söz üzerine dua ve niyazını tekrar ede ede nihayet Allah-u Teâlâ ona gülecek ve cennete girmesine izin verecek. Oraya alırken de ona:
“Dilekte bulun” buyuracak. O da uzun boylu dileklerde bu-lunacak. Nihayet dilekleri kesilince Allah-u Teâlâ:
“Bunlardan başka şunu da, bunu da iste” buyuracak ki, is-tenen şeyleri Rabbi Teâlâ ve Tekaddes hazretleri aklına geti-recek. Nihayet bu türlü dileklerin hepsi bitince Allah-u Teâlâ:
“Bunların hepsi ve bir O kadar dahası hep senindir” buyuracaktır.


<Hadisi Ebû Hureyre’den rivâyet edenlerden biri olan Ata b. Yezid-i Leysi der ki: “Ebû Hureyre bunu rivâyet ederken Ebû Said-i Hudri de oturuyor ve Ebû Hureyre’nin dediklerinden hiçbir şeyi değiştirmeye ge-rek görmüyordu. Ta: “Bunların hepsi ve o kadar dahası hep senindir” sözüne gelince Ebû Said-i Hudri radiyAllahu anh Ebû Hureyre radiyAllahu anh’e: “Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem, Allah Azze ve Celle: “Bunların hepsi ve daha on misli senindir” buyuracaktır, demiştir” dedi. Ebû Hureyre: “Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem ’den yal-nız: “Bunların hepsi ve bir o kadar dahası senindir” ‘buyurduğunu bellemişim” dedi. Ebû Said ise: “Bunların hepsi ve daha on misli senindir” buyurduğunu ben işittim” dedi.>
(Buhârî-Müslim)

HADİSTEN NE İSTİFADE EDERİZ

1 - Dünyada iken sadece Allah’a ibadet eden, O’na hiçbir şeyi şirk koşmayan, tüm sahte ilahları reddedip sadece Allah’a yönelen mü’min kul, ahiret gününde herşeyin yaratıcısı olan Allah’ı görmeye, hiç bir ak-lın tasavvur etmeye gücü yetmediği, kâmil isim ve sıfatlara sahip, yegâne ilahımız olan Rabbimizi hiçbir sınır ve mesafe olmaksızın gör-mek... O’nun cemalini seyretmek... Keyfiyetini açıklayamadığımız ne muhteşem bir olay... Tecellisinin, koskoca dağları un ufak ettiği Al-lah’ın, mü’min kullarına tecelli etmesi... Allah’ın kudretinin yanında hiç derecede zayıf insan oğlunun, dünyada sadece Allah’a ibadet etmesine karşı verilen bu nimet, diğer hiçbir nimetle kıyas edilemeyecek kadar yüce.

2 - Kıyamet gününde, herkes itaat ettiği varlığın önderliğinde ya Cennete ya da cehenneme girecektir. Cennete girenler ancak Allah’a ibadet eden mü’minlerdir. Sahte ilah ve tağutlara itaat eden kâfirler ise, bu önderlerinin arkasından gidip ebedi olarak cehennemi boylayacak-lardır. Burada tağut kavramı üzerinde durulması gerekmektedir.
Tağut; genel anlamda, Allah’a ibadet edilmesini engelleyen, Allah’a ve Rasûlü’ne giden yolu kapayan, insanların Allah’tan başka ibadet ettiği her şeyi kapsar. Bu taştan bir put olabileceği gibi, bir insan, bir hayvan, bir düşünce tarzı, Allah’ın dininden alınmamış bir hayat siste-mi, bir yönetim şekli ve bir ideoloji de olabilir. Şayet ortada Allah’tan başka bir şeye ibadet ve itaat söz konusu ise orada bir tağutun varlığı ya da bir şeyin tağutlaştırılması kaçınılmazdır. İlk olarak Allah’a isyan eden, O’nun koyduğu sınırları tanımayan, insanları Allah’a değil de ken-disine itaate çağıran şeytan “Allah ona ve yandaşlarına lanet etsin” tağutların başıdır. Allah’ın indirdiği kanunlarla hükmetmeyenler, O’nun hükümlerini değiştirenler, insanların kendilerine ibadet ve itaat etmeye çağıranlar ve onları Allah’ın hükümlerinden başka bir kanuna muhake-me olmaya zorlayanlar, gaybı bildiklerini iddia edenler de reddedilmesi gereken tağutlardır. Kim bunları reddetmez, aksine itaat ederse, kıya-met gününde tabi olduğu tağutuyla birlikte cehenneme atılacak ve hüsrana uğrayanların en sefili olacaktır. Allah-u Teâlâ bizleri tağutların şer-rinden korusun.

3 - Yalnız Allah’a ibadet ettiği ve O’na hiçbir şeyi şirk koşmadığı halde, büyük haram işlemiş olan müslüman bir kul, şayet cehenneme girecek olursa burada ebedi kalmayacaktır. İşlemiş olduğu haramlar nispetinde azap görecek ve Allah’ın rahmetiyle cehennemden çıkarılıp cennete ebedi olarak konulacaktır, işte, yalnız Allah’a ibadet etmenin üstünlüğü...

"Böylece sizi vasat bir ümmet kıldık ki, insanlara karşı Şahitler olasınız. Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun...
// Bakara:143//
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

وعن أبي بكرة نفيع بن الحارث رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قال : قال رَسُول اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم :" ألا أنبئكم بأكبر الكبائر ؟ ثلاثاً. قلنا: بلى يا رَسُول اللَّهِ قال:" الإشراك بالله ، وعقوق الوالدين وكان متكئاً فجلس فقال: ألا وقول الزور ، وشهادة الزور ! فما زال يكررها حتى قلنا ليته سكت.




Ebû Bekre (Nüfey) radiyAllahu anh’dan şöyle rivâyet olunmuştur: “Bir kere Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem (sahabelere) üç kere:
“Büyük haramların en büyüğünü size bildireyim mi?” bu-yurdu. Sahabeler:
“Evet, bildir ya RasûlAllah!” dediler. Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem :
“Allah’a ortak koşmak, ana-babaya eziyet etmektir” buyurdu. Sonra dayanmakta iken doğrulup oturdu. Ve: “İyi dinleyin, bir de yalan yere şehâdettir” buyurdu. Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem bu sözü durmayıp tekrar ediyordu. O kadar çok tekrarladı ki biz: “Keşke sussa” dedik. (Buhârî-Müslim)

HADİSTEN NE İSTİFADE EDERİZ

1 - “Yalnız Allah-u Teâlâ’ya ibadet” temeli üzerine kurulan bu dinin, ilk önce ve her çeşidiyle yasakladığı şey şirktir. Şirk; ibadette bir yaratılmışı Allah-u Teâlâ’ya ortak koşmak, yani; Allah’ın emir ve yasaklarını kabul edip bunun yanında Allah’ın kendisine itaat edilmesini yasakladığı kimse veya kimselerin sözlerine itaat etmek, buna razı olmak veya onlara itaatin caizliğine inanmaktır.
Ayet ve hadislerde şirk iki şekilde kullanılmıştır:
a) Büyük Şirk: Tevbe olmaması halinde Allah’ın kesinlikle affetmeyeceği ve sahibini ebedi olarak cehenneme sokacak olan şirktir. Bu hüküm, Kur’ân ve sünnette ibadet olarak bildirilmiş amel, söz ya da inancın, Allah’tan başka birşeye yapılması durumunda geçerlidir. Örneğin; Dua etmek, itaat, yardımına çağırmak, sığınmak, hükmüne teslimiyet, kanunlarına muhakeme olmak gibi amellerin yaratılmışlardan birisine yapılması bu şirkin kapsamındadır.
b) Küçük Şirk: İbadet seviyesine çıkmamış fakat Allah’tan baş-kasına yapılmaya devam edildiğinde ileride büyük şirke neden olabilecek herhangi bir amel, söz ya da inancın Allah’tan başka bir şeye yapılmasıdır. Riya, Allah’tan başkası adına yemin etmek, “Allah ve sen dilersen”, “Allah ve sen dileseydin bu olmazdı” gibi sözler kullanmak küçük şirk kapsamına giren amellerdendir.
2 - İslâm; toplum düzenini sağlamak ve fertler arasındaki muhtemel haksızlıkları önlemek için, şahidlik konusu üzerinde ısrarla durmuştur. Bu din kişilere gördükleri, duydukları olaylar hakkında kendilerinden şahitlik talep edilmeden, şahidlik yapmalarını emrederken görmedikleri şeyler hakkında şahidlik yapmalarını, şu veya bu gayeyle yalancı şahidliğe yönelmelerini de kesinlikle yasaklamıştır. Zira insanlar arasında hüküm verme zahire göredir ve delil ya da şahid muhakemenin sonundaki hükmü yüzde yüz etkileyen faktörlerdir. Olmamış bir olayı olmuş gibi göstermek veya olan olayı çarpıtarak aktarmak, sonuçta mutlaka bazı hakların çiğnenmesine sebep olacaktır. Bu da doğal olarak toplum düzeninin bozulması, fertler arasında ayrılmaların doğmasıyla sonuçlanacaktır. Allah’ın adil ve mükemmel nizamı, bu korkunç sonucu önlemek gayesiyle yalancı şahitlik için cezai zorlamalar ve ahirette azap vaad ederek maddi; haramlılık ve Allah katında azarlama bildirerek de manevi, tüm önlemleri almıştır.
 
Üst Ana Sayfa Alt