Günün Sahih Hadis-i Şerif'i

Mshdv' Alıntı:

Resulullah (salallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: "Ruhlar toplanmış cemaatler (gibidir). Onlardan birbiriyle (önceden) tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılırlar." (Buhârî, Enbiya 2; Müslim, Birr 159; Ebû Dâvud, Edeb 19)

Genişletmek için tıkla ...

cazakALLAHul hayr akhi

bende müslim kardeşleri görünce tabiri caizse sanki 40 yıllık dostum gibi ve hiç yabancılık çekmiyorum sübhanALLAH

Allahumme Emin Ecmain!

Sahabelerde (Allah Hepsinden Razı Olsun) böyleydi ahi! ))

Kırmızı Renkli Elbiseden Yasaklayan Rivayetler


1- İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
لا تلبسوا ثوبا أحمر
“Kırmızı elbise giymeyin.”
(Hasen. İbn Ebi Şeybe (5/159) el-İstizkar (8/301) Ebu Said el-Eşec, Cüz (no 79) Ahmed el-Vera (s.175)

2- İmran b. Husayn radıyallahu anhuma’dan: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
لا أركب الأرجوان ، ولا ألبس المعصفر
“Kırmızı semer (veya minder) üzerine binmem, asfurla boyanmış (kırmızı veya sarı) elbise giymem”

(Hasen. Ebu Davud (4048) Hakim (4/211) Ahmed (4/442) Tirmizi (2788) Bezzar (9/33) Ru’yani (77, 81)

3- Cabir radıyallahu anh’den aynısı
(Hasen. Ahmed (3/342, 347)

4- Ali radıyallahu anh’den:
نُهِيَ عَنْ مَيَاثِرِ الْأُرْجُوَانِ ، وَلُبْسِ الْقَسِّيِّ ، وَخَاتَمِ الذَّهَبِ
"Kırmızı semerlerden, ipekli giymekten ve altın yüzükten yasaklanmıştır.”
(Sahih. Ebu Davud (4050) Nesai (5184)

5- Bera b. Azib radıyallahu anh’den:
أن النبي صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نهى عن الميثرة الحمراء
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem kırmızı semerlerden yasaklamıştır.”
(Sahih. Buhari (5838)

6- Burayde radıyallahu anh’den:
شهدت مع رسول الله فتح خيبر وكنت فيمن صعد الثلمة فقاتلت حتى رأى مكاني وأتيت وعلي ثوب أحمر فما علمت أني ركبت في الإسلام ذنبا أعظم منه للشهرة

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber Hayber’in fethine katıldım. Kalenin gediğine çıkanlardan biri idim. Yerimi görünceye kadar savaştım ve geldim. Üzerimde kırmızı bir elbise vardı. Şöhret elbisesi olmasından dolayı İslam’dan bundan daha büyük bir günah işlemedim.”

(Hasen mevkuf. Ru’yani (39) İbn Asakir (71/379) İbnu’l-Cevzi Telbisu İblis (s.239)

Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir. (Müslim, İman 78; Tirmizi, Fiten 11)
Aksırmak Allah'tan, esnemek Şeytandan'dır. (Tirmizi, Edeb 7)

Cabir (radîyallahu anhu), Ashâb-ı Kirâm'ın ahlâkını şöyle anlatıyor:

"Ensâr, hurmalarını devşirdiklerinde bunları ikiye ayırır, bir tarafta çok, diğer tarafa da az hurma koyarlardı. Daha sonra, az olan tarafa hurma dallarını koyar ak o tarafı çok gösterir Muhacirler'e "Hangisini tercih ederseniz alın" derlerdi. Onlar da çok görünen yığın Ensâr kardeşlerimizin olsun diye az görünen yığını alırlar ve böylece
hurmanın çoğu Muhacirler'e gelirdi. Ensâr da bu yolla az olan kısmı kendilerine bırakmış olurlardı.”

Mecmau'z Zevaid/Heysemî, C:I0, Sh: 40

Subhanallah.Allah ensar ve muhacir efendilerimizden razı olsun,onlardaki şuur,iman ve gayreti bizlerede nasib etsin

Allahumme amin!

Üç şeyi kim şahsında bir araya getirirse, imanı da toplamış olur;
Nefsine karşı dahi olsa insafı elden bırakmamak, herkese selam vermek, fakir iken sadaka vermek.
Buhari 2/20
İbn Hacer, Fethu'l- Bari, 1/69

- Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Allah'ın hataları silmeye ve dereceleri yükseltmeye vesile kıldığı şeyleri size söylemiyeyim mi?''

"Evet ey Allah'ın Resülü, söyleyin!'' dediler. Bunun üzerine saydı:

"Zahmetine rağmen abdesti tam almak. Mescide çok adım atmak. (Bir namazdan sonra diğer) Namazı beklemek. İşte bu ribâttır, işte bu ribâttır. İşte bu ribâttır."

Müslim, Tahâret 41, (251); Muvatta, Sefer 55, (1,161); Tirmizi, Tahâret 39, (52); Nesâi, Tahâret 106.

İbn Abbas (radıyallahu anhuma)dan şöyle rivayet edilmiştir:Rasûllullah (sallallahu aleyhi ve sellem)Zilhicce'nin ilk on gününü kastederek şöyle buyurdu:

"Senenin diğer zamanlarında yapılan hiçbir (nafile) amel,Allah katında şu günlerde yapılan salih amel kadar sevimli değildir."

Sahabîler,"Ey Allah'ın Rasûlü! Allah yolunda cihad da mı?"diye sorunca şöyle buyurdu:

"(Evet,)Allah yolunda cihad da (bu günlerde yapılan salih amelden üstün değildir.)Ancak canını ve malını ortaya koyup cihada çıkan ve hepsini bu yolda feda eden kimsenin cihadı hariç."

(Buhari-no/916.)

Ömer bin AbdulAziz
(rahimehUllah) şöyle der:

"Sâbikûndur (önce geçenlerdir). Onlar bir ilme dayanarak geri dururlar
ve nüfuzlu bir basirete dayanarak geri çekilirler. Onlar işlerin aslını
keşfetmede daha kavîdirler. Daha doğrusu bulunsaydı onu tercih ederlerdi.
Eğer rehberlik sizin üzerinde bulunduğunuz hâl olsaydı siz onlardan önce
geçerdiniz. Eğer ben onlardan sonra bir şey ihdas ederim/ihdas edildi
dersen bunu ancak onların yolundan başka (bir yola) tâbi olan ve kendini
onları sevmeyen biri ihdas etmiştir. Onlar (ashab) o konuda yeterince kelam
etmişlerdir, onu şifa verici bir biçimde vasfetmişlerdir. Onların dûnunda
(onların sözlerini) kısaltan olamaz. Onların üstünde onları kısıtlayacak kimse de olamaz. Onların dûnunda
onları taksîr eden kavimler olmuştur ve onlar da kurumuşlardır. Onlardan
yüz çeviren başkaları da olmuştur ve onlar da hüsrana uğramışlardır.
Şüphesiz ki onlar bunun arasında dosdoğru bir hidayet üzeredirler."

[Not: Bunu, İbni Vaddah "el-Bida' ve'n-Nehyu Anhâ"da hasen bir senedle tahric
etmiştir.]

"Sevdiğini Allah için seven, darıldığına Allah için darılan, dostunâ Allah için dost olan, düşmanına Allah için düşman olan kimse işte ancak bu tutumuyladır ki Allah'ın sevgisine ve himayesine erişir. Kişi böyle yapmadıkça namazı ve orucu çok olsa bile imanın tadına varamaz. İnsanların dostlukları genellikle dünya ile ilgili konulara dayanır oldu. Bu da onlara bir şey kazandırmayacaktır." İbn-i Cerir,Taberi

İbn Mes'ud (radıyallahu anh'tan) rivayet edildiğine göre Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem)şöyle buyurmuştur:

"Her kim ( gönülden inanarak ) ;

'Kendisinden başka Hak İlâh bulunmayan ,sonsuz hayat sahibi ,her şeyin varlığı ve idaresi kendisine bağlı olan Allah'tan

bağışlanma diler ve O' na tevbe ederim.' derse -savaştan kaçmış olsa bile- günahları bağışlanır."

Ebu Davud,(no:1296)Tirmizi,(no:3501)

Ebû Hûreyre radıyallahu anh'den rivayet edildigine gore,
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Hayat şartları sizinkinden daha aşağı olanlara bakınız ;sizden daha iyi olanlara bakmayınız .Bu Allah'ın üzerinizdeki
nimetini hor görmemenize daha uygun bir
davranıştır ."

Müslim,Zühd 9. Tirmizi,kıyamet 58,Libas38; ibni Mace,Zühd9

Nebi ( sallAllahu aleyhi ve sellem ) şöyle buyurdu ;

' Ey insanlar! Nefislerinize yumuşak davranın , sesinizi yükseltmeyin ! Çünkü sizler sağırı ve gaibi çağırmıyorsunuz. Lâkin sizler Semî' ve Basîr olan Allah'a duâ ediyorsunuz! '

| Buhari, Dua Kitabı, 77.

İbni Mes'ûd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Olgun mü'min, yerici, lânetçi, kötü iş ve kötü söz sahibi olamaz."

Tirmizî, Birr 48

Rasûllullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Müminler birbirlerini sevme,birbirlerine acıma ve birbirlerine şefkat gösterme hususunda tıpkı bir

vücut gibidirler.Nasıl ki vücudun bir

uzvu,rahatsız olduğu zaman diğer uzuvlar da uykusuzluk ve ateşli hastalıkta ona ortak olurlarsa

(müminler de birbirlerine karşı işte

öyledir."

Buhari,(no:5665)-Müslim,(no:2586)

Amr bin Selime 'den: ''Ben altı veya yedi yaşımda iken kendi kavmime imamlık yaptım. O zaman ben, aralarında Kuranı en çok bilen kimseydim.''

Sahih. Buhari, (4302)

Abdullah b. Amr b. el-As radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Rasûllullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Müslüman,dilinden ve elinden diğer müslümanların selamette olduğu (zarar görmediği)kimsedir.

(Esas) Muhacir de Allah'ın yasakladığı şeyleri terk edendir."



Buhari,no:9-Müslim,no:58

Cabir radıyallahu anh'tan rivayet edildiğine göre Rasûllullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Kendinize beddua etmeyin,çocuklarınıza beddua etmeyin,mallarınıza beddua etmeyin.İsteklerin kabul edildiği saate denk gelirsiniz de

Allah bedduanızı kabul eder."

"Kulun, Rabbine en yakın olduğu hal,secde halidir.O halde (secdede)çok dua edin."

Müslim-no:5328
Müslim-no:744