Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Günün Sahih Hadis-i Şerif'i

hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Hureyre (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:

«Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi, komşusuna eziyet etmesin. Bir de ey mü'minler size kadınlar hakkında hayırlı olmanızı vasiyet edip, dilerim. Kadınlar eğri kemikten yaratılmışlardır. Bu kemiğin en eğri kısmı üst tarafıdır. Eğer eğri kemiği doğrultmaya uğraşırsan onu kırarsın. Kendi haline bırakırsan daima eğri kalır. Bu yüzden size kadınlar hakkında hayırlı olmanızı vasiyet ederim.»

(Buhari-Müslim)
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kafirlerin Azabı



Ebu Hureyre (r.a)'den rivayete göre, Rasulullah (s.a.s):

«(Kıyamet gününde) kafirin iki omuzu arası süratli bir süvari yürüyüşü ile üç günlük mesafedir» buyurmuştur.

(Buhari)


HADİSTEN NE İSTİFADE EDERİZ


- Şirk ve küfür kulun Allah'a karşı işleyebileceği suçların en büyüğü ve en korkuncudur. Bu yüzden Allah kendisine şirk koşulmasını asla affetmeyeceğini bildirip bu kimselere en büyük azabı vereceğini va’zetmiştir, işte bu yüzden Allah-u Teala şirk veya kendisini ebedi olarak cehenneme sokacak bir küfür üzere ölen kimsenin vücudunu, cehennemde daha fazla azab görmesini sağlamak için büyütecektir. Çünkü vücudun büyüklük ve genişliğine oranla, ateşin temas edeceği yüzey de genişleyecek ve böylelikle o kişi daha çok acı duyacaktır.
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Fitne Kaynağı Yahudi


- Ebu Hureyre (r.a)'den şöyle dediği rivayet olunmuştur:

«Hayber fetholunduğu zaman Rasulullah'a, Haris kızı Zeyneb tarafından içi zehirli, kızartılmış bir koyun hediye edildi. Bunun zehirli olduğu kendisine vahiy ile bidirilen Rasulullah (s.a.s) ashaba:

«Hayber'de ne kadar yahudi varsa bana toplayın» buyurdu. Ashab da toplayıp getirdiler. Rasulullah (s.a.s) bunlara hitab ederek:

«Size bir şey soracağım, bana doğru cevab verir misiniz?» dedi. Yahudiler:

«Evet doğrusunu söyleriz» dediler. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) yahudilere:

«Sizin büyük babanız kimdir?» diye sordu. Onlar da: «Falandır» diye cevapladılar. Rasulullah (s.a.s) onlara:

«Yalan söylediniz, büyük babanız falandır» diye onları yalanladı. Yahudiler:

«Doğru söyledin» diye onu tasdik ettiler. Yine Rasulullah yahudilere:

«Size bir şey daha soracağım. Bana doğrusunu söyler misiniz?» diye sordu. Onlar da:

«Evet, ya Ebe'l Kasım, söyleriz. Hem biz yalan söylesek de sen bizim yalanımızı bilirsin. Nasıl ki bizim babamızı bilmiştin!» dediler. Bunun üzerine Rasulullah onlara:

«Cehennemlikler kimlerdir?» diye sordu. Yahudiler: «Biz az bir zaman cehennemde bulunacağız, sonra siz bizim yerimize cehenneme gireceksiniz» diye cevab verdiler. Rasulullah da:

«Haydi buradan yıkılın! VAllahi, biz sizin yerinize asla cehenneme girmeyeceğiz» diye onları reddetti. Sonra Rasulullah:

«Şimdi asıl mühim bir şey soracağım. Buna olsun doğru cevap verirmisiniz?» diye sordu. Onlar:

«Evet, ya Ebe’l Kasım» dediler. Rasulullah:

«Şu koyun kızartmasına zehir koydunuz mu?» diye sordu. Yahudiler:

«Evet, koyduk» dediler. Rasulullah (s.a.s):

«Bu cinayete sizi ne şevketti?» dedi. Yahudiler de:

«Biz şöyle düşündük: Eğer sen yalancı nebi isen koyunu yer ölürsün biz de rahatlarız. Eğer gerçek bir nebi isen sana bir zarar erişmez» diye cevab verdiler.»

(Buhari)

Abdullah b. Ömer (r.a)'dan Rasulullah (s.a.s)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:

«Mutlaka Yahudilerle harb edeceksiniz. Hatta onlardan bir yahudi taş arkasına saklansa, taş parçası dile gelerek: «Ey Allah'ın kulu! Arkamdaki yahudidir, onu da öldür!» diyecektir.»

Başka bir rivayette şöyle geçmektedir:

«Yahudilerle çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır.»


(Buhari-Müslim)


HADİSLERDEN NE İSTİFADE EDERİZ


- Yeryüzünde en büyük fitne ve fesad kaynağı, İslam'ın en azılı düşmanı yahudidir. Yahudinin, hakka düşmanlığı sadece Rasulullah'ın risaletinden sonraya ait değildir, şüphesiz. Onun bu cüretkarlığı çok eskilere dayanır. Kendilerini alemlerde seçkin kılmasına karşılık, Allah'a küfreden yahudidir. Yerden ve gökten hesapsız meşakkatsiz rızıklandırmasına karşılık O'na nankörlük eden yahudidir. Öldürüldükten sonra diriltilen ve dirilmelerini bizatihi kendileri de müşahede eden fakat yine de Allah'a isyan eden yahudidir. Kendilerine hak ile gelmelerine rağmen Allah'ın nebilerini öldüren yahudidir. Hak apaçık belli olduktan sonra buzağıya tapan yahudidir. «Haydin Allah için çarpışmaya» dediğinde rasullerine: «Sen git, Rabbinle beraber savaş» diyen yine yahudidir. Allah'ın kitabını az bir pahaya satan, dünya değerleri karşılığında doğruluğuna inandığı şeyleri bile veren yahudidir. işte budur yahudi! İnancını her hususta, hastalık ve tutku derecesinde üstünlük duygusunun, kendisinden başka hiç kimsenin şu veya bu konuda üstünlüğünü kabul edememenin ve dünyevi ve maddi değerlere ibadet derecesinde bağlılığın şekillendirdiği sefil bir yaratıktır yahudi. Nitekim hak olduğunu bildikleri halde, Allah-u Teala'nın Muhammed (s.a.s)'i Rasul olarak seçmesini ve kendisine en mükemmel şeriatı vermesini sindirememelerinin sebebi onların büyüklük duyguları değil miydi? Tarih boyunca hakka tavır almalarının, ulvi ve kudsi olarak kabul ettikleri değerleri bile çok az maddi değerlere değiştirmelerinin asıl sebebi, onların dünya süslerine ibadet derecesinde bağlılıkları değil miydi? Yahudi bilir ki, şayet o, hakkı kabul eder, hakka teslimiyet gösterirse tarihin her döneminde -en ulvi değerlerini bile satarak ele geçirdiği- ticari hakimiyetini, siyasi egemenliğini kaybedecektir, işte bu yüzden yahudi, hayatının yegane gaye ve hedefi olan bu değerleri elinden alabileceğini düşündüğü herkese karşı -ki bu Allah için de geçerlidir- tavır takınmış, saldırmıştır. Ve onun hak düşmanlığı sadece hakkı inkar şeklinde tezahür etmemiştir. Yahudi, maddi ve nefsi arzularını daha çok tatmin etmek için insanları kendisine boyun eğdirmek, kul-köle yapmak istemiş ve bunu sağlamak için de öncelikle hakkın sesini bastırmayı, hak yandaşlarını yok etmeyi, toplumları haktan uzaklaştırmayı, onlara hakkı unutturmayı ve toplumların maddi ve manevi yıkımını hedef kabul etmiştir işte, yahudiye tarihin her döneminde fitne ve fesad kaynağı olma sıfatını kazandıran özellikleri budur. Tarih boyunca yahudi bu sıfatı nedeniyle egemen güçler tarafından bazen hakkettikleri cezaya, bazen de zulüm derecesinde işkencelere maruz bırakılmıştır. Çünkü o, hiçbir zaman boş durmamış ve toplumları bazen çağdaşlık, bazen bilimsellik, bazen eşitlik ve özgürlük kisvesi altında çıkardığı fikir ve düşünce akımlarıyla ifsad etmiştir. Nerede bir çarpıklık, düzensizlik, ahlaksızlık varsa mutlaka onun kökünde yahudinin parmağı da vardır. Allayıp-pullandırdığı sapık fikir, inanç, ahlak, yönetim sistemleriyle ve bunları savunan kurum ve kuruluşlarla iğrenç bir ahtapot gibi dünyaya kollarını dolamıştır yahudi. Allah'a ve hakikate karşı tüm cüretiyle, fitne ve fesatlarına rağmen yahudi sorununa en gerçekçi, en insancıl ve mükemmel şekilde yaklaşan yegane sistem İslam'dır. İslam nazarında yahudilik bir ırkın ortaya çıkardığı sorun değildir. Bu sorunun yegane kaynağı bir inanç, bir düşünce sistemidir. Fakat yahudinin, kendi dinine sadece belli bir ırkı kabul edişi bu sorunu zahiren bir ırkın oluşturduğu izlenimini vermiştir. Buna rağmen İslamın yahudilik sorununa karşı tutumu bir inanç sorununa fakat çok kapsamlı ve çok derin bir inanç sorununa olan yaklaşımdır. İslam, öncelikle yahudinin haksızlığını ispat edip gerçek yüzüyle yahudiye yahudiyi tanıtır. Bundan sonra onu bu aşağılıktan kurtulup sadece Allah'a ibadet ve hakka teslimiyete çağırır. Bu çağrıya olumlu cevap verenleri diğer insanlardan hiçbir hususta ayrı tutmayarak bağrına basar, rahmet, merhamet ve mağfiretle karşılar. Buna mukabil, ilahi çağrıdan yüzçeviren ve bununla da yetinmeyip fitne ve fesad kaynağı olmaya devam eden yahudiyi de asla affetmez. Zira, nasıl yahudilik toplumların yıkımını hedef aldıysa, İslam da bunun tersine toplumların ıslahını, yükselmesini ve hem dünyada hem de ahirette kurtuluşunu hedef almıştır. İslamın bu yapıcı yaklaşımına karşı yapılacak her yıkıcı tecavüz ala affedilmeyecek ve bu olayın failleri yokedilip böyle tecavüzlerin kaynağı mutlaka kurutulacaktır. Bu nedenle yahudinin zevali ve yokolması mutlaktır. Kıyametten önce yahudi sorununun ortadan kaldırılacağı ve bunun da müslümanların eliyle olacağı ilahi bir vaaddir.

Şunu bir kere daha vurgulayalım ki, İslam nazarında yokedilmesi mutlak olan yahudilik, bir ırkın sorunu değil, sapık bir inanç sorunudur. Dolayısıyla hakka yönelip teslim olanlar ırkları ne olursa olsun kurtulacak; yahudi inanç ve mantığını taşıyan ve yahudiye fesadında yardımcı olan herkes de mutlaka yokolacaktır. Bu, Allah'ın vaadidir ve Allah vaadinde muhakkak durandır.

 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle dedi:

"İmanın en sağlam kulpu; Allah-u Teâlâ için dost olmak, Allah-u Teâlâ için düşman olmak, Allah-u Teâlâ için sevmek, Allah-u Teâlâ için buğzetmektir." (Ahmet sahih senedle)

Allah-u Teâlâ için dost ve düşman olmanın, sevmek ve buğzetmenin imanın en sağlam kulpu olmasının sebebi; Allah-u Teâlâ'ya kulluğun en yüksek mertebesini gösterdiği içindir. Bu sebeble kim, Allah-u Teâlâ'dan başkası için dost veya düşman olursa, o kişiye en yüksek seviyede kulluk ve ibadet etmiş olur.
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Ey Cebrail’in, Mikail’in ve İsrafil’in Rabbi! Gökleri ve yeri yaratan, gaybleri yegane bilen Allah’ım! Sen, kullarının arasındaki ihtilaflarda hüküm verensin. Ey Allah’ım! Beni hakka ulaştır. Sen dilediğini doğru yola iletensin!" (Müslim)
 
ebu leys Çevrimdışı

ebu leys

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
image.jpg
 
yağmur@hicret Çevrimdışı

yağmur@hicret

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
...Enes r.a.'den demistir ki:
peygamber (s.a.) çocuğu (nun ölümü) üzerine ağlamakta olan bir kadına rastladı (ve ona):
-"Allah'tan kork, sabret" buyurdu. Bunun üzerine kadın (Elbette):
-"Sen benim felaketime önem vermezsin"
Karşılığını verince kendisine "Bu Peygamber (s.a.v)denildi (Kadın) hemen (yola düşüp )
Peygamber (s.a)'e vardı Kapısında (birtakım)
Kapıcılar (aradı fakat) bulamadı (Çünki Rasul-ü ekrem kapısında kapıcı bulundurmuyordu. Rasul-ü ekrem dışarı çıkınca (kadın)
"-Ey Allah'ın Rasulü ben seni tanıyamamıştım" dedi. (Rasulullah s.a.v. efendimiz de)

"-Kâmil sabır (felaketin)ilk darbesinde-yahut da darbenin basinda -olur" buyurdu.

Buhari,cenaiz32,34, ahkam11;müslim,cenaiz14,15;Tirmizi,cenaiz13;Nesai,cenaiz 22, Ahmed b.Hanbel 130,143,217.
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Cenneti Kazandıran Ameller


Ebu Eyyub (Halid b. Zeyd-i Ensari) (r.a)'den şöyle dediği rivayet edilmiştir:

Bir kimse Rasulullah (s.a.s)'e:

«Ya RasulAllah! (Kendisi ile amel edince beni cennete koyacak geçerli bir ibadeti bana haber verseniz)» diye bir istek ve temennide bulundu. Mecliste bulunanlardan birisi:

«Buna ne oluyor ki, ne dileği var ki?» diye sorması üzerine Rasulullah (s.a.s):

«Bu bir ihtiyaç sahibidir, nesi olacak?» buyurup sorana karşı:

«Yalnız Allah'a ibadet edip O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazı gerektiği gibi kılar, zekat verir, sıla-i rahim(akrabaya iyilik) edersin» diye cevab verdi.

(Buhari-Müslim)


HADİSTEN NE İSTİFADE EDERİZ


1 - Yapılan amellerin Allah katında geçerli olabilmesi için kişinin herşeyden önce Allah'ı tevhid edip O'na hiçbir şeyi ortak koşmaması gereklidir. Ancak bunu yaptıktan sonra diğer amelleri makbul olur.

2 - Tevhidden sonra; namazın, zekatın, sıla-i rahmin zikredilmesi bunların sırasıyla önemini belirtiyor.
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kabirleri Mescid Edinmek


23 - Mü'minlerin annesi Aişe (r,a) şöyle demiştir: «Bir defa Rasulullah (s.a.s)'in hanımları Ümmü Habibe ile Ümmü Seleme (r.a) Habeşistan'da gördükleri resimlerle süslenmiş bir kiliseye dair konuştular. Sonra buna Rasulullah'a anlattılar. Rasulullah (s.a.s) buyurdu ki:

«Onlar içlerinde salih bir kimse çıkıp sonra öldüğünde kabri üzerine bir mescid ve o mescide resimler yaparlardı. İşte onlar kıyamet gününde yaratıkların en şerlileridir.»

(Buhari-Müslim)



24 - Ümmül mü'minin Aişe ile Abdullah b. Abbas (r.a)
şöyle demişlerdir:

«Rasulullah (s.a.s) son hastalığında çektiği zahmetten dolayı yanında bulunan siyah bir elbiseyi ikide bir yüzüne örter dururdu. Elbise sıkıntı verdikçe atıp yüzünü açardı, İşte o halde iken:

«Yahudi ve hristiyanlara Allah lanet etsin. Nebilerinin kabirlerini kendilerine mescid edindiler» buyurdu. Ki maksadı yahudi ve hristiyanların bu yaptıklarından ümmeti sakındırmaktı.»

(Buhari-Müslim)


HADİSLERDEN NE İSTİFADE EDERİZ


-İslam inancının temeli tevhid, yani; yalnız Allah'a ibadet etmek ve O'na hiçbir şeyi şirk koşmamaktır. Gerek geçmiş tarihte gerekse günümüzde, insanların çoğu bu kaideyi çiğnemiş ve Allah’a bir değil belki birçok ortaklar koşarak doğru yoldan çıkmışlardır. Onların şirke düşmelerine sebeb olan etkenlerden birisi de ölen nebiler veya salih kullar hakkında aşırı gitmeleridir. Aşın gitme olayı, önce salih kimseler için kabirleri yükseltmeleri, daha sonra üzerlerine binalar dikip buraları mescid edinmeleri ve sonunda da onların resim veya heykellerini yaparak bunlardan yardım taleb etmeleri, şefaat dilemeleri veya kendilerini Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadetlerden kimilerini onlara yapmaları ile gerçekleşmiştir, işte, islam dini, islam toplumundan bu gibi olayları kesinlikle önlemek için kabirlerin yükseltilmesini, üzerlerine binalar dikilmesini veya buralarda mum yakılıp ışıklandırılmasını kesinlikle haram kılmıştır. Çünkü bu gibi ameller başlangıçta şirk koşmaksızın yapılsa bile kısa bir süre sonra şirke dönüşmesi ve bazı ibadetlerin bu mezarlara yapılır hale gelmesi kaçınılmazdır.
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:

“Ben bir beşerim. Bana aranızdaki ihtilaf konusunda hüküm vermem için geliyorsunuz. Biriniz diğerinden daha güzel derdini anlatabilir. Biliniz ki hakkı olmadığı halde bir müslümanın hakkını ona verirsem o onun için ateşten bir parçadır, ister onu alsın ister onu terk etsin.” (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei, İbn-i Mace, Ebu Dayud, Ahmed)
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
CİHAD Allah’IN DİNİNİ HAKİM KILMAK İÇİN MÜCADELEDİR
- Ebu Musa el-Eşari (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir: Rasulullah (s.a.s)’e birisi gelip:

«Ya RasulAllah! Allah yolunda savaş ne demektir? Kimimiz öfkesine kapılarak, kimimiz utancından dolayı savaş ediyor. Buna ne dersin?» diye sordu. Rasulullah (s.a.s) başını kaldırıp:

«Her kim Kelimetullah’ın (yani Kelime-i Tevhid’in) en yüce olması için savaşırsa işte ancak onun savaşı Allah yolundadır» buyurdu.

(Buhari-Müslim)

- Ebu Musa (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir:

«Rasulullah (s.a.s)’e bir kişi geldi de:

«Ya RasulAllah! Bir kısım kimseler ganimet malı için savaşırlar. Bir kısım insanlar savaştı desinler diye savaşırlar. Bir kısım insanlar da kahramanlar arasında yer alsınlar diye savaşırlar. Şu halde Allah yolunda cihad eden kimdir?» diye sordu. Rasulullah (s.a.s):

«Kim ki yalnız Allah’ın şeriati hakim olsun diye cihad ederse o mücahidin cihadı Allah yolundadır» buyurdu.
(Buhari-Müslim)

HADİSLERDEN NE İSTİFADE EDERİZ— İşte davaları hak dava, savaşları hak savaş yapan en önemli faktör... Tek amacı, Allah’ın kelimesi olan «La ila he illAllah»ın yüceltilmesini hedef kabul etmek... Bu kelimenin yücelmesi ancak ve ancak insanların yegane ilah olarak Allah’ı kabul etmeleri yani Allah’ın dininden kaynaklanmayan tüm beşeri sistem ve kanunları reddedip hayatlarını, ister sosyal, ister hukuki, ister iktisadi, ister ailevi, isterse şahsi açıdan olsun —her yönüyle ve sadece— Allah’ın nizamı olan bu dinin, emir ve yasaklarına göre düzenlemeleriyle gerçekleşir. İşte, ancak bu gayeyi taşıyan hareketler İslami, ancak bu uğurda verilen savaşlar Allah yolundadır. Bunun dışında bir amaç güden hareketler boş ve eninde sonunda yıkılmaya mahkumdur.
 
Üst Ana Sayfa Alt