Çevrimdışı
Abdurrahim Karakoç
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.
Günün Şiiri
- Konbuyu başlatan Nesîbe Lena
- Başlangıç tarihi
Çevrimdışı
Abdurrahim Karakoç
Çevrimdışı
EY NEFSİM
O güzel Cenneti kazandın mı sanırsın?
Sadece namaz, oruç, zekât mı sanırsın?
Peygamberin istemedi yeryüzünün anahtarlarını,
Sen bırakamadın bi türlü değersiz dünya malını!
Şimdi dön geçirdiğin yıllara bir bak.
Ölünce götüremeyeceksin ne bir çanak, ne bir tabak.
Bu dünya zenginliğini güzel mi buluyorsun?
Sadece imtihana tabi tutuluyorsun.
Ey nefsim! Ne zaman duracaksın!
Azabı gördükten sonra mı beni bırakacaksın!
Peygamberin istemedi yeryüzünün anahtarlarını,
Sen bırakamadın bi türlü değersiz dünya malını!
O güzel Cenneti kazandın mı sanırsın?
Sadece namaz, oruç, zekât mı sanırsın?
Peygamberin istemedi yeryüzünün anahtarlarını,
Sen bırakamadın bi türlü değersiz dünya malını!
Şimdi dön geçirdiğin yıllara bir bak.
Ölünce götüremeyeceksin ne bir çanak, ne bir tabak.
Bu dünya zenginliğini güzel mi buluyorsun?
Sadece imtihana tabi tutuluyorsun.
Ey nefsim! Ne zaman duracaksın!
Azabı gördükten sonra mı beni bırakacaksın!
Peygamberin istemedi yeryüzünün anahtarlarını,
Sen bırakamadın bi türlü değersiz dünya malını!
Çevrimdışı
Saçma sapan, cam gibi (kırılmaya mahkûm) deliller.
Hak sanırsın onları, oysa kırık dökükler…
Mecmuul Fetava, İbn Teymiyye
Hak sanırsın onları, oysa kırık dökükler…
Mecmuul Fetava, İbn Teymiyye
أ
Çevrimdışı
Zamanımızı ayıplıyoruz, ayıp bizde
نَعِيبُ زَمَانَنَـا وَالعَيْـبُ فِينَـا
Zamanımızın bizden başka ayıbı ne!
وَمَـا لِزَمَانِنَـا عَيْـبٌ سِـوَانَا
Eleştiriyoruz bu zamanı günahsız yere
وَنَهْجُـوا ذا الزَّمَان بِغَيرِ ذَنْـبٍ
Eleştirirdi bizi, eğer zaman konuşabilseydi
وَلَوْ نَطَـقَ الزَّمَـانُ لَنَا هَجَـانَا
Hiçbir kurt, diğer kurdun yemez etini
وَلَيْسَ الذِّئْبُ يَأْكُلُ لَحْمَ ذِئْبٍ
Biz yiyoruz açıkça birbirimizi!
وَ يَأكُلُ بَعْضُنَا بَعْضًا عِيَانَا
İmam Şafiî
نَعِيبُ زَمَانَنَـا وَالعَيْـبُ فِينَـا
Zamanımızın bizden başka ayıbı ne!
وَمَـا لِزَمَانِنَـا عَيْـبٌ سِـوَانَا
Eleştiriyoruz bu zamanı günahsız yere
وَنَهْجُـوا ذا الزَّمَان بِغَيرِ ذَنْـبٍ
Eleştirirdi bizi, eğer zaman konuşabilseydi
وَلَوْ نَطَـقَ الزَّمَـانُ لَنَا هَجَـانَا
Hiçbir kurt, diğer kurdun yemez etini
وَلَيْسَ الذِّئْبُ يَأْكُلُ لَحْمَ ذِئْبٍ
Biz yiyoruz açıkça birbirimizi!
وَ يَأكُلُ بَعْضُنَا بَعْضًا عِيَانَا
İmam Şafiî
Y
Çevrimdışı
Cahit Sıtkı Tarancı nın yaş otuz beş şiirini lisede yüzlerce öğrencinin karşısında ne okumuştum be, hey gidi günler.
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Sanırım 35 yaşına girdin abi
Y
Çevrimdışı
Özür dilerim abi bu arada 35 yaş yolun yarısı etmiyor şair 37 yaşında ölmüştü.Daha cok var) 30 olmama bile daha var yav n yaptin
Y
Çevrimdışı
46 değilmi yahu
Hee doğru 46 yaşında ölmüş ama yine de yolun yarısı etmiyor maalesef
Çevrimdışı
Cahit Sıtkı, daha yasardi da
Yusuf abi siiri yuzlerce ogrenciye okuduktan sonra, cahit abi cok yasamadi. Kaldıramadı bünyesi.
Y
Çevrimdışı
Allahim sen bu kardeşimize hayirlar ver
Çevrimdışı
Allahim sen bu kardeşimize hayirlar ver
Amin abi ecmain
Çevrimdışı
Ey hayat!
Ne kadar da kirlenmiş ne kadar da insafsızsın.
Cahil kulların arzususun,
şerefli kullar için keskin bir kılıç…
Ey hayat!
Şerefli gibi görünsen de ben senden razı olmam,
Çünkü biliyorum ki bu berraklık üzere devam etmeyeceksin…
İbnul Cevzi
Ne kadar da kirlenmiş ne kadar da insafsızsın.
Cahil kulların arzususun,
şerefli kullar için keskin bir kılıç…
Ey hayat!
Şerefli gibi görünsen de ben senden razı olmam,
Çünkü biliyorum ki bu berraklık üzere devam etmeyeceksin…
İbnul Cevzi
Çevrimdışı
Çift Başlı Buzağı
Yarın çiftçi çocukları bu hilkat garibesini bulduklarında,
Onun bedenini gazeteye saracaklar ve onu müzeye götürecekler.
Ama o bu gece hayatta, ve annesiyle kuzey çayırlarında.
Mükemmel bir yaz akşamı:
Bostanın üstünde yükselen ay, çimenlerde rüzgar.
Ve o gökyüzüne baktığında,
Her zamanki gibi çifter çifter yıldızlar var.
[Orijinali: Two Headed Calf, Laura Gilpin
Çeviri: ben.]
Çevrimdışı
"Büyük ümmet bir oyuncak oldu,
Papaz ve hahamlar oynar onunla,
Ümmet işlerinde öyle bir topluluğa benzer ki,
Onlar otursa da kalksa da birdir.
Ümmetin büyükleri tahtlar üzerinde sanki birer heykel,
Kudüs, ah Kudüs... Çiğnendi iffeti,
Müslümanlar ise cihad orucunda,
Ve ah Bağdat... Ey hilafet yurdu,
Ne oldu saflığın, ayak takımları kirletti onu...
Ne oldu dün dinlerine ihanet edenlere,
Gözlerini yumdular ümmetin hudutlarına saldıranlara,
Halka karşı saldıran aslanlar iken,
Yahudilere karşı tavşan ve deve kuşudur onlar...
Bir yurt kalmadı sığınacağım gölgesine,
Vatanım gasp edildi, yanıyor ateşler içinde...
Ey ümmetim... Ben bir kuşum Eyke'yi görmüş,
Elimden geleni yaptım, kınanmış değilim.
Zındık emirlerin,
Müslümanların hizmetkârı ve imamı diye ünlenenlerin,
Düşmanlarımızın en şerlisi olduğu gerçeği ile,
Ayıplanır mıyım mücadele edersem sizinle?
Yardım eder görünürken onlar bize,
Aslında derttirler ve ölümdürler hepimize!
Her yer Hristiyan askerlerle doldu,
Nerededir muttakiler, kahramanlar nerede?"
Doktor Yusuf Ebu Hilâle
Papaz ve hahamlar oynar onunla,
Ümmet işlerinde öyle bir topluluğa benzer ki,
Onlar otursa da kalksa da birdir.
Ümmetin büyükleri tahtlar üzerinde sanki birer heykel,
Kudüs, ah Kudüs... Çiğnendi iffeti,
Müslümanlar ise cihad orucunda,
Ve ah Bağdat... Ey hilafet yurdu,
Ne oldu saflığın, ayak takımları kirletti onu...
Ne oldu dün dinlerine ihanet edenlere,
Gözlerini yumdular ümmetin hudutlarına saldıranlara,
Halka karşı saldıran aslanlar iken,
Yahudilere karşı tavşan ve deve kuşudur onlar...
Bir yurt kalmadı sığınacağım gölgesine,
Vatanım gasp edildi, yanıyor ateşler içinde...
Ey ümmetim... Ben bir kuşum Eyke'yi görmüş,
Elimden geleni yaptım, kınanmış değilim.
Zındık emirlerin,
Müslümanların hizmetkârı ve imamı diye ünlenenlerin,
Düşmanlarımızın en şerlisi olduğu gerçeği ile,
Ayıplanır mıyım mücadele edersem sizinle?
Yardım eder görünürken onlar bize,
Aslında derttirler ve ölümdürler hepimize!
Her yer Hristiyan askerlerle doldu,
Nerededir muttakiler, kahramanlar nerede?"
Doktor Yusuf Ebu Hilâle
Son düzenleme:
Benzer konular
-
Soru Hesap Gününden Sonra Allah'ın Sıfatları Nasıl Tecelli Edecek?
- Başlatan abdul muntakim
- Cevaplar: 0
-
İlmi Konu Yoga Sözcüğünün Sözlük Anlamları ve Nakşibendi Tarikatında Rabıta- Başlatan Ahıskalı
- Cevaplar: 0
-
İlmi Konu İnsanların Çoğunun Şirke Girmesinin Sebebi İnat Değil, Cehalet ve Te'vildir
- Başlatan أهل الحديث
- Cevaplar: 0
-
Ebu Zerkanın Qulat Mürcie Akidesinde Olduğunun Tescili
- Başlatan e.soyler.Tawheed
- Cevaplar: 18
-
Çözüldü Bayramın 4. Gününde Kurban Kesilir mi?
- Başlatan net.islam
- Cevaplar: 1
-
Video Diyanet İşlerinden Kandillerin Bid'at Olduğunun İtirafı- Başlatan Abdulmuizz Fida
- Cevaplar: 0
-
-
Hayır, atın perçemi üzerinde kıyamet gününe kadar bağlıdır!
- Başlatan Ehli Takva
- Cevaplar: 3