Kim, şan ve şeref, kuvvet ve haysiyet istiyorsa, bilsin ki, şan ve şeref, güç ve kuvvet, kudret ve hâkimiyet yalnız Allah'ın mülkünde, tasarrufundadır. Kelime-i tayyibeler, dualar, istiğfarlar, haram yememiş ağızlardan çıkan sözler, ancak Allah'a ulaşır. Bunları da Allah'a, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirme, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlama, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olma, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleme ulaştırır. Sinsice, türlü türlü kötülükler icat edenlere, şeytanca entrika ve dolaplar çevirenlere, İslâm'ın yükselişini önleme, müslümanların ilerlemesinin önünü kesme planları ve riyakârlık yapanlara dehşetli bir azap vardır. Onların sinsi hileleri, tuzakları, planları da darmadağın edilir. Fatir Süresi 10