Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Hadis Inkarcılarına Karşı Sadece Bir Örnek...

Y Çevrimdışı

yakup kaplan

Üyeliği İptal Edildi
Banned
şimdi hadismi bunlar allah aşkına?

zina eden maymun olurmu hiç?

bir müslüman bu kadar beyinsiz olabilirmi?
 
A Çevrimdışı

ahmet ömer

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
o maymunun zina etmesi olayı peygamberden gelen bir söz değil birinin söylediği bir söz herhangi bir önemi yok kıssa gibi bir şey diğer hadisleinde metinleri bilerek değiştitilmiş hadislerin orjinaline bak açıklamalarına bak saf gibi kanıyorsun herşeye cehnneme gideceksin haberin yok hadislerin aslını açıklamasını ve tam metnini göndürdüğünde anlayacaksın dikkat et çok fena kazıklanıyorsun
 
İ Çevrimdışı

İbn Muhammed

الله اكبر و العزة الله
İslam-TR Üyesi
Sırayla mı geliyorsunuz foruma? Kur'ana arz meselesi zayıf veya buna bezer durumda olan hadisler için geçerlidir. Sahih ve mütevatir gibi sağlam rivayetli hadislerin Kur'an a arzı diye bir şey yoktur. Subhanallah biri gidiyor biri geliyor. Arapça ve Hadis Usulü bilgin var mı?
 
Y Çevrimdışı

yoldaki_muhendis

NEVER GIVE UP!!
İslam-TR Üyesi
@yakup kaplan kardes burasi dini bir forum, kullandiginiz kelimeler yasiniza hiç yakismiyor...
eger troll degilse:acpsnr:
kardes bir konu paylasti, sende firsat bu firsat deyip saldirmaya basladin.. soru sormak istiyorsan konu aç hocamiza sor

yok tartismak istiyorsan uslubuna göre tartis:cool:
selametle
 
bahakar Çevrimdışı

bahakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
yakup kaplan yazdığın hiçbir hadisin arapça metni yok, muhtemelen değil arapça kuranı yüzünden okumayı bile bilmiyorsun... neyse yazdığın hadis metinleri çarpık zihniyetinize göre tahrif edilmiş, sünnette ifade ettiği manayla alakası yok... keza şeytanın osurmasıyla ilgili hadise sorduğum soruya hala cevap vermedin, çünkü yüzünü bile görmediğin ne idiğü belirsiz adamlara itibar edip kopyala yapıştır yapıyorsun... ne yazık müslümanların alimlerine sırt çevirip müsteşriklerin usulüyle nassları anlamaya çalışıyorsunuz... sanki bu rivayetleri tarihte ilk siz keşfetmişsiniz gibi... akıl sahiplerine şu ayet yeter ;
وَمَن يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدَى وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبِيلِ الْمُؤْمِنِينَ نُوَلِّهِ مَا تَوَلَّى وَنُصْلِهِ جَهَنَّمَ وَسَاءتْ مَصِيرًا

Kim kendisine doğru yol besbelli olduktan sonra Peygamber'e karşı çıkar, müminlerin yolundan başkasına uyup giderse onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir gidiş yeridir. Nisa-115
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Ana Sayfa » Hadis » BU HADİSTEN HABERİNİZ VAR MI?
KURAN İNKARCILARI OLAN HADİS İNKARCILARINA BİLİMSEL MUCİZEVİ BİR HADİS SUNUYORUZ…
1400 YIL ÖNCE PEYGAMBERİMİZİN BİR HADİSİNDE SÖYLEDİĞİ VE BİZE SAHİH OLARAK GELEN BİR HADİSİNDE BELİRTTİĞİ ÜZERE SİNEKTE HEM ZARARLI HEM YARARLI YÖNLERİNİN OLDUĞUNU NERDEN BİLİYORDU?HADİSLERİN VAHİY KAYNAKLI OLMADIĞINI İMA EDENLER SİZE BİR FIRSAT.İŞTE BU HADİS PEYGAMBERİMİZİN VAHİYLE KONUŞTUĞUNUN EN NET İFADESİDİR…ÖYLEYSE HAEN KABUL ETMECEK MİSİNİZ?
Unutmayın Onu Yalanlayan Allahu Tealayı Yalanlamıştır.Onu Yok Sayan Onu İnkar Etmiştir.
ŞİMDİ SİZLERİ BU HADİSİ DOĞRULAYAN MAKALELERE GÖTÜRECEĞİZ İNŞALLAH…
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur.” (Ebû Dâvud, Et’ime 49, Buhârî, Tıbb 58, Bed’ü’l-Halk 14; İbnu Mâce, Tıb 31, Nesâî, Fera’ 11)

AÇIKLAMA:

1. Bu rivayet, Resulullah (asv)’ın, vahye dayanarak konuştuğu hususunda, Müslüman olmayan biyoloji âlimlerini dahi ikna edecek mahiyette mucizevi hadislerinden biridir. Zira, Fahr-i Kainat Efendimiz (sav), mikrobiyoloji ilminin hiç olmadığı bir devirde, Arabistan gibi hiçbir tabiat ilminin mevzubahis olmadığı bir diyarda, bugünkü ilmin sadece bir terminoloji farkıyla ifade ettiği mühim bir vak’ayı eksiksiz ifade buyurmuştur.

Sinekte, insan sağlığı için zararlı ve faydalı maddeler var, bu maddeler dengeli bir şekilde yer almaktadır. Bir kanadında zararlısı, bir kanadında faydalısı.

2. Hadis muhtelif tariklerden gelmiştir. İbnu Mâce’de, Ebû Saîdi’l-Hudrî (radıyallahu anh)’tan yapılan rivayette “Sineğin iki kanadının birinde zehir, diğerinde şifa vardır. Eğer bir yemeğe düşerse, onu içine iyice batırın (sonra çıkarıp atın). Çünkü o, önce zehirli (kanadını banar), şifa(lı kanadı) geri bırakır.” buyrulmuştur.

Bu rivayetten anlaşılacağı üzere, tamamını batırma emri, sineğin dışta kalan kanadındaki şifanın yemeğe geçmesi içindir. Çünkü hadis, zehirli kanadı üzerine düşerek öncelikle onu yemeğe batırdığını, diğer kanadı dışarıda kaldığı için o kanattan geçen zehiri zararsız kılacak şifanın (panzehirin) gerideki kanatta kaldığını belirtmektedir. Tamamı batırılınca dışarıda kalan kanattaki panzehir de yemeğe geçeceği için, öbürünün vereceği zarar bertaraf edilmiş olmaktadır.

Bezzâr’ın bir rivayetine göre, Enes (radıyallahu anh)’ın kabına sinek düşer. Enes sineği parmağıyla üç kere batırır ve “Bismillah” der, sonra da “Resulullah bize böyle yapmamızı emretti!” açıklamasında bulunur.

3. Sineğin zehirli kanadı hangisi? İbnu Hacer, bunu tasrih eden rivayete rastlamadığını, ancak bazı âlimlerin teemmül ederek: “Sineğin, sol kanadıyla korunduğunu, dolayısıyla bunun zehirli kanat olduğunu, şifanın da sağ kanadında bulunması gerektiğini” söylediğini belirtir. Ebû Saîd hadisinde de zehirli kanadın (korunma vs. işlerde) tekaddüm edip, şifalı kanadın teahhur ettiği belirtilmiştir.

4. Bu hadisten hareketle, sinek ve benzeri akan kanı olmayan küçük hayvanların az suyu kirletmeyecekleri (tencis etmeyecekleri) hükmüne varılmıştır. “Çünkü denmiştir, Resûlullah (asv), içinde öldüğü zaman suyu kirletecek olan bir şeyin suya batırılmasını emretmezdi. Bu görüşe muhalefet edip: “Sineğin suya batırılması onun ölmesini gerektirmez. Nitekim hafifce batırılınca ölmez, dirisi de içine düştüğü suyu kirletmez” diyen olmuştur. Beğavî de hadisten böyle bir hüküm çıkarmıştır. Ebû’t-Tayyib et-Taberî de şöyle söyler: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu hadisle necaset ve tahareti beyan etmeyi kasdetmemiş aksine sineğin hâsıl edeceği zararın nasıl bertaraf edileceğini beyan etmeyi murad etmiştir.” İbnu Hacer: “Bu doğru bir söz ama, bu hadisten bir başka hükmün daha istinbat edilmesine mani değildir” der ve sineğin batırılma işinin farklı şekillerde yapılabileceğini belirtir.

* Sineği, öldürmeyecek şekilde, dikkatle batırmak.

* Ölüp ölmeyeceğine aldırmadan batırmak. Ancak bu durumda yemek sıcaksa sineğin öleceği, soğuksa ölmeyeceği söylenebilir. Hadiste kayıd olduğu için, hükmün âmm olmasına hükmedilir. Ancak bu hüküm su götürür, çünkü mutlak bir hadis bu suretle tasdik edilir, şayet, bilâhare muayyen bir surete bir delil ikâme edilirse buna hamledilir.

5. Hattâbî der ki: “Bazı nasipsizler, hadisin aleyhinde konuşarak: “Bir sineğin iki kanadında zehir ve panzehir nasıl bir araya cem olabilirler? Bunu da sinek nasıl bilebiliyor ki, şifalı kanadını önce kullanıyor? Sineği bu işe iten nedir?” gibi şeyler sordular. Fakat bunlar cahil veya mütecahil (cahil görünen) kimselerin sorusudur. Zira pek çok hayvan, zıd sıfatları nefislerinde cem ederler. Allah aralarını telif etmiş ve onların bir arada bulunmalarını takdir buyurmuş, onlardan hayvanî kuvvetleri ortaya çıkarmıştır. Nitekim Allah arıya, acib bir sanat olan paketlerini yapmayı ve içerisinde bal yapmayı ilham etmiştir. Karıncaya da ihtiyaç zamanı için gıdasını biriktirmeyi, çimlenmemesi için de buğdayı ortadan ikiye bölmeyi ilham etmişti. Onlara bu ilhamları yapan Zât, sineğe da kanadının birini önce kullanıp diğerini de geride tutmayı ilham etmeye kâdirdir.”

İbnu’l-Cevzî der ki: “Bu kimsenin söylediğinde bir gariplik yok. Zira, arı, baş kısmıyla bal toplar, aşağı kısmıyla da zehir alır. Zehiri öldüren yılanın eti, zehrin tedavisinde kullanılan ilaca katılmaktadır. Sinek de gözün parlatılması için ismid (denen sürme çeşidiyle) birlikte ezilir.” Bazı hâzık tabibler: Sinek bir zehirleme kuvveti bulunduğunu, buna da sokması durumunda hâsıl olan kaşıntı ve şişliğin delâlet ettiğini, bu kuvvenin onun silahı mesabesinde olduğunu, sinek kendisine eza veren birşeye tesâdüf edince onu silahı ile karşıladığını, şâri Aleyhissalâtu vesselâm’ın da, bu zehir kuvvesine, Allah Teâlâ hazretlerinin, onun diğer kanadına koyduğu panzehirle karşı koymayı emrettiğini, böylece iki maddenin birbirine mukabele edip Allah’ın izniyle zararı ortadan kaldırdığını söylerler. (İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 11/135-137.)

BU KONUDA İLK BİLİMSEL MUCİZEVİ HADİSİ DOĞRULAYAN BİRİNCİ MAKALEMİZ:

Sağlıkla ilgili bu hadîs-i şerifi sunarken; bu tavsiyelerden bazıları, kimi şahıslar için antika, eski moda veya en azından tuhaf görünebilir. Bunların modern tıbbî bilgiyle desteklenmediği veya desteklenemeyeceği zannedilebilir.

“Dolu bir yemek kabının içine bir sinek düşerse, o sineği tamamen kabın içine batırıp çıkardıktan sonra kullanabilirsiniz.”

Bu tavsiye, tehlikeli olmasa da garip görünebilir.

Halbuki Hz. Peygamber’in (s.a.v.) bütün söz ve davranışlarının ilâhî bir temele dayandığını, bu yüzden onlarda hata ve yanlışlık olmayacağını bilen bir mü’min için bu hadîsin de muhakkak mantıkî açıklaması vardır. Ancak anlaşılması için belki asırlar geçmesi gerekir. Şöyleki:

Tıbbî olarak sineğin vücudunun bazı bölümlerinde patojenleri (hastalık sebebi olan mikropları) taşıdığı bilinmektedir. Bu, XV. asır önce tecrübî tıbbî bilginin olmadığı bir dönemde Efendimiz (asv) tarafından bildirilmiştir. Yine Peygamberimiz (sav): “Ölüm ve ihtiyarlık dışında çaresinin yaratılmadığı hastalık olmadığını.”da bildirmektedir.

Bu yüzden modern zamanlarda bakteriler gibi zararlı organizmalara karşı penisilin başta olmak üzere antibiyotikler keşfedilmiş ve kullanılmaktadır. Öyleyse bu esrarlı tavsiyenin tıbbî mantığı nasıldır?

Bu konuyu tetkik eden makaleyi yayınlayan Dr. Samahı, mikrobiyologların sineğin midesinin içinde parazit olarak yaşayan uzun hücrelerinin bulunduğunu keşfettiklerini bildiriyor. Bu mantarsı hücreler, kendi üreme döngülerinin bir bölümü olarak, sineğin solunum kanallarına doğru çıkıntı yaparlar. Sinek, sıvının içine tamamen batırılırsa, osmotik basınçta meydana gelen değişiklik hücrelerin çatlamasına yol açmaktadır. Bu hücrelerin muhtevası ise, sineğin vücudunda taşıdığı patojenlere karşı olan bir antidottur; yâni zehire karşı panzehirdir. Yemeğe bulaşan sinekten çıkan zararlı mikropları, sinek batırılınca çatlayarak ortaya çıkan antidot tesirsiz hâle getirmektedir.

Mikrobiyolojideki en son araştırmalar Hz Peygamberin (s.a.v.) XV. asır önce bildirdiği tavsiyenin tıbbî izahını yapmakla, âdeta Onu tasdik etmektedir.

(Dr. Mustafa REYHANLI, Gerçeğe Doğru 5. Cilt Zafer Yayınları)

YİNE AYNI ŞEKİLDE SİNEKTE PEYGAMBERİMİZİN HADİSİNİ DOĞRULAYAN BİR DİĞER İKİNCİ KAYNAĞIMIZ.
* Bilindiği gibi Bakteri İlmi’nde her bir mikrop için onu öldüren bir panzehir vardır. Mikrop bir canlının vücuduna girdiği zaman, vücud bu mikroba karşı harekete geçer, böylece vücuda giren mikroba karşı onları yok edici karşı bir antikorlaortadan kaldırır. Hulasa vücutta oluşan antikor ve antitoksin, mikrobu yok eder. Nitekim bu kural karasinek için de aynen geçerlidir. Karasineğin vücudundada birbirine karşı savaş veren iki tür zehirin bulunması gayet normaldir. Böylece kara sineğin taşıdığı hastalık yapıcı mikroplar, sineğin yemeğe veya suya düşmesiyle bulaşacağından onun diğer kanadında da bu zehiri önleyecek panzehir vardır. O halde bizim yapacağımız bir şey var, böyle bir durumda hastalığa yakalanmamak ve zehiri önlemek için Peygamber Aleyhis-Selam’ın tavsiyesine uymak sağlığınız için gayet faydalıdır.
* Hastalığı yapan, mikropların kendisi değil, onların salgıladıkları toksinlerdir. Vücud bu toksinlere karşı antitoksin meydana getirmek suretiyle kendisini korur. Acaba sineğin vücudunda bu toksinlere karşı antitoksin meydana gelmez mi? Bu durum aklen mümkün olduğu gibi tıbben de birtakım deliller ile isbat edilmiştir, ama tıp, felsefe gibi nazari delil ve kıyas kabul etmez, tecrübeye dayanır. Bu hususu tecrübe eden bilginler çıkmış mıdır ki hadisin aklen ve ilmen sıhhati meydana çıksın?

* Dr. İzzeddin Cevvale sözüne devamla der ki : Mahmud Kemal ve M.Abdülmümin Hüseyin adında Mısırlı iki tabib; karasinek hadisindeki durumu tesbit etmek için yaptıkları araş¬tırmalarında diyorlar ki : 1871 yılında Alman Prof. Brifeild, Almanya halkı karasineğin, İmposamosouyadını verdiği Mantar cinsinden bir tufeyliye mübtela olduğunu keşfetti. Bu tufeyli devamlı olarak sineğin vücudunda yaşayıp geçinmektedir. Profesör yaptığı incelemede bu tufeylinin lintomophteraly adında bağlı yahut birleşik yosun mantarları Sygmomysis denilen bir yosun mantarı türüne mensup olduğunu gördü. Bu parazit su yosunu mantarı denen phycomclspristiti’nin ikinci çeşidindendir. Bu asalak hayatını, sineğin vücudunda mevcut, içinde özel bir salgı olan yuvarlak hücreler şeklindeki yağ tabakasında geçirir. Sonra bu yuvarlak hücreler uzar, meydana gelen açıklıklardan yahut sineğin karın halkaları mafsallarından dışarıya çıkar ve sineğin vücudunun dışına çıkmış olur. Bu çıkış devri, bu mantarın üreme devresidir. Bu devrede mantarın tohumları hücrenin içinde toplanır. Hücrenin iç basıncı artar, nihayet bu basınç o dereceye ulaşır ki, hücre cidarları buna tahammül edemiyerek patlar ve içteki tohumlar itme kuvvetiyle hücrenin 2 cm. dışına fırlar. Bir cam üzerinde ölü bir sineği inceleyecek olursak şunları görürüz :

* Sineğin etrafında Mantar tohumlarının dolanma alanı;

* Sineğin son kısmı olan üçüncü kısmından sineğin karnına ve sırtına doğru içinden tohumlarının fırladığı, uzun hücrelerin başları meydana çıkmış birtakım patlak hücreler.

* Öte yandan modern çağın bilim adamlarının buluşları da, Alman bilgini Brifeild’in teorisini desteklemektedir. Aynı zamanda bu asalağın sinek karnında hayatiyetini sürdürmesiyle ilgili olarak, insanlara şaşkınlık veren özelliklerinden söz etmektedirler. Bu özelliklerden bazıları ise şöyledir:

* 1945 Yılında Mantar bilgisinde en büyük üstad olan Prof. Langiron, devamlı olarak sineğin karnında yuvarlak hücreler şeklinde yaşayan bir mantarda “Enzim” denilen tahallül kudreti yüksek bir salgı bulunduğunu açıkladı.

* 1947-1950 Yılları arasındaki iki Alman bilgini Arnstaine, Cook ve İsviçreli bilgin Rolius araştırmalarında, “Javaein” dedikleri bir madde buldular. Bu maddeyi sinekte yaşayan Mantar türünden elde ettiler. Bu maddenin hayatiyete zıt olduğunu, tifo ve dizanteri gibi bir çok mikropları öldürdüğünü tesbit ettiler.

* 1948 Yılında İngiliz bilim adamlarından Briyan Courtes; Heming; Geferies ve Mackjohan araştırmalarında “Cotin-sine” dedikleri hayatiyete zıt bir madde buldular. Bunu yine sinekte yaşayan aynı tür mantardan elde etmişlerdi. Tifo, dizanteri vs. gibi mikroplara karşı müessirdi.

* 1949 Yılında iki Alman bilgini Omcyve Farmer ve İsviçre’den German, Roth, Athlenger ve Blathner de araştırmalarında “İniatin” adını verdikleri tek hücrelilerin yaşamasına zıt bir madde elde ettiler. Bunu da sinekte yaşayan Mantar türüne mensup bir mantardan elde etmişlerdi. Bu maddenin tifo, dizanteri ve kolera gibi hastalık mikroplarına karşı müessir olduğunu gördüler. 1947 Yılında ise ilim adamlarından Moftiş tarafından, sinek vücudunda yaşayan mantarlara mahsus bir kültürden tek hücreli canlılara zıt maddeler elde edildi. Bunların tifo, dizanteri ve benzeri mikroplara karşı kuvvetle müessir olduğunu gördü. Keza bunlar, hummalı hastalıklara sebep olan mikroplara karşı da tesirleri kuvvetli idi. Bu maddenin bir gramı, mezkur mikroplarla mülevves yüz litre sütü koruyacak güçte idi.

* Sinekler bir çok pisliklere ve mikroplu şeylere konarlar. Böylece ayaklarıyla ve diğer organlarıyla bir çok zararlı mikroplartaşırlar. Taşıdığı bu mikroplar hastalık yaparlar. Sinekler yiyecekler ve içeceklerin içine düşerler, böylece taşıdıkları mikropları yiyeceklerimize ve içeceklerimize bulaştırmış olurlar.

* Yiyecek veya içeceğin içine düşen sinek, yiyeceğe veya içeceğe iyice batırılmaksızın alınıp atılacak olursa; çıkarıldığı yerde sineğin taşıdığı zararlı mikroplar kalmış veya oraya bulaşmış olabilir. O yemeği yiyen kişi, beraberinde o mikropları da yutmuş olabilir. Fakat kendisi tabii olarak bunun farkında olamaz.

* Eğer sineğin tamamı birden yiyecek veya içeceğin içine batırılıp daldırılmış olursa durum ne olur? Sinek yiyecek ve içeceğin içine tamamen batırılmış olunca, sineğin vücudunda bulunan panzehir harekete geçer. Bu batırma sırasında panzehir taşıyan zar patlar ve parçalanır. Panzehir hemen harekete geçmekle, sineğin taşıdığı mikropların üzerine atılır ve onları etkisiz hale getirip, imha eder. Böylece yiyecek veya içecek mikroplardan arınmış olur. İşte ilim adamlarının yapmış oldukları araştırmalarla, Hz. Peygamber Aleyhis-Selam’ın bu hadisindeki hikmeti ortaya çıkarmışlardır. Yiyecek veyaiçeceğin içine düşen sineğin iyice batırıldıktan sonra çıkarılıp atılmasının hikmeti bu olmaktadır. Sinek, yiyecek veya içeceğe iyice daldırılmakla mikroba karşı panzehir durumunda olan salgılar hemen boşalıp harekete geçmesi içindir.

* Modern bilim, Peygamber Aleyhis-Selâm’ın onbeş asır önce ortaya koyduğu gerçekleri henüz yeni gösterebilmektedir. Yine modern ilmin ortaya koyduğuna göre, sinekte bir asalak bulunmakta ve bu asalak mikropları imha etmekte ve dağıtmaktadır. Yiyecek ve içeceğe sinek basınçla daldırılınca bu asalak harekete geçer, dağılır ve mikropları etkisiz hale getirir. İşte Hadis-i Şerifin ortaya koyduğu gerçekte bundan başka birşey değildir. Çünkü “O, asla hevave hevesinden konuşmaz. Her ne söylemişse, kendisine vahy-olunandan başka bir şey değildir.” ayetinin anlamından kaynaklanmaktadır.

Kaynaklar:
(Said Havva. er-Rasuls 36-41, 3 baskı 1394-1974 Beyrut. Not: Said Havva ‘nın er-Rasul isimli eseri içinde bir bölüm olarak yayınlanan Karasinek hadisi ve bu badis etrafında söylenen sözler, daha sonra “el-lsabe fı’r-Reddi ata men taane fi hadisi’z-Zübabe” adı altında, müellif Eibani ile birlikte müstakil bir risale olarak yayınlanmıştır. Ayrıca bak. Sadeddin Roston Tere. S.Ateş. Hakses (966 Sayfa 4, sayı 17)

VE BİR DİĞER ÜÇÜNCÜ MAKALEMİZ:

SİNEK’TEN ANTİBİYOTİK ELDE EDİLİR Mİ? / Dr. Mustafa Reyhanlı

Sayı: 381

SAĞLIKLA ilgili bir hadis-i şerifi sunarken; bu sağlık tavsiyelerinden bazıları, kimi şahıslar için geçerliliği yok veya tuhaf gibi görünebilmektedir. Bu kişiler modern tıbbi bilgiyle desteklenmeden bu hadisleri kabul edememektedirler. Garip görülenlerden en bilineni Buhari’de geçen şu hadistir: “Dolu bir yemek kabının içine bir sinek düşürse, o sineği tamamen kabın içine batırıp çıkardıktan sonra kullanabilirsiniz.” Bu tavsiyenin sağlığa zararlı yönü olmasa da ilk bakışta garip görülebilir. Halbuki Peygamberimizin bütün söz ve davranışlarının ilahi bir temele dayandığını, bu yüzden onlarda hata ve yanlışlık bulunmayacağını bilen bir mümin için bu hadisin muhakkak mantıkî açıklaması olmalıdır. Ancak anlaşılması için belki asırlar geçmesi gerekecektir. Hürriyet Gazetesi’nin 1.10.2002 tarihli nüshasının arka sayfasında kestiğim “Sineklerden Antibiyotik: Çığır açacak ilk adım” başlıklı haberle karşılaştım: “Avustralyalı bilim adamları, her şartta var olabilen sinek ve benzerlerinden antibiyotik yaptıklarını açıkladılar. Uzmanlar artık hayatın ve buna bağlı olarak antibiyotiklerin de değiştiğine işaret ediyorlar. Antibiyotikler ile mikroplar rol değiştirmişe benziyor. Bu nedenle mikropların baş düşmanı olan antibiyotikler son zamanlarda etkili olamıyor. Sydney’deki Macquarie Üniversitesi’nden Prof. Andy Beattie önderliğindeki ekip; sinekler, böcekler ve her türlü haşerenin et ve gübre dahil her pisliğe karşı dayanıklı olduğunu dikkate alarak, “ Bu yaratıkların enfeksiyonlara karşı süper direnci olması gerekli, aksi halde sağ kalamazlardı. Onlardan antibiyotik yapma deneyimlerimiz şimdilik başarılı sonuçlar verdi” diyor.” GERÇEKTEN, bedenlerinden bir nevi antibiyotik salgılayarak her türlü mikroplu ortamda etkilenmeden canlılıklarını sürdüren sineklerden öğreneceğimiz çok şey var. Bu yüzden sinekten çıkan zararlı mikropları, sinek batırılınca çatlayarak ortaya çıkan panzehir hükmündeki antibiyotik benzeri bir maddenin etkisiz hale getirdiği düşünülebilir. Zaten Napolyon zamanından beri uygulanan maggot terapi’de (*); sinek larvalarının uzun süren veya başka metodlarla iyileştirilemeyen yaralar üzerine konarak tedavide yararlanıldığı bilinmektedir. Larvalar, yaralardaki ölü dokularla beslenerek bölgeyi temizledikleri gibi, aynı zamanda dezenfektan hususiyeti olan salgı ifraz etmektedirler. Böylelikle mikroplar temizlenerek yaranın iyileşmesi sağlanmaktadır. DERKEN gazetelerde (**) bu konuda “Sinek kurtçuğundan çağın antibiyotiği” başlığıyla yeni bir haber çıktı: “Bilim adamları, yeşil sinek larvalarının salgılarından elde edilen yeni bir antibiyotik türü keşfetti. Galler’deki Swansea Üniversitesi’nden Norman Ratcliffe ve ekibi, lucilia sericata (şişe camı yeşili sinek) larvalarının salgılarında bulunan, hastane bakterilerinin 12 türünün yanı sıra E. coli ve clostridum difficile bakterilerinde de etkili olabilen maddeye “seratisin” adını verdi. Seratisini saf hale getiren bilim adamları şimdi iğne, hap ya da merhem olarak kullanılabilecek antibiyotiğin içeriğini tam olarak tanımlamaya ve bunu sentez etme yolunu bulmaya çalışıyor. Bu çalışma da başarılı olursa seratisin insan hücrelerinde ve sonucunda da klinik deneylerde test edilecek. Araştırmaya maddi destek veren yardım derneği “Action Medical Research”den doktor Yolande Harley, muhtemel yeni antibiyotiğin keşfinin heyecan verici bir ilerleme olduğunu belirterek, bunun hastane enfeksiyonlarına ya da başka bakterilerin yol açtığı hastalıklara yakalananlar için yeni bir tedavi imkanı sağlayabileceğini söyledi.” Görülüyor ki Efendimizin sözleri doğrudur ve hadisler günümüze de ışık tutmaya devam etmektedir. (*).Yara Tedavisinde Kurtçuklar. Dr. Muvaffak Muharrir (**).Yeni Şafak. 07.08.2008
 
AbdulFettah Çevrimdışı

AbdulFettah

94.7 - Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.
İslam-TR Üyesi
Hüseyin kardeşim sen bu konuda deneyimlisin ( genelde sen yazardın burda hadis inkârcılarına şöyle şöyle cevap verdim diye) bununla da başa çıkarsın eminim. Allah svt ilmini artırsın.
Allah razı olsun Rabbim hepimizin ilmini arttırsın, Teyze kalbinde hastalık bulunanlara istersen gökten bir kapı aç yahut kayanın içinden bir deve çıkart istersende denizi ikiye böl gene de inanmazlar, Allah'ın(cc) izin verdigi kadarıyla istediğin delilleri getir bunlara yine de inat ederler, diğer kardeşlerim söylenmesi gereken delilleri yazmışlar, buna rağmen hala ısrar ediyorsa biz ne yapabilirz ki hidayet Allahtan.
 
Y Çevrimdışı

yakup kaplan

Üyeliği İptal Edildi
Banned
o maymunun zina etmesi olayı peygamberden gelen bir söz değil birinin söylediği bir söz herhangi bir önemi yok kıssa gibi bir şey diğer hadisleinde metinleri bilerek değiştitilmiş hadislerin orjinaline bak açıklamalarına bak saf gibi kanıyorsun herşeye cehnneme gideceksin haberin yok hadislerin aslını açıklamasını ve tam metnini göndürdüğünde anlayacaksın dikkat et çok fena kazıklanıyorsun
zina kavramı insana has bir kavram ,hiç hayvanların zina edeni olurmu?benim vurgulamak isteğim bu.Bu sözden daha neler çıkıyor.Bunu hadis diye kitabına alana nasıl ne şekilde alim diyeceğiz?Bu adamın hiçmi aklı yokmuş ?zina eden kuş ,zina eden maymun ,zina eden horoz ,zina eden şek olurmu?
Bir müslümumanın beyni bukadarmı donmuş..?
 
Y Çevrimdışı

yakup kaplan

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Sırayla mı geliyorsunuz foruma? Kur'ana arz meselesi zayıf veya buna bezer durumda olan hadisler için geçerlidir. Sahih ve mütevatir gibi sağlam rivayetli hadislerin Kur'an a arzı diye bir şey yoktur. Subhanallah biri gidiyor biri geliyor. Arapça ve Hadis Usulü bilgin var mı?
her şey allahın kelamına uyarlanır..uymayan atılır..

allah zamandır diye bir hadis "var......şirk daha kardeşim .Allah cc mahluk olurmu?
 
Son düzenleme:
A Çevrimdışı

ahmet ömer

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
zina kavramı insana has bir kavram ,hiç hayvanların zina edeni olurmu?benim vurgulamak isteğim bu.Bu sözden daha neler çıkıyor.Bunu hadis diye kitabına alana nasıl ne şekilde alim diyeceğiz?Bu adamın hiçmi aklı yokmuş ?zina eden kuş ,zina eden maymun ,zina eden horoz ,zina eden şek olurmu?
Bir müslümumanın beyni bukadarmı donmuş..?
kardeşim onun senedi sağlam diye kabul görmüş yoksa kimsenin metnini kabul ettiği yok burda bir kıssa gibi ibretlik bir olay gibi anlatılmış hadis kitaplarında bazı kıssalar vardır yoksa kimsenin gerçekten maymunların zina ettiğni düşnüdüğü yok iyice oku
http://www.ubeydullaharslan.com/index2.php?sayfa_id=41&id=395
 
A Çevrimdışı

ahmet ömer

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
her şey allahın kelamına uyarlanır..uymayan atılır..

allah zamandır diye bir hadis "var......şirk dah kardeşim .Allah cc mahluk olurmu?
Allahu Teala şöyle buyurdu: "Ademoğlu dehre söverek beni gücendiriyor. Oysaki dehr benim. İş benim elimdedir . Geceyi gündüze ben aktarıyorum." (Buhari Tefsir: 1, Tevhid: 35, Edeb: 101, Müslim, Elfaz: 1,2, Ebu Davud, Edeb: 181)
bak bakalım burda ne diyor tam metnine bak burda zamanın Allah ın elinde olduğu söyleniyor kimsenin Allahı zaman zaneetiği yok o sizi kandıranların uydurması
 
AbdulFettah Çevrimdışı

AbdulFettah

94.7 - Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.
İslam-TR Üyesi
Bunlari hadis diye kabul eden inanın bana islam dininde çıkar!

"Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara kopek ve kadın geçerse namazı bozulur" (Buhari 8/102; Hanbel 4/86).



"Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmesini emreden ayet, Ayşe'nin döşeğinin altındaki sahifede yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Ayşe onun defin işlemleriyle meşgul iken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sahifeyi yedi ve böylece taşlama cezası Kuran'dan çıktı; ama hükmü devam ediyor" (İbni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131,132,183; 6/269).


"Keçinin yemesi sonucu Kuran'dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran'a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi" (Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).


"Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama cezasını uyguluyorlardı. Onları bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim" (Buhari 63/27).


"Bir kadının parmaklarını kesenin cezası şöyledir: Bir parmak için 10 deve, iki parmak için 20 deve, üç parmak için 30 deve, dört parmak için 20 -yirmi- deve fidye vermelidir" (Muvatta 43/11; Hanbel 2/182).

"Peygamber hiç bir vakit ayak üstünde işemedi" (Hanbel 4/196; 6/136,192,213).


"Peygamberin ayak üstünde işediğini gördüm" (Buhari 4/60,62; Hanbel 4/246; 5/382,394).


"Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine'ye gelerek müslüman oldular. Medine'nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar va çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı. Ellerini ve ayaklarını kesti. Gözlerini oydu. Çölde susuz ölüme terketti. Biz onlara su vermek isteyince Peygamber bizi engelledi" (Buhari 56/152, Tıb 5/1; Hanbel 3/107,163).


"Musa ölüm meleğinden çok korkuyordu. Bir gün ölüm meleği canını almaya gelince meleğin yüzüne tokat atıp bir gözünü çıkardı" "Allah'ın elçileri arasında ayırım yapmayınız. Ben, Yunus peygamberden bile üstün değilim" (Buhari 65/4,5; Hanbel 1/205,242,440; 2/405,468).


"Ben Adem oğullarının efendisiyim" (Hanbel 1/5; 5/540,388). "Hesap günü tüm peygamberler korku içinde canlarının derdinde iken, sadece ben ümmetimi düşüneceğim" (Buhari 97/36).


"Uğursuzluk üç şeydedir, at, ev ve kadın" (Buhari 76/53).



"Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi" (Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113).


"Dünya balığın üzerindedir. Balık başını sallayınca dünyada depremler olur" (İbni Kesir, 2/29; 50/1). "Liderler mutlaka Kureyş kabilesinden seçilmelidir" (Buhari 3/129,183; 4/121; 86/31).


"Tüm kara kufuryokleri öldürünüz. Çünkü onlar şeytandır" (Hanbel 4/85; 5/54).


"Karga fasıktır" (Buhari 59/16; Hanbel 2/52).



"Allah zamandır" (Muvatta 56/3).



"Allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir"

(Buhari 97/24, 10/129 ve 68. surenin tefsiri).


"Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti" (Buhari). "Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar Zeynep'le yatardı" (Buhari, Hibe/8).



"Peygamberin izniyle ihramdan çıkıp Mina'da bulunan kadınlarımıza yöneldik. Zekerlerimizden meni damlıyordu " (Buhari, Hac/81; Müslim Hacc/141).


"Peygamber öldüğünde, zırhı birkaç kilo arpa karşılığında bir Yahudi'nin yanında rehin duruyordu" (Buhari 34/14,33,88; Hanbel 1/300; 6/42,160,230).


"Peygamber, Medine'de bir yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı." (Buhari 59/11; 76/47; Hanbel 6/57; 4/367).


"Sol elinizle yemeyiniz, içmeyiniz; çünkü şeytan sol eliyle yer içer" (Hanbel 2/8,33

Yazdığın hadislerin birçogunu resmen kırklık makasla kesmişin, Tartışmayada yanlış yerden başlamışın, milletin kafasını bulandırmaya çalışıyorsun, önce gel hadislerle neden amel etmemiz gerektigini tartışalım
 
AbdulFettah Çevrimdışı

AbdulFettah

94.7 - Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.
İslam-TR Üyesi
Siz hala buna boş uğraş demiyorsanız ,başka diyecek sözümde yok.Osmanlıya domates ilk geldiğinde helalmi harammı kavgası çıktı?
kör müslüman ayet önünde değilmi?

Elalemin neyine soracaksın ,tertemiz gıda......ayet önünde.........


Bu hadiscilikten kurtulursa islam dünyası selama erer.Mezhebi tağutlar anında biter.ne şia kalır nede ehlisünnet.

Sadece bende BİR MÜSLÜMANIM diyenler kalır....

Ha bu çokmezse islam dünyası avruapanın ,israilin soytarısı olmakdan kendini kurtaramaz...

Agzındaki baklayı çıkardın sonunda..
Aşagıdaki ayetleri bir oku, sonra bu ayetleri nasıl tevil ettigini daha dogrusu bu ayetlerin sorumluluğundan kendini nasıl kurtardıgıni yaz..

1) -(Ey Muhammed! Onlara) Deki: “Allah’ı seviyorsanız, bana tabi olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın...”(Al-i İmran / 31)

2)-(Ve yine) de ki: “Allah’a ve Rasule itaat edin; eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah kafirleri sevmez.” (Al-i İmran / 32)

3) -“Allah’a ve Peygambere itaat edin ki rahmet olunasınız.” (Al-i İmran /132)

4 Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygambere ve sizden olan emir sahiplerine de itaat edin...” (Nisa / 59)

5)-“Her kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse,” (Nisa / 69)

6)-“Her kim o Peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisa / 80)

7) -“Ey iman edenler! Allah’a ve Rasulüne itaat ediniz....” (Enfal / 20)

8) -“Allah’a ve Rasulüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin...” (Enfal / 46)

10) -“Oysa aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Peygamberine davet olunan mü’minlerin sözü ise, “işittik ve itaat ettik” demeleridir...” (Nur / 51)

11) -“Kim, Allah’a ve Peygamberine itaat eder ve O’ndan korkar, sakınırsa, işte kurtuluşa erenler de bunlardır.” (Nur / 52)

12) -“(Ey müslümanlar!) Namazı dosdoğru kılın; zekatı verin ve Peygambere itaat edin ki rahmet olunasınız.” (Nur / 56)

13) -“İçinizden kim Allah’a ve Rasulüne itaat eder ve salih amel işlerse,...” (Ahzab / 31)

14) -“...kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” (Ahzab / 71)

15) -“...Peygamber size neyi verirse, onu alın; neden sizi nehyederse, ondan da sakının...” (Haşr / 7)

16 ) -“Allah’a itaat edin; Rasüle de itaat edin.” (Teğabun / 12)
....
 
Y Çevrimdışı

yakup kaplan

Üyeliği İptal Edildi
Banned
kardeşim onun senedi sağlam diye kabul görmüş yoksa kimsenin metnini kabul ettiği yok burda bir kıssa gibi ibretlik bir olay gibi anlatılmış hadis kitaplarında bazı kıssalar vardır yoksa kimsenin gerçekten maymunların zina ettiğni düşnüdüğü yok iyice oku
http://www.ubeydullaharslan.com/index2.php?sayfa_id=41&id=395
senitle metinlemi uğraşacak musluman?
senedi sağlam metni çurukmuş
metni sağlam senedi çürükmüş
senedi sağlam metni sağlam fakat hadis değilmiş.
Artık bu boş ilimlerler ağrı dağını aştı neyin nesini temizliyeceksiniz.

kütübü sitte dedik ,kutubu tisa'ya çıktık gerisi dvamlıda geliyor....ihlas holding hakında bile hadis var.mevlid dinlemek hakkında bile hadis var .

sen istediğin kadar anliz et ,eleyip dur..hiç bir işe yaramıyor..


toptan çöpe.. başka çözüm görmüyorum.
 
Üst Ana Sayfa Alt