Son kısımda yazdıklarımı tekrar yazıyorum.
Nisa 60.ayette tağuta muhakeme olanların imanlarının zandan ibaret olduğu belirtiliyor.Tağuta muhakeme olmak küfürdür.
Bu adamlar tağuta muhakeme bir yana dursun daha tağutun kim olduğunu bile bilmiyorlar.
20 seneden fazladır ülkeyi şirk düzeniyle yöneten adamlara müslüman diyorlar.
Bu dediklerimi demeyen ilim ehli mi var?
)
1 örnek vereyim:
Maide 44 ü farklı tevil etmesi kafir etmez diyorsun.Tam bir fecaat.Sen bu akidene göre selef zamanında ortaya çıkan sapık itikatta olan ama tevil yaparak küfre girenleri de mazur görürsün o zaman.Her tevil insanı kurtarmaz.Tevil ettiğin şey eğer nasları yalanlamaksa bu seni kafir yapar.İlim ehli diyorsun ya al bir ilim ehli daha
)
Soru:
Zahir meselelerde tevil ve onun ölçütü etrafında çokça konuşuldu. Delil olarak da Kudame’nin (
رضي الله عنه) çeşitli rivayetlerde gelen fiilleri kullanılır. Peki, kişiyi mazeretli kılan tevilin ölçütü nedir?
Cevap: Bu (ölçü), yalanlamaya veya redde döner.
Dolayısıyla eğer kişinin tevili (Yanlış yorum veya yorumlaması) makbul ise ve onun nassı yalanlamadığını veya reddetmediğini gösteren bir vechi varsa o kişi tekfir edilmez.
Ancak eğer bunun zıttınaysa yani bu kişinin nassı yalanladığı veya reddettiği ve ona boyun eğmekten imtina ettiği malum ise o halde tekfir edilir.
Allâme Şeyh Nasır El-Fahd (حفظه الله)
Onlarca ayette hakimiyeti insanlara vermenin,Allah'ın kanunları dışında kanun koymanın şirk ve küfür olduğu belirtiliyor.Halil Konakçı'nın Maide 44 ayetinde tevili basit bir tevil değil.Allah dışında kanun koyanları,bu şirk düzenini idare edenleri müslüman görmek sapıkların akidesidir.Halil Konakçı bir ayete yapışmış ki o ayeti de yanlış anlıyor.Kur'anda hakimiyet konusu ile alakalı onlarca ayet var:
Yoksa cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar?
Yakinen inanmış bir kavim için kim Allah’tan daha güzel hüküm sahibi olabilir?
(5/Mâide, 50)
De ki: “Ne kadar kaldıklarını en iyi bilen Allah’tır. Göklerin ve yerin gaybı (bilgisi) O’na aittir. O, ne güzel görür, ne güzel işitir. Onların, O’ndan başka bir dostu yoktur.
Hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz.
(Kehf 26)
Yoksa onların, Allah'ın dinde izin vermediği şeyi kendilerine meşru kılacak ortakları mı vardır? Eğer azabın ertelenmesine dair kesin yargı sözü olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilir, işleri bitirilirdi. Gerçekten zalimler için acı bir azab vardır.
(Şura 21)
Allah’ı bırakıp da taptıklarınız, sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında herhangi bir delil indirmemiştir.
Hüküm sadece Allah’a aittir. O size kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
(Yusuf 40)
Sonra şunu söyledi: “Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden savamam.
Hüküm yalnızca Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edecek olanlar da yalnızca O’na tevekkül etsinler.” dedi.
(Yusuf 67)
De ki: “Şüphesiz ben, rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum. Siz ise onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir.
Hüküm ancak Allah'ındır ve Allah hakkı anlatır; O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”
(En'am 57)
Sonra onlar, gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler.
Dikkat edin, hüküm yalnız O'nundur ve O, hesabı çabuk görendir.
(En'am 62)
Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah’tır. Gündüzü, ısrarla kovalayan geceyle örter. Güneş, Ay ve yıldızları emrine amade kılıp, boyun eğdirendir.
Dikkat edin! Yaratmak da emretmek de Allah’a aittir. Âlemlerin Rabbi olan Allah, ne yücedir.
(7/A'râf, 54)
Haram ayların (yerlerini değiştirip) ertelemek, küfürde ileri gitmektir. Bununla kâfirler saptırılır. Allah’ın haram kıldığına sayı bakımından uydurmak için onu bir yıl haram, bir yıl da helal kılıyorlar. Böylelikle Allah’ın haram kıldığı (ayları) helal kılmış oluyorlar. Kötü amelleri onlara süslü gösterildi. Allah, kâfirler topluluğunu hidayet etmez.
(Tevbe 37)
Ey îmân edenler! Allah'a itaat edin, Rasûle de itaat edin, sizden olan yöneticilere de (itaat edin).
Eğer bir hususta ayrılığa düşerseniz, eğer Allah'a ve âhiret gününe îmân ediyorsanız onu Allah'a ve Rasûlü'ne götürün. Bu, hem daha hayırlı hem de sonuç olarak daha güzeldir."
[Nisâ, 59]
Hayır! Rabbine yemîn olsun ki aralarındaki ihtilâflarda seni hakem kılmadıkça ve sonra da verdiğin hükme içlerinde bir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça îmân etmiş olmazlar."
[Nisâ, 65]
Allah’ı bırakıp da
din âlimlerini, rahiplerini, Meryem oğlu Mesîh’i rab edindiler. Oysa tek bir Tanrı’ya kulluk etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka tanrı yoktur; O yüceler yücesidir, onların yakıştırdıkları eş ve ortaklardan bütünüyle uzaktır.
(Tevbe 31)
Adiy, Medine’ye geldi. O, Tay Kavmi'nin lideriydi. Boynunda gümüş bir haçla Resûlullah’ın (sav) huzuruna girdi. Resûlullah (sav) Tevbe Suresinin 31. ayetini okuyordu. Adiy, Peygamber’e (sav): ‘Onlar, din adamlarına tapmadılar ki!’ dedi. Resûlullah (sav): ‘Evet, fakat din adamları, onlara helali haram, haramı helal kıldılar. Onlar da tabi oldular. Bu, onların, din adamlarına ibadetidir.’ buyurdu.” (Tirmizi, 3095,Tefsir9/10; İbni Ebi Hatim, 10057-10058,Müsned)
(Zemahşerî, II, 149; Râzî, XVI, 37,İbn kesir,Cerir et Taberi).
Sonra işte şimdi sizler birbirinizi öldürüyorsunuz; içinizden bir kesimi yurtlarından sürüyor, onlara karşı kötülük ve düşmanlıkta birbirinize arka çıkıyorsunuz. Esirler olarak size geldiklerinde de fidye verip kendilerini kurtarıyorsunuz. Hâlbuki onları sürgün etmek size haram kılınmıştı.
Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bu şekilde davranan birinin dünya hayatındaki cezası ancak rezil rüsvâ olmaktır; kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine itilirler. Allah sizin yapmakta olduğunuzdan habersiz değildir.
(Bakara 85)
De ki: “Ey Ehl-i Kitap! Gelin sizinle bizim aramızda ortak bir kelimede buluşalım: Yalnızca Allah’a ibadet edelim, hiçbir şeyi O’na ortak koşmayalım,
(Allah’ı bırakıp da) birbirimizi Allah’ın dışında rabler edinmeyelim.” Şayet yüz çevirirlerse deyin ki: “Şahit olun ki biz müslimlerdeniz.”
(Âl-i İmran, 64)
Sana indirilene (Kur’ân) ve senden önce indirilen (Kitaplara) iman ettiğini zannedenleri görmedin mi? İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları (hakka geri dönüşü zor) uzak bir saptırmayla saptırmak ister.
(4/Nisâ, 60)
Ey Davud! Seni yeryüzünde halife kıldık. (Öyleyse) insanlar arasında
hak ile hükmet. Sakın hevaya/arzuya uyma, yoksa seni, Allah’ın yolundan saptırır. Hiç şüphesiz, Allah’ın yolundan sapanlara, Hesap Günü'nü unuttukları için çetin bir azap vardır.
(Sâd, 26)
Bir de ‘Allah’a ve Rasûlüne iman edip itaat ettik diyorlar’ sonra da bunun arkasından yan çiziyorlar, bunlar mü'min değillerdir. Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Peygamber'e çağırıldıklarında, birde bakarsın ki içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler.”
(Nur, 47, 48)
Herhangi bir konuda ihtilafa düşerseniz,
onun hükmü Allah’a aittir. İşte bu, Rabbim olan Allah’tır. Yalnızca O’na tevekkül ettim ve yalnızca O’na yönelirim.
(Şûrâ, 10)
Teşri' (kanun koyma) hakkını Allah'a değilde meclise vermek ve yasa çıkarmak insanı müşrik ve kafir yapar.
Allah hükmünde hiç kimseyi ortak kabul etmez.
Hükümet 20 seneden fazladır bu şirk düzenini yönetiyor.Mecliste ki duvar,sandalye mi yasa çıkartıp,kanunların işleyişini sağlıyor.Ülkede faizi,zinayı,içkiyi serbest bırakan,içki fabrikalarının sayısı arttı diye övünen kim acaba?
Din konusunda samimi olun.Hakka teslim olun.
Halil Konakçı bu apaçık muhkem ayetleri niye görmüyor.Allah bu bel'amlardan toplumu muhafaza etsin.Senin gibi
irca ehline kayma yolunda olanlara da Rabbim hidayet versin.