Esselamu Aleykum
Maalesef bu sözlerinizde çok büyük hatalar bulunuyor. Zannediyorum ki belirttiğiniz gibi bazı meselelerden yeni haberdar olmanız, doğru bildiğiniz bazı şeylerin yanlış olduğunu öğrenmeniz bu sözleri dile getirmenize neden olmuş.
4 mezhebin de aslı Ehl-i Sünnet vel Cemaat (Selef-i Salihin) akidesi üzerinedir. Bırakın bahsettiğiniz şirk amellerini, bu mezheblerin hepsi şirk, küfür derecesine varmayan itikadi bidatlardan dahi son derecede sakındırmışlardır.
Ben halen hayatta olan çok değerli, itikadda Sünni (Selefi) ve bu çerçeve içinde Hanbeli usul üzere olan alimler biliyorum ki sürekli olarak mezhebler arası ihtilaflara hürmet edilmesini, bu mezheblerden birinin diğerine üstün olduğunun iddia edilmemesi gerektiğini tavsiye edip, önemli olanın icmaya ters, şaz görüşlerden, bidat, şirk ve küfürlerden uzak durulması olduğunu ısrarla vurgularlar.
Hatta bir örnek de vereyim. Şeyhülislam İbn-i Teymiyye'nin (Rahimahullah) Ehl-i Sünnet mezheblerinin ihtilafları hakkında yazdığı Ref'ul Melam an Eimmetil A'lam (Önder İmamların üzerinden suçlamaların kaldırılması) risalesini şerh eden Şeyh Yusuf el-Ğafis hak mezheblerin ihtilaf nedenlerinden bahsederek, bunları tahkik etmiş ve bu ihtilaflara hürmeti tavsiye etmiştir, yine Şeyh el-Ğafis bu şerhinde "Hanbeli mezhebi Sünnet'e en uygun mezhebdir" ve benzeri ifadelerin yerilen mezheb taassubu cinsinden olduğunu söylemiştir, gayet güzel bir şerhdir:
صفحة الشيخ يوسف الغفيص - شرح رسالة رفع الملام عن الأئمة الأعلام
Şerh seslidir ama yazıya da geçirilmiştir, inşaAllah böyle eserler, şerhler yakında Türkçeye de kazandırılır hem de inşaAllah kardeşlerimiz Arabca öğrenip bu eserlerin orijinalinden istifade ederler.
Şeyh Muhammed bin Abdulvehhab ve alim olan oğullarınıni torunlarının (Rahimahumullah) davetinden gelen ulemanın eserleri ed-Durerusseniyye fi Ecvibetinnecdiyye isimli 16 ciltlik eserde toplanmıştır. Bu derlemeyi yapan da, Şeyhülislam İbn Teymiyye'nin eserlerini 37 cilt olarak Mecmuul Fetava ismiyle derleyen Şeyh Abdurrahman bin Muhammed bin Kasım (1894-1972) (Rahimahullah)'dır. Durer dışında da Şeyh İbn Abdulvehhab'ın risaleleri, davetinden gelen alimlerin fetvalarının toplandığı eserler de vardır.
Bu eserlerin tümüne bakıldığında onların 4 mezhebe nasıl hürmet ettiği görülebilir. Bu Şeyhler hiçbir eserlerinde 4 mezhebden biri için "bu mezheb Sünnete daha uygundur, bu mezheb Sünnete uymuyor" v.b ifadeler kullanmamışlardır. Şeyh ve o davetten gelen alimler usulen bir meselede 4 mezhebin fetvalarını da sıralamışlar ve bu sıralamada kendileri usulen Hanbeli olmalarına rağmen Hanefi mezhebi ile başlamışlardır. Eserlerini şerh eden şahıslar, bunun Hanefi mezhebinin en yaygın hak mezheb olmasından kaynaklandığını belirtmişlerdir.
Ve bu alimler eserlerinde Hanefi mezhebinin küfür ve şirke giden yolları kapamada, Hanefi alimlerin sözlerinden alıntılarla en hassas mezheb olduğunu vurgulamışlardır. Örnek olarak Şey Muhammed bin Abduvehhab, Mufid el-Mustefid fi Kufri Tarikittevhid isimli risalesinde bundan bahsetmiştir.
Size naçizane tavsiyem fıkıhda yaptığınız amellerin Ehl-i Sünnet çerçevesinde olmasına dikkat edin, Selefi olmak için Hanbeli olmak şart değildir öenmli olan hak üzere olmaktır. Bir kimsenin, ilim talebesi değilse, fıkıhda taklid etmesi normaldir. İster Hanbeli olalım, ister Hanefi olalım ama Sünnet akidesi üzerinde olanların ihtilaflarına hürmet edelim.
Ehl-i Sünnet yani Selefi olmak nedir dendiğinde maalesef çok şeyler birbirine karıştırılıyor. Selefin icma edip akideleştirdiği ile üzerinde ihtilaf ettiğine ayrı ve doğru bir bakış açısı getirmeden Selefin menhecini doğru ankayabilmemiz mümkün değildir.
Siz siz olun Selefin menhecini, fehmini iyi anlamaya bakın, akidelerini doğru öğrenip ona sımsıkı sarılın, fıkıhda ise amel ettiğiniz görüşlerin Sünni bir müctehidin, Sünnet ehlinin görüşleri içinde bir görüşü olmasına dikkat edin, Allah cümlemizi ona kullukta muvaffak etsin.AMİN